Arama

Face Lıft Nedir ?

Güncelleme: 20 Mayıs 2014 Gösterim: 1.303 Cevap: 0
d_n_z - avatarı
d_n_z
VIP VIP Üye
20 Mayıs 2014       Mesaj #1
d_n_z - avatarı
VIP VIP Üye
YÜZ GENÇLEŞTİRME (FACE LIFT)

Sponsorlu Bağlantılar
YÜZ GENÇLEŞTİRMEDE CERRAHİ GİRİŞİMLERİ
(Alın – Yüz - Boyun Germe - Kaş Kaldırma- Göz kapağı düzeltme)
Yüz gençleştirme de cerrahi girişimleri genelde daha çok kırklı yaşlara doğru yaşlanmaya bağlı izlerin oluştuğu dönemde yapılmasına rağmen, ailesel olarak gelen deri yapısının özelliği, yüz mimik kaslarını çok kullanma, fazla güneşlenme veya güneşte kalma, gibi yüz bölgesindeki çizgilerin artması ve dokunun sarkması gibi olgularda daha erken yaşlarda da yapılabilir. Yüz gençleştirme işleminde bazen sadece alın germe ve kaş kaldırma, bazen sadece tam yüz germe (face lift) veya yarı yüz germe (mini face lift), bazen sadece göz kapak ameliyatı, bazen de bunların kombinasyonları şeklinde gerçekleşir. Bu işlemler kişide oluşmuş harabiyetlere, sarkıklıklara ve genel yüz görünümüne bağlıdır

Alın Germe – Kaş kaldırma
Alın germe alında çizgilerin aşırı olması, kaşların düşüklüğüne bağlı olarak ortaya çıkan kızgın, yorgun, ve mutsuz görünümü düzeltmek amacıyla yapılır. Alın yüzdeki ifade bütünlüğünün bir parçasıdır. Gülme, ağlama, kızgınlık, mutluluk gibi olaylarda kırışarak veya genişleyerek kişisel ifade özelliklerini oluşturur. Zamanla bu aktivasyonlar kalıcı izlere dönüşür. Bu kalıcı izler kaşları da etkileyerek düşük kaş gelişimine neden olur. Böylece kişiler yaşlı, kızgın ve yorgun görünüme kavuşurlar.
Alın germe ameliyatıyla görünüm düzelir ve kişinin kendine olan güveni artar. Bu tür bir operasyona karar vermeden önce veya alın germe ameliyatının şeklinizi nasıl değiştirdiğini görmek istiyorsanız aynanın karşısına geçin, avuç içinizi gözlerinizin dış kısmına, kaşlarınızın üst kısmına koyun. Alın ve kaşlarınızı yukarı doğru nazikçe çekin. Bu görünüm aşağı yukarı alın germe sonrasındaki görünümünüzü size verir. Kel ya da saç çizgisi geride olan kişilerde de alın germe ameliyatı rahatlıkla uygulanabilir ve iyi sonuçlar alınır. Ameliyat izleri saçlı deri içine saklanacağı için asla görünmez. Tazelenmiş olan görünümünüz 10-15 yıl gibi uzun bir süre hiç bozulmadan kalacaktır.

Alın germe veya kaş kaldırma girişimlerin de kullanılan bir çok yöntem vardır. Bu yöntemler kişideki kırışıklık veya kaş yapısına bağlı olarak cerrah tarafından hastaya önerilir. Endoskopik veya klasik cerrahi yöntemlerle yapılan alın germe işlemi aslında kalıcı ve en geçerli yöntemdir. Bu yöntemde tüm alın gerilir. Böylece alındaki kırışıklıklar düzeldiği gibi kaşlarda kalkar. Alın germe işlemi muayenehanede, cerrahi merkezlerde, ya da hastane de yapılabilir. Genellikle gece yatırılmaya ihtiyaç duyulmaz. Bazı cerrahlar bu operasyon için genel anesteziyi tercih ederler. Çoğu alın germe ameliyatı, sedasyon ile kombine şekilde lokal anestezi altında yapılabilir. Siz uyanık fakat gevşemiş durumda olursunuz. Yüzünüzdeki işlem esnasında ağrı duymaz, ancak bazı gerilmeleri hissedersiniz. Operasyondan sonraki birkaç gün içinde çok hafif rahatsızlık hissetmenize rağmen bir hafta sonrasında tüm aktivasyonlarınızı yerine getirilebilirsiniz. Bandajı çıkarır çıkarmaz operasyondan bir iki gün sonra duş alabilirsiniz ve başınızı şampuan ile yıkayabilirsiniz. Çoğu hasta işine ya da okula bir hafta içinde geri dönebilir. Koşma, ağır egzersiz, ağır ev işleri, seksüel ilişki, kan basıncınızı yükseltecek aktiviteler gibi ağır fiziksel aktiviteler birkaç hafta sınırlandırılır.
Yüz Germe

