YIKAMA a.
1. Yıkamak eylemi; suyla ve çoğu kez uygun bir temizleyiciyle arındırma, temizleme
2. Çamaşır yıkama, kirli çamaşırları temizleme işi. (Bk. ansikl. böl.)
—Anal. kim. Bir çökeltiyi arılaştırmak amacıyla uygulanan işlem. (Yıkama, genellikle süzme işleminden sonra filtre üzerinde toplanan katı maddenin içinden damıtık su ya da uygun bir sıvı geçirilerek yapılır.) [I Yıkama şisesi, gazların arılaştırdığı iki borulu şişe.
—Bayınd. Bir kanalı ya da bir ırmak yatağını tıkayan kum, çamur ya da taşları sürüklemek için suyu hızlı bir biçimde akıtma.
—Bes. san. içkilerin konacağı kaplann temizlenmesi ve steril hale getirilmesi işlemi. (Durulama makineleri, kullanılmış şişe ya da kutuların yıkanmasında, işaretli özel şişelerle fıçıların, otomatik makinelerle doldurulmadan önce yıkanmalarında kullanılır. Mayalanma araçlannın [tanklar], süzülen içkinin şişelenmeden önce saklanacağı kaplann yıkanması, günümüzde, programlanmış otomatik aygıtlarla yapılır [durulama, deterjan ya da asitle yıkama, son durulama].) ( Yıkama makinesi, şişe ve fıçıların, doldurulmadan önce temizlenip steril hale getirilmesine yarayan makine.
—Cev. hazl. Ham cevherin içerdiği kısır malzemenin büyük bir bölümünü fiziksel yollarla gidermek için bir lavuarda (kömür için) ya da bir yıkama kutusunda (metal cevherleri için) gerçekleştirilen işlemlerin tümü, (işlenen ürüne göre yıkanmış kömür ya da konsantre cevher elde edilir.) [Bk. ansikl. böl.]
—Deric. Makineyle yıkama, suya basma sırasında koyun derilerini yündeki pisliklerden arındırma işlemi. (Bu işlem, deriyi işleyen yivli silindirli bir makinede yapılır ve aynı anda deri bol suyla yıkanır.)
—Foto, ve Sine. Bir filmi yıkama, bir filmi banyo etme.
—Katol. Ayak yıkama, bazı kiliseler ve katedrallerde kutsal perşembe akşamı vaazdan sonra İsa’nın son akşam yemeğinde yaptığı harekete öykünen tören: piskopos (ya da rahip) on iki kişinin ayaklarını yıkar. (Ayak yıkama, tören sırasında söylenen ilahilerden birinin ilk sözcüğü olan latin- ce mandatum ile de adlandırılır.) [Bk. ansikl. böl. ikonogr.]
—Kim. müh. Tozlarından arındırılacak bir gazı, bu gaz içinde asıltı durumunda bulunan toz parçacıklarını tutan bir sıvıyla temas ettirme, işleme. || Yıkama kabı, işlenecek bir maddeyi almaşık dikey şekilde çalkalayarak ağırlığı bakımından deriştiren aygıt. (Eşanl. JİG)
—Mad. oc. ve Karb. kim. Yıkama kabı, özellikle yeraltı maden ocaklarında kullanılan Diesel motorlarının egzos gazlarını havaya kanşmadan önce temizlemeye yarayan, içinden gazların zorlamalı olarak geçtiği, su dolu arıtma düzeneği.
—Petr. san. Bir ürünü bir tepkinle doğrudan karıştırdıktan sonra durultma ya da yansızlaştırma işleminden geçirerek temizlemeye dayanan arıtma işlemi.
—Sütç. Yağ yıkama, dayanma gücünü artırmak amacıyla tereyağında sıvı fazın seyreltilmesi işlemi. (Sanayide sağlık koruma önlemlerinde elde edilen ilerlemeler, aile iletmeleri dışında bu işlemi gereksiz hale getirmiştir.)
