Meme Nedir?
SMD MiSiM
MEME a.
1. Kadında ve bazı hayvanların dişilerinde süt salgılayan bez yapısında organ, (Eşanl. SÜT BEZİ, MEME BEZİ.) [Bk. ansikl. böl.]
2. Bedenin herhangi bir yerinde oluşmuş küçük çıkıntı: Basur memesi.
3. Kimi araçların meme başına benzeyen bölümü: Gazocağı memesi.
4. Meme vermek, çocuğu emzirmek. || Memede (olmak), daha anne sütü emerek beslenir durumda (bulunmak).
—Anat. Ek memeler, kadınlarda bazen normal memelerin altında ve birçok hayvan türünde olduğu gibi, normal meme başından cinsel organlar bölgesine uzanan eğik bir çizgi üzerinde bulunan fazla memeler. (Ek memeler bazen yalnız bir meme ya da pigmentli hafif bir kabartı biçiminde olabilir.) || Kulak memesi, KULAK LOPU'nun eşanlamlısı.
—Balıkç. Çapariyle tatlısu levreği avlamak için kullanılan, içine iğne geçirilmiş meme biçimindeki küçük bir kauçuk parçasından oluşan yem.
—Bes. san. Büyük gövdeli sığırların meme bölümündeki etlerden yapılan pastırma.
—Cerr. Meme başı plastiği, MAMİLOPLASTi'nin eşanlamlısı. || Meme plastiği, MAMOPLASTİ'nin eşanlamlısı.
—Denize. Demir memesi, bir demirin, bedeniyle kollarının birleştiği yer.
—Embriyol. Meme ibiği, memelilerin embriyonunda göğüs bölgesini kasık bölgesine bağlayan ve meme bezlerinin oluşmasına yarayan çifte deri bölgesi.
—Hidr. pnöm. Püskürtme memesi, bir gazın ya da sıvının yüksek hızlı bir jet biçiminde başka bir akışkana karışmasını sağlamak için kullanılan lüle.
—Isıl mot. Karbüratör memesi, bir karbüratörün borularından geçen yakıt miktarını ayarlayan, kalibre edilmiş sökülebilir delik.
—Kad. doğ. Meme başlığı, emzirme sırasında meme başını korumaya ve çatlakları önlemeye yarayan aygıt. || Memeden kesmek, SÜTTEN KESMEK’in eşanlamlısı.
—Metalürj. Gaz debisini ayarlayan bir tüyerin boyutlanmış ucu (örneğin yüksekfırın hava memesi).
—Nalbantl. TERBİ’nin eşanlamlısı.
—Patol. Meme ağrısı, memenin genellikle üst dış bölümünden başlayarak ve kol tukaltına doğru yayılan ve genellikle âdet öncesi dönemde ortaya çıkan yaygın ağrı. (Genellikle bir progesteron yetersizliğiyle bağıntılı olan bu durum hiçbir zaman ciddi bir lezyonun belirtisi değildir.) [Eşanl. MASTODİNİ.] || Meme iltihabı, memelerde mikroplardan ileri gelen irinli hastalık. (Eşanl. MASTİT.) [Bk. ansikl. böl.]
—Polim. Enjeksiyon memesi, komikliği, karotun besleme kanalı girişinde kopmasını sağlayacak biçimde yönlendirilen ve dökme kalıplama sırasında enjeksiyon silindirinin burnuyla temasa geçen kalıp besleme memesi. (Enjeksiyon memeleri, açma-kapama vanalı, yay baskılı açma- kapama pimli ve ayırma vanalı olarak sınıflandırılabilir.)
—Psikan. M. Klein’e göre, bütünsel nesneden, yani anneden önce bebeğin algıladığı kısmi nesne. (Bk. ansikl. böl.)
—Seram. Kütahya seramikçiliğinde, fırınlama sırasında sırçanın eriyip kabın kenarlarında toplanmasıyla meydana gelen damlalara verilen ad.
