Arama

Piramit Nedir?

Güncelleme: 4 Aralık 2015 Gösterim: 1.161 Cevap: 0
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
4 Aralık 2015       Mesaj #1
Safi - avatarı
SMD MiSiM
PİRAMİT a (fr. pyramide; lat. pyramis, -idis; yun. pyramis, -idos'tan).
1. Firavunlar döneminde Mısır’da mezar anıtı olarak kullanılan, üçgen biçiminde död yüzü olan, dikdödgen tabanlı, tepesi sivri bü- tiyük yapı. (Bk. ansikl. böl. Arkeol.)
Sponsorlu Bağlantılar
2. Kolomböncesi dönemde Meksika’da, tapınağı taşımak için yapılmış yükselti. (Bk. ansikl. böl. Arkeol.)

—Ağ. yet. Bazı meyve ağaçlarına (armut, elma) verilen biçim.

—Anat. Birçok anatomik elemana verilen ad. || Karın piramit kası, karın doğru kasının, çatıkemiğinden ak çizginin göbek altı kısmına kadar uzanan uydusu. || Laloutte piramidi, tiroit kıstağının üst kenarında bulunan çıkıntı. (Her zaman bulunmayabilir) || Malpighi ve Ferrein piramitleri, böbrek parankiması kesitinde görülen üçgen bi- Lgimli bölgeler. || Piramit kemik, el bileği kemiklerinin birinci sırasının üçüncü kemiği. || Timpan boşluğu piramidi, kulakdavulu boşluğunun küçük çıkıgjısı'. (İçinde üzengikemiği kası bulunur) || Uyluk piramit kası, kuyruksökumu kemiğinin dış yanından büyük trokanterin iç yüzüne uzanan kas.

—Camc. Camcıların üzerinde pencere camlarını taşıdıkları askı.

—Çevrebil. Beslenme piramidi, bir beslenme zincirinde, bireylerin sayısı (sayılar piramidi), kütle (kütleler piramidi) ya da enerji verimi (enerji piramidi) bakımından çeşitli bileşenler arasındaki sayısal bağıntıları gösteren grafik. (Bu grafikler, bir türden ötekine aktarılışta çok büyük madde ve enerji kaybı olduğunu göstermektedir. Bu nedenle insanoğlu besinini, ton balıkları ya da kuşlar gibi avcılığa başvurarak değil, yeşil sebzelerden ya da otçul hayvanlardan [birincil tüketiciler] elde etmeye yönelmiştir.)

—Çiçekç. Bazı çit ya da sıralı kenar ağaçlarında iğ biçiminde uzamış olanlara denir (piramit kavak, servi).

—Ed. Piramit metinleri, Mısır’da, V.-VI. hanedan hükümdarlarının mezar odalarına oyulmuş hiyerogliflerden oluşan metinler. (Mezar kültünün bir parçası olan bu metinler, özellikle büyülü sözler ve formüllerin ölüye aktarılmasıyla, ölümden sonra yaşamı sağlamaya yönelik büyüsel araçlardır.)


—Isıbil. Seger piramidi, az ya da çok ateşe dayanıklı seramik maddelerinin karışımından oluşan parça; erime noktası bileşimine bağlı olarak değişen bu parça, sıcaklığın azaldığı anı gözlemleyerek fırındaki parçaların pişme durumunu denetlemeyi sağlar. (Bk. ansikl. böl.)

—Metalürj. Vickers ya da Knoop sertliğini ölçmeye yarayan piramit biçimli elmas delici.

—Nöroanat. Soğanilik piramidi ya da ön piramit, orta çizginin iki tarafında, soğan- iliğin ön yüzünde, ön yan yarık ile soğanilik zeytini arasındaki, iyice belirgin, uzunlamasına kabartı. (Derinde kortikospinal ya da piramidal demete tekabül eder)

—Perspekt. Görme piramidi, klasik geometrik perspektifte, bakış noktası ile resim düzleminin tanımladığı görme uzayı. (Resim düzlemi piramidin tabanını, bakış noktası tepesini, temel görme ışın'ı eksenini oluşturur.)

—Sirk. İnsan piramidi, jimnastikçilerin bir piramidi andıracak biçimde birbirlerinin sırtlarına binerek gerçekleştirdikleri akrobatik tepe.

