TIRMALAMAK g. f.
1. Bir kimseyi, bedeninin bir bölümünü, bir şeyi tırmalamak, tırnaklarıyla çizmek, yırtmak, hırpalamak; tırnaklamak, tırmıklamak: Tırnaklanyla kardeşinin yüzünü tırmaladı. Kedi sürekli mutfağın kapısını tırmalıyordu.
2. Bir şeyi, bir yeri tırmalamak, acıdan kıvranmak: Böbreklerinin ağrısından yatağı, yorganı tırmalıyordu. Nöbet anında duvarları tırmalamak.
3. Bir kimsenin kulağını tırmalamak, kötü bir ses sözkonusuy- sa, kulağına hoş gelmemek, rahatsız edici olmak, tedirgin etmek: Cırtlak sesi kulağımı tırmalıyor.
♦ tırmalanmak edilg. f. Tırnakla çizilmek, oyulmak, yırtılmak, tırnaklanmak, tırmıklanmak.
♦ tırmalatmak ettirg. f. Tırnaklanmasına yol açmak, tırnaklatmak, tırmıklatmak.
1. Bir kimseyi, bedeninin bir bölümünü, bir şeyi tırmalamak, tırnaklarıyla çizmek, yırtmak, hırpalamak; tırnaklamak, tırmıklamak: Tırnaklanyla kardeşinin yüzünü tırmaladı. Kedi sürekli mutfağın kapısını tırmalıyordu.
Sponsorlu Bağlantılar
3. Bir kimsenin kulağını tırmalamak, kötü bir ses sözkonusuy- sa, kulağına hoş gelmemek, rahatsız edici olmak, tedirgin etmek: Cırtlak sesi kulağımı tırmalıyor.
♦ tırmalanmak edilg. f. Tırnakla çizilmek, oyulmak, yırtılmak, tırnaklanmak, tırmıklanmak.
♦ tırmalatmak ettirg. f. Tırnaklanmasına yol açmak, tırnaklatmak, tırmıklatmak.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.

Tırmalamak Nedir?