—Tarım mak. Pnömatik püskürtücülerde püskürtme çubuğunun ucuna takılan ve havayla sıvının karşılaştığı bölgede hava akımını hızlandıran bölüm. || Bir sıvıyı zerreciklere ayıran ve püskürtücüden fışkıran zerrecikler demetini yönlendiren parçaların tümü. (Günümüzde kullanılan memelerde bir burgaçlama odası ve püskürtücü pompasının basıncıyla sıvının geçtiği, çapı ayarlı bir delik bulunur.)
—Tıp. Meme bilimi - MASTOLOJİ.
—Zootekn. Kısrak, inek, keçi, koyun gibi hayvanların süt salgılayan organı. || Meme başı, süt veren dişilerin şilindir ya da küt koni biçimindeki meme ucu.
—ANSİKL. Anat. ve Karş. anat. Memeler cinsel bezlere bağımlıdırlar. Her iki cinsin embriyonlarında taslak halinde bulunmakla birlikte, yalnız olgun dişilerde gelişir ve dişi yavruladıktan sonra salgı üretebilecek duruma gelirler. Bunlar, göğüs bölgesini kasık bölgesine bağlayan iki meme ibiği boyunca dizili apokrin (bez hücresi salgıyla dolu tepe kısmını atar) deri bezleridir. Tekdeliklilerde, her bez bir kılın dibine açılır ve meme başı bulunmaz. Keselilerle etenelilerde ise, bezler memeleri oluşturacak biçimde kümelenirler ve memelerin kanalları meme başına ulaşır; yavruların tükürüğü memeleri tahriş etmesin diye meme başının çevresinde yağ bezlerince zengin bir ayla bulunur. Memelerin sayısı çok değişkendir: bazı keselilerde 14, tanrekte 11, domuzda 6, inekte 2 çift, keseli köstebekte, denizinek- lerinde ve kadında bir çifttir, inekte kasıkta, dişi kedi ya da köpekte göğüs ve karında, denizineklerinde ve primatlarda göğüste, makimsilerde koltukaltı boşluğunda bulunur. Suda yaşayan memelilerde memelerin yassı olması dişilerin hidrodinamik biçiminin bozulmamasını sağlar ve memeler emmesine gerek kalmaksızın sütü basınçla yavrunun ağzına doldurur.
—Hayvanc. Süt sağılan hayvanlarda, meme başının biçim, büyüklük ve çıkış yeri bakımından makineyle sağımı kolaylaştırıcı yapıda olmasına önem verilir, inekte meme başlan kısa (4 ila 5 cm), dar ve dikey olmalı ve birbirinden en az 6 cm aralıklı bulunmalıdır; öte yandan memeler bütünüyle yerden en az 50 cm yukarda durmalı ve aşıcı bağlarla gövdeye sıkıca bağlı olmalıdır. Aşıcı bağların gevşemesi memenin sarkmasına yol açar; bu yüzden sağım emziklerini meme başlarına geçirmek zorlaşır, hatta olmazlaşır.
Memelerde türlere göre değişik sayıda meme başı ya da ucu bulunur: inekte dört tane, keçide, koyunda ve kısrakta iki, domuzda sekiz ila on sekiz. Sağlıklı bir hayvanda sağ yarı memenin süt verimi sol yarı memeninkine eşittir, inekte arkadakilere göre ön meme başlarından süt az gelir. Sağma makinesiyle ön meme başlarının aşırı sağılma sakıncasıyla karşılaşmamak için ıslah yoluyla ön ve arka meme başları arasında tam bir denge sağlanmaya çalışılır, ineklerde iyi memeler iridir, sağımdan sonra bolca kırışır, derilerinin inceliğinden ve konjonktif bağdokusunun asinüsçe zenginliğinden ötürü sağımdan önce dokunulduğunda pütürlü olarak ele gelir.