Yüz germe, kırışık, sarkık yüz ve boyunlarda uygulanan bir işlem olup genel anestezi altında hastanede yapılır. Hastanede 1 gün kalır, ertesi gün evinize gidebilirsiniz. Aşırı ağrınız veya sıkıntınız olmaz. Önlem amacıyla antibiyotik ve ağrı kesiciler verilir.
Bu işlemde kulak önünden başlayıp, kulak memesinin altından kulak arkasına doğru uzanan kesiler yapılır. Bu kesilerden girilerek yüz bölgesindeki deri ve deri altı dokusu kaldırılır, alttaki fazla yağlar varsa alınır ve cilt kulak memesine doğru çekilerek yüz bölgesindeki derinin sarkıklığı ve kırışıklıkları düzeltilir. Fazla deri kesilerek alınır. Kesi yerleri estetik yöntemlerle dikilir. Bu işlemde aynı zamanda boyun bölgesi de düzeltileceği için hem boyun hem de yüz bölgesi düzgün ve gençleşir.
Yüz germe işlemi aşırı sigara içen kişilerde kesinlikle yapılmamalıdır. Sigaraya bağlı deri beslenme bozuklukları gelişeceğinden sonuç hüsranla bitebilir. Ayrıca yüz bölgesindeki bu işlem yapılırken cerrahın deneyimli ve tecrübeli olması şarttır. Zira yüz bölgesinde kaş, göz kapağı, dudakları hareket ettiren yüz siniri (fasyal sinir) mevcuttur. Deneyimsiz ellerde bu sinir ve dalları zarar görebilir. Yüz felci gelişebilir.
Yüz germe işleminde yüz bölgeniz bir gün sarılı kalır. Ertesi gün sargılar açılır. Sadece kesi yerlerine hafif pansuman uygulanır. İşlemden 2 gün sonra rahatlıkla banyo yapıp saçlarınızı yıkayabilir ve fön yardımıyla şekillendirebilirsiniz. Yüzünüzde bazen 5-7 gün süren hafif morluklar ve şişlikler olabilir. Bunlar doğal gelişmelerdir. Bu durumlarda ise hafif makyajla normal hayatınıza devam edebilirsiniz. Dikişleriniz 7. gün alınır.
Bu işlem deneyimli iyi bir cerrah tarafından yapıldığında size en az 10 yaş ve daha üstü bir gençlik verecektir.

Yüz gençleştirme işleminde cerrahiden başka uygulanan yöntemlerde vardır. Özellikle bu amaç için özel hazırlanmış balık sırtı gibi üzerinde çıkıntıları olan ipler yardımıyla cilt altını germe ve gençleştirme işlemi yapmak olasıdır. Bu işlem cerrahi girişime göre daha kolay ve hafif gibi gözükse de, her yaşlı yüze uygun olmaz ve iyi sonuçlar doğuramayabilir. Bazı bünyelerde kullanılan ipe karşı alerjik reaksiyonlar ve enfeksiyon gelişebileceği gibi, konulan ipin gevşemesine ve kopmasına bağlı yüzün sağ ve sol tarafları asimetrik bir görünüm alabilir, simetri bozulur. Ayrıca bu yöntemin etkili olma süresi 1-2 yıl kadardır. Bu süre sonunda yüz eski haline gelebilmektedir.

Göz Kapağı Düzeltimi

Göz kapağı cerrahisi üst ve alt göz kapaklarında oluşan, görünümü bozan ve görme de zorluklar oluşturan aşırı yağ, cilt ve kasın cerrahi olarak alınma işlemidir. Yaşlı ve yorgun görünmeye neden olan düşük üst göz kapakları, alt göz kapağındaki torbalanmalar, göz kapağı kenarı kırışıklıkları bu girişimle düzeltilir. Yüz germe veya kaş kaldırma işlemi ile beraber de yapılabilir.

