Arama

Polisiye Nedir?

Güncelleme: 9 Aralık 2015 Gösterim: 1.022 Cevap: 0
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
9 Aralık 2015       Mesaj #1
Safi - avatarı
SMD MiSiM
POLİSİYE sıf. (fr. pollcieı).
1. Polise ilişkin, güvenliğin sağlanmasına yönelik; baskıya dayalı şey için kullanılır: Polisiye tedbirler.
Sponsorlu Bağlantılar
2. Bir cinayeti, bir suçu aydınlatmak için gösterilen çabalan konu alan bir roman, bir öykü, bir film için kullanılır. (Bk. ansikl. böl.)

—ANSİKL.
Polisiye roman. Geçmişteki pek çok örneğe rağmen, polisiye roman XIX. yy.'da doğmuş bir türdür. Esrarlı, hatta cinayetle ilgili unsurlara çeşitli edebi kaynaklarda elbette rastlanıyordu (Eski Ahit, hindu efsaneleri, Sophokles’in Kral Oidipus'u, Theseus'un ve Hercules'in kahramanlıkları, R. H. Van Gulik tarafından gün ışığına çıkarılan, yargıç Ti'nin soruşturmaları, hint-iran efsaneleri ve Vol- taire'in masalları [Zadig]). Bazı İngiliz yazarların cinayet öyküleri de (Defoe’nun Moll Flanders'ı, 1722) polisiye romana iyice yaklaşır; Fielding'in Tom Jones'u (1749) bir caninin yaşamöyküsüdür ve "rogue literatüre" (serseri edebiyatı) çizgisindedir. İspanyol pikaresk edebiyatıyla birlikte düşünülmesi gereken bu öyküler, sözkonusu toplumların töreleri ile, geçerli sayılan ilkeler arasındaki çarpıcı uzaklığı göz önüne sererler. Ahlakçı bir tavrı olan bu edebiyat, büyük kentlerde ya da sanayileşen yörelerde doğduğu için, polisiye romanın atası sayılır. Bu edebiyat, daha sonra polisiye türün temelini oluşturacak kimi temaları da kapsıyordu (para, kötülüğün varlığı ve iyi uğruna savaş, iktidardaki burjuvaziyle aynı mekânları paylaşan marjinallere ve serserilere özgü bir altkültürün varlığı)-XIX. yy.'da, biri popüler, öbürü kültürlü azınlığa özgü iki geleneğin birleşmesiyle polisiye roman doğdu. Popüler gelenek, dedikodu edebiyatından, cinayetlere duyulan ilgiden besleniyordu; bu ilgi, kanlı olayların peşine düşerek bunları tüm kente yayan dedikodu gazeteleri ve sokak şarkıcıları sayesinde tüm XIX. yy. boyunca sürdü. Buna karşılık kültürlü azınlığa özgü gelenek Schiller’in Haydutlar (Die Râuber) adlı oyununun kahramanı Kari Moor'dan, VVerner’den (Byron), İngiliz gotik romanından, VValpole'un The Castle ot Otranto, a Gothic sto/y’sinden (1764), M. Shelley’in Frankenstein ından (1818), Maturin, Raddiffe ve Levvis'in romanlarından beslendi.
Tümüyle edebi nitelikteki bu unsurlara toplumsal-iktisadi unsurlar da eklendi, ilk ve en önemli unsur, kırsal alanların boşalmasından sonra her yerde görülen olağanüstü kentleşmedir. Kentleşme insan tutkularının (aşk, para hırsı, kötülük, cinayet ve delilik) dar bir mekânda yoğunlaşması anlamına gelir. Kente çok daha önce yerleşmiş bulunan burjuvaziyse kendini tedirgin, rahatsız ve kıstırılmış hissedecektir. Polisiye roman onun bu kuşatılmışlık durumuna düşsel bir düzeyde verdiği bir yanıttır.
Böylece Rastignac, Vautrin, Nucingen ve Vidocq'un (1828'den itibaren), Bel Ami’nin, Julien Sorel’in ve yaşamış ya da hayali öbür fırsat düşkünlerinin devri başlamıştır Önemli olan, her yolu deneyerek büyük kitleden sıyrılmak, başarı kazanmaktır. Aklı başında, ama şaşkına dönmüş olan toplum, bu durumda polisi, dolayısıyla polis görevlisini ve onun edebiyattaki yansımasını, yani dedektifi yarattı. Buna koşut olarak, bilimlerdeki gelişme; soruşturma ve araştırma yöntemlerinin bulunuşu, hem bir cinayet biliminin, hem de akılcı ve olumlu soruşturma yöntemlerinin doğmasını sağladı. Demek ki, insan tutkuları (cinayet), bundan tedirgin olanlar (toplum), bunları yönlendirmekle görevli olanlar (polisler) ve bu işi gerçekleştirebilmek için başvurulan bilimsel ve kurgusal teknikler (soruşturma) söz konusudur.