—Patol. Memede biçim bozuklukları, enfeksiyonlar, distrofiler ve urlar görülebilir. Biçim bozuklukları arasında tek ya da çift taraflı meme yokluğu, fazla meme ve memelerin sıkıntı verecek kadar büyümesi sayılabilir. Enfeksiyonlar özellikle emzirme sırasjnda, meme başındaki bir travma noktasından başlayarak gelişir. Çok kısa süren bir lenfanjit sözkonusu olabileceği gibi, cerrahi yoldan boşaltmayı gerektiren irinli akut meıjıe iltihabı da (meme apsesi) görülebilir. Distrofiler âdet günlerinde ortaya çıkan ağrılarla kendilerini belli eder ve bir progesteron yetersizliğinden ileri gelir. Urlar iyicil (adenomlar, adenofibrom, kanal içi papillomatoz, bir ya da birçok kist) ya da kötücül (epitelyom ve sarkom) olabilir.
• Meme iltihabı. Meme iltihapları genellikle akut olur. Çoğunlukla emzirme dönemlerinde ve meme başında çatlak gibi bir giriş kapısı bulunduğu zaman çıkar. Yavaş yavaş yükselen ateş, ağrılar, memede şişlik ve kırmızılık ile kendini belli eder. Meme başı^ıkılınca bir damlacık irin çıkar. Antibiyotik tedavisi hastalığı durdurmakla birlikte, çoğu zaman, hele apse oluşmuşsa, meme başını yararak boşaltmak gerekir.
—Psikan. Bebeğin, besleyici memeden edindiği iyi deneyim, onun bir ilksel iyi nesneyi içselleştirmesini sağlar. Bu ilksel iyi nesne, bebeğin hem ben’inin, hem de nesnelerinin çelişkili görünümleri arasında daha ileride yapacağı sentez işlevinin çekirdeğini oluşturur. Memenin yokluğu, bebekte geçici bir çaresizlik hali, bir ölüm korkusu uyandırır. Bu duygunun derecesi, bebeğin doğuştan sahip olduğu yoksun bırakılmaya dayanma gücüne göre değişir Memeye yeniden kavuşan bebek, bu çaresizlik halini ona yansıtır. W. Bion'a göre, “içeren” memenin işlevi, bebeğin ona yansıtılmış parçalarının çaresizliğini gidermek, onun kaosuna çekidüzen vermek ve onun yansıtmalarını, bunlardan fantazmalar ya da düşler yapmasını sağlayacak bir biçimde ona geri vermektir. Bu deney, temelli bir nitelik taşır; eğer anne, kendk boğuntuları yüzünden bu deneyi gerçekleştiremezse, bebek, çok zayıf bir ben'le, yok olmuş gibi algıladığı ölçüde ürkütücü olan bir nesneye karşı koymak zorunda kalır.
Fakat, gerçek memenin iyi nitelikleri ne olursa olsun, bebek, doğal olarak, memenin yokluğunda, elinde bulunan çeşitli olanaklarla (ağızla, anusla, idrar yoluyla) ona saldırmayı düşler. Bu durum, eziyet edici bir meme imgesinin çocukta doğmasına yol açar ve bebek onu, tıpkı kendisininkine benzer bir sadizmle saldırıya hazır olarak düşünür. Yarılma normal bir biçimde gerçekleştiği takdirde, bebek, kendisinden iyi deneyler edinmiş olduğu “iyi” memeyi, “kötü" memeden ayırır ve onu idealleştirir.
—'Yet. Süt hayvanlarında, özellikle ineklerin % 50’den fazlasında meme iltihabı görülür Bunlann çoğu göze çarpmamakla birlikte, süt üretiminde önemli ölçüde düşüşe neden olur. Meme iltihabı çeşitli hastalık etkenlerinin, meme başından vücuda girmesiyle gelişir. İyi ayarlanmamış sağım makinesi kullanma, kötü bakım, kötü sağlık koşulları meme başının zedelenmesine ve hastalık etkenlerinin (bakteriler, mikoplazma, mantarlar) buradan girerek vücuda yayılmasına neden olur.-Akut meme iltihaplarının tedavisi, hasta bölgeye antibiyotiklerin şırınga edilmesiyle sağlanır. Antibiyotikli sütlerin kullanılması doğru olmadığından tedaviden sonra, belli bir süre süt kullanımının durdurulması gerekir.
