KANON a. Fels. Kant'a göre, yasal bir biçimde kullanıldıklarında, yani olanaklı bir deneyle ilişkili oldukları zaman, anlayış gücünün mantığını oluşturan ve bilgiyi düzene sokan önsel ilkelerin tümü. (Bk. ansikl. böl.)
—Müz. iki ya da birçok sesin, belli aralık ve uzaklıkla, aynı ezgisel çizgiyi tekrar ettiği tam ve sürekli taklide dayanan besteleme. (ilk partiye öncül, onu taklit eden ya da edenlere deartçıl denir) || Caccia (Rönesans döneminin, kanon üslubunda av şarkısı), rondo ve fügden türeyen ya da bunlara benzeyen form. (Besteleniş tekniğine ve yapısına göre dairesel ya da sürekli kanon [ilk bölüm, sona eklendiğinde]; notaların zamansal değerlerine göre artırma ya da eksiltme kanonu, aralıkların yönüne göre devrik kanon ya da ters hareket kanonu; temanın yönüne göre geriye dönüşlü kanon gibi adlar alır. En ünlü kanonlar arasında Sümer is icumen in [XIII. yy.] ve J. S. Bach'ın Das musikalische Opter anılmalıdır.)
—ANSİKL. Fels. Kant şöyle der: "Kanon deyince, genellikle bazı bilgi yetilerinin yasal bir biçimde kullanılmasına yarayan önsel ilkelerin tümünü anlıyorum. Böylece, genel Mantık, analitik bölümünde, anlık ve genel olarak akıl için bir kanondur, ama yalnızca biçim bakımından; çünkü bu mantık her tür içeriği yok sayar Nitekim Transsendental analitik de, salt anlığın kanonudur; çünkü ancak salt anlık, gerçek sentetik ve önsel bilgileri sağlayabilir. Ama, bilgi yetisinin yasal bir biçimde kullanılmasına olanak bulunmayan bir yerde, kanon diye bir şey de yoktur." (Kritik der reinen Vernunft [Salt aklın eleştirisi], 2,2)
KANON a. Denizbil. ve Jeofiz. Havalı kanon, sismik sondajlar için kullanılan, dış- patlamalı akustik dalga yayıcısı. (Dalga, su içinde sıkışan havanın ani olarak kurtulmasıyla oluşur; bu deniz jeofizik araştırmalarında en çok kullanılan tekniktir.) || Sulu kanon, sismik sondajlar için kullanılan içpatlamalı akustik dalga yayıcısı. (Eşanl. SES DALGASI YAYINLAYICISI.)
—Spor. Kar kanonu, kayak pistini oluşturmak ya da düzeltmek için uzaktan yapay kar atan aygıt.
Kaynak: Büyük Larousse