Şasi Nedir?
SMD MiSiM
ŞASİ a. (fr. châssis). Oto ve Dy.
1. Bir taşıtın motorunu ve motor organlarını, tekerleklerini, askı donanımını (süspansiyonunu) ve karoserisini taşıyan yapı. (Bk. ansiki, böl.)
2. Bileşik şasi, şasi ile karoserinin tek bir bütün halinde birleşmesi. || Putrel şasi, arabanın kasasının ve ana organlarını taşıyan kirişlerin bağlandığı çok büyük kesitli merkezi bir borudan oluşan şasi. || Yekpare şasi, bileşik şasıli ilk karoserilere verilen ad (Lancia 1921, Cilroân 1934).
—Yekpare gövdeli kasaların yaygınlaşmasından bu yana, yarış arabalarının kaynaklanmış ya da perçinlenmiş keson biçiminde yapısı.
—Elekt. TOPRAK’ın eşanlamlısı.
—Foto. Bir çekim, baskı ya da projeksiyon sırasında, bir filmi ya da bir fototipi konumlamaya yarayan aksesuar. || Negatif şasi, bir fotoğraf makinesinin arkasına ta- kılabilecek biçimde tasarlanmış, bir ya da daha çok plaka ya da film alabilen ve ışık geçirmeyen kutu. (Bir pencere, çekim sırasında duyarlı yüzeyin örtülmesini sağlar) || Pnömatik şasi, aynayla bez kaplı kauçuk bir örfü arasında boşluk oluşturulan şasi; pencere yerine geçen bu örtünün kenarları, çubuklarla aynanın kenarlarına sıkıştırılmıştır. || Taşıma şasisi, stereoskobik bir aygıtla elde edilen klişelerin kopyasını kontakt yoluyla çıkarmaya yarayan bir tür baskı çerçevesi. || Taşıyıcı şasi, sabit bir projeksyon aygıtının yatağına yerleştirilerek projeksiyonu yapılacak görüntüleri, art arda ekrana yansıtmaya yarayan kızaklı düzenek.
—Karb. kim. Karni şasisi, kömür damıtma işleminin sürekli olarak uygulandığı kama ralı düşey fırınlarda karnilerden her biri nin dibine yerleştirilen dökme demirden yapılmış kap; bu kaba yüklenen kok, daha sonra burgulu bir aktarma düzeneğiyle kok odasına boşaltılır. (Karniyi meydana getiren ateşe dayanıklı çeperler, bu şasi üzerine oturtulur.) || Oda şasisi, damıtma işleminin kesikli olarak uygulandığı kamaralı düşey fırınlarda, damıtma odalarının ateşe dayanıklı çeperlerinin üzerine otur tulduğu uzunca bir çerçeve biçiminde metal yapı. (Oda şasilerinde damıtılan kömürün üzerinde taşındığı bir kapak tamponu bulunur.)
—Mak. san. Bir araya getirilmiş parçalardan oluşan ve bir mekanik bütünün çeşitli organlarını taşıyan gövde.
—Matbaac. Kontak şasisi, tipo, ofset ya da helyogravür tekniklerinde kullanılan filmlerin çoğaltılmasına yarayan ve bir cam şasi ile bir ışık kaynağından oluşan aygıt.
—Oto. ve Elekt. Bir arabada, tektelli donanımın elektrik devrelerinin bağlı olduğu metal bölüm. (Şasi, klasik elektrik donanımlarının “dönüş kablosu" denilen ikinci kablosunun yerini alır: avrupa arabalarında akünün eksi kutbu, amerikan arabalarında ise artı kutup şasiye bağlıdır.)
—Saatç. Saatin, üzerine mekanizma parçalarının, çarkların, baskıların vb. monte edildiği ana parçası.
—Teknol. Şasi altı mesafesi, yer yüzeyi ile bir aracın subasmanın ya da şasisinin en alt noktası (genellikle bir süspansiyon parçası) arasındaki düşey uzaklık.
—ANSİKL. Dy. Demiryolu taşıtlarında, şasi, tekerlek düzeni üzerine oturan ve bir motorlu trenin, bir yolcu ya da yük vagonunun kasasını taşıyan, çelikten rijit dikdörtgen şeklinde bir yapıdır Bazı çağdaş tip taşıtlarda (elektrikli lokomotifler, yolcu ya da yük vagonları), şasi kasanın tamam (ayıcısıdır; bu da kasaputrelın bükülmezliğini güçlendirmeye katkıda bulunur.
—Oto. Otomobil şasisi, uzun süre, soğuk çekmeyle biçimlendirilmiş çelikten yapılmıştır. Askı donanımı aracılığıyla tekerlekler üzerine oturan şasi, motoru, ona bağlı çeşitli organları ve karoseriyi taşırdı. Şasi, iki uzun kenarı şasi kollarından oluşan bağlama kuşağı görevi yapan traverslerle birbirlerine bağlanan ve köşeleri guse- lerle takviye edilen bir dikdörtgen ya da yamuk biçimindeydi. Bu tipe ait son şasi lerin, X biçiminde çapraz bağlanmış dikdörtgen kesitli kesonlar oluşturmak için bir taban üzerine elektrik kaynağıyla tespit edilmiş U şeklinde öğeleri vardı. Bu teknik günümüzde, kamyonlara uygulanır, ancak özel arabalar ile otobüslerde bu şasinin yerini bileşik şasi almıştır.
