SAĞLAMAK g. f.
1. Bir kimseye, birgruba vb. bir şey (somut) sağlamak, ona, onların, bir şeyi elde etmelerine, almalarına, edinmelerine yardımcı olmak; temin etmek: Felaketzedelere giysi sağlamak. Bir ülkeye silah sağlamak. Bu malzemeleri nereden sağladınız?
2. (Bir kimseye) bir şey (soyut) sağlamak, bir kimseden bir şeyden söz ederken (ona) o şeyi vermek, sunmak; temin etmek: Bu kitap size aradığınız bütün bilgileri sağlayacak. Onun suçlu olduğunu kanıtlayacak delilleri sağlamak size düşüyor. Bu, bana onunla tanışma fırsatı sağlayacak.
3. Bir şeyi (soyut) sağlamak, o şeyin gerçekleşmesine ve kalıcı olmasına olanak vermek, bir şey için gerekli koşulları hazırlamak: Bu antlaşma, iki ülke arasında barışı sağlayacaktır. Düzeni, huzuru, güvenliği sağlamak.
4. Bir kimseye, bir servise vb. belge doküman sağlamak, istenen belgeyi, dokümanı sunmak: Gerekli belgeleri sağlamadan başvuru formunu vermeyiniz.
5. Bir şey sağlamak, onu elde etmek, ona sahip olmak, kazanmak: Yılda ne kadar gelir sağlıyorsunuz? Yarışta büyük bir başarı sağladınız.
6. Esk. Bir şeyi sağlamak, onu sağlamlaştırmak.
7. Bir matematik işlemini sağlamak, onun doğruluğunu göstermek için gerekli işlemleri yapmak.
♦ sağlanmak edilg. f. Sağlamak eylemine konu olmak: Yardım sağlanmak. Geçimi kimin tarafından sağlanıyor? Destek sağlanır sağlanmaz gerekli girişimlere başlanacak.
SAĞLAMAK gçz f. Bir taşıt sözkonu- suysa, yolun sağ yanına geçmek; öndeki bir aracın sağ yanına girmek.
1. Bir kimseye, birgruba vb. bir şey (somut) sağlamak, ona, onların, bir şeyi elde etmelerine, almalarına, edinmelerine yardımcı olmak; temin etmek: Felaketzedelere giysi sağlamak. Bir ülkeye silah sağlamak. Bu malzemeleri nereden sağladınız?
Sponsorlu Bağlantılar
3. Bir şeyi (soyut) sağlamak, o şeyin gerçekleşmesine ve kalıcı olmasına olanak vermek, bir şey için gerekli koşulları hazırlamak: Bu antlaşma, iki ülke arasında barışı sağlayacaktır. Düzeni, huzuru, güvenliği sağlamak.
4. Bir kimseye, bir servise vb. belge doküman sağlamak, istenen belgeyi, dokümanı sunmak: Gerekli belgeleri sağlamadan başvuru formunu vermeyiniz.
5. Bir şey sağlamak, onu elde etmek, ona sahip olmak, kazanmak: Yılda ne kadar gelir sağlıyorsunuz? Yarışta büyük bir başarı sağladınız.
6. Esk. Bir şeyi sağlamak, onu sağlamlaştırmak.
7. Bir matematik işlemini sağlamak, onun doğruluğunu göstermek için gerekli işlemleri yapmak.
♦ sağlanmak edilg. f. Sağlamak eylemine konu olmak: Yardım sağlanmak. Geçimi kimin tarafından sağlanıyor? Destek sağlanır sağlanmaz gerekli girişimlere başlanacak.
SAĞLAMAK gçz f. Bir taşıt sözkonu- suysa, yolun sağ yanına geçmek; öndeki bir aracın sağ yanına girmek.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.

Sağlamak Nedir?
