Arama

Salmak Nedir?

Güncelleme: 17 Eylül 2015 Gösterim: 1.212 Cevap: 0
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
17 Eylül 2015       Mesaj #1
Safi - avatarı
SMD MiSiM
SALMAK g. f.
1. Bir kimseyi, bir hayvanı salmak, serbest, özgür bırakmak; azat etmek: Tutuklulan salmak.
Sponsorlu Bağlantılar
2. Bir şeyi salmak, bağlı olduğu yerle bağlantısını kesmek; bırakmak: Uçurtmayı salmak. Kayığı sal gitsin.
3. Bir şeyi (ölçü tümleci +) salmak, gevşetmek: İpi biraz daha sal.
4. Hayvanı bir yere (çayır, odak vb) salmak, otlaması için oraya götürmek; orada başıboş bırakmak: Hayvanlan çayıra salmak.
5. Bir kimseyi salmak, onu bir iş için bir yere göndermek, yollamak: Hemen kûye dürt adam saldılar.
6. Bir şeyi (bir şeye) salmak, onu bir şeyin İçine koymak, katmak: Pilavın pirincini salmak.
7. Bir kimseyi (bir yare) salmak, ona bir yere gitmesi, girmesi için izin vermek; bırakmak, koymak: Annem salarsa, akşam size getirim. İçeri kimseyi salmıyorlar.
8. Saç, sakal salmak, onlan kesmemek, uzatmak.
9. Saçlannı salmak, bağlamamak, serbest bırakmak: Saçlannı omuzlanna salmak.
10. Bir şeyi bir yere salmak, onu bir yere sarkıtmak: Kuyuya kova salmak.
11. Vergi salmak, vergilendirmek, vergi koymak (esk.).
12. Bir insanı, bir hayvanı bir kimsenin üstüne salmak; ona saldırtmak: Adamlannı, köpeklerini üstümüze saldı.
13. Kendini salmak, bir kimseden söz ederken, kendisine özen göstermemek, bakmamak: Biraz makyaj yap, gene saldın kendini; herhangi bir kötü olay karşısında ruhsal olarak çökmek: Hemen kendini salma, bir çaresi bulunur; bir şeyden söz ederken, gevşemek, bırakmak: Kazak yıkanınca kendini saldı.
14. Saldım çayıra, mevtam kayıra, gözetilmesi gereken hayvanları ya da çocuklan kendi başlanna başıboş olarak bırakma durumunda söylenir. || Salmamak, (avc.) bir av köpeğinden söz ederken, avın üstüne atılmamak. || (Başını) derde salmak, onu bir derde uğratmak, düşürmek (esk.). || Dal budak salmak - DAL. || Haber salmak - HABER. || Kök salmak - KÖK.

—Fırınc. Hamur salmak, hamuru fırına vermek. || Kendini salmak, hamur sözko- nusuysa, mayalanmamak, gevşek bir duruma gelmek. (Un taze ve niteliksizse hamur mayalanmaz, cıvık bir durum alır. Bu durumdaki hamurdan yapılan ekmek bozuk çıkar; kabarmaz ve çatlar.)

—Kuşç. Elde tutulan kuşun uçabilmesi için eli açmak. || Şahin salmak, kaçan bir avın ardından şahini uçurmak.

—Mutf. Kapalı bir kapta, hafif ateşte et ya da sebzenin suyunu bırakması.

gçz. f. Üstüne atlamak, saldırmak: Bu köpek insana salar mı?

—Denize Bir gemiden söz ederken, demir üzerinde dört bir yana dönmek. || Tersine salmak, demir üzerinde yatan bir gemiden söz ederken, rüzgâr ya da akıntı yönünün tersi yönde baş tutmak.

saldırmak ettirg. f. Bir kimseyi, bir hayvanı bir kimseye saldırmak, onu, ona saldırtmak: Köpeğini üzerimize saldırdı.

salınmak edilg. f. Salmak eylemine konu olmak: Köye adam salınmak. Denize salınan ağlar.

Kaynak: Büyük Larousse

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.

Benzer Konular

9 Mart 2010 / Misafir Soru-Cevap