Arama

Yanardağ Nedir?

Güncelleme: 6 Şubat 2016 Gösterim: 944 Cevap: 2
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
16 Haziran 2015       Mesaj #1
Safi - avatarı
SMD MiSiM
YANARDAĞ a. Genellikle koni biçiminde, yeryüzüne ya da deniz yüzeyine ulaşan magma maddelerinden oluşan engebe. (Eşanl. VOLKAN.) [Bk. ansikl. böl ]

Sponsorlu Bağlantılar
—ANSİKL Yanardağ püskürmelerine ilişkin ilk betimlemeler Plinius devrine dayanır; daha sonraki birçok anlatı insanların, bu olayların felaketlere yol açan görünümünden ne kadar etkilendiklerini ortaya koyar. Yanardağlar ölümlere neden olur: 1951 de Lamington'un (Yeni Gine) püskürmesinde 3 000 ölü; Sunda takımadalarında 92 000 ölü (bunun 80 000'i 1815'te Tambora'nın püskürmesini izleyen açlık yüzünden meydana geldi); 1883’te Kra- katoa'da 36 000 ölü; 1783'te Laki'de (İzlanda) 10 000 ölü; 1972'de Unzen'de de (Japonya) 10 000 ölü; 1902'de Martini- que'te yaklaşık 30 000 ölü. Ölümlerin bu kadar çok olması daha çok yanardağın yarattığı büyük yıkımdan kaynaklanır; ABD'nin VVashington eyaletinde Cascade Range'e bağlı ve 123 yıldır etkinlik göstermeyen Saint Helens yanardağının püskürmesi buna örnek gösterilebilir: Saint Helens, 20 mart 1980'den başlayarak ön belirtiler göstermeye başladı ve 27 martta meydana gelen ilk kül patlamasıyla birlikte çevreyi boşaltma ve güvenlik altına alma planı uygulamaya kondu. 15 mayıstan sonra dağın yüzeyi günde 1,50 m'lik bir hızla kabarmaya başladı ve Richter ölçeğine göre 6'ncı dereceden yer sarsıntıları görülmeye başlandı. En şiddetli püskürme 18 mayısta saat 8.32'de meydana geldi: yanardağ doruğunun 450 m'si parçalandı, püskürmenin yarattığı esintinin hızı saatte 100-400 km arasında değişti ve bulutlar K.'de, 250 m yüksekliğindeki tepeleri aşarak 20 km boyunca her şeyi yok etti. Aynı zamanda hacmi 2 km3'ü bulan lavlar, kaya parçalan ve çamurlar, önlerine çıkan her şeyi sürükleyerek yanardağın yamacını kapladı. 900 000 ton yanardağ tozunun ve gazının oluşturduğu bir bulut stratosfere püskürtüldü (saniyede 25 m'lik bir hızla dünyayı 15 günde dolaşan bu bulut bütün hava tahminlerini altüst etti). Yüzyılın en önemli dört püskürmesinden biri olan bu püskürmenin şiddeti 10 megaton olarak tahmin edildi. Ne var ki bu büyük patlamada ölenlerin sayısı olayın boyutlarına oranla çok az oldu: güvenlik önlemlerine boş verenlerden oluşan 60 ölü. Bu sonuç, 1960'tan sonra elde edilen ve bu felaketin daha 1978’de tahmin edilmesine ve dolayısıyla halkı koruma önlemlerinin hazırtanmasını sağlayan yanar- dağbilimin zaferidir.

