Arama

Nesne Nedir?

Güncelleme: 17 Ekim 2016 Gösterim: 2.032 Cevap: 1
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
30 Aralık 2015       Mesaj #1
Safi - avatarı
SMD MiSiM

NESNE

Ad:  nesne.JPG
Gösterim: 345
Boyut:  16.6 KB

a. (ne ise ne)
Sponsorlu Bağlantılar
1. Gözle, dokunmayla algılanabilen herhangi bir somut şey: Nesneleri algılamak. Bu cam nesneleri uzaklaştırır.
2. Canlı varlıklara karşıt olarak herhangi bir somut şey: Masa, kitap birer nesnedir.
3. insan’a karşıt olarak, hareket, düşünce irade ve haktan yoksun olan şey; eşya: Bize birer nesne muamelesi yapıyorlar.
4. Ad'a karşıt olarak bir şey ya da varlık: Sözcük ve belirt tiği nesne.

—Dilbilg. Geleneksel dilbilgisinde fiilin belirttiği eylemden etkilenen şeyi ya da varlığı belirleyen ad öbeği. (Eşanl. DÜZ TÜMLEÇ)
  • Belirtili nesne, belirtme durumundaki nesne ("Kitabı okuyor” cümlesindeki kitabı).
  • Belirtisiz nesne, yalın durumdaki nesne (“Kitap okuyor" cümlesindeki kitap). [Kimi fiillerde nesne eylemin içinde yer alarak onunla bütünsellik gösterir: hayatını yaşamak, uyku uyumak, ütü ütülemek vb.j
—Fels. Algılayan ya da düşünen özneye karşıt olarak, algılanan ya da düşünülen şey. (Bk. ansikl. böl.)

—Psikan. Freud'a göre, "dürtünün, elde ettiği zaman amacına ulaşabildiği şey”.
  • Nesne â, Jacques Lacan'a göre, bilinçdışı isteğin nedenini, fantazma nesnesini, kısmi dürtü nesnesini ve gerçeğin hayal gücüyle maskelenmesini belirleyen işlevlerin tümü. (Bütün bu öğelerin birliğini oluşturan şey, Lacan'a göre, istek nesnelerinin ta baştan beri kaybolmuş bulunan ve ancak yetersiz ikameleri içinde yeniden elde edilebilen nesneler halinde var olmasıdır. Nesne â, Freud'un ikame yoluyla doyum kavramının bir benzeridir.)
  • Nesne seçimi, sevgi nesnelerini belirleme tarzı. (Bk. ansikl böl)
  • Kısmi nesne, kısmi dürtü nesnesi. (Bk. ansikl. böl.)
  • Tam nesne, M. Klein'a göre, sevgi nesnesi olarak alınan kimse. (Kısmi nesne'nin karşıtıdır.)
  • Nesne ilişkisi, kişinin libido nesneleriyle ilişkisinin biçimi. (Bk. ansikl. böl.)

—XX. yy. sanatı. Sanatçının ödünç aldığı, birleştirdiği ya da tümüyle yarattığı, bir yapıtın tümünü ya da bir bölümünü oluşturan üç boyutlu öğe. (Bk. ansikl. böl.)

—ANSİKL. Fels. Nesne/özne karşıtlığını ilk ortaya koyan ve onu fikrin bağlaşığı, bilme edimi ile bilinen gerçek arasında bir dolayım durumuna getiren Descartes oldu. Nesne bilgi etkinliğinin yöneldiği şeydir. Descartes şöyle der: "Bir fikrin nesnel gerçekliği denince, fikir tarafından temsil edilen şeyin özünü ya da varlığını -bu öz, fikirde içerilmiş olduğu ölçüde- anlıyorum. Bir nesnel gerçeklikten söz edildiği gibi, bir nesnel yetkinlikten ya da nesnel hileden de söz edilebilir. Çünkü fikirlerin nesnelerinde var olduğunu düşündüğümüz her şey, nesnel olarak ya da tasarım olarak fikirlerin kendisinde de vardır" (Metafizik düşünceler [Mâditations mâtaphysiques], “ikinci itirazlara yanıtlar", tanım 3).

Kant, "Bilmek nedir?" sorusunu sorarak, fikir ve şey kavramlarını görelileştirdi ve düşünmenin merkezine özne/nesne ilişkisini koydu; nesneyi "kendinde şey" den ayırarak ve bilgiyi, öznenin bir maddeye kendi yasasını kabul ettirmesi biçiminde tanımlayarak nesnenin durumuna tam bir açıklık getirdi. Bilmek, duyumların çeşitliliğini kavramlarda birleştirmek demektir: "Nesne (alm. Objekt), belli bir sezginin çeşitliliğini, kavramı içinde özetlediğimiz şeydir” (Salt aklın eleştirisi [Kritik der reinen Vernunft], 1,1,1). Kant nesnenin düşünülmüş bir şey olduğunu önemle belirtir (yoksa onu bilemezdik) ve bir nesnenin bilgisini olanaklı kılan koşulları tanımlar: bir nesneyi düşünmekle, o nesneyi bilmek aynı şey değildir. Nitekim, bilgide iki öğe vardır: birincisi genellikle bir nesneyi düşünmemizi sağlayan kavram [...], İkincisi de nesneyi bize sunan sezgidir” (ay. ypt). Kant'a göre, bilinmesi mümkün olan nesne “görüngü”dür (fenomen).

