KANAT a.
1. Hayvanlarda (kuşlar, böcekler, yarasalar) uçmayı sağlayan üye: Güvercin, kızböceği, yarasa kanatlan. Kanatlarını açmak, toplamak, kanatlarını çırpmak. (Bk. ansikl. böl.)
2. Kümes hayvanlarının kanatları ve bitişiğindeki etli kısımları içine alan parçası: Kanattan çok budu sevmek. Kanat pişirmek.
3. Kimi düşsel, olağanüstü ya da masalsı varlıkların simgesi: Meleklerin kanatları.
4.Balıklarda yüzgeç.
5. Kapı, pencere, sjdolap vb. şeylerin açılıp kapanabilen ve genellikle çift olan kapaklarından her biri: Kapının bir kanadı hiç açılmıyor.
6. Birbirinden bağımsız parçalardan oluşan kimi şeylerde her bir parça.
7. Fırıldak biçiminde olan kimi şeylerde her bir kol: Pervane kanadı. Yeldeğirmeninin kanatları.
8. Öküz ya da at arabalarının iki yanına konulan parmaklık; angıç.
9. Giyecek ve kumaşların uzunluğunun yarım eni: Çarşafın iki kanadını üst üste getir.
10. Savaş düzenindeki bir ordunun bir yanı: Ordunun sağ kanadı hızla geri çekildi.
11. Ed. Bir şeyin (soyut) kanatları, bizi, kendimizin ve gerçekliğin üstüne çıkartan düşünce ve duygunun hareketleri: Hayalin kanatlan.
12. Kanat açmak, uçmak. || (Birine) kanat açmak, kanat germek, bir kimseyi korumak, himaye etmek. || Kanat alıştırmak, bir işin nasıl yapılacağını deneyerek öğrenmeye çalışmak. || (Birini) kanadı altına almak, bir kimseyi uğrayabileceği her türlü kötülükten uzak tutmak, onu himayesine almak. || (Birinin) kanadı altına sığınmak, inandığı, güvendiği bir kimsenin koruyuculuğunu dilemek, ondan bunu istemek.
—Anat. Biçimi nedeniyle bir organın uzunca ve yayvan kenar bölümüne verilen ad (yutak, kuyruksokumu, dizkapağı kanadı). || Burun kanatları, burnun yan kısımları.
—Arabac. At arabası ve kağnı tablasının kenarlarına çakılan ya da açılabilir olması için menteşeyle bağlanan ince, uzun tahta parçası.
—Arıc. Kanat kesmek, uçmasını önlemek için anaarının bir kanadının ucunu kesmek.
—Ask. Savaş düzenindeki büyük bir birliğin büyüklüğüyle orantılı olarak derinliğini kapsayan sağ ve sol yanları. || Kanat kırma, hat düzeninde yerleşmiş savunmadaki bir birliğin, yanlarını bir açı oluşturacak biçimde geriye doğru hareket ettirerek yaptığı manevra. (Muharebeyi duruma göre daha elverişli koşullarda sürdürmek amacıyla yapılır.) || Çark kanadı, saf ya da savaş düzenindeki büyük bir birliğin yaptığı çark hareketinde, çark noktasından en uzakta bulunan ve geniş bir çember yayı çizen bölüm.
—Balıkç. Trol, irip, gırgır vb. ağlarda torbanın dışında kalan sağ ve sol kol. (Eşanl. KOL.)
—Ciltç. Eski ciltlerde, cüzlerin birbirine dikilmelerinde kullanılan ipin uzun bırakılan uçlarına verilen ad.
—Denizbil. Bir okyanus sırtının, düz tabanlı havzaları ya da kademeli platoları birbirinden ayıran dikliklerden ve sıradağ- cıklardan oluşan kenar kesimi. (Gerileme ya da yan basınçlar dışında, kanatlar kesiminin biçimini, okyanus kabuğunun soğudukça ve sırtın yayılma ekseninden uzaklaştıkça uğradığı termik kökenli alçalma belirler.)
—Deric. Omurga çizgisinden (sırt çizgisi) kesilmiş bir postun ya da derinin iki yarısından biri.
—Etnogr. Eski türk çadırlarında çadırın yan duvarlarını oluşturan, birbirine uygun yerlerinden kayışla bağlanarak kafes biçimi verilmiş kamış ya da tahta çubuklar. (GEREGE, KEREGE de denir.) [Bk. ansikl. böl.]
—Güz. sant. Bir çokkanatlının açılır kapanır bölümlerinden her biri.