Bu işlem genelde 1-2 saat arasında bir süreyi kapsar. Lokal anestezi altında muayenede veya hastanede yapılır. Girişim sonrası dikişlerin üstü özel ince bantlarla kapatılır. Gözleriniz kapatılmaz ve görme işleminiz devam eder. Dikişler ameliyattan 3 gün sonra alınır. 2-3 gün sonra televizyon seyredebilirsiniz. 2 hafta süre ile kontakt lens kullanamazsınız. Çoğu hasta yaklaşık 10 gün sonra toplum içine dönmekte ve kalan hafif şişlik ve renk değişimini makyaj ile kapatmaktadır. Özellikle aşırı spor, eğilme, ağırlık kaldırma gibi kendinizi zorlayacak aktivitelerden ve sıvı tutulmasına neden olduğu için alkol almaktan bir süre sakınmalısınız. Yaklaşık 2 ay sonra tüm kesi izleriniz kaybolur. Gözlerinizdeki gençleşmiş görünümünüz yıllar boyu kalacaktır.

YÜZ GENÇLEŞTİRMEDE CERRAHİ OLMAYAN GİRİŞİMLERİ

(Botox - Dolgu - Peeling - Radyofrekans)

Botox

Yüzümüzün ifade ve mimikleri cilt altındaki mimik kasları tarafından oluşturulur. Bazılarımız bunu oldukça sık kullanır. Uzun süreli mimikleri kullanma ve yaşlanmaya bağlı olarak özellikle alın, göz kenarları, üst dudakta kırışıklıklar oluşur. Alın ve göz kenarlarındaki çizgiler kişiye daha yaşlı bir görünüm, kızgın ve yorgun bir ifade verir. Bu kasların gevşemesi sağlandığında kırışıklıklar hafifler veya kaybolur. Yüz ifadesi olumlu yönde değişir. Bu nedenle de Botox kullanıma girmiştir. Mimik kaslarına botox uygulanarak bu kasların hareketleri zayıflatılabilir, kas hareketlerindeki azalma, üzerindeki derinin çizgilerini azaltır ve kaybeder. Bu şekilde yaşlı, yorgun ve kızgın olarak görünen yüz ifadesinde de belirgin bir düzelme sağlanır.
Botox (Botulinum toksini), Clostridium botulinum adlı bakteriden elde edilen bir toksindir. Botox, sinir uçlarında iletimi sağlayan maddelerin salınımını engelleyip, sinirlerin ulaştığı kaslar arasındaki iletimi durdurarak etkisini gösterir. Sinir iletiminin durması, sinirin ulaştığı kasın işlevlerinin azalmasını ya da tamamen kaybolmasını sağlar. Botox’un bu etki mekanizması tıpta birçok alanda özellikle de nörolojik hastalıkların tedavisinde de kullanılmaktadır. Plastik cerrahi alanında ise genellikle mimik kaslarının hareketleri ile ortaya çıkan yüzdeki çizgilenmeleri azaltmak ve aşırı terleyen bölgelerdeki terlemeyi azaltmak amacı ile kullanılır.
Minik cerrahi iğneler aracılığıyla Botox yüzün sorunlu bölgesinde cilt altına çok ufak dozlarla zerk edilir. Bu sayede kasılmış olan kaslar rahatlamaya başlar. Botox uygulandıktan yaklaşık 2-3 hafta içinde en yüksek etkiye ulaşır. Botoxun kalıcılık süresi bünyeden bünyeye fark etmekle birlikte yaklaşık 3-6 aydır. Genellikle tavsiye edilen, tedavinin her 4-6 ayda bir tekrarlanmasıdır. Botox uygulamasının ardından bölgeye buz uygulanması olası şişlik veya rahatsızlıkları azaltır. Tedavinin tümü yaklaşık 10-15 dakika sürdüğünden normal yaşama hemen dönülebilir. Ancak yatma pozisyonuna geçmek için 4-6 saatin geçmesi beklenmelidir. Botoxun çevresindeki kaslara dağılmaması için Botox uygulanmış bölgenin ovuşturulmaması da gerekir. Botox’un etkisi injeksiyonu takiben ilk hafta içinde ortaya çıkar ve etki süresi 3-9 ay olmakla beraber ortalama 6 aydır. Botox, etkisini yitirdiğinde uygulama tekrarlanabilir. 2 yıl boyunca düzenli olarak botox uygulanan kişiler uygulamaya aynı düzende devam ettiklerinde kaslarında belirgin bir zayıflama ve buna bağlı yüz ifadesinde değişim olabilir. Bu nedenle uygulamaların 2. yıldan sonra daha uzun aralıklarla yapılmasında yarar vardır.
Botox uygulamasının en çok eleştirilen yönü hastalardaki “donmuş, mimiksiz maske tarzı yüz” görünümüdür. Botoxun yüzdeki ifadeyi bir ölçüde yok ettiği doğrudur. Botox kullanılan alanlarda mimik oluşması güçleşmektedir.Hatalı uygulandığında yüz ifadesi bile kaybolabilmektedir. Eğer uygun dozlarda ve uygun alanlarda yapılmışsa botox cilde yenilenmiş, tazelenmiş, toparlanmış, daha genç ve dinç bir görünüm verir.

