Arama

Tarihi Nedir?

Güncelleme: 20 Temmuz 2015 Gösterim: 917 Cevap: 0
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
20 Temmuz 2015       Mesaj #1
Safi - avatarı
SMD MiSiM
TARİHİ sıf. (ar. tahtı ve -/'den tarihi). Tarihsel: Tarihi araştırmalar. Tarihi olaylar. Tarihi bir an. Tarihi bir anıt.

Sponsorlu Bağlantılar
—Ed. Tarihi roman, piyes, konu ve kişileri tarihten kaynaklanan roman, tiyatro oyunu. (Bk. ansikl. böl.)

—ANSİKL. Ed. Letaifi rivayet dizisindeki Yeniçerilerde (1871) Selim III dönemi İstanbul’undaki yaşamı konu edinen Ahmet Mithat o dönemde türk okurlarınca çok beğenilen Monte Kristo romanını (Alexandre Dumas, çev. Teodor Kasap, 1871 -1873) örnek alarak Haşan Mellah (1874), Hüseyin Fellah'ı (1875) kaleme aldı. Bu tür yapıtlarında tarihsel çevre içinde hareketli serüvenler canlandırırken kahramanlarının temiz aşklarını anlattı, iyinin kötüyü alt edeceğini gösterdi. Tarihi romanları tarihin örnek alınacak yanını sergileyen, geçmişi yücelten bir araç olarak kullananlar oldu (Namık Kemal: Cezmi [1880]). Anlattığı olayların gerçeğe uygunluğu tartışmalara yol açan romanlar görüldü (Kara Davut [1928], Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu). Öğretici niteliği yanında hareketli kahramanlık serüvenleri, abartmalı aşk sahneleri bu yapıtları (Abdullah Ziya Kozanoğlu: Kızıltuğ [1923] vd.; Feridun Fazıl Tülbentçi: Yavuz Sultan Selim ağlıyor [1947] vd.; Oğuz Özdeş: Karapençe Estergon’da [1966] vd.) edebiyat dışı alana itti. Türün olanaklarından farklı dünya görüşleri için yararlanan yazarlar (Nihal Atsız: Bozkurtlarınölümü [1946] vd.; Kemal Tahir: Devlet ana [1967] oldu. Kurtuluş savaşı’nı geniş biçimde konu edinen (Varolmak [1957], ilhan Tarus; Kalpaklılar-Dolu- dizgin [1962-1963], Samim Karagöz; Küçük Ağa-Küçük Ağa Ankara'da [1964 -1965], Tarık Buğra vd.) tarihi romanlar yakın tarihe farklı siyasal yorumlar getirdi. Öteki yapıtlarında işleyegeldikleri yaygın temaları tarihi roman çerçevesinde yineleyen yazarlar (Halikarnas Balıkçısı: Uluç Reis [1962], Turgut Reis [1966]) da görüldü.