Yanardağlar yerküre dinamiğine bağlıdır ve yanardağların dağılımı da levhalar kuramının ortaya atılmasından (1968) sonra tutarlı biçimde açıklanabilmiştir. Yanardağlar taşküredeki büyük engebeler üstünde yer alırlar ve levhaların yer değiştirmesinin yol açtığı hareketlere göre sınıflandırılabilirler: okyanus sırtları ya da bazı çöküntü havzaları (örneğin Fransa'daki Alsace ovası) gibi ıraksama ya da açılma kuşakları; ada yaylarının (Japonya, Sunda) ve levhaların sınırındaki sıradağların (Andlar) oluşmasına yol açan yakınsama ya da dalma-batma kuşakları; öncekilere göre çoğunlukla enine olan kayma kuşakları. Genellikle bir çizgi üstünde sıralanan başka yanardağlar, Büyük Ok- yanus'ta Havvaii adaları ya da Emperor sıradağları, karalarda Puys sıradağları (Fransa) ya da Doğu Âfrite Rifti gibi levhalar bu konumda bulunurlar. Bu yanardağlar bir kara ya da okyanus levhası parçasının sıcak bir nokta üstünde yer değiştirmesinin sonucudur. Sıcak nokta sıcaklığın düşey yer değiştirmesiyle (sorguç) meydana gelir ve bu mekanizmanın da konveksiyon akımlarından oluştuğu sanılır. Sabit oldukları varsayılan bu sorguçların üstündeki hareketli taşküre levhasını etkileyen magmatizma, zaman içinde birbirini izleyen ve çizgisel sıradağlar oluşturan yanardağ yapılarını meydana getirir. Okyanus sırtlarında da görülen sorguç modeli 1970-1980 arasında büyük ölçüde kabul edildiyse de sayıları giderek artan birçok kesin veri bu modeli yalanlamaktadır. Günümüzde bu modelin karşısına ergimenin taşküre dinamiğinden kaynaklandığını ileri süren başka bir model çıkarılmaktadır (Lameyre ve başkaları, 1983). Buna göre magma, taşküredeki kırıkların derin kesimlerde meydana getirdiği basınç azalması sonucunda ortaya çıkmaktadır. Çok sayıda araştırma magma mekanizmalarını belirlemeye çalışmakta ve bu çeşitli olayların karşılıklı etkilerini ortaya koyma olanağı vermektedir.

Kayaçların deneysel ergimesi, doğada görülen dört süreçle gerçekleştirilebilir: sıcaklık artışı; sulu kayaçlar için basınç artışı; sıcak ve basınç altındaki bir kayaç için basıncı azaltma; su ekleme. Bu süreçlerden birincisi hem sorguç varsayımını, hem de daha derinlerde oluşmuş bir magmanın araya sokulması sırasında yeniden ısınan ve ergiyen kayaçları da karşılar. İkincisi kıta çarpışması sonucunda ortaya çıkan basınçların etkisinde kalmış yer kabuğu kayaçlarında (sial) meydana gelir (Himalayalar); ama bu durumda, bir ağızın bulunmaması, magmanın yukarıya çıkışını ye yanardağ etkinliğini engelleyecektir. Üçüncüsü, ister karalarda ister okyanuslarda olsun, genişlemekte olan tüm alanlarda görülür. Dördüncüsü, dalma-batma kuşaklarında (burada, okyanus levhalarında bulunan su, taşkürenin üst katlarına doğru çıkar ve hidratlanma nedeniyle bir ergime meydana getirir) gerçekleşir. Bu değişik tipteki ergimeler, uzmanların petroloji, jeokimya ve izotopi verileriyle ayırt ettikleri farklı magmalar oluştururlar: okyanus kabartıları altındaki toleitik magmalar; levha içi alanlarda alkali magmalar: dalma-batma kuşaklarında kalkalkalen magmalar; çarpışma kuşaklarında granitli magmalar. Çevrelerine oranla daha az yoğun olmaları nedeniyle bu magmalar, Arkhimedes ilkesi yasası gereğince yükselerek açılmış kırıklardan yer yüzeyine çıkarlar: bu olaya volkanizma denir. Püskürmelerin niteliği magmanın yapısına, kimyasal bileşimine, yani magmanın farklılaşma derecesine, sıcaklığına, iç ve dış basıncına bağlıdır. Bu parametreler ağdalılığı belirler; ağdalılık zayıf olduğunda akışkan yayılmalara ve gazların hızla açığa çıkmasına yol açar; ama ağdalılık yüksek olduğunda gazların açığa çıkmasını engelleyerek ağdalı lav "tıkaçlar"! oluşturur. (Bu da yanardağ patlamalarına neden olur.