Botoks’un sağlık üzerine ciddi bir yan etkisi yoktur. Uygulama sonrası geçici bir şişlik, morarma, nadiren de geçici olarak göz kapağında düşüklük yapabilir. Sinir-kas sistemine ait hastalığı olan kişilerde uygulanmamalıdır. Botox uygulanacak hastalarda bir-iki hafta önceden aspirin, E vitamini, gingko biloba, sarmısak tabletleri ve omega-3 kapsülleri gibi kan sulandırıcı ürünlerin kesilmesi önerilmektedir. Kasları etkileyen kalsiyum kanal bloke edici ilaçları, aminoglikozid antibiyotikleri, kinin ve pensilamin içeren antibiyotikleri kullanan hastaların doktorlarından izin alması gerekiyor. Botox’un gebelik ve emzirme döneminde zararlı bir etkisinin olup olmadığı henüz tam olarak bilinmemektedir. Bu nedenle hamilelerin, emziren annelerin, kanı sulandıran ilaçlar kullananların ve pıhtılaşma sorunu olan hastaların bu uygulamadan uzak durmasında fayda var. Bu uygulama sadece deneyimli plastik estetik cerrahlar ve dermatologlar tarafından yapılmalıdır.
Terlemelerde Botox

Botoks, ter bezlerine uygulandığında, ter bezleri ile sinir uçları arasındaki iletim de durdurularak ter bezlerinin çalışması azaltılabilir. Vücudun en çok terleyen bölgeleri, avuç içleri ve koltuk altı bölgesidir. Aşırı terleme ve buna bağlı ter kokusu şikayeti olan kişilerin terleyen bölgelerine botox uygulandığında şikayetlerinde düzelme sağlanır.
Aşırı terlemeleri olan hastalarda botox tedavisinin haricinde cerrahi yöntemlerle ve liposakşın yöntemiyle o bölgedeki ter bezleri alınıp kalıcı çözüm sağlanmaktadır.

Dolgu Maddeleri

Yüz bölgesindeki doku eksikliklerinde, çukurluklarda ve bazı kırışıklıklarda dolgu maddesi dediğimiz bazı maddelerle daha iyi bir görünüm elde edilebilir. Dolgu maddeleri sentetik (hazır) veya naturel (kendi vücudundan hazırlanan) olarak iki grupta toplanırlar.

Sentetik (hazır) Dolgu Maddeleri

Bu grup içinde kullanılan maddeler sentetik olarak hazırlanıp, hazır enjeksiyonlar halinde satılırlar. Bu grup içinde kullanılan dolgu maddeleri özelliklerine göre 3 çeşittir.
*Kalıcı olmayan dolgu maddeleri
*Yarı kalıcı dolgu maddeleri
*Kalıcı dolgu maddeleri.

Kalıcı Olmayan Dolgu Maddeleri

Bu grup genellikle Hyalüronik Asit kaynaklı dolgulardır. Hyalüronik asit; aslında polisakkarit yapısında bir şeker zinciridir (NASHA). İnsan vücudunda, canlılarda doğal olarak bulunur. Doğal olarak dokularda var olan hyalüronik asidin işlevi, deriye suyu taşımak ve sabitlemektir. Sentetik veya hayvan orijinli olan asit, vücut tarafından kolayca kabul edilebilmektedir. Bu maddenin hücre bölünmesi, eklemlerin kayganlığının sağlaması ve cilde gerginlik vermesi gibi görevleri vardır. Hyalüronik asit özel laboratuvar şartlarında üretilerek kozmetik uygulamalara sunulmuştur. Ortalama 6-12 ay içinde vücut tarafından metabolize edilerek atılmaktadır.
Bu dolgularda alerjik reaksiyon görülmediğinden herhangi bir alerjik test gerekmez. Bu grupta Restylane, Perlane, Puragen, Teosyal,Rofilan forte, Varioderm, Surgiderm, Juvaderm gibi bir çok farklı marka bulunmaktadır.

