Arama

Tipleme Nedir?

Güncelleme: 17 Ağustos 2015 Gösterim: 1.261 Cevap: 0
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
17 Ağustos 2015       Mesaj #1
Safi - avatarı
SMD MiSiM
TİPLEME a. Bir tiya jyunu, bir film, bir radyo ya da televizyon yayını için en uygun oyuncu ya da figüranların seçimi

Sponsorlu Bağlantılar
—Bağışıkbil Antijen özelliklerine göre bakterileri sınıflandırma yöntemi.

—Dilbil. Dillerin, eşzamanlı incelemeyle ortaya çıkarılan iç özelliklerini karşılaştım rak yapılan sınıflandırması. (Tipleme, tür sel sınıflandırmanın dil aileleri ya da coğ rafi yakınlık gibi Amerindler'in dilleri, toplumların evrim derecesi gibi dildışı ölçüt ler kullanılarak yapılan sınıflandırmaların karşıtıdır.) [Bk. ansikl. böl.]

—Ruhbil Bireyleri bedensel ve / ya da ruhbilimsel tipler olarak sınıflama sistemi Bedensel tiplerin ruhbilimsel tipleri önceden belirledikleri varsayılan bu sistemde, genellikle bedensel tipler ve ruhbilimsel tipler arasında uygunluk kurulur. (Bk. ansikl. böl.)

—Siyas. bil. Siyasal tipleme, siyasal kurum ya da olayların bir ya da birkaç ölçüte göre sınıflandırılması. (Çağdaş liberal demokrasilerde parlamenter rejim, başkanlık rejimi ve meclis rejimi arasındaki ayrım en çok kullanılan tiplemelerden biri olarak kalır.)

—Topbil. Toplumsal bir olaya ilişkin ve farklı tipler biçimindeki bir deneysel veriler topluluğunu sınıflama sistemi. (Tiplemeden genellikle toplumsal yaşamın çeşitli örgütlenme biçimleri arasında ayrım yapmak için yararlanılmış, bunun için de bir tipten ötekine doğrusal bir evrim varsayımına dayanılmıştır.)

—ANSİKL. Dilbil. Coğrafi alan dilbilimi, tiplemenin dillere uygulanan özel bir durumudur. Bu açıdan en iyi biçimde incelenmiş bölge olan Balkanlar ele alınırsa, rumencede (roman dili) ve bulgarcada (Slav dili) tanımlığın sözcük sonunda olduğu görülür. Gene Balkanlarda gelecek zaman, genellikle istemek yardımcı fiiliyle yapılır, ancak İngilizce ve çincede de durum aynıdır. Bu son gözlem, balkancılık kavramının darlığını gösterir. Avrupa sınırlarında kalarak, dancada da bir tanımlı- ğın, adın belirliliğini anlatmak için, sözcük sonuna geldiği bilinir: balkancılık genel tiplemede kolayca iflas eder. Gerçekten de genel tipleme, XX. yy.daki araştırmalar çok sayıda olmadığından yeni sayılabilecek bir daldır. Ancak son yıllarda önem kazanan tipleme, istatistik yaklaşımlardan başka bir şey olmayan tümellere ilişkin sözde araştırmaların yerini almıştır. Tiplemede yüzde oranları kullanmak tehlikelidir, çünkü yeryüzünde konuşulan 5 000 dil göz önünde tutulunca bir araş tırmacının tek başına denetleyemeyeceği inceleme örnek çok sınırlıdır.
Tipleme araştırmaları, özellikleri gereği tümü kapsayıcılıktan uzaktır; ama genel dilbilimin, dillerin işlevleri ve yapısını en iyi biçimde öğrenme amacına ulaşması için sürdürülmesi zorunlu çalışmalardır Dil tiplemesi, diller arasındaki yakınlık ya da ayrılık özelliklerini belirlemekle yetinmez, daha da güç bir iş olan bu özellikler arasında bağıntılar kurma çabasını da gösterir. Kimi zaman rastlantının payı da kaçınılmazdır ve usçullaştırma neredeyse olanaksızdır Örneğin sayı dizgeleri: çok yaygın olan onlu dizge, yirmili dizge (kısmen fransızcadaki gibi 80=4x20 ya da kimi Yeni Kaledonya dillerinde "insan'Tn eller+ayaklar yirmi anlamına geldiği gibi), beşe eklemeli dizge (khmercede. altı "beş-bir", yedi "beş-iki” vb. biçiminde söylenir), ondan çıkartmalı dizge (sümer cede ya da aynuda olduğu gibi altı “on -dört", yedi “on-üç" vb. biçiminde söylenir), tıbetçenin (tümüyle açıklanmamış) ya da bir ünlü almaşmasının ikiyle çarpımı gösterdiği (Hu ve ota hilhu çiftlerinde "1/2"i, milmu "3/6“ yolya "4/8" japoncanın dizgelerine geçerli bir açıklama bulmak güçtür. Burada, dillerin gelişiminde rastlantısal etkenlerin sanıldığından daha da sık olduğunu düşündüren hiç bir tipe uymayan bir durum sözkonusudur. Dil göstergesinin nedensizliğine olan inanç (doğrusunu söylemek gerekirse yanlış bir inanç) bu durumdan kaynaklanır. Filojenez (soyoluş) [ve biyolojideki türselleşmey yeni bir türün ortaya çıkma nedeni genellikle bir yanlışlık sonucu da olsa, belli kurallara uyar. Ayrıca, araştırma varsayımı olarak, dillerin gelişimi, eşzamanlı ya da artzamanlı tiplemenin kanıtlayacağı kimi yasalara göre gerçekleşir denebilir.

