ÖTEKİ belgsz. sıf.
1. Bilinen ya da sözü edilenden ayrı; başka, diğer, öbür: Öteki ülkelerde neler olup bitti bilmiyoruz.
2. Bir şeye göre daha uzakta olan; önceki ya da sonraki; öbür: Aradığımız bu ev değil öteki ev. Otobüs kaçtı, öteki otobüsü beklemeniz gerekiyor.
3. Sözü edilen zamandan bir sonraki; öbür: Taksitlerim öteki ay bitiyor.
4. Öteki dünya, öbür dünya.
belgsz. adi.
1. Söylenenden başkası; uzaktaki, önceki ya da sonraki şey ya da kimse: Ötekine binmeksiniz. Aklım ötekinde kaldı. Öteki içeride oturuyor.
2. Cfteki beriki, olur olmaz kimseler, şu bu: Öteki beriki hakkımızda konuşmuş.
♦ ötekisi, ötekileri, belgsz. adi. iki taraftan biri, sözü edilenden başkası: Biri sürekli konuşurken, ötekisi kafa sallıyordu. Ötekisi daha genç.
1. Bilinen ya da sözü edilenden ayrı; başka, diğer, öbür: Öteki ülkelerde neler olup bitti bilmiyoruz.
Sponsorlu Bağlantılar
3. Sözü edilen zamandan bir sonraki; öbür: Taksitlerim öteki ay bitiyor.
4. Öteki dünya, öbür dünya.
belgsz. adi.
1. Söylenenden başkası; uzaktaki, önceki ya da sonraki şey ya da kimse: Ötekine binmeksiniz. Aklım ötekinde kaldı. Öteki içeride oturuyor.
2. Cfteki beriki, olur olmaz kimseler, şu bu: Öteki beriki hakkımızda konuşmuş.
♦ ötekisi, ötekileri, belgsz. adi. iki taraftan biri, sözü edilenden başkası: Biri sürekli konuşurken, ötekisi kafa sallıyordu. Ötekisi daha genç.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.

Öteki Nedir?