Yarı Kalıcı Dolgular

Bu grup içinde ise etkinliği daha uzun süren maddeler kullanılmaktadır.
Radiesse (Radiance): Kalsiyum hidroksiapatit kristalleri içeren, ortalama 5 yıl etkili, FDA onaylı dolgu maddesidir.
Reviderm Forte: uzun süren etkisi çapraz bağlı hyaluranik asit ve sefadeks mikrokürelerinin birleşiminden kaynaklanmaktadır.
Beautical 2/5: yeni nesil bir poliakrilamid cilt dolgu maddesidir. Ürün, bir poliakrilamid kohezif hidrojel içerir. Etki süresi 5 yıldır.
Dermalive, Dermadeep:% 60 stabilize hyalüronik asit, % 40 akrilik hidrojel içerir. Hyalüronik asit zamanla kaybolurken, akrilik jel kendini koruyarak dolgu etkisine devam eder. Bu yüzden kalıcı olduğu düşünülmektedir.
Sculptra(New Fill): Poly L Laktik asit içeren dolgu maddelerin başında Sculptra ya da diğer adıyla New Fill gelir. Bu madde bazı dikiş materyallerinin yapısında yer almaktadır. Etki 1 ay sonra belirginleşmeye başlar. New fill kalın çizgiler, derin çukurlar ve yüzün hacmi azaldığı durumlarda uygulanabilir. Vücut tarafından geç emildiği için fibrozis oluşturarak etkisi 2 yıl kadar sürmektedir.

Kalıcı Dolgular

Kalıcı dolgular vücuda verildikten sonra erimiyen ve kalıcı olan dolgu maddeleridir. Bu maddeler doku tarafında erimedikleri için enjekte edilen yerlerde, kilo alma ve vermeye bağlı olarak ve belirli bir süre başlayan yaşlanma ve yıpranmalara bağlı oluşan sarkmalar sonucu kitle halinde kalırlar. Bu kitleler kişileri rahatsız etmekte ve genel görünümü bozacak konuma gelmektedirler. Bu maddelerin daha sonra çıkarımı ise hemen hemen olanaksız gibidir. Bu nedenle bu maddeler prensip olarak yüz bölgesinde belirli alanların dışında kullanılmamalıdır. Bu alanlar genelde deri altı dokusu çok ince olan alın ve burun sırtı bölgeleridir. Bu bölgelerdeki doku eksikliklerinde rahatlıkla kullanılırlar ve çıkarılması gerektiğinde de kolaylıkla çıkarılabilirler. Bu nedenle kalıcı maddelerin burun kenarındaki çizgilere (nazolabial), dudaklara, yanaklara ve göz kenarlarına uygulanmasında kaçınılmalı ve hatta mümkünse uygulanmamalıdır.
Kalıcı amaçla kullanılan dolgu maddeleri şunlardır
Bioalcamid: Bioalcamid, % 4 alkilimid ve % 96 su içeren jel formunda kalıcı dolgu maddesidir. Bioalcamidin 3 değişik formu vardır. Bu formların içerikleri aynı, elastikiyetleri farklıdır. Bioalcamid, yüksek miktarlarda ve hacimlerde kullanılabildiğinden deformasyonların düzeltilmesinde, deprese çukur alanların hacminin kazandırılmasında, göğüs deformitelerinde, ekstremitelerdeki hacim problemlerinde başarı ile uygulanmaktadır.

Artecoll: Artecoll yüzdeki kırışıklık ve diğer deri bozukluklarına uzun süre etki eden enjektabl bir maddedir. Artecoll 2/3 denature sığır kollajen, 1/3 oranında polimetilmetakrilat adı ile bilinen bir maddenin 30 mikron çapında kürecikler haline getirilmiş şeklidir. Uygulamadan 14 – 28 gün öncesinde ön kola allerji testi gerektirir, sıklıkla negatif olsa da % 1 – 2 allerjik reaksiyon görülebilmektedir. Artecoll özellikle alın, kaş arası, dudak üstü çizgiler, burun ve ağız köşesi arasında uzanan çizgilerde son derece etkili bir yöntemdir. Akne skarlarının doldurulmasında başarıyla kullanılmaktadır. Dudakları büyütmek ve şekil vermek amacıyla da başarılı bir şekilde kullanılır.

Naturel Dolgu Maddeleri

Naturel grupta dolgu maddesi olarak kişinin kendi dokuları kullanılmaktadır. Bunların başında Yağ enjeksiyonu, alt deri veya deri+yağ dokuları, Plazmajel vardır.