—Havc. Bir uçağın tutunmasını sağlayan aerodinamik kaldırma kuvvetlerinin etki yaptığı yatay yüzey. (Bk. ansikl. böl.) || Kanat açısı, bir ana kanat ya da kuyruk düzleminin gövde ile oluşturduğu açı. (Kanat açısı uçağın yapımı sırasında saptanan bir açıdır. Hava akış çizgileri doğrultusuna ve dolayısıyla uçağın uçuş sırasındaki konumuna göre değişen hücum açısıyla karıştırılmamalıdır.)
—Pervanenin dönme düzlemi ile bir palanın oluşturduğu açı. || Kanat takımı, bir uçağın, kanatlardan oluşan taşıyıcı yüzeyinin tümü. || Kanat ucu, bir kanadın yan ucu. || Kanat yükü, bir kanatta her metrekarenin taşıdığı yük. (Kanat yükü uçağın kilogram cinsinden ağırlığının metrekare cinsinden kanat yüzeyine bölünmesiyle elde edilir.) || Delta kanat, üçgen biçiminde olan ve adını, benzerliği nedeniyle yunan abecesinin "büyük delta" harfinden alan kanat. || Halka kanal, doğurucu yüzeyi bir kanat profili olan silindir ya da simit biçiminde kanat. (Bu kanat biçimi, pervaneli ya datepkimeli bir motor içerebilir ve iç çeperi bir remjetin kullanılmasına uygundur.) || Tepkllenmlş kanal, ön tarafına yerleştirilen pervanelerden ya da türbojetlerden hava akımı alan ya da sınır tabanının üflenmesini sağlayan bir düzenekle donatılmışı kanat. (Bu kanadın kaldırma kuvveti kimi durumlarda çok artırılır, bu da kısa mesafede kalkabilen uçakların [STOL] yapımına olanak verir.) || Uçar kanat, yatay kuyruk takımı bulunmayan ve gövdesi az ya da çok kanadın kalınlığı içine gizlenmiş uçak.
—Isıbil. Bir çeper ile (ısıtmaya ya da soğutmaya yarayan bir borudaki) bu çeperin sıvı içinde bulunan tarafı arasındaki ısı taşınım yüzeyini artırmaya yarayan çıkıntı. (Bu ad ilke olarak taban yüzeyine koşut boyutlarından biri diğerine göre daha büyük çıkıntılar için kullanılır. Bir boruda kanatlar enine, boyuna ya da helis biçiminde sarılmış olabilir, taban yüzeyiyle bir bütün oluşturabildikleri gibi kenetleme ya da kaynak işlemiyle de tespit edilebilirler.) || Kanat takımı, bir ısı taşınım yüzeyindeki kanatların tümü.
—inş. Sinek kanadı, tuğladan yapılmış şöminelerin köşelerini tutan küçük bağlama kılıçlarının her biri.
—Kabukl. Bazı kabukluların dudağına, Argonauta ve Carinaria cinsi üyelerinin yüzgeçlerinin her birine verilen ad.
—Mak. san. Bir türbomakinede, akışkanı yönlendirmeye yarayan sabit ya da devingen metal yüzey. (Kanatlar genellikle bütünüyle akışkanın içine daldırılır [tepkili tür, türbopompalarj; kanatlararası kanallar yüklü boru işlevi görür ve bu borudan geçen akışkanın hızında ve basıncında değişiklikler oluşur.) || Bir türbomakine nin, kesiti kanat profili biçiminde bir metal parçadan oluşan etkin öğesi. (Bk. an- sikl. böl.) || Bir köşebendin iki düzlemsel bölümünden ya da bir profil demirin dış bölümlerinden her biri. || Kanat takımı, akış halindeki bir akışkanı yönlendirmeyi sağlayan bükülmez yüzey. (Kanat takımları türbomakinelerin temel öğeleridir; iki tür kanat takımı ayırt edilir: sabit kanat takımları akışkana uygun bir yön verir; devingen kanat takımları ise dönen bir çark üzerine yerleştirilir ve akışkan enerjisinin bir kısmını bu çarka aktarmayı sağlar.) || Çark kanadı, bir çark üzerine tespit edilen ve bir akarsu etkisiyle bu çarkı devindiren (çark kanatlı değirmen) ya da bir gemi makinesiyle devindirilerek tepki yoluyla bu gemiye bir itme etkisi uygulayan genellikle tahtadan yapılan palaların her biri.
—Mobc. Pencerenin her iki yanında bulunan kalın perde.
