OTURAK a.
1. Tahtadan yapılmış küçük alçak iskemle.
2. Bir şeyin yere dayanan bölümü; taban.
3. özellikle küçük çocuklar ve hastalar için yapılmış aptes kabı. (Eşanl. LAZIMLIK.)
4. Boru mengenesinin tezgâha oturduğu ve vidalandığı bölüm.
—-Ask. tar. Kapıkulu ocaklarında, sağlık durumu nedeniyle faal hizmete devam edemeyerek emekliye ayrılan asker kişilere verilen ad. (Tanzimat dönemine kadar emekli askerlere bağlanan aylık da bu adla anılırdı.)
—Bine. Binicilerin oturduğu yerin üzerindeki içbükey kısım.
—Denize. Kürekli teknelerde, kürekçilerin oturduğu, küpeşteden küpeşteye uzanan, kalın yekpare tahtalar. || Eskiden, kürekli teknelerin sınıfını belirtmede kullanılan ölçü. || Yarım oturak, kürekçilerin kuvvet almak için ayaklarını dayadıkları, alabandadan alabandaya uzanan dörtköşe kalın tahta. (Bunlar, farş tahtalarının üstünde yer alır.)
—Ed. Usullü türkülere Konya'da verilen ad.
—Folk. Oturak âlemi, Anadolu'nun bazı yörelerinde, özellikle Konya ve çevresinde erkeklerin katıldığı, kadın oynatılan içkili toplantı. (Bk. ansikl. böl.) || Oturak kadını, oturak âlemlerindeerkeklere hizmet eden ve türkü söyleyip öynayarak onları eğlendiren kadın.
—Ikt. tar. Oturak ulufesi, Osmanlılar’da, emekli yeniçerilerin ya da ulufe kâğıdı satın alarak hiçbir hizmet yapmadan ulufeye hak kazananların maaşlarına verilen ad.
—Spor. Oturak kündesi, güreşte güreşçinin yerde yaptığı künde.
♦ sıf. Yörs. Yürüme engelli olduğu için hep evde oturmak zorunda kalan kimse için kullanılır.
—ANSİKL. Folk. Erkekler önceden kararlaştırdıkları gece, el ayak çekildikten sonra toplantı yerine gelirler. Aleme katılacak olan kadın onlardan önce, yanında "efe" adı verilen silahlı koruyucusuyla birlikte gelip hazırlanmıştır. Gelenlere ilkin tabakalarından tütün sarar ve çömelip sunar. Birden çok kadın varsa onlar da sofrayı hazırlar, su ve rakı bardaklarını getirirler Oturak kadını mezeleri getirmeye başladığında çalgı Bozkır havası'yla peşreve girer, kadınlar zillerini takıp oynamaya başlarlar. Çalınan ezgiler giderek hareketlenir ve ulaşılması zor bir kıvraklığa erişir. Erkekler oyunu izlerken konuşmazlar ve oyuna katılmaları hoş karşılanmaz. Laf atmak, uygunsuz davranışlarda bulunmak ayıp karşılanır ve kimi zaman ölümlerle sonuçlanan kavgalara neden olur Oturak âlemlerinin belli bir düzeni vardır. Bu düzeni bozan bir dahaki âleme alınmaz. Oturak kadınının kimi zaman bir tepsi içinde oynadığı ya da bir tür striptiz gösterisi yaptığı da olur. Sabaha karşı çalınan uzun hava, dağılma vaktinin geldiğini haber verir. Akşamdan tandıra konan kuzu çıkarılıp cümbüş eşliğinde yendikten sonra herkes dağılır. Kadına belli bir paranın yanı sıra, çeşitli bahşiş ve armağanlar verildiği de olur.
Gizliliği temel kural olan oturak âlemleri Cumhuriyet döneminde yasaklanmışsa da bugün de yaygınlığını korumaktadır.
1. Tahtadan yapılmış küçük alçak iskemle.
Sponsorlu Bağlantılar
3. özellikle küçük çocuklar ve hastalar için yapılmış aptes kabı. (Eşanl. LAZIMLIK.)
4. Boru mengenesinin tezgâha oturduğu ve vidalandığı bölüm.
—-Ask. tar. Kapıkulu ocaklarında, sağlık durumu nedeniyle faal hizmete devam edemeyerek emekliye ayrılan asker kişilere verilen ad. (Tanzimat dönemine kadar emekli askerlere bağlanan aylık da bu adla anılırdı.)
—Bine. Binicilerin oturduğu yerin üzerindeki içbükey kısım.
—Denize. Kürekli teknelerde, kürekçilerin oturduğu, küpeşteden küpeşteye uzanan, kalın yekpare tahtalar. || Eskiden, kürekli teknelerin sınıfını belirtmede kullanılan ölçü. || Yarım oturak, kürekçilerin kuvvet almak için ayaklarını dayadıkları, alabandadan alabandaya uzanan dörtköşe kalın tahta. (Bunlar, farş tahtalarının üstünde yer alır.)
—Ed. Usullü türkülere Konya'da verilen ad.
—Folk. Oturak âlemi, Anadolu'nun bazı yörelerinde, özellikle Konya ve çevresinde erkeklerin katıldığı, kadın oynatılan içkili toplantı. (Bk. ansikl. böl.) || Oturak kadını, oturak âlemlerindeerkeklere hizmet eden ve türkü söyleyip öynayarak onları eğlendiren kadın.
—Ikt. tar. Oturak ulufesi, Osmanlılar’da, emekli yeniçerilerin ya da ulufe kâğıdı satın alarak hiçbir hizmet yapmadan ulufeye hak kazananların maaşlarına verilen ad.
—Spor. Oturak kündesi, güreşte güreşçinin yerde yaptığı künde.
♦ sıf. Yörs. Yürüme engelli olduğu için hep evde oturmak zorunda kalan kimse için kullanılır.
—ANSİKL. Folk. Erkekler önceden kararlaştırdıkları gece, el ayak çekildikten sonra toplantı yerine gelirler. Aleme katılacak olan kadın onlardan önce, yanında "efe" adı verilen silahlı koruyucusuyla birlikte gelip hazırlanmıştır. Gelenlere ilkin tabakalarından tütün sarar ve çömelip sunar. Birden çok kadın varsa onlar da sofrayı hazırlar, su ve rakı bardaklarını getirirler Oturak kadını mezeleri getirmeye başladığında çalgı Bozkır havası'yla peşreve girer, kadınlar zillerini takıp oynamaya başlarlar. Çalınan ezgiler giderek hareketlenir ve ulaşılması zor bir kıvraklığa erişir. Erkekler oyunu izlerken konuşmazlar ve oyuna katılmaları hoş karşılanmaz. Laf atmak, uygunsuz davranışlarda bulunmak ayıp karşılanır ve kimi zaman ölümlerle sonuçlanan kavgalara neden olur Oturak âlemlerinin belli bir düzeni vardır. Bu düzeni bozan bir dahaki âleme alınmaz. Oturak kadınının kimi zaman bir tepsi içinde oynadığı ya da bir tür striptiz gösterisi yaptığı da olur. Sabaha karşı çalınan uzun hava, dağılma vaktinin geldiğini haber verir. Akşamdan tandıra konan kuzu çıkarılıp cümbüş eşliğinde yendikten sonra herkes dağılır. Kadına belli bir paranın yanı sıra, çeşitli bahşiş ve armağanlar verildiği de olur.
Gizliliği temel kural olan oturak âlemleri Cumhuriyet döneminde yasaklanmışsa da bugün de yaygınlığını korumaktadır.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.

Oturak Nedir?