—Tanm. mak. Yıkama kazam, yumrulan ve kökleri yıkamaya yarayan ve ekseni hele- zoni lamlı, kafesli bir kasnakla donatılmış su dolu bir silindirden oluşan aygıt. (Yıkama kazanına bir ucundan giren tekler, suda çalkalanan çalkalana, helezoni lamın itmesiyle öteki uca kadar gider.)
—Ted. Hasta bir bölgeden uzun süre sıvı akıtma (delikli drenle yara yıkama, kanül- le doğal boşluğu yıkama vb.). || Mide yıkama, içindekileri boşaltmak amacıyla mideyi bir sıvı ile doldurup hemen boşaltma işlemi. (Bu yönteme değişik amaçlarla başvurulur: teşhis [yutulmuş Koch basillerinin araştırılması], tedavi [ilaç alplarından ileri gelen zehirlenmeler] vb. Yıkama ya ağız ya da burun yolu ile yapılır.)
—Tekst. Yıkama makinesi, apre işlemleri sırasında, yünlü dokumalan yıkamada kullanılan aygıt. || Boya ve ağartma atölyelerinde, kimi kez boya fazlalığı gidermek için kumaşları yıkamada kullanılan aygıt. || ilk yıkama, yapağı denilen kaba yünü, ılık suda çözünen yağlardan temizlemeye dayanan işlem. (Bu işlem, art arda dizilmiş yıkama teknelerinin birincisinde gerçekleştirilir; bu teknede, ayrıca toprak, dışkı vb. gibi yünü kirleten maddeler de giderilir. Teknenin sıcaklığı, yağlar bu tekne içinde tamamen temizlenemeyecek biçimde ayarlanmıştır.)
—ANSİKL. Çamaşır yıkama, kirli çamaşırı temizleme işlemlerinin tümünü içerir: beyaz çamaşırları renklilerden, yünlüleri ipeklilerden vb. ayırma; tekstil elyafının ve lekelerin yumuşatılması için basma; çamaşırı çok sıcak ya da kaynar suda kir- sökücü bir maddeyle yıkama; sonunda sudaki kirlerin ve kirsökücü maddelerin arındırılması için durulama; çamaşırın parlaklığını artırmak için ağartma; çama- şınn suyunu almak için sıkma ve kunrtma. Çamaşır makinesi, ayırma dışında bu işlemlerin tümünü yapar.
Çamaşır yıkama, giderek artan ölçüde, büyük kentlerde, çeşitli yöntemlerle gerçekleştirilen bir sanayi etkinliğine dönüşmektedir: kiloyla yıkamada, yıkanan çamaşır müşteriye suyu tam olarak alınmış ya da kurutulmuş, ama ütülenmemiş olarak teslim edilin parça başı yıkamada, çamaşırlar ütülenmiş VB paketlenmiş olarak verilir; ince yıkamadaysa, çamaşır elde yıkanır, çoğu kez kolalanır ve daha iyi bir görünüm vermek için demir ütüyle ütülenir. Self servis yıkama, müşterinin hizmetine çamaşınnı yıkaması için özel bir makine sunar.
—Cev. hazl.
• Suyla yıkama, kömür ya da cevher İle kısır malzeme arasında su içinde ortaya çıkan belirgin yoğunluk farkından yararlanır Boyutları birbirinden çok farklı olmayan parçalara göre, yoğun ve daha küçük olan parçalann su içindeki çökme hızı (sınır hız), yoğunluğu daha az olan büyük parçalardan daha yüksektir: su içinde, yoğunluğu kömürden dört kez daha fazla olan şistler daha çabuk çökerler.
• Havayla yıkama, suyla yıkamaya benzer bir ilkeye göre gerçekleştirilir, ancak ayırma işlemi daha da az duyarlıdır; masa eleğinin arasından aşağıdan yukarı doğru üflenen hava akımının neden olduğu almaşık bir hareketle sallanan kuru yıkama masaları'nda gerçekleştirilir. Bu yıkama yöntemleri, yıkanacak ürünün önceden bir dizi elekten geçirilerek birbirlerine yakın büyüklükteki parçalar halinde sınıflandırılmasını gerektirir.