1. Bir taşıtın motorunu ve motor organlarını, tekerleklerini, askı donanımını (süspansiyonunu) ve karoserisini taşıyan yapı. (Bk. ansiki, böl.)
Sponsorlu Bağlantılar
—Yekpare gövdeli kasaların yaygınlaşmasından bu yana, yarış arabalarının kaynaklanmış ya da perçinlenmiş keson biçiminde yapısı.
—Elekt. TOPRAK’ın eşanlamlısı.
—Foto. Bir çekim, baskı ya da projeksiyon sırasında, bir filmi ya da bir fototipi konumlamaya yarayan aksesuar. || Negatif şasi, bir fotoğraf makinesinin arkasına ta- kılabilecek biçimde tasarlanmış, bir ya da daha çok plaka ya da film alabilen ve ışık geçirmeyen kutu. (Bir pencere, çekim sırasında duyarlı yüzeyin örtülmesini sağlar) || Pnömatik şasi, aynayla bez kaplı kauçuk bir örfü arasında boşluk oluşturulan şasi; pencere yerine geçen bu örtünün kenarları, çubuklarla aynanın kenarlarına sıkıştırılmıştır. || Taşıma şasisi, stereoskobik bir aygıtla elde edilen klişelerin kopyasını kontakt yoluyla çıkarmaya yarayan bir tür baskı çerçevesi. || Taşıyıcı şasi, sabit bir projeksyon aygıtının yatağına yerleştirilerek projeksiyonu yapılacak görüntüleri, art arda ekrana yansıtmaya yarayan kızaklı düzenek.
—Karb. kim. Karni şasisi, kömür damıtma işleminin sürekli olarak uygulandığı kama ralı düşey fırınlarda karnilerden her biri nin dibine yerleştirilen dökme demirden yapılmış kap; bu kaba yüklenen kok, daha sonra burgulu bir aktarma düzeneğiyle kok odasına boşaltılır. (Karniyi meydana getiren ateşe dayanıklı çeperler, bu şasi üzerine oturtulur.) || Oda şasisi, damıtma işleminin kesikli olarak uygulandığı kamaralı düşey fırınlarda, damıtma odalarının ateşe dayanıklı çeperlerinin üzerine otur tulduğu uzunca bir çerçeve biçiminde metal yapı. (Oda şasilerinde damıtılan kömürün üzerinde taşındığı bir kapak tamponu bulunur.)
—Mak. san. Bir araya getirilmiş parçalardan oluşan ve bir mekanik bütünün çeşitli organlarını taşıyan gövde.
—Matbaac. Kontak şasisi, tipo, ofset ya da helyogravür tekniklerinde kullanılan filmlerin çoğaltılmasına yarayan ve bir cam şasi ile bir ışık kaynağından oluşan aygıt.
—Oto. ve Elekt. Bir arabada, tektelli donanımın elektrik devrelerinin bağlı olduğu metal bölüm. (Şasi, klasik elektrik donanımlarının “dönüş kablosu" denilen ikinci kablosunun yerini alır: avrupa arabalarında akünün eksi kutbu, amerikan arabalarında ise artı kutup şasiye bağlıdır.)
—Saatç. Saatin, üzerine mekanizma parçalarının, çarkların, baskıların vb. monte edildiği ana parçası.
—Teknol. Şasi altı mesafesi, yer yüzeyi ile bir aracın subasmanın ya da şasisinin en alt noktası (genellikle bir süspansiyon parçası) arasındaki düşey uzaklık.
—ANSİKL. Dy. Demiryolu taşıtlarında, şasi, tekerlek düzeni üzerine oturan ve bir motorlu trenin, bir yolcu ya da yük vagonunun kasasını taşıyan, çelikten rijit dikdörtgen şeklinde bir yapıdır Bazı çağdaş tip taşıtlarda (elektrikli lokomotifler, yolcu ya da yük vagonları), şasi kasanın tamam (ayıcısıdır; bu da kasaputrelın bükülmezliğini güçlendirmeye katkıda bulunur.
—Oto. Otomobil şasisi, uzun süre, soğuk çekmeyle biçimlendirilmiş çelikten yapılmıştır. Askı donanımı aracılığıyla tekerlekler üzerine oturan şasi, motoru, ona bağlı çeşitli organları ve karoseriyi taşırdı. Şasi, iki uzun kenarı şasi kollarından oluşan bağlama kuşağı görevi yapan traverslerle birbirlerine bağlanan ve köşeleri guse- lerle takviye edilen bir dikdörtgen ya da yamuk biçimindeydi. Bu tipe ait son şasi lerin, X biçiminde çapraz bağlanmış dikdörtgen kesitli kesonlar oluşturmak için bir taban üzerine elektrik kaynağıyla tespit edilmiş U şeklinde öğeleri vardı. Bu teknik günümüzde, kamyonlara uygulanır, ancak özel arabalar ile otobüslerde bu şasinin yerini bileşik şasi almıştır.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