—Nöroanat. Dördüncü karıncığın döşe meşinde orta kanalın iki yanında bulunan ve kafa sinirlerinin çekirdeklerinden oluşan çıkıntılara verilen ad. (iç beyaz kanat, büyük dilaltı sinirinin çekirdeğine, dış beyaz kanat (ya da vestibül alanı), vestibül çekirdeklerine, boz kanat, vagus ve dil yutak sinirlerinin vejetatif çekirdeklerine tekabül eder.)
—Rom. tar. Süvari kanadı, Roma ordusunda, 500 ya da 1 000 kişiden oluşan ve turmalar'a ayrılan yardımcı kol. (Bu kol peregrinuslar’dan oluşur, ancak bir yurttaşın komutasında bulunurdu.)
—Saraç. Eyerin her iki yanında bulunan ve binicinin tartı kayışlarından rahatsız olmasını engelleyen deriden yapılmış geniş parça. (Eşanl.TEPİNDİRİK.) || Kanat yastığı, bir kaltağın önüne ve eyer kanatlarının iç bölümüne dikilen deri parça.
—Siyas. bil. Meclis, parti vb. topluluklarda düşünce yönünden özellik gösteren taraflardan her biri. || ileri kanat, bir hareket içinde öteki üyeleri ardından sürükleyen dinamik üyeler: Bir sendikanın ileri kanadı. || Sağ kanat, sol kanat, siyasal bir kuruluşta en tutucu ya da tersine, en ileri görüşleri savunan üyelerden oluşmuş grup.
—Spor. Futbol, eltopu, ragbi, vb.’de birtakımın hücum hattının her bir ucu. || Kanat değiştirmek, futbolda, oyuncunun topla ya da topsuz olarak bir kanattan diğerine geçmesi. || Kanat oyuncusu, futbol, ragbi, basketbol ve hentbol oyunlarında, hücum hattının her iki ucunda yer alan sporcu. (Basketbolda gard da denir) || Serbest kanat, üzerine sentetik kumaştan bir yelken kanadın gerili bulunduğu hafif bir iskelet, sporcunun araca bağlanmasını sağlayan bir kuşam tertibatından (eşanl. harnes) oluşan ve serbest uçuş için kullanılan bir hava sporu aracı.
—Tarım, mak. Sabanda demirseliğin iki yanında uç demirinin arkasında bulunan iki eğik tahta parçadan her biri. (Saban izini genişletmeye ve çıkan toprağı parçalamaya yarar.) || Ek kanat, tarım arabalarında sığayı artırmak için asıl kanatların üzerine eklenen düz ya da kafesli levha.
—Verbil. Bir kıvrımda menteşenin iki yanındaki yüzlerden her biri. (Devrik bir yapıda kıvrımın bir normal, bir de ters kanadı vardır, bu kanatlar dizideki normal ve ters kutupsallığın karşılığıdır. Böyle bir kıvrımın bakışımsızlığı, biri uzun, öbürü kısa iki kanadın varlığıyla kendini gösterir; bu ölçüt, kutupsallık ölçütüyle birlikte, yapının devrilme yönünü bulmaya olanak verir.) || Kırılma kanadı, bir kırığın iki yüzünden her biri (düşen kanat, yükselen kanat).
—Zool. Kanat açıklığı, kuşlarda ya da başka kanatlı hayvanlarda, açık durumdaki kanatların iki ucu arasındaki uzaklık. (Bk. ansikl. böl). || Kanat alt damarı, böceklerde kanat damarının hemen altında bulunan damar. || Kanat bölütü, ortagöğüs ve artgöğüs. || Kanat damarı, böceklerin kanadını çevreleyen ya da ön kenar boyunca uzanan ve pterostigma adı verilen boynuzsu bir kalınlaşmayla son bulan damar. || Kanat ucu, kuş kanadının uç bölümü.
—Zootekn. Kanat kesme, kuşlarda bir kanadın ucunu kesmeyi öngören işlem. (Böylece yaratılan dengesizlik kuşun uçmasını önler.)
—ANSİKL. Kanatlar hayvana sert bir yerden destek olmadan havada durma- ve ilerleme olanağı veren, kaslı, hareketli, çift hava destekli yüzeylerdir.