• Ağır ortam yıkaması'nda, yoğunluğu, şistlerin yoğunluğu (2,3) ile kömürün yoğunluğu (1,4) arasında olan bir sıvıdan yararlanılır; böylece, parça boyutu ne olursa olsun kömürün bu ortamda yüzmesi sağlanır; bu nedenle, yıkama işleminden önce bir sınıflandırma yapma gereksinimi duyulmaz. Ağır ortam olarak, öğütülmüş yoğun bir katı maddenin, genellikle magnetit, çok ince parçacıklannı, asıltı halinde içeren su kullanılır; bu asıltı halindeki parçacıklar yoğunluğun artmasını sağlar. Yıkama işleminden sonra, yıkama suyunun içinde kalan magnetit, elektromıknatıslarla geri kazanılır. Çok ince ürünler için, çok daha karmaşık fiziksel kimyasal mekanizmalar gerektirmesine karşın, bir yıkama yöntemi olarak kabul edilen yüzdürme işleminden yararlanılır.
—ikonogr. Ayak yıkama sahnesi hıristiyan sanatçılara birçok kez esin kaynağı oldu: Roma ve Arles'daki lahitler, Dhafni, Fokis (Hosios Uıkas kilisesi) ve Venedik'teki (San Marco) mozaikler, Napoli yakınında S. Angelo in Formis'teki fresk, Autun, Da- urade (Toulouse), Moissac'taki sütun başlıkları, Saint-Gilles-du-Gard’ın taçkapısı, Guimiliau'daki calvarium, Giotto (Padova’ daki Arena), Duccio (Siena'daki Maestâ), Fra Angelico (Roransa), il Tintoretto (Londra, Madrid), Vignon (Nantes), Fragonard (Grasse) ve Förd Madox-Brown'ın (Londra, Tate Gallery) resimleri. Bu sahne çoğu kez manastırlardaki el yıkama yerlerinin süslemesinde kullanılıyordu: Pavia ve Heiligenkreuz manastırları.


1. Yıkamak eylemi; suyla ve çoğu kez uygun bir temizleyiciyle arındırma, temizleme
Sponsorlu Bağlantılar
—Anal. kim. Bir çökeltiyi arılaştırmak amacıyla uygulanan işlem. (Yıkama, genellikle süzme işleminden sonra filtre üzerinde toplanan katı maddenin içinden damıtık su ya da uygun bir sıvı geçirilerek yapılır.) [I Yıkama şisesi, gazların arılaştırdığı iki borulu şişe.
—Bayınd. Bir kanalı ya da bir ırmak yatağını tıkayan kum, çamur ya da taşları sürüklemek için suyu hızlı bir biçimde akıtma.
—Bes. san. içkilerin konacağı kaplann temizlenmesi ve steril hale getirilmesi işlemi. (Durulama makineleri, kullanılmış şişe ya da kutuların yıkanmasında, işaretli özel şişelerle fıçıların, otomatik makinelerle doldurulmadan önce yıkanmalarında kullanılır. Mayalanma araçlannın [tanklar], süzülen içkinin şişelenmeden önce saklanacağı kaplann yıkanması, günümüzde, programlanmış otomatik aygıtlarla yapılır [durulama, deterjan ya da asitle yıkama, son durulama].) ( Yıkama makinesi, şişe ve fıçıların, doldurulmadan önce temizlenip steril hale getirilmesine yarayan makine.
—Cev. hazl. Ham cevherin içerdiği kısır malzemenin büyük bir bölümünü fiziksel yollarla gidermek için bir lavuarda (kömür için) ya da bir yıkama kutusunda (metal cevherleri için) gerçekleştirilen işlemlerin tümü, (işlenen ürüne göre yıkanmış kömür ya da konsantre cevher elde edilir.) [Bk. ansikl. böl.]
—Deric. Makineyle yıkama, suya basma sırasında koyun derilerini yündeki pisliklerden arındırma işlemi. (Bu işlem, deriyi işleyen yivli silindirli bir makinede yapılır ve aynı anda deri bol suyla yıkanır.)