Tarihi piyes. Tanzimat yazarları yurtseverlik duygusunu, bağımsızlık, özgürlük düşüncelerini konu edinirken arap-islam (Tarık [A. H. Tarhan, 1880]), türk-islam (Ce- lalettin Harzemşah [Namık Kemal, 1885]), İran (Gâve [Şemsettin Sami, 1875]) tarihlerinden esinlenen oyunlar yazdılar, ikinci meşrutiyetten sonrajstibdat döneminin
olaylarını yansıtan yakın tarihle ilgili oyunlar yanında güncel sorunların tarihsel kökenlerine yönelen oyunlar (Selim-i Salis [C. E. Arseven-Salah Cimcoz, 1910]) da yazıldı. Musahipzade Celal tarihsel geçmişin yönetimde bozukluklarını, ahlak düşkünlüğünü komedilerinde (Bir kavuk devrildi [1930], Mum söndü [1931] vd.) sergiledi. Atatürk’ün tarih kuramı eski türk tarihini konu edinen bazı yapıtlara (Akın [F. N. Çamlıbel, 1932], Ûzyurt [1932]) konu oldu. Bu yapıtlar savaş yerine barışı, in- sanseverliği savunan daha sonraki yorumlara (Oğuzata [S. Batu, 1961]) öncülük etti. Anadolu’nun eski uygarlıkları, mitoloji konuları bazı yapıtları (Midas’ın kulakları [G. Dilmen, 1965], Akad’ınyayı [G. Dilmen, 1967], Tanrılar ve insanlar [O. Asena, 1959]) besledi. Ancak en çok osmanlı tarihi üzerinde duruldu. Tarihi, farklı görüş açılarından yorumlayan ya da tarihsel çerçeve içinde tutkuları çözümleyen oyunlar yazıldı: Fatih (N. Kurşunlu, 1953), Simavnalı Bedrettin (O. Asena, 1969), Deli İbrahim (T. Oflazoğlu, 1967), Suavi Efendi (i. Tarus, 1962), Ulu Hakan Abdülhamit Han (N. F. Kısakürek, 1969), ittihat ve Terakki (G. Dilmen, 1969) vd. Tarihin çelişkilerini yorumlanmasındaki güçlüğü gösteren taşlamalar da kaleme alındı (Lütfen dokunmayın [H. Taner, 1960]).
Tarlhi âlemârâyı abbasi, azerbaycanlı tarihçi İskender Bey Münşi’nin (1560 -1633) İran’da özellikle Şah Abbas I dönemini (1588-1629) anlatan yapıtı. Safevi -osmanlı ilişkileri, İran’da yaşayan türk boylarının etnografya ve kültürleri hakkında geniş bilgi veren yapıt; "mukaddeme”, "sahife I”, "sahife II", “maksad I”, “mak- sad II" başlıkları altında 5 bölümden oluşur. Mukaddemede Safeviler’in kökenleriyle Şah Abbas’a kadar olan hükümdarların dönemi kısaca anlatıldıktan sonra, bunu izleyen öteki bölümlerde yalnızca Abbas I dönemi yaşamıyla birlikte ayrıntılı olarak irdelenir. İran’da birkaç kez yayımlanan yapıt, daha sonra R. M. Savory tarafından The History of Shah Abbas The Great adıyla İngilizceye çevrildi (Boulder, 1978-1979).
Tarlhi âlemârâyı Emini, Fazlullah el-Emin bin Rüzbihan el-Hunci’nin farsça yapıtı. Akkoyunlular’dan Sultan Yakup (1478-1490) ve oğlu Baysungur (1490 -1492) dönemlerindeki olaylarını içerir. Son derecede tumturaklı bir üslupla yazılmış olan bu tarih, V. F. Minorsky tarafından kısaltılarak, Abridged Translation of Fadlullâh b. Rûzbihân âlem, ârâ-yi Emini (Londra, 1957) adı ile İngilizceye çevrildi.
Tarihi askeri osmanl, sadrazam Ahmet Cevat Paşa’nın (1850-1900) yapıtı. 10 cilt olarak tasarlanan ve imparatorlukta öteden beri yer alan askeri kuruluşları, XX. yy.’a kadar yapılan önemli savaşları, bu tarihe kadar devleti sarsan büyük ayaklanmaları anlatan yapıtın sıkı sansür nedeniyle yalnız kuruluşundan ortadan kaldırılışına kadar Yeniçeri ocağı'nın tarihini kapsayan birinci cildi yayımlandı (1879). Yayımlanan bölümünde, İstanbul Yeniçeri müzesi’nde bulunan üniformalara göre hazırlanmış çok güzel resimlerin yer aldığı yapıtın geriye kalan bölümleri elyazmasıdır. Yapıtın tümü, K. Makrides tarafından fransızcaya çevrilerek Fransa’da yayımlandı (1882).
Tarih-f Beyhakl, Ebülfazl Muhammet Beyhaki’nin (995-1077) Gazneliler tarihine ilişkin yapıtı. 30 cilt olarak yazılan ve bugüne ancak 5. cildin sonu, 6. ve 9. ciltlerle 10. cildin başlangıcı kalan yapıtında Beyhaki, gördüğü ve yaşadığı tüm olayları geniş bir biçimde anlatır. Mesut I dönemi kapsamında (1030-1040) Gazneli- ler’in devlet yönetimi, saray yaşamı ve hanedanın kökeni hakkında ayrıntılı bilgi verir İranlI bir memurun anıları biçiminde kaleme alınan yapıt, ilk kez Kalküta'da (1862), sonra da Tahran’da (1889) yayımlandı.