•
Kuşlar. Kuşun kanadı, ön üyelerin kemikleri ve fanerlerden (telekler) oluşur. Omuz kemerinde üç kemik vardır: kürekkemiği, köprücükkemiği, kargaburun kemiği, kol- kemiği, önkolkemiği, dirsekkemiği hemen hemen memelilerdekilerle aynıdır. Kanat ucuysa (memelilerdeki el), kanattaki başlıca tüylerin çıktığı uzun bir palet biçimindedir. Burada iki bilekkemiği, üç tarakke- miği (bunlardan yalnızca ikisinin ucu birbirine yapışıktır) ve üç parmak (ortapar- mak iki, yanparmaklar birer kemiklidir) bulunur. Tüyleri taşıyan deriyle örtülü kaslar bu kemikten çatıyı haretet ettirir.
Tüylerin en önemlileri, kol (üçüncül uçma telekleri), önkol (ikincil uçma telekleri) ve elden (birincil uçma telekleri) çıkan telekler ve uçma telekleridir; uçma telekleri (başparmağa bağlıdır) biraz ayrı bir yüzey (alula ya da "çırpıcı kanat") oluşturur. Uçma teleklerinin dibi (üstü ve altı) havanın kanat üzerinde önden arkaya doğru kaymasını kolaylaştırır ve “örtü telekleri” adı verilen tüylerle kaplıdır. Teleklerin bu dizilişi ye tüyleri birleştiren ince çengeller kanadı'havayı geçiren, çok hafif ve çok dayanıklı bir kürek haline getirir. Kanatların biçimi değişik olabilir: genellikle uzun uçuşlar yapabilen kuşların kanatları geniş ve uzundur (turnalar, balıkçıllar, yabankaz- ları); hızlı uçan kuşların kanatlarıysa uzun ama daha dardır (albatroslar, firkateynkuş- ları, kırlangıçlar, sağanlar).
Bazı türlerde kanatları oluşturan bölümler az çok körelmiş olduğundan uçma olanağı vermez (devekuşu, tepeli devekuşu vb.), ya da alışılmış görevleri değişmiştir: sözgelimi yüzmeye yararlar (penguenler).
•
Yarasalar. Yarasalarda parmaklar ölçüsüz oranda uzundur ve parmaklarla göv^ de arasında şemsiyenin telleri arasında yer alan kumaş parçası gibi gerilmiş çok ince, az çok çıplak bir zar, bir deri kıvrımı bulunur ve kanadı oluşturur.
•
Böcekler. Kanatlar yalnızca erişkin böceklerde bulunur; bunlar ortagöğüs ve artgöğüsün sırt yüzüne skleritleîfe eklemlenmiş zarsı levhacıklardır; damar ya da sinir adı verilen, bir kan boşluğu ve bir trakeden oluşan kalınlaşmış yalın ya da dallı bütün parçacıklar bu zarsı levhacıkları tutar. Damarların dizilişi sınıflamada göz önüne alınan önemli özelliklerdir. Kanatlar saydam ve çıplak olabileceği gibi (iki- kanatlıların, zarkanatlıların, kızböcekleri- nin, kınkanatlıların ikinci çift kanatları), kıllarla ya da pullarla (pulkanatlılar) örtülü de olabilir; düzkanatlılarla bazı yarımkanatlılarda serttir; kınkanatlılardaysa, az çok katılaşmış ön kanatlar, çoğunlukla böceğin sırtını ve arka kanatlarını korumaya yarar; bunlara elitra adı verilir. Genellikle böceklerde iki çift kanat vardır. Bazı böceklerdeyse bir çift kanada rastlanır (birgünsi- nekleri, sinekler), ikikanatlılarda ikinci çift kanat körelerek dengelikle dönüşmüştür.
Bazı takımlarda kanatlar daha sçnra yok olmuştur (pireler).
• Pterosaurus öbeğinden sürüngenler Pterosaurus öbeğinden sürüngenlerin kanadı, elin ve özellikle de güçlü 4 parmak kemiğinden oluşan 4. parmağın çok uzamasıyla oluşmuş bir deri kıvrımıydı (pa- tagyum). Pterosaurus'\ar genellikle süzülerek uçuyorlar, yalnızca küçük türleri kanat çırpıyorlardı.
• Paraşütler ve yüzgeçler Bazı hayvanlarda paraşüt görevi yapan zarlara, birçok balık türündeyse süzülme olanağı veren yüzgeçlere yanlış olarak kanat denir. Memelilerde bu paraşütler, gövdenin yan taraflarında bulunan deri kıvrımlarıdır; açılabilen bu zarsı kıvrımlar havada kanat gibi çırpılamaz. Düşüşü yavaşlatan bu çeşit perdelere kuskusgillerden bazı keselilerde, bazı sincaplarda (uçansincap vb.), abalımemelilerde rastlanır ve zarsı kıvrımlara patagyum denir.
