Arama

Ziyade Nedir?

Güncelleme: 19 Mart 2016 Gösterim: 1.198 Cevap: 4
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
10 Haziran 2015       Mesaj #1
Safi - avatarı
SMD MiSiM
ZİYADE sıf. (ar. ziyade).
1. Çok, daha çok, fazla: Sizi daha ziyade dinlemek istemiyorum.
Sponsorlu Bağlantılar
2. Ziyade olsun, yemek yiyenlere ya da yemeğe buyur edenlere “Tanrı sofranıza bereket versin” anlamında söylenen söz.

♦ a. Esk. Artma, çoğalma.

—Ed. Müstezat gazelde tam dizeleri izleyen kısa parçalara verilen ad. (-> MÜSTEZAT.)

—isi, huk. Ziyade-i munfasıla-i gayri mütevellide. asıldan doğmayan ayrıca elde edilen fazlalık. (Ev, dükkân kirası gibi.) || Ziyade-i muttasıla-i gayri mütevellide, asıl şeye sıkı bir biçimde bağlı olan, ondan ay- rılamayan fazlalık. (Evin boyası gibi.) || Ziyade-i muttasıla-i mütevellide, asıl maldan doğan ve ondan ayrılamayan fazlalık. (Ağacın büyümesi gibi.) || Ziyade-i mütevellide, asıl şeyden doğan ve ondan ayrılabilen fazlalık. (Meyveler ve hayvan yavruları gibi.)

—Mim. Büyük osmanlı camilerinde, ana yapı ile çevre duvarları arasında kalan kesim.

—Müz. KOMA'nın eski adı.
Kaynak: Büyük Larousse

X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
10 Haziran 2015       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
ZİYADELEŞMEK gçz. f. Artmak, çoğalmak.
Kaynak: Büyük Larousse
Sponsorlu Bağlantılar

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
10 Haziran 2015       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
ZİYADESİYLE be. Gerekenden, olağandan çok; fazlasıyla: Ziyadesiyle karnını doyurmak.
Kaynak: Büyük Larousse
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
19 Mart 2016       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM
ziyade
sıfat (ziya:de) Arapça

1 . Çok, daha çok, daha fazla:
"Bu ... boğuşma yarım saatten ziyade sürdü."- Ö. Seyfettin.
"Tevkifhane müdürü de bizden ziyade onlarla ahbaplık etti."- F. R. Atay.
2 . eskimiş Çoğalma, artma.

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
ziyade olsun!
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
19 Mart 2016       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
ziyade ingilizcesi

1. what is left over, excess, surplus: Ziyadesini bana ver! Give me what´s left over.
2. courtyard (of a mosque).
3. a lot of, much; many: O günlerde ziyade yiyecek vardý. In those days food was plentiful.
4. excessive; too much; too many.
5. /dan/ more, greater: Ecmel´in tecrübesi Ekmel´inkinden ziyade. Ecmel´s more experienced than Ekmel.
6. /dan/ rather than, more than: Burasý, evden ziyade müzeye benziyor. This place is more like a museum than a house. Matematikten daha ziyade tarihi seviyor. He likes history more than he does math.
7. very, extremely, exceedingly.
8. excessively, too.
9. (doing something) a lot, a great deal, considerably, greatly, much.
10. (doing something) to an excessive degree, overmuch.
11. needless, unnecessary.
12. needlessly, unnecessarily.

–siyle
1. very, extremely, exceedingly: ziyadesiyle çalýþkan very hard-working.
2. excessively, too.
3. (doing something) a lot, a great deal, considerably, greatly, much.
4. (doing something) to an excessive degree, overmuch.

– olsun! Thank you very much! (said to someone after eating something he/she has offered one).
SİLENTİUM EST AURUM