Arama

Sapkınlık Nedir?

Güncelleme: 21 Eylül 2015 Gösterim: 1.099 Cevap: 0
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
21 Eylül 2015       Mesaj #1
Safi - avatarı
SMD MiSiM
SAPKINLIK a. Genellikle kabul edilen kanılara, fikirlere aykırı düşen ve resmi öğretiye sıkı sıkıya bağlı olanlarca yanlış ya da kabul edilmez sayılan kanı ya da fikir; bu kanı ve fikirlere uygun biçimde davranma: Bilimsel bir sapkınlık. Sapkınlık içinde olmak.

Sponsorlu Bağlantılar
—Anat. içorgan sapkınlığı, bazı içorganların organizmanın bakışım düzlemine göre ters yönde bulunduğu gelişim anomalisi.

—isi. Kuran ve hadislerde belirtilen İslam ilkelerini benimsememe, tanımama ve bunlara aykırı bir inanç yolu tutma. (Bk. ansikl. böl.)

—Katol. Katolik tanrıbilimine göre, inancın temel bir öğesi konusunda yanlış anlayış ya da magisterium tarafından tanımlanmış bir gerçeği bile bile yadsıma.

—Protest. Hıristiyanlık öğretisinde ya da ahlakında yer alan öğelerden birinin, ötekilerin zararına abartılması. || Çoğunluktaki akımlara ve kurumlara aykırı gruplar oluşturma.

—ANSİKL. isi. Kuran’da sapkınlıktan dalâl diye ve bu sözcüğün türevleriyle söz edilir; ayrıca bu kavram ve karşıtı hüdâ (hidayet) geniş bir ölçüde ele alınır. Kuran' daki ayetlere göre inkârcılar (kâfir), münafıklar, Tanrı’ya ortak koşanlar (müşrik), zalimler, Allah ve Hz. Peygamber’e karşı gelenler, günah işleyenler (fasık, mücrim), tutkularına köle olanlar, Tanrı'ya giden yol üzerinde dikilerek insanları azdıranlar Allah ve Hz. Peygamber hakkında uydurma savlar ortaya atanlar, inananlara kin besleyenler, sapkın sayılırlar. Bir başka ayette de kader dışında kalan amentü ilkeleri sıralanarak bunlara inanmayanların sapkın oldukları belirtilir (IV, 136).
Kuran'da ilke olarak hidayet gibi dalâletin (sapkınlık) de Allah’tan olduğu, Allah’ın sapkınlığa uğrattığı insanları hiç kimsenin doğru yola çekemeyeceği belirtilir (VII, 186; XXX, 8). Bununla birlikte, bu açıklamalar, Allah’ın haksız olarak insanları sapkınlığa zorladığını değil, yalnızca ilke olarak O’nun gücünün ve iradesinin sonsuzluğunu gösterir. Çünkü “Allah, doğru yolu bulanları sapkınlığa zorlamaz" (IX, 115). "Allah insanlara hiçbir biçimde kötülük etmez; ancak insanlar kendilerine kötülük ederler” (X, 44). Kuran, "Hidayete karşılık olarak sapkınlığı satın alanlardan söz ederek (II, 175) doğru yola girenlerin kendi iyilikleri, yanlış yola sapanların da kendi zararları gönünde bir seçimde bulunduklarını belirtir (X, 108). Şu da var ki, "Allah doğru yolda olanları da sapkınları da çok iyi bilir” (XVI, 125). Şeytan ise insanların sapkınlığa kaymalarını ister (IV, 60); buna karşılık Allah "...kendisine inananları karanlıktan aydınlığa çıkarır” (II, 257). O'nun rahmetinden ancak sapkınlar umut keserler (XV, 65); O'na inananlar ise "Tanrım, bizi öfkeye uğramışların ve sapkınların yoluna değil, doğru yola, nimetler verdiğin kişilerin yoluna kavuştur" (1, 7) diyerek yakarırlar.
Müslümanlığın ilk dönemlerinde daha çok başka inançlar için sapkınlık terimi kullanıldı. Daha sonraki yıllarda çeşitli toplumsal ve siyasal gelişmeler sonucu İslam dininde bazı mezhep ve akımlar ortaya çıkınca, bu mezhep ve akımlar da müslümanların çoğunluğunu oluşturanlar (ehl-i sünnet) tarafından. Kuran ve hadislerin açık hükümlerine aykırı görüşler ileri sürdükleri gerekçesiyle sapkın sayıldılar Ehli sünnet kelam bilginleri cebriye, kaderiye, mutezile Şia gibi bazı mezhepleri, özellikle de şianın gulat denilen aşırı rafızi kollarını "bid’at ve dalâlet ehli" diye andılar. Ayrıca Sünni fıkıh bilginleri de hanefi, şafii, maliki ve hanbeli mezheplerini hak mezhep sayarak şianın ilk üç halifeyi tanımama, geçici evlilik sözleşmesi (müt’a nikâhı), çıplak ayak üzerini meshetme gibi bazı görüş ve uygulamalarını sapkınlık saymışlardır. Bunlardan başka Ibnül Cezvi, ibni Teymiye gibi selefçi bilginler başta olmak üzere, birçok kelamcı ve fıkıhçı, hatta Harisi Muhasibi, Ebu Talip el-Mekki, Hucviri, Gazali gibi ılımlı sufiler, tasavvufta öngörülen yüksek amaçlara ulaştıklarını öne sürerek artık şeriat kurallarına uymak zorunda olmadıklarını öne süren ya da Tanrı hakkında İslam dininin temel inançlarıyla bağdaştırılması olanaksız görüşler öne sürüp sözler (şatahat) söyleyerek taşkın sufileri de sapkınlıkla suçlamışlardır. Bunun dışında İslam bilginleri Kuran ve hadislerde açıkça yasaklanmış bulunan büyücülük, üfürükçülük, falcılık, bakıcılık, kâhinlik gibi uğraşları da sapkınlık saymışlardır.
Kaynak: Büyük Larousse

X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.