—ANSİKL. Arkeol.
Mısır. Bilinen ilk piramit olan Sakkaredeki kral Coser piramidinin (III. hanedan) yüksekliği 60 m’dir. Tuğladan yapılmış olan (kaplama taşları bugün yok olmuştur) bu piramidin her yüzünde altı basamak bulunur; bunlar büyük bir olasılıkla, firavunun Güneş tanrının krallığına çıkacağı dev merdiveni çağrıştırmaktadır Coser piramidinin, Mısır dinindeki temel simgeyi, yani dünya yaratıldığında ortaya çıkan okyanustan yükselen ve üzerinde yeryüzündeki ilk yaşam biçiminin görüldüğü en eski tepeyi canlandıran, üst üste konmuş bir dizi masta- ba olarak tasarlandığı sanılmaktadır. Gerçekten de bu toprak yığınının, mastaba- ların içini oluşturan şey olduğu düşününülebilir, dış kaplamanın tuğlalarıyla gizlendikten sonra da, bu yığın büyüsel gücünü sürdürüyordu. Coser piramidi, özünde değişmeyen yaşamın bu simgesinin dev boyutlu ilk örneğidir. Hiyeroglif yazılı metinlerde piramit “sonsuzluk konutu” olarak adlandırılmıştır. Coser'in ustabaşısı imhotep’e, yalnız bu görkemli yapı kümesini değil, ilk taş örgü yapı örneğinin inşasını da borçluyuz. Piramidin tek başına bir yapı olmadığını, aksine, firavunu sonsuza dek yalnız bırakmayacak soyluların ve kraliçelerin mezarlarını da kapsayan bir mezar kompleksinin merkezini oluşturduğunu unutmamak gerekir.
Sakkare'de piramit, mezarın yalnızca üst yapısını oluşturur; yeraltında kalan bölümdeyse, firavun ve ailesinin mezar odaları, çeşitli odalar bunlardan biri Coser’i hebsed bayramı (kralın tahta çıkışının yıldönümü şenlikleri) törenlerinin gereklerini yerine getirirken gösteren ünlü alçak- kabartmalarla süslüydü ve mezar eşyasının (burada kaymaktaşı ve çeşitli sert taşlardan yapılmış 40 000'den fazla vazo ele geçirildi) yerleştirilmiş olduğu birçok depo bulunuyordu. Oda ve geçitlerin bazıları, kamış demetlerini betimleyen mavi fayans panolarla (Kahire müzesi) süslenmişti. Basamaklı piramit, ruhların dolaşması için yapılmış tapınma mekânları mastabaları ve öteki yapılarıyla çok karmaşık, simgesel bir mimarlık anlayışının ürünüdür.
Piramit mimarisi doruk noktasına Eski imparatorluk döneminde ulaştı. III. hanedan döneminde basamaklı başka piramitler yapıldı (ne yazık ki bunlar günümüze çok kötü durumda ulaşmışlardır); buna karşılık, IV. hanedan döneminde, birçok yapı inşa ettiren ve basamaklı (ancak bunlar dışardan görülmez) yeni bir piramit türü yaratan "iyi kral” Snefru ile kesin bir gelişme görüldü. Sakkare'nin güneyinde, Meydum”da, piramidin dört yüzü belli bir eğimle bugün yok olmuş olan tepe noktasına doğru yükselir. Dahşur*'da bulunan iki başka piramit de bu firavuna mal edilir.
Bunlardan ilkinde şaşırtıcı bir özellik görülür: yarı yüksekliğin biraz altında, yan yüzlerin eğimi birdenbire artar; bu da piramidi birbirinden ayrı iki bölümden oluşuyormuş gibi gösterir 100 m yüksekliğindeki ikinci piramitse, çok geniş tabanlı ve “düz” yüzlüdür.
Piramitlerin en ünlüsünü, Snefru'nun oğlu Keops yaptırmıştır. Bu tür yapıların en yetkin örneği sayılan büyük Keops piramidi, IV. hanedan döneminin iki başka firavununun, Kefren ve Mikerinosun yaptırdığı diğer iki piramitle birlikte, Sfenks, mezar tapınakları ve mastabalarla tamamlanan Gizemdeki ünlü anıtsal topluluğu oluşturur Antikçağ'da dünyanın yedi harikasından biri sayılan büyük piramidin yüksekliği 147 m (bugün 138 m), bir kenarının uzunluğu ise 227 m’ydi; yapı yaklaşık 4 hektarlık bir alana oturuyordu. Yüzleri, Turah'tan çıkarılan kireçtaşıyla kaplıydı. Bugün kaplama hemen hemen tümüyle yok olmuştur. Piramidin konumlandırılması titizlikle hesaplanmıştır: yüzler neredeyse tamı tamına dört ana yöne bakmaktadır. Anıtın kütlesi içinde üç oda bulunmaktadır. Bunların en yüksekte olanına (lahit odası) ünlü büyük geçitten ulaşılır. Tümüyle granitten yapılmış bu odanın tavanı üzerinde, mezar odasına binen yükü azaltmak amacıyla benzeri olmayan GÖRME PİRAMİTİ bir düzenek inşa edilmiştir.
Keops'unkinden daha dar ancak hemen hemen onun kadar yüksek olan Kefren piramidinin tepe kaplamalarından bir bölümü günümüze kadar ulaşabilmiştir.
Mikerinos piramidi ise diğer ikisinden çok daha küçüktür; yüksekliği 66 m'yi geçmez. Hiçbir iç bezeme içermeyen bu üç anıtın öteki ortak özellikleri şunlardır: kuzey yüzündeki giriş, lahdin bulunduğu mezar odası, onun önündeki giriş odası ve bu odaya açılan eğimli geçit. Ayrıca bu üç anıtın çevresinde, kraliçelere ait küçük piramitlerin bulunduğunu da belirtmek gerekir.
Kral Unas'ın (V. hanedanın sonu) piramidi, mimarlık ve boyut bakımından kayda değer bir özellik taşımazsa da, önemli bir yenilik getirir: piramit metinleri; bunlar, iç duvarlara oyulmuştur ve eski Mısır' daki en eski dinsel metin derlemesini oluşturur.
Eski imparatorluktan sonra, Mısırlılar IV. hanedan dönemindekiler kadar büyük piramitler yapmadılar; ancak, mezar mimarlığında bu yapı biçiminin kullanımı sürdü. Orta imparatorluk döneminde krallar mezarlarını, çok karmaşık bir iç düzene sahip, gerçek anlamda birer labirent olan piramitlerin altına inşa ettirmeyi sürdürdüler. Mentuhotep (XI. hanedan)
Deyr'ül-Bahri’deki mezar tapınağının üzerine bir piramit yaptırdı. Yeni imparatorlumun ilk yıllarında, Teb'de hâlâ tuğladan küçük piramitler yapılıyordu; bununla birlikte, mezar mimariığında piramitçiklerin görülmesine rağmen, bu mimarlıkta piramit biçimi terk edildi; bu biçime ancak birkaç yüzyıl sonra Napata ve Meroede yeniden başvuruldu.

