Arama

Yağmak Nedir?

Güncelleme: 19 Mart 2016 Gösterim: 785 Cevap: 5
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
14 Haziran 2015       Mesaj #1
Safi - avatarı
SMD MiSiM
YAĞMAK gçz. f.
1. Yağışlardan söz ederken, gökten yere doğru inmek: Kar yağıyor. Bir saattir yağmur yağıyor. İri iri dolu yağdı.
Sponsorlu Bağlantılar
2. Bir şey sözkonusuysa, yüksekten, çok sayıda ve art arda düş-
nnek: Üstümüze mermi yağıyordu. Her taraftan toz yağıyor.
3. Soyut bir şey söz- konusuysa, çok sayıda ve birbiri ardısıra gelmek: Olayla ilgili sayısız ihbar yağıyor.

yağdırmak ettirg. f.
1. Yağmur, kar vb. yağdırmak, yağmasını sağlamak: Yağmur bombası kullanarak yağmur yağdırmak.
2. Bir şey (nesne) yağdırmak, çok sayıda ve art arda atmak, göndermek: Müttefik kuvvetleri kente bomba yağdırdılar. Üstümüze kurşun yağdınyorlardı. Protesto için mektup yağdırmak.
3. Bir şey (soyut) yağdırmak, onu art arda ve çokça söylemek, savurmak, vermek: Memurlarına emir yağdırmak. Herkese küfür yağdırdı.

♦ yağdırılmak edilg. f. Yağdırmak eylemi yapılmak.
Kaynak: Büyük Larousse

X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
14 Haziran 2015       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
YAĞMALAMAK g. f.
1. Bir yeri, bir kenti vb. yağmalamak, şiddete başvurarak ve yakıp yıkarak oradaki malları ele geçirmek, yağma etmek; talan etmek: Olaylar sırasında bazı kişiler çevredeki mağazaları yağmaladılar.
Sponsorlu Bağlantılar
2. Şeyleri yağmalamak, şiddet kullanarak ve yakıp yıkarak çalmak, talan etmek: Bir dükkândaki malları yağmalamak.
3. Bir yeri, malları yağmalamak, oradaki malları kapışı rcası- na satın almak; talan etmek.
4. Bir kimsenin, devletin parasını, malını yağmalamak, kendi çıkarına ve tüketircesine kullanmak; talan etmek: Devlet hâzinesini yağmalamak.

yağmalanmak edilg. f. Yağma edilmek: Yağmalanan dükkânlar, mallar. Devlet gelirlerinin yağmalanması.
Kaynak: Büyük Larousse

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
19 Mart 2016       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
yağmak
(nesne almayan fiil)

1 . (yağmur, kar, dolu için) Gökten düşmek:
"Her zaman yılbaşı gecesi kar yağardı."- S. F. Abasıyanık.
"Yaz yağmuru yağdığı vakit burada toprağın güzel kokusunu duymak mümkündür."- M. Ş. Esendal.
2 . (toz, mermi vb. için) Yüksekten çokça düşmek.
3 . mecaz Üst üste ve çok gelmek:
"Sende bu istidat varken, pencerelerden başına çil kuruş yağar, biz de ekmek parası ediniriz."- H. E. Adıvar.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
19 Mart 2016       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM
yağmak ingilizcesi
  • (yaðmur) to rain; (kar) to snow; to rain down on, to be poured out in abundance
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
19 Mart 2016       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
yağmalamak
(-i durum ekiyle kullanılan fiil)
  • Yağma etmek.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
19 Mart 2016       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM
yağmalamak ingilizcesi
  • to loot, to plunder, to sack, to pillage, to ravage, to ransack
SİLENTİUM EST AURUM