MEDAR a. (ar. medar). Esk.
1. Bir şeyin ,etrafında döndüğü nokta, merkez.
2. 'Dayanak, neden: "İlahî değildir sözüm iftihâr I Teselliye mâder için bir medar" (Muallim Naci).
3. Yardım, muavenet: "Muhtâc iken en küçük medâre; Şâhâne lisan, ne hoş idâre!" (A.H. Tarhan).
4. Medar olmak, yardımı dokunmak, yardım etmek: "Sipihri cüda vû mihri sehâya oldı medar" (Vasfi, XVI. yy.).
5. Medar-ı gurur, gururlanma konusu, gurur duyulacak şey: "Elbet, herkesin medarı gururu aklıdır. Herkes kendi aklını beğenir" (Samipaşazade Sezai, XIX. yy.). || Medarı iftihar, övünç duyulacak şey; övünme nedeni: "Saip Paşa gözbebeği, medarı iftiharı Kenan'a bu merasim dairesini vermişti" (H. E. Adıvar). || Medarı kelam, konuşma için aranan neden, konuşma vesilesi: ’’... gayet düzgün ve pürüzsüz söz söyleyip asla medarı kelâm isti'mâl eylemezdi" (Ali Fuat, XIX. yy.). || Medarı maişet, geçinme nedeni, geçinmek için başvurulan yol, araç: "Pederleri vefat ediverip de başlıca medarı maişetleri kesilecek olursa halleri ne olacak?" (H. C. Yalçın). || Medarı şerif, onur nedeni, onur konusu: "Kavmi beşerin medarı şerifi olarak denilebilir ki insaniyet hemen her zaman bu fikri hakimden bir zerreyi muhafaza etmiştir" (H. C. Yalçın).
—Esk. coğ. ve Gökbil. DÛNENCE'nin eşanlamlısı.
1. Bir şeyin ,etrafında döndüğü nokta, merkez.
Sponsorlu Bağlantılar
3. Yardım, muavenet: "Muhtâc iken en küçük medâre; Şâhâne lisan, ne hoş idâre!" (A.H. Tarhan).
4. Medar olmak, yardımı dokunmak, yardım etmek: "Sipihri cüda vû mihri sehâya oldı medar" (Vasfi, XVI. yy.).
5. Medar-ı gurur, gururlanma konusu, gurur duyulacak şey: "Elbet, herkesin medarı gururu aklıdır. Herkes kendi aklını beğenir" (Samipaşazade Sezai, XIX. yy.). || Medarı iftihar, övünç duyulacak şey; övünme nedeni: "Saip Paşa gözbebeği, medarı iftiharı Kenan'a bu merasim dairesini vermişti" (H. E. Adıvar). || Medarı kelam, konuşma için aranan neden, konuşma vesilesi: ’’... gayet düzgün ve pürüzsüz söz söyleyip asla medarı kelâm isti'mâl eylemezdi" (Ali Fuat, XIX. yy.). || Medarı maişet, geçinme nedeni, geçinmek için başvurulan yol, araç: "Pederleri vefat ediverip de başlıca medarı maişetleri kesilecek olursa halleri ne olacak?" (H. C. Yalçın). || Medarı şerif, onur nedeni, onur konusu: "Kavmi beşerin medarı şerifi olarak denilebilir ki insaniyet hemen her zaman bu fikri hakimden bir zerreyi muhafaza etmiştir" (H. C. Yalçın).
—Esk. anat. Medar-ül-ayn, göz çukuru.
—Esk. coğ. Medarı cedi, Oğlak dönencesi. || Medarı seretan, Yengeç dönencesi.
—Esk. coğ. Medarı cedi, Oğlak dönencesi. || Medarı seretan, Yengeç dönencesi.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.

Medar Nedir?
