TETİK a.
1. Ateşli bir silahın mekanizmasında, nişancı tarafından basıldığında tetik tulumbası üzerine etki yapan ve silahı ateşleyen parça. (Bk. ansikl. böl. Sil.)
2. Tetiğe basmak, tetiğe dokunmak, tetiği çekmek, ateş etmek: Soluğunu kesip tetiğe bastı.
—Şaatç. Zil düzeneğini harekete geçiren parça. (Bu parça susturucu tarafından itilir)
—Sil. Tetik düşürmek, tetiğe basarak, ateşleme iğnesi yayını gevşetmek. (Silah boş olmalıdır.)! Tetik korkuluğu, tüfek, tabanca vb. bir silahta, tetiği koruyan yarım daire biçiminde, kıvrık metal parça. || Tetik tulumbası, ateşleme iğnesini hareketsiz tutan ve tetiğe basıldığında düşerek ateşli bir silahı ateşleyen çelik parça. (Bk. ansikl. böl.) || Tetik üzerinde parmak hareketi, acemi askerleri, tetiğin, 2 istinat çenesine denk düşen 2 zamanlı hareketine alıştırmayı amaçlayan nişan eğitiminin temel evresi. || Otomatik tetik tulumbası, otomatik bir silahta, saniyeden daha az bir süre için otomatik atış mekanizmasını durdurarak yoğun ateşin hızını yavaşlatan aygıt.
—Teknol. Bir makinenin iki parçası arasındaki bağlantıyı, belli bir anda ortadan kaldırmaya yarayan mekanizma. || Tetik sesi, bu mekanizmanın çalışmasıyla oluşan gürültü.
—Tem. parç. Bir deney sırasında olay tiplerini seçmeye yarayan başlatma düzeneği. (Tetik, oluşan olaylar arasından belli bir tiptekini tanımaya olanak veren elektronik devrelere bağlı bir hızlı algılayıcılar sisteminden oluşur. Daha yavaş ama daha kesin algılayıcıları duyarlı hale getirebilir ya da algılayıcıların sağladığı verilerin kaydedilmesini sağlayabilir)
—ANSİKL. Sil. Elde taşınabilen silahlarda dirsekli bir levye biçiminde olan tetik, tetik tulumbası üzerine etki yapar. Silah kurulu olduğunda, horoz ile ateşleme iğnesini (tüfek) ya da piston ile ateşleme iğnesini (makineli tüfek) geride tutan tetik, tetik tulumbası başını düşürerek, ateşleme iğnesini ileri fırlatan ve fişeğin dip tablasındaki yemleme barutuna çarparak ateşlemeyi sağlayan ateşleme yayını serbest bırakır. (Tetik, çoğunlukla tetik tulumbasıyla karıştırılır.)
♦ Tetik tulumbası. Tetiğe bağlı olan tetik tulumbası, tetik tulumbası başı denilen bir uzantıyla mekanizma kutusu içinde bir çıkıntı yapar; bu uzantı, ateşleme iğnesine bağlı vurucu ağırlığa (silindir, piston) karşılık gelen bir çıkıntıya dayanır. Bu durumda, ateşleme iğnesi namlunun gerisinde kalır. Tetiğin etkisiyle düşen tulumba başı, bir yayla ileri fırlayan ve silahı ateşleyen iğneyi serbest bırakır. Tetik tulumbası, tulumba yayı denilen bir yayla otomatik olarak ilk konumuna gelir.
TETİK sıf.
1. Çabuk davranan, çevik, dikkatli bir kimse için kullanılır: Tetik bir nöbetçi. Yaşına karşın hâlâ çok tetik bir avcı.
2. Dikkat ve özen gerektiren; nazik: Tetik iş.
—Nörol. Tetik bölge, çok hafif uyarılınca bile paroksistik belirti yaratan deri ya da mukoza bölgesi. (Örneğin yüzdeki bir deri bölgesine dokunulunca, üçüz sinir nevraljisi olan kişilerde ağrı krizi başlar.)
♦ be.
1. Hazır, dikkatli.
2. Tetik bulunmak, tetik durmak, dikkatli, hazır ve uyanık olmak: Belli olmaz, sen tetik bulun. || Tetik davranmak, hemen, anında, çok çabuk hareket etmek.
♦ a.
1. Dikkatli, uyanık ve hazır olma.
2. Tetiğini bozmamak, telaş ve heyecana kapılmamak; soğukkanlılığını yitirmemek. || Tetik üstünde beklemek, tetikte bulunmak, beklemek, durmak, olmak, her an uyanık ve hazır bir durumda beklemek.