Yağ İnjeksiyonu

Vücudun başka bir bölgesinden (karın, kalça, diz arkası gibi) alınan yağ dokusunun bir başka bölgeye dolgu yapmak amacı ile kullanılmasıdır. Yağ injeksiyonunun başlıca uygulama alanları, vücut hatlarını düzeltmek, yüzdeki yaşlılık çizgilerinin belirginliğini azaltmak, dudakları dolgunlaştırmak ve zayıf yüzlere daha dolgun bir görünüm vermektir. Yağ injeksiyonu uygulamaları ile yağ dokusunun eksik ya da zayıf olduğu bölgelere, yağ dokusu ile dolgu yapılarak daha düzgün bir görünüm kazandırılabilir.
Yağ injeksiyonu yüz bölgesinde en sık olarak yaşlılığa bağlı belirginleşen yüz çizgilerini hafifletme amacı ile uygulanır. Bu uygulama, nedeni ortadan kaldırmaya yönelik değil, görüntüyü iyileştirmeye yönelik bir uygulamadır. Dokuların sarkması ile oluşan çizgilenmeler ve katlanmalar, ancak yüz germe ameliyatları ile düzeltilebilir. Yağ injeksiyonu ise bu görünümü sadece kamufle edici niteliktedir. Yağ injeksiyonu işlemi, yüz germe ameliyatları ile kombine edilerek her ikisi de bir arada uygulanabilir. Kombine girişimlerde, yağ dışında, yapılan ameliyattan artan dokuları da kullanabilme olanağı olduğu için doku injeksiyonu da yapılabilmektedir. Kombine girişimlerde elde edilecek sonuçlar çok daha çarpıcıdır.
Yağ injeksiyonu, tüm yüze ya da sadece dudaklara daha dolgun bir görünüm kazandırmak için de uygulanabilir. Yüzü zayıf görünen kişilere yanak, ağız çevresi ve çenesine yapılan injeksiyonlar ile daha dolgun bir yüz görünümü verilebilir. Aynı şekilde sadece dudakların dışarıdan görünen kısımlarının içine yapılan injeksiyonlar dolgun bir dudak görünümü verir.
Yağ dokusu dışında, Yağ injeksiyonu için kullanılacak yağ dokusu liposuction işlemi ile elde edilir. Yağlar, liposuction tekniği ile vücutta yağ dokusunun fazla olduğu herhangi bir bölgeden alınabilir. Alınacak miktar, injeksiyon yapılacak doku miktarına göre değişir. Girişim, yapılacak işlemin büyüklüğüne bağlı olarak lokal ya da genel anestezi altında planlanır. İyileşme süresi, yapılan girişimin niteliğine göre değişir. Ameliyattan sonra rahatsızlık verecek derecede ağrı şikayeti olmaz, injeksiyon bölgesinde hafif ödem (şişlik) ve morarma oluşabilir, ödem ve morarma 7-10 gün içinde kaybolur. İnjeksiyon sonrası ilk 6 ay içinde injeksiyon yapılan yağların yaklaşık yarısı vücut tarafından emilir, kalan yağ miktarı ise kalıcıdır. Doku injeksiyonu yapıldığında, vücut tarafından emilim oranı ise çok daha azdır.

CİLT YENİLEME VE KIRIŞIKLIK GİDERMEDE AMELİYATSIZ YÖNTEMLER

1. Alın ve kaş arası kırışıklıklar
Alın çizgileri ve kaş arası mimik çizgileridir. Bu bölgede kırışıklık tedavisinde en etkili yöntem botox uygulamalarıdır. Kaş arası çizgisi eğer çok derin ise dolgu yöntemi ilave edilebilir. Tek başına botox uygulaması yeterli gelmeyebilir. İlave olarak dolgu, peeling, yüz mezoterapisi (mezolift) uygulanabilir Ayrıca cildi yenileyen diğer ameliyatsız yöntemler (IPL, radyofrekans gibi) ilave olarak uygulanabilir.
2. Göz etrafı kırışıklıkları
Göz etrafı çizgileri mimik hareketlerinden dolayı meydana gelir. En iyi botox tedavisine yanıt verir. Bu bölgede zamanla kalıcı ve derin kırışıklıklar oluşabilir. Bu dönemde botox tedavisi yeterli gelmeyebilir. İlave olarak yapılan peeling, cildi yenileyen lazer, radyofrekans veya mezoterapi uygulamaları daha iyi sonuç için gerekebilir.