Yanardağ ürünleri kimyasal ve madensel bileşimlerine ya da fiziksel özelliklerine göre sınıflandırılır. Ayrıca, lavlar, yanardağ püskürtülen ya da gazlar da vardır. Lavlar, magmalann akışkan biçimidir; ağdalıklarının az ya da çok oluşuna göre akışlar ya da tırmanışlar meydana getirirler. Genel olarak bazik lavlar (bazaltlar, andezitler, bazanitler) asitli lavlardan daha akışkandır ve bazen geniş yığılmalar (trap) meydana getirir: ayrıca büyük riyolit ve fonolit yayılmaları da görülebilir. Ri- yolitli magmalar gaz bakımından zengindir ve püskürmeleri sık sık gazların içerdiği asıltı halindeki katı parçacıkların hızlı biçimde akmasıyla oluşan kızgın bulutlar meydana getirir. Bunların en ünlüsü olan Alaska’daki Katmai püskürmesi (1912), Dix Mille Fumöes vadisinin ignimbritlerle örtülmesine yol açtı; burada 15 milyar metre küp riyodasit birkaç saat içinde 100 km2'yi aşan bir alana yayıldı. Yanardağ püskürtülen patlama evrelerinin sonucudur ve bunlar hem magma kayaçlarını hem de yer substratumundan kopan parçaları içerir. Püsküllüler, kütlelerinin boyutlarına, cüruflanna, küllerine lapillilerine ve tozlarına göre sınıflandırılır. (Bunlardan yalnızca tozlar stratosfere ulaşabilir.) Püs- kürtülerin çimentolaşmasıyla yanardağ tüfleri oluşur. Gazlarsa suda ya da başlıca gelişim etkeni oldukları atmosferde erirler. En bol bulunan gazlar C02, COH2, S02. HjS, HCI, HF, CH„'tür.

Yanardağ yapıların biçimi magmanın dinamiğine, yani çıkan maddelerin fiziksel özelliklerine, ayrıca magma haznesinin derinliğine ve hacmine bağlıdır.
Magma olayının yüzeysel belirtisi olan volkanizma, daha derinlerdeki plütonizme bağlıdır Uzmanların ortak çabaları yanardağlarla plütonları ortak oluşum tarihlerine bağlama olanağını vermiştir. Bir plüto- nik yanardağ karmaşasının oluşum süresi 4-5 milyon yıldır; bu süre içinde önemli olaylar en azından milyon yılda bir aralığıyla meydana gelmiştir. Paroksima püskürmeleri insan yaşamı süresine sığabilecek sürelerde yinelenir ve sayılarının da tahmin edilenden fazla olduğu sanılır. Nitekim Saint Helens'in son iki püskürmesi arasında yalnızca 123 yıl geçmiştir. Yani yanardağların uzun ya da kısa süreli (100 yıldan 10 000, hatta 100 000 yıla kadar) uyku dönemleri vardır. Dünyanın en etkin yanardağı Hint okyanusu'nda Röunion adasındadır. bu yanardağ 4 milyon yılda oluşmuştur. Etkinlik kuşağı, günümüzün en güzel yanardağ kalderalarından biri olan Fournaise dağ sivrisidir. 300 000 yılda oluşan bu kuşakta hemen her yıl püskürmeler meydana gelir.
Yanardağ bölgeleri jeotermik gradyanı yüksek yerlerdir. Serbest kalan enerji buralarda tutulabilir (Sicilya, İzlanda ve Japonya'da geniş ölçüde bu olay gözlenmektedir) ve elektriğe çevrilebilir.
Kaynak: Büyük Larousse

X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
6 Şubat 2016       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
yanardağ
isim, jeoloji (yana'rdağ)
Sponsorlu Bağlantılar
  • Magma maddelerinin yer içinden yüzeye çıktığı veya geçmişte çıkmış olduğu, genellikle koni biçiminde, tepesinde bir püskürme ağzı bulunan dağ, volkan.
Birleşik Sözler
yanardağ ağzı
yanardağ bilimci
yanardağ bilimi
yanardağ bölgesi
yanardağ patlaması
yanardağ püskürmesi
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
6 Şubat 2016       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
yanardağ ingilizcesi
  • volcano

Benzer Konular

31 Ocak 2013 / evo Coğrafya
19 Temmuz 2015 / GÜLGECELER Sinema tr
18 Şubat 2012 / Misafir Soru-Cevap
26 Mayıs 2012 / Misafir Soru-Cevap