1. Ateşli bir silahın mekanizmasında, nişancı tarafından basıldığında tetik tulumbası üzerine etki yapan ve silahı ateşleyen parça. (Bk. ansikl. böl. Sil.)
Sponsorlu Bağlantılar
—Şaatç. Zil düzeneğini harekete geçiren parça. (Bu parça susturucu tarafından itilir)
—Sil. Tetik düşürmek, tetiğe basarak, ateşleme iğnesi yayını gevşetmek. (Silah boş olmalıdır.)! Tetik korkuluğu, tüfek, tabanca vb. bir silahta, tetiği koruyan yarım daire biçiminde, kıvrık metal parça. || Tetik tulumbası, ateşleme iğnesini hareketsiz tutan ve tetiğe basıldığında düşerek ateşli bir silahı ateşleyen çelik parça. (Bk. ansikl. böl.) || Tetik üzerinde parmak hareketi, acemi askerleri, tetiğin, 2 istinat çenesine denk düşen 2 zamanlı hareketine alıştırmayı amaçlayan nişan eğitiminin temel evresi. || Otomatik tetik tulumbası, otomatik bir silahta, saniyeden daha az bir süre için otomatik atış mekanizmasını durdurarak yoğun ateşin hızını yavaşlatan aygıt.
—Teknol. Bir makinenin iki parçası arasındaki bağlantıyı, belli bir anda ortadan kaldırmaya yarayan mekanizma. || Tetik sesi, bu mekanizmanın çalışmasıyla oluşan gürültü.
—Tem. parç. Bir deney sırasında olay tiplerini seçmeye yarayan başlatma düzeneği. (Tetik, oluşan olaylar arasından belli bir tiptekini tanımaya olanak veren elektronik devrelere bağlı bir hızlı algılayıcılar sisteminden oluşur. Daha yavaş ama daha kesin algılayıcıları duyarlı hale getirebilir ya da algılayıcıların sağladığı verilerin kaydedilmesini sağlayabilir)
—ANSİKL. Sil. Elde taşınabilen silahlarda dirsekli bir levye biçiminde olan tetik, tetik tulumbası üzerine etki yapar. Silah kurulu olduğunda, horoz ile ateşleme iğnesini (tüfek) ya da piston ile ateşleme iğnesini (makineli tüfek) geride tutan tetik, tetik tulumbası başını düşürerek, ateşleme iğnesini ileri fırlatan ve fişeğin dip tablasındaki yemleme barutuna çarparak ateşlemeyi sağlayan ateşleme yayını serbest bırakır. (Tetik, çoğunlukla tetik tulumbasıyla karıştırılır.)
♦ Tetik tulumbası. Tetiğe bağlı olan tetik tulumbası, tetik tulumbası başı denilen bir uzantıyla mekanizma kutusu içinde bir çıkıntı yapar; bu uzantı, ateşleme iğnesine bağlı vurucu ağırlığa (silindir, piston) karşılık gelen bir çıkıntıya dayanır. Bu durumda, ateşleme iğnesi namlunun gerisinde kalır. Tetiğin etkisiyle düşen tulumba başı, bir yayla ileri fırlayan ve silahı ateşleyen iğneyi serbest bırakır. Tetik tulumbası, tulumba yayı denilen bir yayla otomatik olarak ilk konumuna gelir.
TETİK sıf.
1. Çabuk davranan, çevik, dikkatli bir kimse için kullanılır: Tetik bir nöbetçi. Yaşına karşın hâlâ çok tetik bir avcı.
2. Dikkat ve özen gerektiren; nazik: Tetik iş.
—Nörol. Tetik bölge, çok hafif uyarılınca bile paroksistik belirti yaratan deri ya da mukoza bölgesi. (Örneğin yüzdeki bir deri bölgesine dokunulunca, üçüz sinir nevraljisi olan kişilerde ağrı krizi başlar.)
♦ be.
1. Hazır, dikkatli.
2. Tetik bulunmak, tetik durmak, dikkatli, hazır ve uyanık olmak: Belli olmaz, sen tetik bulun. || Tetik davranmak, hemen, anında, çok çabuk hareket etmek.
♦ a.
1. Dikkatli, uyanık ve hazır olma.
2. Tetiğini bozmamak, telaş ve heyecana kapılmamak; soğukkanlılığını yitirmemek. || Tetik üstünde beklemek, tetikte bulunmak, beklemek, durmak, olmak, her an uyanık ve hazır bir durumda beklemek.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.

Tetik Nedir?
