IZGARA a. (yun. skara’dan).
1. Metal ya da ağaç çubuklarından yapılan parmaklık ya da kafes biçimindeki araçlara verilen genel ad.
2. Metal parmaklıklardan ya da nervürlenmiş dökme demirden yapılmış bir levhadan oluşan ve et, balık gibi besinleri harlı ateşte kızartmaya olanak sağlayan mutfak gereci: Izgarada balık pişirmek.
—Arıc. Anaarı ızgarası, kovanlarda genellikle kuluçkalık ile ballık arasına konan delikli çerçeve. (Demir çinko ya da fırınlanmış tahtadan yapılır. Izgaradan işçi arılar geçebilir fakat anaarı ve erkek arılar geçemez. Anaannın ballığa geçip orada yumurtlamasına engel olmak için kullanılır. Izgaranın delikleri 0,44 cm çapındadır.)
—Bayınd. Suların taşıdığı tahta, yaprak, taş ya da artıkları durdurmak için bir vananın yukarı kesimine ya da bir borunun girişine yerleştirilen, dikey ya da koşut öğelerden oluşmuş metal ya da betonarme parça. (Izgaraların tıkanmasını önlemek için bazen çok sayıda ızgara, önce kalın sonra ince ızgara gelecek biçimde dizi halinde yerleştirilir.)
—Denize. Karina ızgarası, bir kıyıya inşa edilmiş ve gelgit alçalmasında karina bakımı yapılacak gemilerin, gelgit kabarması sırasında üzerine oturtulduğu tahta ya da beton platform. || Kızak ızgarası, sağlam bir biçimde ırmak kıyısına kurulan ve üzerine temizlenecek ya da onarılacak tekneler yerleştirilen ahşap çatkı. (Genellikle kuru havuz yerine kullanılır.)
—Elektron. Bir elektron tüpünde, gözenekli metal levhalardan ya da helis biçiminde sarılmış telden oluşan ve elektrik alanının değerini değiştirmek için genellikle katotla anot arasına yerleştirilen yardımcı elektrot. (Bk. ansikl. böl.) |j Bastına ızgara, anodun ikincil yayım etkilerini önlemek için ekran-ızgara ve anot arasına yerleştirilen ızgara. || Hızlandırıcı ızgara, katoda oranla daha büyük artı kutuplanmayla katot ve anot arasındaki elektron dolaşımını hızlandıran, dolayısıyla tüp içindeki elektron akışını artıran ızgara. || Kumanda ızgarası, tüpü, eylemsiz bir elektronik röle gibi çalıştırmaya yarayan ızgara. || Uzay yükü ızgarası, kimi elektron tüplerinde, özellikle çift ızgaralı tüplerde yer alan elektron hızlandırıcı ızgara. (Bu tüplerde iç ızgarayı ya da kumanda ızgarasını yetersiz bir hızla geçen elektronları, dış ızgara artı kutuplanma sonucu, anoda gönderir.)
—Ev eşy. Metal bir ızgaradan ya da damarlı bir dökme demir levhadan oluşan ve et; balık gibi besinlerin harlı ateşte pişirilmesini sağlayan mutfak aleti. || Çevirfne ya da ızgara yapmada kullanılan elektrikli aygıt. (Küçük boyutlu teknesinin cidarları yansıtıcıdır ve çoğunlukla kendi kendisini temizleyecek biçimde tasarlanmıştır. Teknenin içinde takılıp çıkarılabilen.
—Tarım mak. Tahıl hasat makinelerinde bulunan ve açıklıkları sabit ya da ayarlanabilir delikli plaka. (Bk. ansikl. böl.)
—Tip. Kasetin önüne konarak doğru ışınları geçirip yaygın, parazit ışınları süzmeye yarayan birbirine bitişik, sabit ya da hareketli, kurşun levhalardan oluşan radyoloji aracı.
—Şehirc. Izgara plan, birbirini dik açılarla kesen caddelerden ve kare ya da dikdörtgen açıklıklardan oluşan kent planı. (Miletoslu Hippodamos'un bulduğu ya da geliştirdiği sanıldığından hippodamos planı, damalı plan ya da dik plan da denir.) [Bk. ansikl. böl ]
—ANSİKL. Elektron. Izgaranın potansiyeli, katottan anota doğru giden elektron akışına bir etki uygular. Eksi yüklü ızgara, anotun eksi yükünü iter, dolayısıyla ızgaranın eksi potansiyeli yükseldikçe anot akımının yeğinliği düşer. Bu potansiyeldeki küçük değişimler, anot akımında büyük değişimlere yol açar; elektron tüplerinin yükseltme niteliği işte bu olgudan kaynaklanır.
