UFAK sıf. (esk. türkç. ulamaktan ufa-k).
1. Olağandan, alışılmıştan daha küçük olan: Ufak bir masa. Ufak bir çocuk. Ufak bir ağaç.
2. Yaşça daha küçük olan kimse için kullanılır: Kardeşi ondan iki yaş ufaktı.
3. Önemsenmeyecek bir nitelik ya da nicelikte olan bir şey için kullanılır; küçük: Ufak bir memuriyet. Bir işi ufak bir ücret karşılığında yapmak. Ufak bir hata büyük yıkımlara yol açabilir.
4. Mevki ya da aşama bakımından alt düzeyde bulunan kimse için kullanılır: Ufak bir memur.
5. Ufak çapta, aslına göre küçük olan; önemsiz. || Ufak para, bozuk para. || Ufak tefek, önemsiz, küçük: Ufak tefek değişiklikler yapmak; önemsiz şeyler [) Ufak ufak, azar azar; küçük parçalar halinde.
♦ a.
1. Ufak olan şey ya da kimse
2. Kırıntı: Ekmek ufağı
3. Ufaktan ufağa, yavaş yavaş: Ufaktan ufağa bazı dedikodular duyulmaya başlandı. || Ufaktan ufaktan, azar azar: Biz içmeye başlıyoruz ufaktan ufaktan, sen de yetişirsin.
1. Olağandan, alışılmıştan daha küçük olan: Ufak bir masa. Ufak bir çocuk. Ufak bir ağaç.
Sponsorlu Bağlantılar
3. Önemsenmeyecek bir nitelik ya da nicelikte olan bir şey için kullanılır; küçük: Ufak bir memuriyet. Bir işi ufak bir ücret karşılığında yapmak. Ufak bir hata büyük yıkımlara yol açabilir.
4. Mevki ya da aşama bakımından alt düzeyde bulunan kimse için kullanılır: Ufak bir memur.
5. Ufak çapta, aslına göre küçük olan; önemsiz. || Ufak para, bozuk para. || Ufak tefek, önemsiz, küçük: Ufak tefek değişiklikler yapmak; önemsiz şeyler [) Ufak ufak, azar azar; küçük parçalar halinde.
♦ a.
1. Ufak olan şey ya da kimse
2. Kırıntı: Ekmek ufağı
3. Ufaktan ufağa, yavaş yavaş: Ufaktan ufağa bazı dedikodular duyulmaya başlandı. || Ufaktan ufaktan, azar azar: Biz içmeye başlıyoruz ufaktan ufaktan, sen de yetişirsin.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.

Ufak Nedir?