Bununla birlikte, Kant'ın bu noktadaki katkısının büyük önemi hemen anlaşılamadı ve filozoflar nesne kavramını kendi sistemlerine göre tanımlamaya devam ettiler.

Örneğin Hegel'in nesne (Gegenstand, Objekt) anlayışında olduğu gibi. Hegel'e göre felsefenin özü, çoğunluğun öznellikle nesnellik arasında varlığını tasarladığı dışlayıcı zıtlığa karşı çıkmaktır. “Kendinin bilinci, nesnenin bu hiçliğini bilir; çünkü o, kendi kendisini dışlaştırır -çünkü, bu dışlaştırmada o, kendi kendisini nesne olarak koyar ya da, kendi-için-varım bölünmez birliği gereğince, nesneyi kendi kendisi olarak koyar. Öte yandan, bu edim, aynı zamanda, öbür momenti; yani kendinin bilinci’nin bu dışlaştırmayı ve bu nesnelliği hem kaldırdığı, hem de yeniden kendi içine aldığı momenti içerir; böylece kendinin bilinci kendi başka varlık’ının içinde tıpkı kendi kendisiyleymiş gibidir (Tinin görüngübilimi [Phânomenologie des Geistes], "Mutlak bilgi”).

Sartre’da nesne kavramı, başkasının ve kendinin varoluşunu nesnel bir varlık olarak kavramayı sağlayan şeydir; “Ben, safdilce bir düşünceyle, hiç farkında olmaksızın, nesnel bir varlık olmanın mümkün olduğunu kabul ettiğimde, başkasının varlığını da zımnen kabul etmiş olurum, çünkü başka bir özne olmadan ben nasıl nesne olabilirim? Demek ki, başkası, benim, için her şeyden önce kendisi için nesne olduğum varlıktır, yani sayesinde nesnelliğimi kazandığım varlıktır” (l'Etre etle NĞ- ant [Varlık ve hiçlik], "Başkasının varoluşu”. 3). Bununla birlikte Sartre, nesne fikrinin, hareketsizliği, şeyi, içermesi bakımından bireyin "salt özne” olmak isteğini sürekli olarak gündeme getirdiğini belirtir: “Salt utanç, kınanabilecek herhangi bir nesne olmak duygusu değildir; genellikle, bir nesne olmak [...], dünyaya, şeylerin arasına "düşmüş” olmaktır” (ay. ypt).

—Psikan.

Nesne seçimi.

Freud, sevgi yaşamının, kişinin sevgi nesnelerini seçme biçimine göre, iki farklı tarzı olduğunu ileri sürer. Payandalama yoluyla nesne seçimi denen birinci tip nesne seçiminde kişi, sevgi nesnesini, anasına olan ilk bağımlılık ilişkisinin (ya da, ikincil olarak, kız çocuk için, babasına olan ilk bağımlılık ilişkisinin) bir ikamesi olarak seçer. Nesne, kişinin bağımlı olduğu ve sahip olmak istediği şeydir; ya da öteki için besleyen kadın ya da koruyan erkek olma durumudur.

Narsisçi denen ikinci tip nesne seçiminde kişi, kendine benzer ya da annesinin gözündeki kendi ideal imgesine uygun bir nesne seçer. Burada nesne, olunmak istenen şeydir. Bu ikinci ilişki biçimi, aynı zamanda ilk ana sevgisini bir çeşit devam ettirme yoludur: anne nasıl sevmişse, öteki öyle sevilir; seven kişi olarak anneyle özdeşleşilir ve sevgi nesnesi, kişinin kendi imgesine (anne tarafından sevilen kişi olarak kendi imgesine) benzer bir biçimde seçilir.

Kısmi nesne.


Dürtü, bir nesneye, o nesnenin taşıyıcısı olan kişinin kendisiyle ilgilenmeksizin bağlandığında, o nesneye kısmi denir. En sık rastlanan kısmi nesneler arasında şunları sayabiliriz: meme, dışkı, ses, bakış, penis, idrar, nefes. Ama, bedenin herhangi bir bölümü de böyle bir kısmi nesne haline getirilebilir. M. Klein ve J. Lacan'ın yandaşları, kısmi nesnenin, üremsel organların bütünsel nesnesine indirgenemeyeceğini ve öznenin bilinçdışı tarihi içinde statüsünü koruyup kendi hesabına etkinlikte bulunduğunu ileri sürdüler.

Nesne ilişkisi.


