YAĞMAK gçz. f.
1. Yağışlardan söz ederken, gökten yere doğru inmek: Kar yağıyor. Bir saattir yağmur yağıyor. İri iri dolu yağdı.
2. Bir şey sözkonusuysa, yüksekten, çok sayıda ve art arda düş-
nnek: Üstümüze mermi yağıyordu. Her taraftan toz yağıyor.
3. Soyut bir şey söz- konusuysa, çok sayıda ve birbiri ardısıra gelmek: Olayla ilgili sayısız ihbar yağıyor.
yağdırmak ettirg. f.
1. Yağmur, kar vb. yağdırmak, yağmasını sağlamak: Yağmur bombası kullanarak yağmur yağdırmak.
2. Bir şey (nesne) yağdırmak, çok sayıda ve art arda atmak, göndermek: Müttefik kuvvetleri kente bomba yağdırdılar. Üstümüze kurşun yağdınyorlardı. Protesto için mektup yağdırmak.
3. Bir şey (soyut) yağdırmak, onu art arda ve çokça söylemek, savurmak, vermek: Memurlarına emir yağdırmak. Herkese küfür yağdırdı.
♦ yağdırılmak edilg. f. Yağdırmak eylemi yapılmak.
1. Yağışlardan söz ederken, gökten yere doğru inmek: Kar yağıyor. Bir saattir yağmur yağıyor. İri iri dolu yağdı.
Sponsorlu Bağlantılar
nnek: Üstümüze mermi yağıyordu. Her taraftan toz yağıyor.
3. Soyut bir şey söz- konusuysa, çok sayıda ve birbiri ardısıra gelmek: Olayla ilgili sayısız ihbar yağıyor.
yağdırmak ettirg. f.
1. Yağmur, kar vb. yağdırmak, yağmasını sağlamak: Yağmur bombası kullanarak yağmur yağdırmak.
2. Bir şey (nesne) yağdırmak, çok sayıda ve art arda atmak, göndermek: Müttefik kuvvetleri kente bomba yağdırdılar. Üstümüze kurşun yağdınyorlardı. Protesto için mektup yağdırmak.
3. Bir şey (soyut) yağdırmak, onu art arda ve çokça söylemek, savurmak, vermek: Memurlarına emir yağdırmak. Herkese küfür yağdırdı.
♦ yağdırılmak edilg. f. Yağdırmak eylemi yapılmak.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.