YANAK a.
1. Yüzün şakak, göz, burun, ağız, çene ve kulak arasında kalan yan bölümü: Tombul yanaklı bir bebek. Yanakları kızarmak. (Bk. ansikl. böl.)
2. Yanağından, yüzünden kan damlamak, fışkırmak, yüzünün renginden çok sağlıklı olduğu anlaşılmak. || Yanak yanağa, yanak düzeyinde birbirine değen iki yüz için kullanılır: Yanak yanağa dans etmek.
—Denize. Makara yanağı, bir makaranın, iki dış yüzeyinden her biri.
—Deric. Sığır derisinin, başın bir yanını meydana getiren bölümü. || Sepilenmiş bir derinin aynı parçası.
—Isıt, havld. Şömine yanağı, bir şöminede ateşliğin yanındaki eğik iki bölümden her biri.
—Inş. Bir kapı ya da pencere açıklığında duvar kalınlığı. (Yanak, dış ayna, kapatma düzeneğinin kasa lambası ve iç açıt şevinden oluşur.)
—Karş. anat. Evcil dörtayaklı hayvanlarda başın iki yanında altçene, kulak, şakak, göz, burun ve dudak arasında kalan bölüm. (Yanağın üst kısmı düz, alt kısmı torba gibidir [avurt].) || Trilobitlerde başın yan kısmı. ("Sabit yanak" ve "oynak yanak" diye ikiye ayrılır; yanakların üstündeki sivri çıkıntılar, arkaya doğru yönelmiş yanak uçlarıdır.) || Bazı balıklarda başın yan kısmı.
—Kasapl. Sığırın altçene bölümünden çıkarılan, sakatat olarak satılan ve haşlama yapmaya yarayan et parçası.
—Kilitç. Bir kilit kasasının, alınlık dışında kalan yan yüzlerinden her biri.
—Mak. san. Mekanik bir bütünde, kapak ya da destek görevi yapan yanal parça.
—Marangl. Kinişli ve zıvanalı birleştirmelerde kanal ya da deliğin iki yan perdesinden her biri.
—Mim. Ocak ve şöminelerde, ateşliğin yanlarındaki düşey yüzeyler.
—Müz. Bağlama ailesinden çalgılarda göğüsle teknenin kesiştiği yarn bölümlere verilen ad.
—Oto Bir dış lastiğin yuvarlanma tabanından yukarı doğru uzanan kenar bölümlerinden her biri.
—Saraç. Yanak kayışı, ŞAKAKüK'ın eşanlamlısı.
—Zool. Bir memeli hayvanda, yüzün göz ile çene arasında kalan bölümü. || Yanak cebi, dudakları birbirinden ayıran boşluğun genişlemesiyle oluşmuş yan cep. (Kemiriciler, yarasalar, maymunlar gibi hayvanlar, buldukları yiyecekleri rahat rahat yiyebilecekleri güvenli bir yer buluncaya kadar burada depolarlar.)
—AnsIkl, Anat. Yanak bölgesi üstte elmacık kemiğinin alt kenarı, altta altçenenin alt kenarı ile sınırlıdır. Ağız boşluğunun yan duvarını oluşturur, derin yüzünde yüze çeşitli anlatım biçimlerini sağlayan küçük kaslar bulunur. Önde elmacık çıkıntısını da içeren çene bölgesi ve arkada çiğneme kasının oluşturduğu çiğneme bölgesi yer alır. Yanağın içinden kulakaltı bezinin tükürüğünü akıtan Stenon' kanalı, yüz damarları, yüz sinirlerinin dalları ve çiğneme siniri geçer.
1. Yüzün şakak, göz, burun, ağız, çene ve kulak arasında kalan yan bölümü: Tombul yanaklı bir bebek. Yanakları kızarmak. (Bk. ansikl. böl.)
Sponsorlu Bağlantılar
—Denize. Makara yanağı, bir makaranın, iki dış yüzeyinden her biri.
—Deric. Sığır derisinin, başın bir yanını meydana getiren bölümü. || Sepilenmiş bir derinin aynı parçası.
—Isıt, havld. Şömine yanağı, bir şöminede ateşliğin yanındaki eğik iki bölümden her biri.
—Inş. Bir kapı ya da pencere açıklığında duvar kalınlığı. (Yanak, dış ayna, kapatma düzeneğinin kasa lambası ve iç açıt şevinden oluşur.)
—Karş. anat. Evcil dörtayaklı hayvanlarda başın iki yanında altçene, kulak, şakak, göz, burun ve dudak arasında kalan bölüm. (Yanağın üst kısmı düz, alt kısmı torba gibidir [avurt].) || Trilobitlerde başın yan kısmı. ("Sabit yanak" ve "oynak yanak" diye ikiye ayrılır; yanakların üstündeki sivri çıkıntılar, arkaya doğru yönelmiş yanak uçlarıdır.) || Bazı balıklarda başın yan kısmı.
—Kasapl. Sığırın altçene bölümünden çıkarılan, sakatat olarak satılan ve haşlama yapmaya yarayan et parçası.
—Kilitç. Bir kilit kasasının, alınlık dışında kalan yan yüzlerinden her biri.
—Mak. san. Mekanik bir bütünde, kapak ya da destek görevi yapan yanal parça.
—Marangl. Kinişli ve zıvanalı birleştirmelerde kanal ya da deliğin iki yan perdesinden her biri.
—Mim. Ocak ve şöminelerde, ateşliğin yanlarındaki düşey yüzeyler.
—Müz. Bağlama ailesinden çalgılarda göğüsle teknenin kesiştiği yarn bölümlere verilen ad.
—Oto Bir dış lastiğin yuvarlanma tabanından yukarı doğru uzanan kenar bölümlerinden her biri.
—Saraç. Yanak kayışı, ŞAKAKüK'ın eşanlamlısı.
—Zool. Bir memeli hayvanda, yüzün göz ile çene arasında kalan bölümü. || Yanak cebi, dudakları birbirinden ayıran boşluğun genişlemesiyle oluşmuş yan cep. (Kemiriciler, yarasalar, maymunlar gibi hayvanlar, buldukları yiyecekleri rahat rahat yiyebilecekleri güvenli bir yer buluncaya kadar burada depolarlar.)
—AnsIkl, Anat. Yanak bölgesi üstte elmacık kemiğinin alt kenarı, altta altçenenin alt kenarı ile sınırlıdır. Ağız boşluğunun yan duvarını oluşturur, derin yüzünde yüze çeşitli anlatım biçimlerini sağlayan küçük kaslar bulunur. Önde elmacık çıkıntısını da içeren çene bölgesi ve arkada çiğneme kasının oluşturduğu çiğneme bölgesi yer alır. Yanağın içinden kulakaltı bezinin tükürüğünü akıtan Stenon' kanalı, yüz damarları, yüz sinirlerinin dalları ve çiğneme siniri geçer.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.

Yanak Nedir?