Tarihi Cevdet ya da vekayi devlet aliye, Ahmet Cevdet Paşa' nın (1822-1895) osmanlı tarihinin bir bölümüne ilişkin 12 ciltlik yapıtı. 1851 'de kurulan Encümeni Daniş, osmanlı tarihini 3 bölüme ayırarak, üyeleri arasında bulunan Cevdet Paşa’yı 1768-1826 arası dönemi yazmakla görevlendirdi. Küçük Kaynarca antlaşması'ndan (1774) Yeniçeri ocağı’nın kaldırılışına (Vakai hayriye) [1826] kadar geçen olayları kapsayan yapıtını kaleme almak için yalnız arşivlerden değil, kendinden önceki vakanüvislerden, özellikle Vâsıf, Enveri, Edip, Halil Nuri, Pertev, Asım, Şanizade, Esat ve yeri geldikçe de Ceberti gibi arapça kaynaklardan yararlanan Cevdet Paşa, önceki tarihçilerin yorumlarını kendi görüşleri doğrultusunda büyük bir ustalıkla kaynaştırarak ortaya tam anlamıyla özgün bir yapıt koydu. Zaman sırasına göre olayların birbirini izlemesi yöntemiyle yazılmış olan yapıtta, bu sıraya uymak için savaşlar ve iç sorunların birbirine karıştırılmadığı gözlenir. Yazarın üslubu süslü değilse de anlatım biçiminin parlaklığı 5. cilde kadar eski tarihçileri anımsatır; ancak 6. ciltten başlayarak bu üslup birden çok sade bir anlatım biçimine dönüşür. Yapıtın çeşitli basımlarının birbirine uymadığı dikkat çekici olduğu gibi, bu dönemde BabIâli’nin hoşuna gitmeyecek bazı gözlemlerin de yazılmadan geçilmiş olmasını doğal karşılamak gerekir.
Tarihi cihangüşay, İlhanlI devlet adamı ve tarihçi Cüveyni*'nin (1226-1283) üç ciltlik yapıtı. Uzun bir girişle başlayan
1. ciltte, moğol gelenekleri ve Cengiz yasası hakkında bilgi verildikten sonra Cengiz’in ortaya çıkışından ölümüne kadar moğol fetihleri; Uygurlar’ın din, görenek ve efsaneleri abartılı bir biçimde anlatılır (yapıtın bu cildi, Türk tarih kurumu tarafından yayımlandı).
2. ciltte Harizmşahlar' la Karahitaylar'dan söz edilirken, Ögedey’den Hulagu'nun İran’a gelişine kadar geçen dönemde yaşayan moğol hükümdarları da verilir. Mengü’nün tahta çıkışı, Hulagu’nun Önasya fetihleri, Alamut kalesinin ismaililer’den alınışı ve mezhep ayrılıklarının yol açtığı çatışmaların yer aldığı
3. cilt, Cüveyni tüm bu seferlere katılmış olduğundan, içerdiği zengin bilgiler açısından moğol tarihinin önemli kaynaklarından biri sayılır. Birçok arap ve iranlı yazarın kaynak olarak başvurdukları yapıt, XIX. yy.’da Batılılar’ın da dikkatini çekti ve bazı bölümleri avrupa dillerine çevrilip yayımlandı. Yapıtın tümü Mirza Muhammet Kazvini'nin eklediği bir önsöz ve eleştirisel nitelikte dipnotlarla birlikte Tahran’da basıldı (1937).
Tarihi devleti Osmaniye, son osmanlı vakanüvisi Abdurrahman Şeref Efendi’nin (1853-1925) yüksekokullarda ders kitabı olarak okutulmak üzere yazdığı 2 ciltlik yapıtı (1893-1896). İslamlığın doğup gelişimini ve yayılışını anlatan bir girişin ardından, yapıtta Osmanlı devletinin kuruluşundan Abdülmecit döneminin sonuna kadar geçen olaylar kronik olarak özetlenir. Yazar,