—Foto, ve Sine. Bir filmi yıkama, bir filmi banyo etme.
—Katol. Ayak yıkama, bazı kiliseler ve katedrallerde kutsal perşembe akşamı vaazdan sonra İsa’nın son akşam yemeğinde yaptığı harekete öykünen tören: piskopos (ya da rahip) on iki kişinin ayaklarını yıkar. (Ayak yıkama, tören sırasında söylenen ilahilerden birinin ilk sözcüğü olan latin- ce mandatum ile de adlandırılır.) [Bk. ansikl. böl. ikonogr.]
—Kim. müh. Tozlarından arındırılacak bir gazı, bu gaz içinde asıltı durumunda bulunan toz parçacıklarını tutan bir sıvıyla temas ettirme, işleme. || Yıkama kabı, işlenecek bir maddeyi almaşık dikey şekilde çalkalayarak ağırlığı bakımından deriştiren aygıt. (Eşanl. JİG)
—Mad. oc. ve Karb. kim. Yıkama kabı, özellikle yeraltı maden ocaklarında kullanılan Diesel motorlarının egzos gazlarını havaya kanşmadan önce temizlemeye yarayan, içinden gazların zorlamalı olarak geçtiği, su dolu arıtma düzeneği.
—Petr. san. Bir ürünü bir tepkinle doğrudan karıştırdıktan sonra durultma ya da yansızlaştırma işleminden geçirerek temizlemeye dayanan arıtma işlemi.
—Sütç. Yağ yıkama, dayanma gücünü artırmak amacıyla tereyağında sıvı fazın seyreltilmesi işlemi. (Sanayide sağlık koruma önlemlerinde elde edilen ilerlemeler, aile iletmeleri dışında bu işlemi gereksiz hale getirmiştir.)
—Tanm. mak. Yıkama kazam, yumrulan ve kökleri yıkamaya yarayan ve ekseni hele- zoni lamlı, kafesli bir kasnakla donatılmış su dolu bir silindirden oluşan aygıt. (Yıkama kazanına bir ucundan giren tekler, suda çalkalanan çalkalana, helezoni lamın itmesiyle öteki uca kadar gider.)
—Ted. Hasta bir bölgeden uzun süre sıvı akıtma (delikli drenle yara yıkama, kanül- le doğal boşluğu yıkama vb.). || Mide yıkama, içindekileri boşaltmak amacıyla mideyi bir sıvı ile doldurup hemen boşaltma işlemi. (Bu yönteme değişik amaçlarla başvurulur: teşhis [yutulmuş Koch basillerinin araştırılması], tedavi [ilaç alplarından ileri gelen zehirlenmeler] vb. Yıkama ya ağız ya da burun yolu ile yapılır.)
—Tekst. Yıkama makinesi, apre işlemleri sırasında, yünlü dokumalan yıkamada kullanılan aygıt. || Boya ve ağartma atölyelerinde, kimi kez boya fazlalığı gidermek için kumaşları yıkamada kullanılan aygıt. || ilk yıkama, yapağı denilen kaba yünü, ılık suda çözünen yağlardan temizlemeye dayanan işlem. (Bu işlem, art arda dizilmiş yıkama teknelerinin birincisinde gerçekleştirilir; bu teknede, ayrıca toprak, dışkı vb. gibi yünü kirleten maddeler de giderilir. Teknenin sıcaklığı, yağlar bu tekne içinde tamamen temizlenemeyecek biçimde ayarlanmıştır.)
—ANSİKL. Çamaşır yıkama, kirli çamaşırı temizleme işlemlerinin tümünü içerir: beyaz çamaşırları renklilerden, yünlüleri ipeklilerden vb. ayırma; tekstil elyafının ve lekelerin yumuşatılması için basma; çamaşırı çok sıcak ya da kaynar suda kir- sökücü bir maddeyle yıkama; sonunda sudaki kirlerin ve kirsökücü maddelerin arındırılması için durulama; çamaşırın parlaklığını artırmak için ağartma; çama- şınn suyunu almak için sıkma ve kunrtma. Çamaşır makinesi, ayırma dışında bu işlemlerin tümünü yapar.