3. Dudak etrafı kırışıklıkları
Dudak etrafı çizgileri mimik, sigara içme ve güneş hasarına bağlı olabilir. Bu bölgede en etkili yöntem peeling, lazer ve dermabrazyon (zımpara) uygulamalarıdır. Ek olarak botox, dolgu veya mezoterapi yapılabilir.

4.Burun kenar çizgileri
Bu bölge en iyi dolgu maddeleriyle yapılan tedaviye yanıt verir. Uygun vakalarda yardımcı olarak çok ufak miktarda burun kenarına botox yapılabilir. Mezoterapi ve lazerle cilt yenileme tedavileri yardımcı olarak kullanılabilir.

5.Cilt sarkması ve boyun kırışıklıkları
Ciddi ve ileri olgularda en iyi sonuç cerrahi yöntemlerle alınır. Hafif derecelerdeki cilt sarkması ve boyun kırışıklıklarında ise lazerle cilt yenileme, radyofrekans veya yüz mezoterapisi (mezolift) ameliyatsız yöntem olarak tercih edilebilir. Yine botox boyunda oluşmuş enine çizgilerde kullanılabilir.

LAZER IŞIĞI veya RADYOFREKANS YARDIMIYLA
CİLT KIRIŞIKLIKLARININ DÜZELTİLMESİ ( DOKU ÜTÜLEME)

Cilt kırışıklıkları yaşlanma, dış etkenler, güneş, yaşam şekli, alkol, sigara, stres, kalıtsal etkenler gibi derinin alt tabakasındaki bulunan kollajen dokularının gevşemesine, gerginliğinin azalmasına ve fonksiyonlarını yitirmesine neden olur. Cildin altındaki mimik kaslarının kasılması sonucu da bu izlerin kalıcı olmasına ve artmasına yol açar.
30 yaş ve üstünde yapısal olarak kollajenler yapı özelliklerini kaybetmeye başlarlar. Böylece yüz bölgesinde çizgilenme başlar. Yapılan araştırmalarda kollajenlerin belirli derecelerde ısıtılması sonucu eski fonksiyonlarına kavuşabildikleri gözlenmiştir. Böylece üstteki deriye hasar vermeden derinin alt tabakasındaki kollajenleri ısıtmak amacıyla bazı cihazlar geliştirilmiştir. Bu cihazların bazıları Radyofrekans dalgaları, bazıları da belirli dalga boylarında ışın oluşturarak bu işlevi görürler. Radyofrekans dalgaları veya özel dalga boyundaki ışınlar üst deriyi geçerek alt deri katmanındaki kollajen dokuyu 40-43 dereceye kadar ısıtır. Isınan gevşek kollajenlerde yenilenmenin yanında gerilmeler ve kasılmalar oluşur. Böylece gevşek ve uzamış kollajenlerin boyu kısalmaya ve gevşeklikleri azalmaya başlar ve yeni kollajen dokusu gelişmeye başlar. Bunun sonucunda da deri üstündeki ince çizgiler hafiflemeye ve kaybolurlar.
Bazen bu işlem özellikle gençlerde (30 yaş civarında) yüzde çizgiler oluşmadan, çizgi gelişmesini önlemek ve uzun süre gergin ve güzel bir cilde sahip olmak amacıyla, yüzdeki akne skarlarını hafifletmek amacıyla da uygulanmaktadır.

Her iki sistemde uygulamalar seanslar halinde yapılır. Ortalama seansların arası 2 haftadır. Uygulamalar oldukça basittir. Ağrı sızı oluşturmazlar ve anestezi gerektirmezler. Uygulamalardan sonra cilt üzerinde çok hafif pembelikler oluşur. Ancak bunlar 15-20 dakika sonra kaybolurlar. Uygulamaların hemen sonrasında makyaj yapılabilir. Kremler veya losyonlar kullanılabilir ve sosyal hayatınıza hemen dönebilirsiniz.