Bulanık ve geniş kapsamlı bir kavram olan nesne ilişkisi kavramını tanımlamak oldukça zordur. Yalnız, annenin, kişinin sonraki yaşamında bütün libido nesnelerinin ilkörneğini oluşturduğu söylenebilir; bu yüzden anne, özne ile öteki arasındaki ilişkilerin doğuşunda ayrıcalıklı bir yere sahiptir; bu doğuşu olanaklı kılar, kolaylaştırır (ya da engeller). Öteki, özne için yapılaşma olanağının bir kurucu öğesidir. Öteki, klasik psikanalizde, dürtünün nesnesi olarak anlaşıldığından, o dönemde, dürtü etkinliğinin kişisellik dışı niteliğini daha iyi belirtebilmek amacıyla, nesne sözcüğünü kullanma yoluna gidilmiştir.

—XX. yy. sanatı. Yüzyılın başında, plastik sanatlarda geleneksel estetik sınıflandırmaların aşılması amacıyla, nesne kavramı ortaya atıldı. Bu akımın ana ilkeleri, sanat nesnesi/sanayi nesnesi karşıtlığının yadsınması (Bauhaus), sanat eserinin ve sanatçının işlevinin sorgulanması (Duchamp’ın ready-made’i), nesnelerin simgesel işlerliklerinin şiirsel yanının (gerçeküstücü nesneler ve asamblajlar) ortaya çıkarılmasıdır. Günlük yaşamın ayrılmaz bir öğesi olan nesne (yeni ya da kullanılmış, tek başına ya da asamblaj, yığılmış, sıkıştırılmış vb. olarak), ikinci Dünya savaşı’ndan sonra, çağdaş gerçekliğe bağlı (pop art, yeni gerçekçilik) bir estetiğin temel öğesini oluşturdu. Seyirci üzerinde bir etki yaratma (kinetik sanat) ya da belli bir alan içinde (çevre) onu sorgulama amacını güden nesne, bir ’soruşturma-yapıt”ta “belge” (örneğin Boltanski’ de), bir eylemin gelişme sürecinde işaret, karmaşık arayışlarda destek (kavramsal sanat) ya da işlenmemiş öğe (yoksul sanat) olarak kullanılabilir.

Kaynak: Büyük Larousse

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 17 Ekim 2016 01:59
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
17 Ekim 2016       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Yardımcı Öğeler
Nesne (Düz Tümleç)
Sponsorlu Bağlantılar
Öznenin yaptığı eylemden etkilenen varlık ya da nesnedir. Nesne, cümledeki kullanımına göre ikiye ayrılır :
Belirtili Nesne
Öznenin yaptığı işten etkilenen öğe adın “i” (gösterme, belirtme) durumuyla çekimlenirse belirtili nesne görevi yapar.
Belirtili nesneyi bulabilmek için yükleme “Kimi? Neyi? Kimleri? Neleri?” sorularından uygun olan biri yöneltilir.
Örnek:
  • Çocuğun elindeki minik siyah köpeği hepimiz sevmiştik. (Neyi?)
  • Bu işin peşinde olduğunu biliyorum, saklama. (Neyi?)
  • Seni de onu da yakından tanıyoruz. (Kimi?)
Öznenin yaptığı eylemden etkilenen öğe, ad durum eklerinden biriyle çekime girmişse cümle içinde belirtisiz nesne görevi yapar.
Belirtisiz nesneyi bulmak için yükleme “Ne?, Neler?” sorusu yöneltilir.
Örnek:
  • Ona her zaman bir kucak dolusu çiçek götürürdüm. (Ne?)
  • Her gece, Kırmızı Başlıklı Kız adında bir masal anlatırdı.
Nesnenin Özellikleri
a) Nesne, yalnızca yükleminde eylem olan cümlelerde bulunur. Yükleminde ad ve ad soylu sözcüklerin bulunduğu cümlelerde nesne olmaz.
Örnek:
  • Bu adam, sorduğum tüm soruları yanıtsız bıraktı.
b) Nesne, tek sözcük olabildiği gibi sözcük grubu da olabilir.
Örnek:
  • Kalemleri, defterleri, kitapları, üst üste yığdı.
c) Bazı cümlelerde ara söz, nesneyi açıklamak için kullanılır. Buna açıklamalı nesne denir. Bu söz, nesneyle birlikte tek öğe olarak değerlendirilir.
Örnek:
  • Babamı, o büyük insanı, bir daha görmeyecektim.
  • Yaşlı kadın, çocuğu – o kuru, sıska vücudu – son bir kez kucakladı.
DEVAMI Cümle Nedir? Cümlenin Çeşitleri ve Ögeleri
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

3 Kasım 2015 / esra yılmaz Soru-Cevap
10 Ocak 2011 / Misafir Soru-Cevap
26 Aralık 2011 / sevdafas Soru-Cevap
3 Kasım 2008 / HerHangiBiri Taslak Konular