Sınırlamak Nedir?

SINIRLAMAK g. f.
1. Bir yeri sınırlamak, bir şeyden söz ederken, bir başka şeyin sınır çizgisini oluşturmak, bir şeyin nerede başladığını, nerede bittiğini belirlemek: iki su arkının sınırladığı araziyi satın aldı.
2. Bir şeyi (bir şeyle) sınırlamak, ona bir sınır koymak, bir sınır içinde tutmak, kısmak; sınırlandırmak: Yetkililer otoyol üzerindeki hızı saatte 50 km ile sınırladılar.
3. Bir kimseyi, eylemini vb. sınırlamak, davranışlarının belli bir sınırı aşmasını önlemek; onu sınırlandırmak, kısıtlamak, engellemek: içki konusunda kendisini sınırlamayı bilmiyor. Bir kimsenin yetkisini sınırlamak.

—Bilş. Bir veri kümesinde, bir bitler ya da karakterler dizisinin sınırlarını belirtmek.

—Geom. Sınırını belirtmek. || Sınır olarak bir çizgiyi ya da yüzeyi kullanmak. || Bi' geometrik yerin belirlenmesinde, analitil geometride elde edilen cebirsel denkle min, eşdeğeri olmayan gerektirmelerle yapılan bir akılyürütme sonucu, aranan noktalar kümesini artık ayırt etmez duruma geldiğinde, kısıtlayıcı koşulları göz önün de tutmak. (Bu geometrik yerin sınırlandığından söz edilir.)

—Mat. çözlm. Alttan sınırlamak, bir alttan sınırlayan belirlemek. || Üstten sınırlamak, bir üst sınır belirlemek.

—Teknol. Bir aygıtı (motor, supaplar vb.), olanaklarının maksimumuna erişmesini önleyecek biçimde ayarlamak.

—Topogr. Planı alınacak bir arazi parçasının sınırlarını belirlemek amacıyla sınır işaretlerini yerleştirmek.

♦ sınırlanmak edilg. f.
1. Sınırları belirlenme, belirlenmiş olmak.
2. Bir kimseye, bir şeye belli sınırlar konmak, kısıtlanmak: Sınırlanan özgürlükler.

♦ sınırlandırmak ettirg. I. Bir şeyi sınırlandırmak.ona bir sınır koymak, bir sınırın İçinde tutmak; sınırlamak, kısıtlamak.

♦ sınırlandırılmak edilg. I. Sınırlandırmak eylemine konu olmak.

—Huk. Sınırlandırılmış hükümler, yasada sınırlı olarak sayılmış olan, yargıç taralından kıyas yoluyla genlşletllemeyen hükümler. (Buna karşılık, örnek olarak sayılmış hükümler, kıyas yoluyla genişletlleblllr)