Basının gelişmesine bağlı bir başlangıç. Polisiye roman doğduğunda, biçimini, temalarını ve konularını konuşulan, görülen ve bilinen şeylerden aldı. XIX. yy.'da, okuma yazma bilenlerin ve okulların sayısı sürekli arttı. Halkın kültürel gereksinmelerinin de aynı hızla arttığı söylenebilir. Bu gereksinme büyük ölçüde basın tarafından karşılandı. Basın, büyük başarı kazanan yepyeni bir edebi türü, tefrika romanı yarattı ve yazarlar kısa bir sürede, soruşturma, akılyürütme ustalığı gibi, polisiye romanı ilgilendiren konularda uzmanlaştılar; polisiye romanın bir tür olarak doğması da bu uzmanlaşma sayesinde oldu.

Çözüm romanı. Polisiye romanı kuranın, bu türe önemli katkılarda bulunan E. A. Poe olduğu kabul edilir. Poe, bir yandan yazdığı üç öyküyle (Morg sokağında cinayet [The Murders in the Rue Morgue], 1841; Kayıp mektup [The Purloined Letter], 1841; Marie Roget'nin esrarı [The Mystery of Marie Roget], 1842-43) yepyeni bir edebi model, yani aydın bir amatör olan dedektifi, bir yandan da şövalye Du- pin'in kişiliğinde başarıya ulaşacak bir formül ortaya koydu. Adı bilinmeyen anlatıcı ile Dupin, türün ilk işbirliğini (deha- değerlendirme) gerçekleştirdiler; bu sistem daha sonra Conan Doyle, Sax Rohmer, A. Christie, J. Ray ve başka birçok yazar tarafından kullanıldı. Öte yandan Poe, polisiye romana “karanlık” bir boyut kattı: polisiye öykü onun sayesinde karanlığın öyküsü haline geldi; bu anlamda, “aydınlık”ın (hakikat-iyilik) karanlığa (yalan-kötülük) karşı “mücadele”si, kökü Antikçağ'a kadar uzanan çok eski bir geleneğe bağlanır. Poe’nun son bir katkısı da, Dupin'in, hakikate ulaşmaktan çok, anlatıcıyı, okuyucuyu ve gelecek kuşakları şaşırtmayı amaçlayan bir çözümleme yöntemi kullanmasıdır. Hakikat ancak, Dupin'in soğukkanlılığı ile öbür kahramanların telaşı arasındaki karşıtlığı vurgulayan, çok ustaca hazırlanmış bir düzenleme sonunda ortaya çıkar Dolayısıyla olayların ve zamanın akışı yer yer kesintiye uğrar. Ama Poe'nun en etkileyici yanı yazma yöntemidir: “Biz bir plana ancak sürekli olarak sonucu düşünerek gerekli mantıksal ve nedensel görünümü kazandırabiliriz...” (Bir şiirin oluşumu). Başka bir deyişle Poe, öyküyü.sondan başa doğru düzenler, yani bir çözüm romanı tasarlar.
Poe'nun çizgisinde, ama genellikle daha popüler bir üslup kullananjoek çok yazar çıktı. 