Her iki sistemin kendine göre avantajları ve dezavantajları vardır. Bazı yayınlarda radyofrekans dalgalarının alttaki yağ dokusunu erittikleri ve atrofiye neden olduğu ifade edilmiştir. Işın uygulamasında ise böyle bir sorun ortaya konulmamıştır. Bu nedenle de ışın tedavisi daha tercih edilmektedir.
KİMYASAL PEELİNG

Kimyasal Peeling , yıpranmış ve yorgun cildi canlandırmak amacıyla uygulanan kimyasal maddelerle cildin hasarlı üst kısmının "soyulması" işlemidir. Bu şekilde daha parlak, genç, temiz bir cilt görünümü kazanılır. Cilt adeta yeniden hayat kazanır.
Zamanla ciltteki kollajen ve elastin liflerde bozulma olur, bunun sonucunda ince çizgiler ve kırışıklıklar oluşur. Kimyasal Peeling ile daha bol ve daha iyi organize olmuş yeni dokuların oluşması sağlanır. Cildin üzerindeki hasarlı kısım ayrılması ile daha sağlıklı rengi ve dokusu güzel bir cilt oluşur. Aknelerin iyileştikten sonra bıraktığı yüzeysel izlerin (skarların) tedavisinde ve kırışıklıklarda, ince çizgilerin giderilmesinde, eldeki yaşlılık lekeleri giderilmesinde, gebelik lekelerinin giderilmesinde, yaşlılık ve güneş lekelerinin tedavisinde, ve yaslanma etkilerini geciktirmek için peeling tedavisi uygulanmaktadır.

Peeling tedavisi, gebelerde ve yüz bölgesinde veya diğer uygulama bölgelerinde aktif enfeksiyonu olanlar da uygulanmaz.
Kimyasal Peeling cillteki hasarın, çizgilerin ve lekelerin durumuna göre 3 değişik şekilde yapılır

Yüzeysel peeling
Orta dereceli peeling
Derin peeling
Yüzeysel peeling amacıyla değişik kimyasal maddeler kullanılmaktadır.
En çok glikolik, laktik ve meyve asitlerini içeren "Alfa Hidroksi Asitleri (AHA)" kullanılır. AHA, meyvelerden ve diğer besinlerden elde edilen doğal asitlerdir ve yüzeysel peeling maddesi olarak kullanılır. Orta dereceli kimyasal peeling amacıyla TCA (trikloroasetik asit), derin kimyasal peeling amacıyla da Fenol (karbolik asit) kullanılır. Bu tedavi metotları daha farklıdır. Alttan yeni deri hücre yapımını uyardığı için sanılanın aksine deri incelmez, üstteki kaba ve pürüzlü tabaka kaybolur. Daha sağlıklı, parlak ve pürüzsüz deri oluşur. Derinin nemi artar. Sivilce ve izleri kaybolur. Tıkalı gözenekler (komedon) açılır. Genişlemiş gözenekler (porlar) küçülür. İnce kırışıklıklarda belirgin azalma olur.
Peeling islemi öncesinde cilt temizlenir aşırı yağdan arındırılır. Daha sonra yapılacak olan peeling derecesine göre uygun ilaçlar cilt yüzeyine sürülür. Yüzeysel peeling 1-3 haftalık arayla 6-10 seans halinde uygulanır. Yüzeysel peeling de ilaç cilde sürüldükten sonra bir süre beklenir ve sonra ilaç ciltten uzaklaştırılır. Seans aralarında kullanılacak kremlerle tedaviye devam edilir. Uygulama ortalama olarak 10 dakika sürer. İşlem sırasında ve sonrasında geçici olarak hafif yanma hissedilebilir, ancak kişi normal aktivitesine devam edebilir.

Orta ve derin peeling uygulamaları ise daha farklıdır. Lokal anestezi veya sedasyon altında yapılır. İlaç cilde sürüldükten sonra cilt uygun pansuman malzemeleriyle kapatılır. 24 saat sonra pansuman açılır. Cildin bu görünümü biraz korkutucu olabilir. Zira üsteki yıpranmış olan üst deri ilacın etkilemesiyle koyulaşmış ve kahverengi bir renk almıştır. Bu kahverengi deri 5-7 gün içinde kendiliğinden dökülür ve altından yeni üst deri çıkar. Bu yeni derinin rengi hafif pembemsidir. 2-3 hafta içinde bu pembelik gittikçe kaybolur ve normal deri rengine dönüşür. Bu süre içinde güneşle temas kesinlikle yasaktır. 4 hafta sonra güneş koruyucuları yardımıyla sosyal hayata geçilebilir, makyaj yapılabilir.

Orta ve derin peeling başta korkutucu ve sıkıntılı bir işlem gibi görünse de yüzeysel peelinge göre daha etkili ve sonuçları daha güzeldir. Tek bir seanslık uygulama olup, etkileri daha derin tabakalara kadar indiği için elde edilen sonuçlar yüzeysel peelingden daha üstündür.

X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
iLKiMimmmMsn Angel

Benzer Konular

22 Şubat 2016 / Misafir Soru-Cevap
24 Ekim 2012 / RuffRyders Hayali Karakterler