Mısır piramitlerinin yapımı. Mısırbilimci- ler arasında, kullanılan yöntemler bakımından en çok kabul gören sav, rampa ve iskelelerden yararlanıldığıdır. Gerçekten de birçok yerde (Meydum, Ebû Gurâb, Kefren'in mezar tapınağı vb.) bu tür tuğla iskelelerin ve rampaların izlerine rastlandığı sanılmaktadır. Ancak, mısırlı ustabaşıların kullandıkları olağanüstü tekniklerin sırrı hâlâ çözülememiştir. Özellikle devasa blokların hangi yöntemlerle kaldırılıp tam olarak yerlerine yerleştirildiği bilinmemektedir.

Hindistan ve hint uygarlığının etkisinde kalan bölgeler. Dünyanın ekseni (Meru dağı) ya da bir tanrının mekânı olan dağ, evrenbilimde basamaklı bir piramitle simgelenir. Bu kavram her yerde, tanrının oturduğu dağla bir tutulan tapınakların çatı düzenini etkilemiştir: kuzey mimarlığında olduğu gibi eğrisel çatılar (genelde, bunlara şikhara denir) ya da dravid vima- nalarının kat kat çatıları, tapınağın en önemli bölümünü oluşturur. Tapınağın etek bölümü de (cagati: toprak, evren ve pitha: kaide, altlık), daha basit bir biçimde de olsa aynı düşünceyi çağrıştırır (Hindistan dışındaki bölgelerde özellikle de “dağ-tapınak” diye adlandırılan büyük krallık tapınakları için yapılmış görkemli piramitler biçimindeki etekleriyle khmer sanatında bu bölüm büyük önem taşır). Bakong'dan (881) Angkor Vat'a (1113'ten sonr.) kadar geliştirilen sistem, hayranlık uyandıran bir mimari başarıya ulaşır. Daha XIII. yy.'ın sonunda Tayland’da pranglar yani kutsal kalıntıların saklandığı kuleler için benzer bir formül geliştirilmeye başlanmıştır. Bu yapı türünün en yetkin örneği Thonburi’deki Vat Arun’dur (1842). Daha küçük boyutlarda olsa da, Nepal mimarlığında da basamaklı piramitlere rastlanır (Katmandu: Talecu Bhavani tapınağı, 1576; Bhadgaun: Bhagavati tapınağı, Nyatapola tapınağı, XVII. yy. sonları). Güney Hindistan'da, kutsal öğretiyi almış (bu yüzden de öldükten sonra yakılmayan) Şiva inananlarına ayrılmış olan mezarlar küçük boyutlu, basamaklı piramitlerdir; cayna rahipleri için de aynı tip mezarlar yapılmıştır (Mudabidri, Karnataka). Buddhacılıkta ise, kat kat sıralanmış çok sayıda terası olan özel bir stupa türü tasarlanmıştır (Lauriya, Nandangarh, Bihar). Bu tip Güney-doğu Asya'da oldukça yaygındır: Cava’da (olağanüstü nitelikteki Barabudur), özellikle Birmanya'da (Pagan: Şvesandav, 1060’a doğr., Mingala- zedi, 1284 vb.; Mingun: yuvarlak planlı Sinbyume, 1816 vb.). Pagan döneminden başlayarak bu çözüm, üzerinde bir şikhara (Dhammayangyi, 1167'ye doğr., Sulamani, 1183) ya da bir stupanın (Abeyada- na, 1090'a doğr.) yer aldığı büyük tapınakların tasarlanmasında da etkili oldu.