—Isıt, havld. ve Isıbil. Parça kömür yakan konut ocaklarının ve küçük sanayi ocaklarının ızgaraları, dökme demir çubuklardan oluşur. Çubuk uçları sabit yataklara oturur. Bu ızgaralar yatay, eğik, sabit ya da devingen çubuklu ve basamaklı olabilir. Daha büyük ocaklarda mekanik ızgaralar kullanılır; bunlar yanma sırasında yakıtı devindirerek yolun sonunda cürufları ve külleri ayırır.
—Kırs. inş. Izgaralar, dışkıların geçmesine olanak veren küçük bir aralıkla ayrılmış betonarme, metal ya da sert ahşap çubukların koşut olarak yerleştirilmesiyle oluşur. Dışkılar, ızgaranın altında bulunan bir çukurda toplanır ve sonra boşaltılır.
Kazılarla ortaya çıkarıldı (Karmir, Blur, Zernakitepe). Batı Anadolu'daki Bayraklı'nın (eski İzmir) yerleşme düzeni de bir ölçüde ızgara planını andırır. İ.Û. V. yy.’da Miletoslu Hippodamos bu planı geliştirerek Pire, Miletos ve Rodos’ta uyguladı. Priene, Magnesia e epı Maıandroi, Latmos Herakleia'sı, Knidos bu anlayışla düzenlenmiş önemli örneklerdir. Roma döneminde de yeni kurulan kentlerin hemen tümü bu plana göre gerçekleştirildi. Buna karşılık Ortaçağ Avrupası'nda çok az uygulandı. Doğuda eski Çin ve Japon kentlerinin bir bölümü ızgara planlıydı. İslam ülkelerindeyse bu düzende kentlere rastlanmaz. XVII. yy.’ dan başlayarak ABD'de kurulan kentler bu plana göre gerçekleştirildi.
—Tarım mak. Biçerdöverlerin savurma sandıklarında, genellikle üst üste duran ve vantilatörden gelen hava akımına göre yöneltilip salınım hareketleriyle çalkalanan iki ızgara bulunur. Üstte bulunan ızgara (kesmik ya da ufak saman ızgarası) en iri hafif parçaları tutar; alttaki ızgara (son ızgara) küçük boyutlu daha ağır parçaları tutar ve sadece taneleri geçirir. Kesmik ızgarası genellikle ayarlanabilir tiptedir (pancur ızgara ya da "graepel" ızgarası); alttaki ızgaranın delik boyutları hasat edilen tahıla göre seçilir.
1. Metal ya da ağaç çubuklarından yapılan parmaklık ya da kafes biçimindeki araçlara verilen genel ad.
Sponsorlu Bağlantılar
—Arıc. Anaarı ızgarası, kovanlarda genellikle kuluçkalık ile ballık arasına konan delikli çerçeve. (Demir çinko ya da fırınlanmış tahtadan yapılır. Izgaradan işçi arılar geçebilir fakat anaarı ve erkek arılar geçemez. Anaannın ballığa geçip orada yumurtlamasına engel olmak için kullanılır. Izgaranın delikleri 0,44 cm çapındadır.)
—Bayınd. Suların taşıdığı tahta, yaprak, taş ya da artıkları durdurmak için bir vananın yukarı kesimine ya da bir borunun girişine yerleştirilen, dikey ya da koşut öğelerden oluşmuş metal ya da betonarme parça. (Izgaraların tıkanmasını önlemek için bazen çok sayıda ızgara, önce kalın sonra ince ızgara gelecek biçimde dizi halinde yerleştirilir.)
—Denize. Karina ızgarası, bir kıyıya inşa edilmiş ve gelgit alçalmasında karina bakımı yapılacak gemilerin, gelgit kabarması sırasında üzerine oturtulduğu tahta ya da beton platform. || Kızak ızgarası, sağlam bir biçimde ırmak kıyısına kurulan ve üzerine temizlenecek ya da onarılacak tekneler yerleştirilen ahşap çatkı. (Genellikle kuru havuz yerine kullanılır.)
—Elektron. Bir elektron tüpünde, gözenekli metal levhalardan ya da helis biçiminde sarılmış telden oluşan ve elektrik alanının değerini değiştirmek için genellikle katotla anot arasına yerleştirilen yardımcı elektrot. (Bk. ansikl. böl.) |j Bastına ızgara, anodun ikincil yayım etkilerini önlemek için ekran-ızgara ve anot arasına yerleştirilen ızgara. || Hızlandırıcı ızgara, katoda oranla daha büyük artı kutuplanmayla katot ve anot arasındaki elektron dolaşımını hızlandıran, dolayısıyla tüp içindeki elektron akışını artıran ızgara. || Kumanda ızgarası, tüpü, eylemsiz bir elektronik röle gibi çalıştırmaya yarayan ızgara. || Uzay yükü ızgarası, kimi elektron tüplerinde, özellikle çift ızgaralı tüplerde yer alan elektron hızlandırıcı ızgara. (Bu tüplerde iç ızgarayı ya da kumanda ızgarasını yetersiz bir hızla geçen elektronları, dış ızgara artı kutuplanma sonucu, anoda gönderir.)