1. Kadında ve bazı hayvanların dişilerinde süt salgılayan bez yapısında organ, (Eşanl. SÜT BEZİ, MEME BEZİ.) [Bk. ansikl. böl.]
Sponsorlu Bağlantılar
3. Kimi araçların meme başına benzeyen bölümü: Gazocağı memesi.
4. Meme vermek, çocuğu emzirmek. || Memede (olmak), daha anne sütü emerek beslenir durumda (bulunmak).
—Anat. Ek memeler, kadınlarda bazen normal memelerin altında ve birçok hayvan türünde olduğu gibi, normal meme başından cinsel organlar bölgesine uzanan eğik bir çizgi üzerinde bulunan fazla memeler. (Ek memeler bazen yalnız bir meme ya da pigmentli hafif bir kabartı biçiminde olabilir.) || Kulak memesi, KULAK LOPU'nun eşanlamlısı.
—Balıkç. Çapariyle tatlısu levreği avlamak için kullanılan, içine iğne geçirilmiş meme biçimindeki küçük bir kauçuk parçasından oluşan yem.
—Bes. san. Büyük gövdeli sığırların meme bölümündeki etlerden yapılan pastırma.
—Cerr. Meme başı plastiği, MAMİLOPLASTi'nin eşanlamlısı. || Meme plastiği, MAMOPLASTİ'nin eşanlamlısı.
—Denize. Demir memesi, bir demirin, bedeniyle kollarının birleştiği yer.
—Embriyol. Meme ibiği, memelilerin embriyonunda göğüs bölgesini kasık bölgesine bağlayan ve meme bezlerinin oluşmasına yarayan çifte deri bölgesi.
—Hidr. pnöm. Püskürtme memesi, bir gazın ya da sıvının yüksek hızlı bir jet biçiminde başka bir akışkana karışmasını sağlamak için kullanılan lüle.
—Isıl mot. Karbüratör memesi, bir karbüratörün borularından geçen yakıt miktarını ayarlayan, kalibre edilmiş sökülebilir delik.
—Kad. doğ. Meme başlığı, emzirme sırasında meme başını korumaya ve çatlakları önlemeye yarayan aygıt. || Memeden kesmek, SÜTTEN KESMEK’in eşanlamlısı.
—Metalürj. Gaz debisini ayarlayan bir tüyerin boyutlanmış ucu (örneğin yüksekfırın hava memesi).
—Nalbantl. TERBİ’nin eşanlamlısı.
—Patol. Meme ağrısı, memenin genellikle üst dış bölümünden başlayarak ve kol tukaltına doğru yayılan ve genellikle âdet öncesi dönemde ortaya çıkan yaygın ağrı. (Genellikle bir progesteron yetersizliğiyle bağıntılı olan bu durum hiçbir zaman ciddi bir lezyonun belirtisi değildir.) [Eşanl. MASTODİNİ.] || Meme iltihabı, memelerde mikroplardan ileri gelen irinli hastalık. (Eşanl. MASTİT.) [Bk. ansikl. böl.]
—Polim. Enjeksiyon memesi, komikliği, karotun besleme kanalı girişinde kopmasını sağlayacak biçimde yönlendirilen ve dökme kalıplama sırasında enjeksiyon silindirinin burnuyla temasa geçen kalıp besleme memesi. (Enjeksiyon memeleri, açma-kapama vanalı, yay baskılı açma- kapama pimli ve ayırma vanalı olarak sınıflandırılabilir.)
—Psikan. M. Klein’e göre, bütünsel nesneden, yani anneden önce bebeğin algıladığı kısmi nesne. (Bk. ansikl. böl.)
—Seram. Kütahya seramikçiliğinde, fırınlama sırasında sırçanın eriyip kabın kenarlarında toplanmasıyla meydana gelen damlalara verilen ad.