—Ruhbil. Günümüzde en çok kullanılan tiplemeler, E. Kretschmer'in tiplemesiyle G. Heymans ve E. VVİersma'nın tiplemesidir (1909). Kretschmer tiplemesinde (1921) şu bedensel tipler sıralanır: atletik', piknik, leptozom' ve displastik Leptozom tip ve şizotimik mizaçlı tip arasında olduğu gibi, piknik tip ve siklotimik mizaçlı tip arasında da bir bağıntı olduğu ileri sürülür. G. Heymans ve E. VVİersma tiplemesi daha çok bir karakteroloji* niteliği taşır; çünkü özellikle ruhbilimsel tiplerin belirlenmesine dayanır Üç karakter* özelliğinden (heyecanlılık, etkinlik ve yankılanma) yola çıkılarak, sırasıyla şu sekiz karakter tipi tanımlanır: heyecanlı-etkin -birincil (öfkeli); heyecanlı-etkin-ikincil (ihtiraslı); heyecanlı-etkinliksiz-birincil (sinirli); heyecanlı-etkinliksiz-ikincil (duygusal); he- yecansız-etkin-birincil (canlı); heyecansız-et- kin-ikincil (ağırkanlı); heyecansız-etkinlik- siz-birincil (amorf); heyecansız-etkinliksiz -ikincil (duygusuz).
Tiplemelerle ortaya konan biçimruhbilimsel araştırma sistemlerine çok az güvenilebilir. Bunun nedeni, hem bu tiplemelere temel olan belirleyicilerin, hem de kurdukları bedensel-ruhsal bağıntıların son derece saymaca ve sistemli niteliğidir Öte yandan bu tiplemeler, kesin olarak organcı bir kişilik belirlenimciliğini varsayarlar Oysa bunu hiçbir gözlem ya da deneyim olgusu, hatta E. Kretschmer tiplemesinde kurulan bazı bağıntıların düşündürte- bilecekleri gibi psikopatolojik etioloji alanında bile, doğrulamaya gerçekten yetenekli değildir (SİKLOTİMİK.)


Kaynak: Büyük Larousse

X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.