1. ciltte Selim II döneminin sonuna,
2. ciltte de Murat III döneminden Abdülaziz tahta çıkana kadar meydana gelen olayları akılcı bir gözle irdelerken, geçmiş yy.'lar için eski tarihçilerin verdikleri bilgilere, Tanzimat'tan sonrası için de kendi araştırmalarına dayanır. Ayrıca, her cildin sonunda kurumlar tarihiyle ilgili ekler de vardır.
Tarlh-i Ebülfeth, tarihçi Dursun Bey' in 2 bölümlük yapıtı (XV. yy.). İstanbul’un fethine ve Fatih’in öteki seferlerine katılan yazar, yapıtının ilk bölümünde bu olayları gerçekçi bir dille anlatır. 2. bölümde Bayezit II döneminin olayları daha dolaylı bir anlatımla ele alınır. Fatih Sultan Mehmet ve Bayezit II dönemleri üzerinde çalışanlar için önemli bir kaynak oluşturan yapıt, Mehmet Arif Bey tarafından Tarihi osmani encümeni mecmuası'nda tefrika edildikten sonra aynı dergiye ek olarak basıldı (1914). Ayrıca yeni harflere aktarıldı (M. Tulum, 1977). H. İnalcık ve R. Murphey de yapıtın bir yazma müshasından yararlanarak, İngilizce özet çeviri ve tıpkıbasımıyla birlikte (The History of Mehmed the Conqueror, 1978) yayımladılar.
Tarlihi fethi Revan ve Bağdat, Zafemame adıyla da anılır, Karaçelebizade Abdülaziz Efendi’nin (1591-1658) tarih yapıtı. Murat IV’ün çıktığı Revan (1635) ve Bağdat (1638) seferlerini anlatan yapıt, yazarın gözlemlerinden çok ilk ağızlardan edindiği söylentilere dayanır. Yapıtın, İstanbul kütüphanelerinde elyazması nüshaları vardır.
Tarlh-i gılmanl, ibriktar BosnalI Mehmet Halife'nin tarih yapıtı (1665). 4 bab, 15 bölüm (fasi) ve bir sonsözden (hatime) oluşan yapıt, Murat IV, İbrahim ve Mehmet IV dönemlerinin önemli olaylarını, özellikle içoğlanlarıyla acemi oğlanlarının yaşamlarını, bunların başlattığı ayaklanmaları anlatır Yapıtı yayımlayan (1924) Ahmet Refik'in incelemelerinden anlaşıldığı kadarıyla Naima, kaynağının adını belirtmeden, OsmanlI devletinin XVII. yy.’da sosyal durumunu ve saray geleneklerini otantik biçimde yansıtan Mehmet Halife' nin bu yapıtından yararlandı. Biri Kâmil Su (1986), öteki Ömer Karayumak (?) tarafından sadeleştirilerek yayımlandı.
Tarihi güzide, iranlı tarihçi Hamdullah Kazvini’nin (1281-1350) farsça yapıtı. Reşidettin’in Cami’üt-tevârîh'i örnek alınarak yazılan yapıt, bir genel İslam ve dünya tarihi niteliğinde olduğu kadar; halifeler, dönemin İslam hükümdarları ve ulularının yaşamöyküleri açısından da önem taşır. E. Brown tarafından İngilizceye çevrilerek Londra'da yayımlanan yapıtın (1910), öteki avrupa dillerinden yayımlanmış çevirileri de vardır.