—Tarım mak. Pnömatik püskürtücülerde püskürtme çubuğunun ucuna takılan ve havayla sıvının karşılaştığı bölgede hava akımını hızlandıran bölüm. || Bir sıvıyı zerreciklere ayıran ve püskürtücüden fışkıran zerrecikler demetini yönlendiren parçaların tümü. (Günümüzde kullanılan memelerde bir burgaçlama odası ve püskürtücü pompasının basıncıyla sıvının geçtiği, çapı ayarlı bir delik bulunur.)
—Tıp. Meme bilimi - MASTOLOJİ.
—Zootekn. Kısrak, inek, keçi, koyun gibi hayvanların süt salgılayan organı. || Meme başı, süt veren dişilerin şilindir ya da küt koni biçimindeki meme ucu.
—ANSİKL. Anat. ve Karş. anat. Memeler cinsel bezlere bağımlıdırlar. Her iki cinsin embriyonlarında taslak halinde bulunmakla birlikte, yalnız olgun dişilerde gelişir ve dişi yavruladıktan sonra salgı üretebilecek duruma gelirler. Bunlar, göğüs bölgesini kasık bölgesine bağlayan iki meme ibiği boyunca dizili apokrin (bez hücresi salgıyla dolu tepe kısmını atar) deri bezleridir. Tekdeliklilerde, her bez bir kılın dibine açılır ve meme başı bulunmaz. Keselilerle etenelilerde ise, bezler memeleri oluşturacak biçimde kümelenirler ve memelerin kanalları meme başına ulaşır; yavruların tükürüğü memeleri tahriş etmesin diye meme başının çevresinde yağ bezlerince zengin bir ayla bulunur. Memelerin sayısı çok değişkendir: bazı keselilerde 14, tanrekte 11, domuzda 6, inekte 2 çift, keseli köstebekte, denizinek- lerinde ve kadında bir çifttir, inekte kasıkta, dişi kedi ya da köpekte göğüs ve karında, denizineklerinde ve primatlarda göğüste, makimsilerde koltukaltı boşluğunda bulunur. Suda yaşayan memelilerde memelerin yassı olması dişilerin hidrodinamik biçiminin bozulmamasını sağlar ve memeler emmesine gerek kalmaksızın sütü basınçla yavrunun ağzına doldurur.
—Hayvanc. Süt sağılan hayvanlarda, meme başının biçim, büyüklük ve çıkış yeri bakımından makineyle sağımı kolaylaştırıcı yapıda olmasına önem verilir, inekte meme başlan kısa (4 ila 5 cm), dar ve dikey olmalı ve birbirinden en az 6 cm aralıklı bulunmalıdır; öte yandan memeler bütünüyle yerden en az 50 cm yukarda durmalı ve aşıcı bağlarla gövdeye sıkıca bağlı olmalıdır. Aşıcı bağların gevşemesi memenin sarkmasına yol açar; bu yüzden sağım emziklerini meme başlarına geçirmek zorlaşır, hatta olmazlaşır.
Memelerde türlere göre değişik sayıda meme başı ya da ucu bulunur: inekte dört tane, keçide, koyunda ve kısrakta iki, domuzda sekiz ila on sekiz. Sağlıklı bir hayvanda sağ yarı memenin süt verimi sol yarı memeninkine eşittir, inekte arkadakilere göre ön meme başlarından süt az gelir. Sağma makinesiyle ön meme başlarının aşırı sağılma sakıncasıyla karşılaşmamak için ıslah yoluyla ön ve arka meme başları arasında tam bir denge sağlanmaya çalışılır, ineklerde iyi memeler iridir, sağımdan sonra bolca kırışır, derilerinin inceliğinden ve konjonktif bağdokusunun asinüsçe zenginliğinden ötürü sağımdan önce dokunulduğunda pütürlü olarak ele gelir.