1866'da Fransa'da E. Gaboriau' nun TAffaire Lerouge'u, ardından da le Crime d'Orcival'i yayımlandı. TAffaire Lerouge, Morg sokağı cinayeti'nden esinlendiği halde, ondan nerdeyse 9 kat daha uzundu. Polisiye öykü çizgisini terk eden ve anlatısında soruşturmacıyı alan Gaba- riau ise, popüler romanın, yani melodramın bazı belirgin özelliklerini koruyarak, polisiye romanda fransız tarzını başlattı. Ama polisiye tür kesin biçimini İngiltere' de kazandı. Study in Scarlet (1887) adlı yapıtıyla polisiye yazarlığına başlayan Conan Doyle, daha sonra The Sign of Four'u, 1892'de de "short stories" tarzında Adventures of Sherlock Holmes'u kaleme aldı. Bu öykülerin yapısı hep aynıdır. Holmes işi gücü olmayan biridir. Macera çeşitli biçimlerde gelir onu bulur (korkuya kapılmış, bir tertibin içine düşmüş kişiler, zor durumda kalmış, yardım isteyen polisler vb.). Holmes dinler, soruşturur, sonra gözlemler yapmak için “olay yerine gider. Müşterisini haberdar ederek katilin peşine düşer ve yakalar. En sonunda VVatson'ı karşısına alarak olayı nasıl çözdüğünü açıklar; okuyucu-VVatson, hayranlıkla karışık bir şaşkınlığa düşer. Conan Doyle’un getirdiği önemli yenilik, açıklama talebini daha da artıran korku unsuruna yer vermesidir (Baskervilleler'in köpeği [The Hound of the Baskervilles]). Ama Poe ve Gaboriau’nun öykülerinin tersine, başlangıç durumu dondurulmamıştır: geriye dönük olmayan soruşturma, bir cinayeti açıklamaktan çok onu önlemeye yöneliktir. Fransa'da bu akım M. Leblanc, G. Leroux, G. Le Rouge, Souvestre ve Allain ile sürerken, İngiltere’de de Sax Rohmer, Fu Mançu tipiyle geleceğin casusluk romanını hazırladı. XX. yy.’ın başları, çok çeşitli doğrultulara yönelebilecek bir ana türün var olduğu, bir kaynaşma dönemi olarak belirdi.

Çözüm romanının zaferi. 1914’ten sonra, magazin ve dergiler, artık özerkliğini kazanan ve başlıbaşına bir sanayi ve tüketim konusu haline gelen polisiye edebiyata destek olmaktan uzaklaştılar. Fransa’da "Le Masque", "L’Empreinte” dizileri doğdu. Gallimard yayınevi 1936'da "Le Scaraböe d'or”u kurdu. Polisiye roman, yazarın okuru içine sokarak şaşırtmaya çalıştığı, yanlış ve doğru yollarla dolu bir labirente dönüştü. Böylece başlatılan okur yazar karşılaşmasının kurallarını belirleyense S. S. Van Dine oldu (American Magazine. 1928). Bilmeceli roman bir ikilik üzerine kurulmuştur; polisiye romansa bir değil, iki.öyküye dayanır: bir yanda ikinci öykü başladığında sonra eren, cinayetin öyküsü, öte yandaysa, kahramanların eylemde bulunmadıkları, ama yalnızca olanları öğrendikleri, soruşturmanın öyküsü vardır. Buradan, yapısı, her izin, her yolun incelenmesi ve doğrulanmasına göre şekillenen geometrik bir mimari doğar. A. Christie’nin Şark ekspresinde cinayet (Murder on the Orient Express) adlı romanında izlediği yöntem dedektif H. Poirot'nun on iki cinayet zanlısını sorguya çektiği on iki bölüm ile bir giriş (cinayetin öğrenilmesi) ve bir sonuç (suçlunun ortaya çıkarılması) bölümünden oluşur ile, Simenon'un kahramanı komiser Maigret’ nin yöntemi bu kurgunun en önlü örnekleridir.

