AKSAMAK, 1. Bir kimse ya da ayağı sözkonusuysa, adımlarını, bedenin bir yanını diğer yanına oranla hafifçe eğerek atmak; topallamak: Aksadığını belli etmemeye çalışıyor. Bir ayağı aksıyor.
2. Somut bir şöy sözkonusuysa, gereği gibi ilerlememek, gerçekleştirilmesi gecikmek, kesintiye uğramak: Kaza nedeniyle trafik aksadı. Köprünün yapımı aksıyor. Üretim aksadığı için mal darlığı çekiliyor.
3. Soyut bir şey sözkonusuysa, yeterli, tutarlı olmamak: Akıl yürütmemde aksayan nedir? Bu öyküde aksayan bir şey var.
4. Aksayanla aksak, suya gidenle susak, herkesi taklit eden kimsenin bu yönünü belirtmek için kullanılır.
Kaynak: Büyük Larousse