YASLAMAK g. f.
1. Bir şeyi, bir yere, bir şeye yaslamak,onu, ona, oraya değecek bir konuma getirip öylece bırakmak; dayamak: Başını göğsüme yasladı.
2. Arkasını, sırtını vb. bir kimseye yaslamak, ondan güç almak, ona güvenmek; dayanmak: Arkasını ailesine yaslamış, ahkâm kesiyor.
3. Bir yönünü bir yere yaslamak,bir yerin doğal konumundan yararlanmak: Eşkıyalar arkalarını dağa yaslayıp saldırıya geçtiler.
—Denize. Bir gemiden söz ederken, rüzgâr ya da akıntının etkisiyle manevra olanağını kaybederek rıhtıma ya da bir başka gemiye yandan bindirmek.
♦ yaslanmak dönşl. f.
1. Bir şeye bir yere (somut) yaslanmak,oraya tendim dayamak, ondan destek almak; bir şey sözkonusuysa, oraya değecek biçimde yerleştirilmiş olmak, dayanmak: Oraya yaslanma, çok sağlam değil. Dolap duvara çok fazla yaslanmış, biraz öne doğru alalım.
2. Bir şeye, bir kimseye yaslanmak,onun desteğine, yardımına güvenmek; ondan destek, güç almak; dayanmak: Zor anlarda hep ona yaslandım. Bu konuda sadece halkın sağduyusuna yaslanıyoruz.
1. Bir şeyi, bir yere, bir şeye yaslamak,onu, ona, oraya değecek bir konuma getirip öylece bırakmak; dayamak: Başını göğsüme yasladı.
Sponsorlu Bağlantılar
3. Bir yönünü bir yere yaslamak,bir yerin doğal konumundan yararlanmak: Eşkıyalar arkalarını dağa yaslayıp saldırıya geçtiler.
—Denize. Bir gemiden söz ederken, rüzgâr ya da akıntının etkisiyle manevra olanağını kaybederek rıhtıma ya da bir başka gemiye yandan bindirmek.
♦ yaslanmak dönşl. f.
1. Bir şeye bir yere (somut) yaslanmak,oraya tendim dayamak, ondan destek almak; bir şey sözkonusuysa, oraya değecek biçimde yerleştirilmiş olmak, dayanmak: Oraya yaslanma, çok sağlam değil. Dolap duvara çok fazla yaslanmış, biraz öne doğru alalım.
2. Bir şeye, bir kimseye yaslanmak,onun desteğine, yardımına güvenmek; ondan destek, güç almak; dayanmak: Zor anlarda hep ona yaslandım. Bu konuda sadece halkın sağduyusuna yaslanıyoruz.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.