Çamaşır yıkama, giderek artan ölçüde, büyük kentlerde, çeşitli yöntemlerle gerçekleştirilen bir sanayi etkinliğine dönüşmektedir: kiloyla yıkamada, yıkanan çamaşır müşteriye suyu tam olarak alınmış ya da kurutulmuş, ama ütülenmemiş olarak teslim edilin parça başı yıkamada, çamaşırlar ütülenmiş VB paketlenmiş olarak verilir; ince yıkamadaysa, çamaşır elde yıkanır, çoğu kez kolalanır ve daha iyi bir görünüm vermek için demir ütüyle ütülenir. Self servis yıkama, müşterinin hizmetine çamaşınnı yıkaması için özel bir makine sunar.
—Cev. hazl.
• Suyla yıkama, kömür ya da cevher İle kısır malzeme arasında su içinde ortaya çıkan belirgin yoğunluk farkından yararlanır Boyutları birbirinden çok farklı olmayan parçalara göre, yoğun ve daha küçük olan parçalann su içindeki çökme hızı (sınır hız), yoğunluğu daha az olan büyük parçalardan daha yüksektir: su içinde, yoğunluğu kömürden dört kez daha fazla olan şistler daha çabuk çökerler.
• Havayla yıkama, suyla yıkamaya benzer bir ilkeye göre gerçekleştirilir, ancak ayırma işlemi daha da az duyarlıdır; masa eleğinin arasından aşağıdan yukarı doğru üflenen hava akımının neden olduğu almaşık bir hareketle sallanan kuru yıkama masaları'nda gerçekleştirilir. Bu yıkama yöntemleri, yıkanacak ürünün önceden bir dizi elekten geçirilerek birbirlerine yakın büyüklükteki parçalar halinde sınıflandırılmasını gerektirir.
• Ağır ortam yıkaması'nda, yoğunluğu, şistlerin yoğunluğu (2,3) ile kömürün yoğunluğu (1,4) arasında olan bir sıvıdan yararlanılır; böylece, parça boyutu ne olursa olsun kömürün bu ortamda yüzmesi sağlanır; bu nedenle, yıkama işleminden önce bir sınıflandırma yapma gereksinimi duyulmaz. Ağır ortam olarak, öğütülmüş yoğun bir katı maddenin, genellikle magnetit, çok ince parçacıklannı, asıltı halinde içeren su kullanılır; bu asıltı halindeki parçacıklar yoğunluğun artmasını sağlar. Yıkama işleminden sonra, yıkama suyunun içinde kalan magnetit, elektromıknatıslarla geri kazanılır. Çok ince ürünler için, çok daha karmaşık fiziksel kimyasal mekanizmalar gerektirmesine karşın, bir yıkama yöntemi olarak kabul edilen yüzdürme işleminden yararlanılır.
—ikonogr. Ayak yıkama sahnesi hıristiyan sanatçılara birçok kez esin kaynağı oldu: Roma ve Arles'daki lahitler, Dhafni, Fokis (Hosios Uıkas kilisesi) ve Venedik'teki (San Marco) mozaikler, Napoli yakınında S. Angelo in Formis'teki fresk, Autun, Da- urade (Toulouse), Moissac'taki sütun başlıkları, Saint-Gilles-du-Gard’ın taçkapısı, Guimiliau'daki calvarium, Giotto (Padova’ daki Arena), Duccio (Siena'daki Maestâ), Fra Angelico (Roransa), il Tintoretto (Londra, Madrid), Vignon (Nantes), Fragonard (Grasse) ve Förd Madox-Brown'ın (Londra, Tate Gallery) resimleri. Bu sahne çoğu kez manastırlardaki el yıkama yerlerinin süslemesinde kullanılıyordu: Pavia ve Heiligenkreuz manastırları.



Kaynak: Büyük Larousse
Son düzenleyen Safi; 23 Mart 2016 22:28
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.

Yıkama Nedir?