Tarlhi osmanl encümeni, osmanlı tarihi üzerinde çalışmalar yapmak, karanlıkta kalmış ya da yanlış yorumlanmış olayları gerçek yönleriyle aydınlatmak üzere oluşturulan kurul (1909-1933). Encümene toplantı yeri olarak, Babıâli sadaret dairesi altındaki bir salon ayrıldı ve burada bir kitaplık meydana getirildi. Abdurrah- man Şerefin encümen başkanlığı sırasında (1917) bir dergi çıkarılmaya başlandı. Dergi, yayın yaşamına girdiği günden beri önemli bir organ olarak gelişti, Türkiye' de tarih çalışmalarına ilgi ve sevginin artmasına olumlu yönde katkıda bulundu. Mondros ateşkesi'nden (1918) sonra bir süre dergisinin yayımını ve kendi çalışmalarını durduran encümen, Cumhuriyet yönetiminin kurulması üzerine (1923) "Türk tarih encümeni" olarak yeniden çalışmalara başlarken, dergi de Türk tarih encümeni mecmuası adını aldı. Daha sonra İstanbul Dârülfünunu'na bağlanan encümenin başkanlığına Fuat Köprülü getirildi (1927). Çalışmalarını 6 yıl daha sürdüren encümen, görevini TTK'ye (Türk tarih kurumu) devrederek dağıldı.
Tarihi saf ya da Ibhfet ül-ahbab, tarihçi ve çevirmen Taşköprülüzade Kema- lettin Mehmet Efendi’nin (1552-1621) yapıtı. Yazarın "Kemali" mahlasını kullanarak yazdığı ve Ahmet l'e adadığı yapıt, kuruluşundan Ahmet I dönemine kadar olan Osmanlı devletinin tarihini içerir. Daha sonra İstanbul'da 4 cilt olarak yayımlandı (1871).
Tarlh-I Sultan Bayezlt, Matrakçı Nasuhun, Bayezit II dönemindeki olayları aktardığı minyatürlü yapıtı (Topkapı sarayı müzesi). Yapıttaki on resimde, bu dönemde fethedilen kaleler, kentler çizgici bir üslupta betimlenmiştir.
Tarlh-I Vassaf, Vassaf'ın (öl.1334) moğol tarihi ile ilgili yapıtı. Asıl adı Tecziyet ül-emsâr ve tecziyet ül-a'sârdır. Beş ciltlik yapıt, İlhanlI devlet adamı ve tarihçi Cüveyninin (1226-1283) Cihangüşa adlı yapıtının zeylidir; 1258-1328 yılları arasındaki olayları içerir. Son derece ağdalı ve tumturaklı bir dille kaleme alınmıştır. Dönemiyle ilgili güvenilir bir kaynak olarak kabul edilir. Ancak, anlaşılması zor dil ve üslubundan ötürü Nazmizade tarafından yapıtla ilgili bir şerh yazıldığı gibi, anlaşılması güç sözcükler için farsça ve türk- çe sözlükler de düzenlenmiştir.
Tarihi yemini ya da Utbl, arap tarihçi Ebu Nasr Muhammet Utbi'nin (961 -1036) Gazneliler devletine ilişkin yapıtı. Sebük Tigin'den başlayarak (977), özellikle Gazneli Mahmut dönemini (999-1030) çok süslü bir anlatımla dile getiren yazarın bu yapıtı, X.-Xl.yy. Gazneliler devleti ve Hindistan tarihinin bir evresi için önemli bir kaynak sayılır.

Kaynak: Büyük Larousse

X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.

Benzer Konular

29 Eylül 2014 / Misafir Soru-Cevap
6 Ekim 2012 / Ziyaretçi Soru-Cevap
10 Ağustos 2017 / ThinkerBeLL Ekonomi
7 Aralık 2009 / _KleopatrA_ X-Sözlük
7 Mayıs 2014 / _EKSELANS_ Mimarlık