MÜHRE a. (fars. mühre). Esk.
1. Bir çeşit yuvarlak, küresel cisim, topçuk.
2. Cam boncuk.
3. Deniz böceği kabuğu.
4. Demirci çekici.
5. Yılanın başında bulunan taca benzer çıkıntı.
6. Mühre-baz, mühre-dar, mûhre-keş, taş, maden, kâğıt vb.'yi parlatan, cilalayan. || Mühre-bazi. güvenilmez, hileci kimse || Mühre vü hokka, yer ve gök. || Mühre-i divar, duvar yapımında kullanılan pürüzlü taş. || Mühre-i hak, yeryüzü, dünya; insan vücudu. || Mühre-i sim, mühre-i simabi, ay ve yıldızlar. || Mühre-/ teşbih, imame. || Mühre-i zâr, güneş.
—Avc. Avlanacak hayvanları çekmek için kullanılan doğal ya da yapay çığırtkan kuş. (MÜRE de denir). || Mühre sermek, kasık çizmesiyle dolaşılabilecek kadar sığ göllerde çığırtkanı doğrudan doğruya bir taşa ya da su üzerine kadar çıkan bir kazığa bağlamak.
—Esk. anat. Omur kemiği (mühre-i püşt de denir).
—Esk. oy. Mühre-i nerd, tavla pulu. || Mühre-i şeşder, tavla zarı.
—Güz. sant. Tezhip ve minyatürde, yaldızın parlatılması için kullanılan billurdan, deniz böceklerinin kabuklarından, akikten vb. yapılmış alet. (Böcek mühresi, cam mühre, damar mühresi ya da tırnak mühresi, zer mühre gibi türleri vardır.)
—Kâğıtç. Hat sanatında aharlanmış kâğıtların parlatılmasında kullanılan billurdan (cam mühre), deniz böceklerinin kabuğundan (böcek mühre), vb. yapılmış alet. || Mühre tahtası, üzerinde kâğıt mührele- nen, tek parça tahtadan (ıhlamur ağacı) yapılmış, ortası hafitçe çukur alet. (Eşanl. PESTEREK.)
—Kuyumc. Altın, gümüş vb.’yi ezmek için kullanılan ve genellikle yeşimden yapılmış, ucu kıvrıkça, havan tokmağı benzeri alet.
—Nalbantl. Zımba ile mıh delikleri açılırken nalın üstüne konduğu kubbe ya da piramit biçiminde ortası delik demir parçası.
—Teknol. Suni derileri ve maketleri yapıştırmada, derileri ya da dikişleri perdahlamada kullanılan sert ağaç, cam, kemik ya da fildişi takım.
1. Bir çeşit yuvarlak, küresel cisim, topçuk.
Sponsorlu Bağlantılar
3. Deniz böceği kabuğu.
4. Demirci çekici.
5. Yılanın başında bulunan taca benzer çıkıntı.
6. Mühre-baz, mühre-dar, mûhre-keş, taş, maden, kâğıt vb.'yi parlatan, cilalayan. || Mühre-bazi. güvenilmez, hileci kimse || Mühre vü hokka, yer ve gök. || Mühre-i divar, duvar yapımında kullanılan pürüzlü taş. || Mühre-i hak, yeryüzü, dünya; insan vücudu. || Mühre-i sim, mühre-i simabi, ay ve yıldızlar. || Mühre-/ teşbih, imame. || Mühre-i zâr, güneş.
—Avc. Avlanacak hayvanları çekmek için kullanılan doğal ya da yapay çığırtkan kuş. (MÜRE de denir). || Mühre sermek, kasık çizmesiyle dolaşılabilecek kadar sığ göllerde çığırtkanı doğrudan doğruya bir taşa ya da su üzerine kadar çıkan bir kazığa bağlamak.
—Esk. anat. Omur kemiği (mühre-i püşt de denir).
—Esk. oy. Mühre-i nerd, tavla pulu. || Mühre-i şeşder, tavla zarı.
—Güz. sant. Tezhip ve minyatürde, yaldızın parlatılması için kullanılan billurdan, deniz böceklerinin kabuklarından, akikten vb. yapılmış alet. (Böcek mühresi, cam mühre, damar mühresi ya da tırnak mühresi, zer mühre gibi türleri vardır.)
—Kâğıtç. Hat sanatında aharlanmış kâğıtların parlatılmasında kullanılan billurdan (cam mühre), deniz böceklerinin kabuğundan (böcek mühre), vb. yapılmış alet. || Mühre tahtası, üzerinde kâğıt mührele- nen, tek parça tahtadan (ıhlamur ağacı) yapılmış, ortası hafitçe çukur alet. (Eşanl. PESTEREK.)
—Kuyumc. Altın, gümüş vb.’yi ezmek için kullanılan ve genellikle yeşimden yapılmış, ucu kıvrıkça, havan tokmağı benzeri alet.
—Nalbantl. Zımba ile mıh delikleri açılırken nalın üstüne konduğu kubbe ya da piramit biçiminde ortası delik demir parçası.
—Teknol. Suni derileri ve maketleri yapıştırmada, derileri ya da dikişleri perdahlamada kullanılan sert ağaç, cam, kemik ya da fildişi takım.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.