Kara roman. 1920’lerden itibaren ABD' de, soğuk ve ölçülü "İngiliz okulu”na tümüyle karşıt yeni bir okul ortaya çıktı. Bu okul esas itibariyle Kara Maske (Black Mask) adlı dergiden doğmuştur: bu dergi, toplumsal gerçeklere daha çok ilgi göstererek ve gangsterlik, siyasal cinayet, amansız iktisadi ve mali mücadeleler gibi olayları da göz önünde tutarak cinayet öyküleri yayımlıyordu. Bu dönemde D. Plammett, R. Chandler, W. R. Burnett, D. Goodis, J. Thompson, Ross Macdonald vb. kahramanlar doğdu. Kara roman iki öyküyü kaynaştırır; birinci öyküye son vererek ikinci öyküyü başlatır. Cinayet, anlatılan öyküden önce değildir. Anlatıcının geçmişteki olayları toparlamasını sağlayacak bir varış noktası yoktur. Anlatıcının olayın sonunda hayatta kalıp kalmayacağını bilemeyiz, ileriye dönük araştırma, geriye bakışın yerini alır ve anlatı artık, aydınlatılması gereken esrarın çevresinde toplanmaz; buna karşılık, bir bekleyiş havası yaratılarak okuyucunun ilgisi çekilir. Kara romanda nedenden sonuca, polisiye romandaysa sonuçtan nedene gidilir. Merak unsurunun yerini, canlandırılan ortamın incelenmesi almıştır; buna göre, kara romanın en belirgin özelliği tematik oluşudur (James Fladley Chase).

Thriller. Polisiye roman ile kara roman arasında, merak unsurunun yanı sıra, anlatıyı etkili kılacak yollara (beklenmedik son ve zincirleme olaylar) başvuran yapıtlar da vardır. Bu akımın kurucusu, gerilimli, hatta dehşet verici atmosferler yaratmakta büyük bir ustalık gösteren A. Hitchcock'tur; çoğu zaman bu gerilim, onu kat kat aşan düşüşlerle aniden boşalıve- rir. Kara romanda olduğu gibi thriller’da da esas olan ikinci öyküdür. Okuyucu geçmişi olduğu kadar, geleceği ve asıl kahramanların onların herhangi bir dokunulmazlığı yoktur- başına gelecekleri de düşünür Bu kategoriye giren iki alt-tür vardır: dedektifin güçsüz bir kişi olduğu öyküler ve bilmece romanınkine benzer bir cinayetin sözkonusu olduğu öyküler. Bu tür öyküler yazanlar arasında W. irish, R Ouentin, Ch. VVİlliams ve Fransa'da Boileau -Narcejac en ünlüleridir.
Son olarak, iyice kalıplaşmış "hareketli" dizileri anmak gerekir; dozu çok ustaca ayarlanmış bir cinselliğe, sadizme, şiddete ve maraziliğe başvuran bu dizilerde, resmi polislerin yerini kaba, ama çekici serüvenciler (casuslar, gizli ajanlar) alır (CASUSLUK edebiyatı), R Cheyney, ian Fleming, F. Dard (takma adı San Antonio), Jean ve Josette Bruce, Görard de Villiers gibi yazarların yarattığı kahramanlar bu kategoriye girer.


Kaynak: Büyük Larousse

X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.

Benzer Konular

11 Ocak 2009 / Ziyaretçi Cevaplanmış
31 Mart 2010 / _KleopatrA_ X-Sözlük