—Patol. Memede biçim bozuklukları, enfeksiyonlar, distrofiler ve urlar görülebilir. Biçim bozuklukları arasında tek ya da çift taraflı meme yokluğu, fazla meme ve memelerin sıkıntı verecek kadar büyümesi sayılabilir. Enfeksiyonlar özellikle emzirme sırasjnda, meme başındaki bir travma noktasından başlayarak gelişir. Çok kısa süren bir lenfanjit sözkonusu olabileceği gibi, cerrahi yoldan boşaltmayı gerektiren irinli akut meıjıe iltihabı da (meme apsesi) görülebilir. Distrofiler âdet günlerinde ortaya çıkan ağrılarla kendilerini belli eder ve bir progesteron yetersizliğinden ileri gelir. Urlar iyicil (adenomlar, adenofibrom, kanal içi papillomatoz, bir ya da birçok kist) ya da kötücül (epitelyom ve sarkom) olabilir.
• Meme iltihabı. Meme iltihapları genellikle akut olur. Çoğunlukla emzirme dönemlerinde ve meme başında çatlak gibi bir giriş kapısı bulunduğu zaman çıkar. Yavaş yavaş yükselen ateş, ağrılar, memede şişlik ve kırmızılık ile kendini belli eder. Meme başı^ıkılınca bir damlacık irin çıkar. Antibiyotik tedavisi hastalığı durdurmakla birlikte, çoğu zaman, hele apse oluşmuşsa, meme başını yararak boşaltmak gerekir.
—Psikan. Bebeğin, besleyici memeden edindiği iyi deneyim, onun bir ilksel iyi nesneyi içselleştirmesini sağlar. Bu ilksel iyi nesne, bebeğin hem ben’inin, hem de nesnelerinin çelişkili görünümleri arasında daha ileride yapacağı sentez işlevinin çekirdeğini oluşturur. Memenin yokluğu, bebekte geçici bir çaresizlik hali, bir ölüm korkusu uyandırır. Bu duygunun derecesi, bebeğin doğuştan sahip olduğu yoksun bırakılmaya dayanma gücüne göre değişir Memeye yeniden kavuşan bebek, bu çaresizlik halini ona yansıtır. W. Bion'a göre, “içeren” memenin işlevi, bebeğin ona yansıtılmış parçalarının çaresizliğini gidermek, onun kaosuna çekidüzen vermek ve onun yansıtmalarını, bunlardan fantazmalar ya da düşler yapmasını sağlayacak bir biçimde ona geri vermektir. Bu deney, temelli bir nitelik taşır; eğer anne, kendk boğuntuları yüzünden bu deneyi gerçekleştiremezse, bebek, çok zayıf bir ben'le, yok olmuş gibi algıladığı ölçüde ürkütücü olan bir nesneye karşı koymak zorunda kalır.
Fakat, gerçek memenin iyi nitelikleri ne olursa olsun, bebek, doğal olarak, memenin yokluğunda, elinde bulunan çeşitli olanaklarla (ağızla, anusla, idrar yoluyla) ona saldırmayı düşler. Bu durum, eziyet edici bir meme imgesinin çocukta doğmasına yol açar ve bebek onu, tıpkı kendisininkine benzer bir sadizmle saldırıya hazır olarak düşünür. Yarılma normal bir biçimde gerçekleştiği takdirde, bebek, kendisinden iyi deneyler edinmiş olduğu “iyi” memeyi, “kötü" memeden ayırır ve onu idealleştirir.
—'Yet. Süt hayvanlarında, özellikle ineklerin % 50’den fazlasında meme iltihabı görülür Bunlann çoğu göze çarpmamakla birlikte, süt üretiminde önemli ölçüde düşüşe neden olur. Meme iltihabı çeşitli hastalık etkenlerinin, meme başından vücuda girmesiyle gelişir. İyi ayarlanmamış sağım makinesi kullanma, kötü bakım, kötü sağlık koşulları meme başının zedelenmesine ve hastalık etkenlerinin (bakteriler, mikoplazma, mantarlar) buradan girerek vücuda yayılmasına neden olur.-Akut meme iltihaplarının tedavisi, hasta bölgeye antibiyotiklerin şırınga edilmesiyle sağlanır. Antibiyotikli sütlerin kullanılması doğru olmadığından tedaviden sonra, belli bir süre süt kullanımının durdurulması gerekir.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