—Ev eşy. Metal bir ızgaradan ya da damarlı bir dökme demir levhadan oluşan ve et; balık gibi besinlerin harlı ateşte pişirilmesini sağlayan mutfak aleti. || Çevirfne ya da ızgara yapmada kullanılan elektrikli aygıt. (Küçük boyutlu teknesinin cidarları yansıtıcıdır ve çoğunlukla kendi kendisini temizleyecek biçimde tasarlanmıştır. Teknenin içinde takılıp çıkarılabilen.
—Tarım mak. Tahıl hasat makinelerinde bulunan ve açıklıkları sabit ya da ayarlanabilir delikli plaka. (Bk. ansikl. böl.)
—Tip. Kasetin önüne konarak doğru ışınları geçirip yaygın, parazit ışınları süzmeye yarayan birbirine bitişik, sabit ya da hareketli, kurşun levhalardan oluşan radyoloji aracı.
♦ sıt. Izgara üzerinde pişirilmiş yiyecek için kullanılır: Izgara köfte. Izgara balık.
—Ev eşy. Izgara paspas, metal lamalardan oluşan ayakkabı sileceği.
—Ev eşy. Izgara paspas, metal lamalardan oluşan ayakkabı sileceği.
—ANSİKL. Elektron. Izgaranın potansiyeli, katottan anota doğru giden elektron akışına bir etki uygular. Eksi yüklü ızgara, anotun eksi yükünü iter, dolayısıyla ızgaranın eksi potansiyeli yükseldikçe anot akımının yeğinliği düşer. Bu potansiyeldeki küçük değişimler, anot akımında büyük değişimlere yol açar; elektron tüplerinin yükseltme niteliği işte bu olgudan kaynaklanır.
—Isıt, havld. ve Isıbil. Parça kömür yakan konut ocaklarının ve küçük sanayi ocaklarının ızgaraları, dökme demir çubuklardan oluşur. Çubuk uçları sabit yataklara oturur. Bu ızgaralar yatay, eğik, sabit ya da devingen çubuklu ve basamaklı olabilir. Daha büyük ocaklarda mekanik ızgaralar kullanılır; bunlar yanma sırasında yakıtı devindirerek yolun sonunda cürufları ve külleri ayırır.
—Kırs. inş. Izgaralar, dışkıların geçmesine olanak veren küçük bir aralıkla ayrılmış betonarme, metal ya da sert ahşap çubukların koşut olarak yerleştirilmesiyle oluşur. Dışkılar, ızgaranın altında bulunan bir çukurda toplanır ve sonra boşaltılır.
Kazılarla ortaya çıkarıldı (Karmir, Blur, Zernakitepe). Batı Anadolu'daki Bayraklı'nın (eski İzmir) yerleşme düzeni de bir ölçüde ızgara planını andırır. İ.Û. V. yy.’da Miletoslu Hippodamos bu planı geliştirerek Pire, Miletos ve Rodos’ta uyguladı. Priene, Magnesia e epı Maıandroi, Latmos Herakleia'sı, Knidos bu anlayışla düzenlenmiş önemli örneklerdir. Roma döneminde de yeni kurulan kentlerin hemen tümü bu plana göre gerçekleştirildi. Buna karşılık Ortaçağ Avrupası'nda çok az uygulandı. Doğuda eski Çin ve Japon kentlerinin bir bölümü ızgara planlıydı. İslam ülkelerindeyse bu düzende kentlere rastlanmaz. XVII. yy.’ dan başlayarak ABD'de kurulan kentler bu plana göre gerçekleştirildi.
—Tarım mak. Biçerdöverlerin savurma sandıklarında, genellikle üst üste duran ve vantilatörden gelen hava akımına göre yöneltilip salınım hareketleriyle çalkalanan iki ızgara bulunur. Üstte bulunan ızgara (kesmik ya da ufak saman ızgarası) en iri hafif parçaları tutar; alttaki ızgara (son ızgara) küçük boyutlu daha ağır parçaları tutar ve sadece taneleri geçirir. Kesmik ızgarası genellikle ayarlanabilir tiptedir (pancur ızgara ya da "graepel" ızgarası); alttaki ızgaranın delik boyutları hasat edilen tahıla göre seçilir.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.

Izgara Nedir?
