Tıkmak Nedir?
SMD MiSiM
TIKMAK g. f.
1. Bir şeyi, bir şeye, bir yere (içine) tıkmak, zorla bastırarak ya da aceleyle sokmak: Çocuğun ağzına koca bir parça eti tıktı. Bütün ıvırzıvırını bu dolaba tıkmış.
2. Tkz. Bir kimseyi (bir yere) tıkmak, onu oraya kapatmak, hapsetmek: Kadıncağızı tımarhaneye tıkmışlar. Suçluyu hapse tıkmak.
3. Tıka basa, hiçbir boşluk kalmayacak biçimde, iyice dolmuş, sıkışmış olarak: Karnı tıka basa doymuştu. Otobüs tıka basa doluydu. || lika basa doldurmak, bir şeyi çok bastırıp sıkıştırarak doldurmak. || Tıka basa yemek, sıkıntı duyacak ölçüde; mideyi gereğinden çok doldurmak.
♦ tıkılmak dönşl. f. Sıkıcı, dar bir yerde bulunmak, kendini oraya kapamak: Niçin buraya tıkıldık anlamıyorum, pekâlâ salonda çalışabiliriz.
♦ tıkılmak edilg. f.
1. Bir şeye, bir şeyin içine zorla, aceleyle, düzensiz biçimde bastırılarak sokulmak.
2. Bir yere kapatılmak, hapsedilmek: Akıl hastanesine, hapisaneye vb. tıkılmak.
♦ tıkışmak ışt. f. Dar bir yere birçok kişi aynı anda girmek: Küçücük odaya yirmi kişi tıkıştık.
1. Bir şeyi, bir şeye, bir yere (içine) tıkmak, zorla bastırarak ya da aceleyle sokmak: Çocuğun ağzına koca bir parça eti tıktı. Bütün ıvırzıvırını bu dolaba tıkmış.
Sponsorlu Bağlantılar
3. Tıka basa, hiçbir boşluk kalmayacak biçimde, iyice dolmuş, sıkışmış olarak: Karnı tıka basa doymuştu. Otobüs tıka basa doluydu. || lika basa doldurmak, bir şeyi çok bastırıp sıkıştırarak doldurmak. || Tıka basa yemek, sıkıntı duyacak ölçüde; mideyi gereğinden çok doldurmak.
♦ tıkılmak dönşl. f. Sıkıcı, dar bir yerde bulunmak, kendini oraya kapamak: Niçin buraya tıkıldık anlamıyorum, pekâlâ salonda çalışabiliriz.
♦ tıkılmak edilg. f.
1. Bir şeye, bir şeyin içine zorla, aceleyle, düzensiz biçimde bastırılarak sokulmak.
2. Bir yere kapatılmak, hapsedilmek: Akıl hastanesine, hapisaneye vb. tıkılmak.
♦ tıkışmak ışt. f. Dar bir yere birçok kişi aynı anda girmek: Küçücük odaya yirmi kişi tıkıştık.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