Kolomböncesi dünya. Bu tür yapılar Orta Amerika'da çok yaygındır. Daha Orta Klasiköncesi dönemde (İ.Û. 1000-300) La Ventada bunlara rastlanır; piramitler Orta Meksika'da da çok erken bir dönemde ortaya çıkmıştır. Cuicuilco piramidinin yapımına (Mexico kenti) İ.Ö. VI. ya da V. yy.' da, Cholula piramidinin yapımına da I.O. II. yy.'a doğru başlanmıştır.
Klasik dönemde (İ.S. 250-950) Teotihuacânda (Mexico vadisi) dev boyutlu Güneş piramidi ile (64 m yüksekliğinde)
daha küçük boyutlu Ay piramidi yapıldı. El Tajtn tören merkezindeki Nişli piramit ile Tikal (tapınak I piramidi), Palenque (Yazıtlı piramit) ya da Uxmal (Kâhin piramidi) gibi maya kentlerinde yer alan, kimi zaman ölçüsüzce yükselen piramitler de aynı döneme aittir Klasiksonrası dönemde de (İ.S. 950-1500) Tula, Chichânitzâ ve Tenochtitlanda piramitler inşa edildi.
Genellikle basamaklı olan Orta Amerika piramidinin, sıkıştırılmış toprak bir nüvesi ve onu saran taş bir dış kaplaması vardır Biçim bozulmalarını önlemek amacıyla kimi zaman payandalar eklenmiştir (Teotihuacân’daki Güneş piramidi). Piramitlerin büyük bir bölümü, çeşitli dönemlerde üst üste yapılmış değişik yapılardan oluşur. Bunlar, iç mekânı genellikle oldukça dar olan ve taş ya da dayanıksız gereçlerle yapılmış bir tapınağın yapı eteğini oluştururlar; bazıları ise, Palenque'de- ki Yazıtlar tapınağı gibi aynı zamanda mezar işlevini de görüyordu.
Güney Amerika'da daha ender olarak görülen piramit biçimli yapıların boyutları hiçbir zaman Orta Amerika'daki piramit- lerinkine ulaşmaz. Ara dönemde (İ.Û. 200 - İ.S. 600), Peru'da kerpiç piramitler inşa edildi; bunlar dinsel yapılara altlık görevini görüyorlardı. Kıyının orta kesiminde (Rimac vadisinde, Lima kültürüne bağlanan Maranga piramidi) olduğu gibi kuzey kıyıda da (la Moche vadisinde, moşika kültürüne bağlanan Güneş ve Ay piramitleri) bu tür yapılar gerçekleştirildi.

Avrupa sanatı. Süsleme amaçlı küçük bir yapı olarak piramitlere XVIII. yy. manzara bahçelerinde (örneğin Chambourcy' de, Franconville'de, Monceau parkı’nda) rastlanır Birinci İmparatorluk döneminde, dikilitaşla birlikte, en çok kullanılan süs öğelerinden biridir.

—Isı bil. Seger piramitleri. Bunlar, kuvars, feldispat, kalsiyum karbonat ve kaolen karışımından oluşan farklı biçim (çubuk, halka, piramit vb.) ve boyutlarda (2-6 cm) katı maddelerdir, ergime noktaları 580 °C ile 2 050 °C arasında yer alan bir dizi oluşturur. Seger konileri temelde seramik sanayisinde kullanılır.

Kaynak: Büyük Larousse

X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.

Benzer Konular

2 Mayıs 2013 / Weqtor Soru-Cevap
7 Temmuz 2010 / Daisy-BT Mimarlık
21 Mayıs 2015 / Misafir Taslak Konular