Bazı sürüngenlerde de (uçan ağama) buna benzeyen bir organ vardır. Uçan balıklara gelince (uçanbalık, uçan kırlangıç- balığı), bu hayvanlar göğüs yüzgeçleri sayesinde su dışında durabilirler. Göğüs yüzgeçleri, zarsı bir perdeyle birleşmiş aşırı uzun ışınlarla donanır. Bazı kurbağaların (Rhacopharus’lar) uzun sıçrayışlar sırasında havada kalmalarını sağlayan parmaklar arasındaki zara kanat denmez.
—Etnogr. Kanadı oluşturan çubukların boyu genellikle 2-2,5 m'dir. Taşınacağı zaman katlanıp demet haline getirilir ve hayvanlara yüklenir. Bunların 6-7’si bir araya getirildiğinde 5-6 m çapında bir çadırın çevresini oluşturur. Her çadırın kanatlarına göre o çadırın kurulacağı daireyi çizecek bir ölçü ipi bulunur. Bununla yere çizilen daireye kanatlar dizilerek birbirine bağlanır ve çadırın yan duvarları oluşturulur.
—Havc. Kanadın üst tarafında kalan yüzeye üstyüzey, alt tarafında kalan yüzeye ise altyüzey denir. Ön taraftaki kenara hücum kenarı, arka taraftaki kenara kaçış kenarı ve yan uçlara da kanat uçları adı verilir. Bir kanat geometrik olarak yatay düzlemdeki görünümü ve değişik profilleriyle nitelendirilir. Boyutları kanat açıklığı, derinlik ve kalınlıktır. Bu kalınlık genellikle mutlak değer olarak değil, derinliğin yuz- desi olarak verilir (göreli kalınlık). Bir kanat aynı zamanda, kanat açıklığı yönünde sivriliğini niteleyen ve açıklığın karesinin yüzeye oranı olarak tanımlanan açıklık oranı ile belirlenir.
Kanat profillerinin, minimal ilerleme direncine karşılık maksimal kaldırma kuvveti verecek şekilde biçimlendirilmesine çalışılır. Profil, uçağın yapılış amacına ve yapı biçimine göre seçilir. Başlangıçta basit, eğrilmiş çizgilerden oluşan ve pratik olarak kalınlığı bulunmayan kanatlar kullanılmıştı. Sonradan daha sağlam ve yüksek verimli olan ve payanda kullanılmasını gerektirmeyen kalın kanatlar ortaya çıktı. Günümüzde sesüstü hızlar için genellikle kalınlığı göreli olarak daha az olan (% 5 ile 6 ve hatta delta kanatlarda % 3) iki yüzü dışbükey profiller seçilmektedir. Uçaklar ses hızını aşmadan önce kanadın düşey izdüşüm biçimi pek değişmiyordu, ama günümüzde durum hiç de böyle değildir. Orta çizgisi gövde ekseni ile 90°’lik ya da buna yakın bir açı yapan dik kanatların dışında geriye doğru eğik ok* kanatlar ortaya çıktı. Aynı zamanda tepesi öne doğru yöneltilmiş bir üçgen biçiminde olan delta kanatlı çok sayıda uçak vardır.
Bir delta kanatla hücum kenarları arkaya doğru bir ok biçimini alır. Kaçış kenarı ise bir doğrudur. Delta kanatların, küçük hızlarda kaldırma kuvvetinin azalması, iniş sırasında ön kısmın görüşü sınırlayacak şekilde havaya kalkması gibi çok sayıda sakıncalı yanları vardır. Fakat merkez kanatta derinliğin büyük olması nedeniyle delta kanatlarda, kanadın mutlak kalınlığı için büyük bir değer seçilirken, büyük hızlar için elverişli çok ince profiller kullanılabilir. Bu da yapımı kolaylaştırır ve yakıt depolarının ve iniş takımlarının kanat içine yerleştirilmesini sağlar.
