MASLAHAT, -tı a. (ar. maşlabst). Esk.
1. İş, husus, konu, madde.
2. Önemli iş.
3. Arg. Erkeklik organı.
4. Barış ve asayiş.
5. Maslahat-bin, maslahat-per- daz, maslahat-şinas, işten anlayan, iş bitirici. || Maslahat-güzar -» maslahatgüzar. || Maslahat-ı amme, herkesin yararı için yapılan iş.
—İsi. huk. iyiliğe ve hayra neden olan şey.
Bir maslahat için gerekli koşullar şunlardır:
1. o şeyin bir konuda maslahat olduğu kesin olmalıdır;
2. o şeyde kamu yararı bulunmalıdır;
3. o şey bir kötülüğe neden olmamalıdır;
4. o şey islamın yasakları içinde bulunmamalıdır.) || Maslahatı diniye, zihni, batıl inanışlardan ve hurafelerden temizleyerek düşünme gücünü artıran, kişiyi kötülüklerden arındırıp, ahlakını güzelleştiren ve ruhunu olgunluğa ulaştıran şey. || Maslahatı dünyeviye, dünya işlerinin düzelmesine ve yoluna girmesine neden olan, toplumsal yaşamda refah ve mutluluk doğuran şey. || Maslahat hâciye, insanlar için zorunlu olmayan, ancak yokluğu durumunda zorlukların ve sıkıntıların doğmasına yol açan bir maslahat. || Maslahatı merdude, şeriatın yasakladığı maslahat. || Maslahatı mutebere, bir emir ya da yasağın konmasına neden olan maslahat. || Maslahat-ı mürsele, dinsel bir emir ya da yasağın konusu olmamış maslahat. || Maslahatı tahsiniye, bir zorunluluktan ya da gereksinimden kaynaklanmayan, ama daha güzelinin yapılmasının ve kişinin değerinin yükseltilmesinin amaçladığı maslahat. || Maslahatı zaruriye, kişiyi, soyu, malı, aklı ve dini korumayı amaçlayan maslahat.
Kaynak: Büyük Larousse