Genel olarak bir kanadın yapısında kirişler, nervürlerve bir kaplama bulunur Kanat açıklığı yönünde yerleştirilen kirişler kanadın sertliğini sağlar; nervurler kaplamaya profilin şeklini verir. Başlangıçta payandalı, yani gövdeye dayalı küçük direklerle desteklenen kanatlar kullanılıyordu. Günümüzde hemen hemen daima cantilever yani payandasız, kanatlı uçaklar yapılmaktadır Kaplamalar, emdirme işleminden geçirilerek gergin ve su geçirmez hale getirilmiş keten bezinden yapılmış ve nervürle- re sağlam bir biçimde tutturulmuştu. Hafif uçaklar ve planörler dışında kalan tüm modern uçaklarda bez kaplama yerini ağaç, metal ya da karma malzemeden yapılan ve "çalışır kaplama" adı verilen kaplamalara bırakmıştır Bu tür kaplamalar kanadın tümünün dayanımını artınr ve kanada profil biçiminin daha iyi verilmesini sağlar.
Büyük açılarda akışı iyileştirmek ve kaldırma kuvvetini artırmak için kanatların hücum kenarı, çoğu kez, sabit ya da de- vinimli aerodinamik düzenlerle (yarıklar, inip kalkan flaplar) donatılır. Kaçış kenarı devinimli elemanlardan oluşur. Bunlar, yarıkların ve inip kalkan flapların etkisini tamamlayan kaldırma flapları (tümü kaldırma artırıcı düzeni oluşturur) ile kanat uçlarında kaldırma kuvvetini değiştirmek ve böylece uçağın yanlanmasına eğilmesini sağlamak için tullanılan kanatçıklardır. Deita kanatlarda kanatçıklarınkine benzer bir görev de yapan flaplar elevon adını alır. Kanatlarda ayrıca genellikle üstyüzeye gömülü aerodinamik frenler* ve motorları barındıran ve kanatla birlikte yapılan ya da kanadın altına asılan sepetler bulunur. Nihayet, kanat buz giderici ya da buzlanmayı önleyici düzenlerle donatılmıştır.
Birçok araştırıcı çırpma kanatla kuşların uçuşunu gerçekleştirmek istemiş, ama uçan modelden gerçek uçağa geçme evresine geldikleri zaman başta eylemsizlik kuvvetleri nedeniyle, başarılı olamamıştır.
—Mak. san. Kanatlar eksenel kompresörlerin ve türbinlerin statorları ve rotorları çevresine düzenli aralıklarla yerleştirilir. Bunlar basıncı artırmak (kompresör) ya da enerjiyi gerikazanmak (türbinler) için akışkanının akış yönünü değiştirir. 8 tf/cm2'yi aşan çok büyük zorlanmaların etkisi altında kalan bu kanatların ayrıca 900°C düzeyindeki yüksek sıcaklıklara karşı da dayanıklı olmaları gerekir. Kanatların üretimi büyük özen göstermeyi ve 800°C’ta 55 kgf/mm2'lik bir dayanım gösteren nimonic gibi ateşe dayanıklı alaşımların kullanımını zorunlu kılar; seramikten ya da sermet gibi bir malzemeden de yararlanılabilir. Ateşe dayanıklı minelerden oluşan bir katman sıcakta korozyona karşı koruma sağlar.
—Zool. Kanat açıklığı. En büyük kanat açıklığı uluyan albatrosta (Diomedea exulans) ölçülmüştür: 3,60 m. Uluyan albatrosu, marabu, marubut ya da murabut (Leptoptilas cruminiferus) adlarıyla bilinen gündüzyırtıcılarından And akbabası ya da sakallı kartal izler: 3 m’ye yakın. Orman kuşlarında kanat açıklığı azsa da kanatlar daha geniştir: bu sayede kanadın taşıma gücü artar; yarasalar arasında kanat açıklığı en büyük olan uçarköpektir (Pteropus vampyrus; 1,70 m); buna karşılık böceklerde kanat açıklığı ender olarak 20 cm'yi aşar. Fosil kuşlardan birçoğunun kanat açıklığı tahmin edilmektedir: Odontornithes öbeğinden Kretase devrinde yaşayanların 5 m; Üst Kretase'de yaşamış Pterosaurus öbeğinden sürüngen Pteranodon ingens' in 8 m'den çok (yakın dönemde ortaya çıkarılan başka bir ptorozor olan Ouetzalcoatlus'unkınin 12 m'yi aştığı sanılır) ve Karbon devrinde yaşamış böceklerinkininse 70 cm'dir.
KANAT a. (ar. kanat). Esk. Yer altından künk döşeyerek yapılan su yolu, kanal.
—Esk. anat. Kanal. || Kanât-ı dafıka, atmık kanalı. || Kanât-ı sadrı, göğüs kanalı. || Kanât-ı safrai, öd kanalı.
Kaynak: Büyük Larousse