Arama

Artıdeğer (Artıkdeğer) Nedir?

Güncelleme: 16 Haziran 2016 Gösterim: 974 Cevap: 0
Jumong - avatarı
Jumong
VIP VIP Üye
16 Haziran 2016       Mesaj #1
Jumong - avatarı
VIP VIP Üye

ARTIDEĞER

ya da

ARTIKDEĞER

a. ikt.
-1. Üretilen değerin, bu değeri üretmek için harcanan parayı aşan bölümü. -2. Bir şeyin değerinin artması. (Karşt. EKSİDEĞER.) -3. Bir taahhüt işinde, müşterinin, gerçekleştirilmesi daha güç bir seçim yaptığı ya da seçimi için gerekli ilk maddeler daha pahalı olduğu durumda, ödemek zorunda olduğu ek fiyat. -İkt. düş. tar. K. Marx'ın görüşüne göre, belli miktarda bir işten elde edilen değerle, işçiye işgücünü sürdürebilmesi için yapılan ödeme arasındaki fark.
Sponsorlu Bağlantılar

-- Mutlak artıdeğer, iş günü içinde işçinin, kendi bakımı, kendini ve soyunu sürdürebilmesi için toplumsal olarak gerekli iş saatleri ötesinde fazladan çalıştığı ve yalnız sermaye için değer yaratmaya yarayan iş saatleri miktarı. |j Nisbi artıdeğer, sabit bir zaman süresi içinde, ya iş temposunun hızlandırılmasıyla, ya çalışan işçilere yeni yöntemler uygulayan yeni bir iş düzeni kurulmasıyla ya da bu iki yöntemin bir arada kullanılmasıyla işçinin iş veriminin artırılması. (Bk. ansikl. böl.) -ANSİKL. ikt. düş. tar. Marxçı artıdeğer kuramı, kapitalist sömürüyü açıklamak için ileri sürülmüş bir kuramdır. Kapitalist sistemde bir meta satın almak için para yatırıldığı zaman, bu metanın daha çok para getirmesi amaçlanır. Oysa, Marx'a göre, tüketildiği zaman para üretme özelliğine sahip tek meta vardı, o da işgücü' dür. Şu halde, işgücü de bütün öteki metalar gibi piyasada üretim bedeli üzerinden, yani üretimi için harcanan zorunlu çalışma süresiyle ölçülen değeri karşılığında satın alınır, işçiye ödenen ücret, yaşaması ve çoğalması için gerekli olanı karşılar. Fakat, işgücü, ödenen ücreti karşılayan süreden daha uzun bir süre kul
lanılır. Böylece, o, kendi bedeli olandan daha fazla bir değer üretir. Kapitalistin işgücünü satın alırken göz önünde tuttuğu da zaten bu artıdeğer'dir. Demek ki, artı-değer işten (emekten) doğar. Kapitalist, bu artıdeğeri, mutlak artıdeğer ya da nisbi artıdeğer olarak ya da her ikisinin birleşimi olarak çoğaltmaya çalışır.
Artıdeğer haddi (p), artıdeğer toplamının değişken sermayeye, yani emeğin satın alınmasına ayrılan sermaye kitlesine bölünmesiyle elde edilir:
Metanın satılması, artıdeğerln gerçekleşmesini sağlar, bunun paraya dönüşmüş şekli ise kâr'dır.
ARTIEMEK a. ikt. Marxçı kurama göre, işçinin, kendi işgücünün değerini kapitalist işletme hesabına ürettikten sonra çalıştığı saatler. (Kurama göre, bu fazla çalışma, artıdeğerin temelini oluşturur.)
ARTIK a.

-1. Bir şeyin tüketime ya da kullanıma uygun olmayan kalıntıları: Yemek artıklarını kediye vermek. Artıkları değerlendirmek. Kumaş artıklarından yapılan bir yatak örtüsü. -2. Kullanım değeri olmadığı için atılan ya da bir işlemden artakalan döküntü. (Bk. ansikl. böl.) -3. istenmeyen, küçümsenen, atılan şey: Bir başkasının artıklarıyla yetinmeyi reddetmek.
-Anayas. huk. Ulusal artık sistemi, bir seçim çevresinde milletvekili çıkarmak için gerekli sayıya ulaşamayan artık oyların, ulusal düzeyde yeniden değerlendirilmesi ilkesine dayanan seçim sistemi, "milli bakiye sistemi"de denir. (Bk. ansikl. böl.) -Cev. hazl. Yüzdürme hücrelerinden çıkan, ince ve değersiz kalıntı. -Fizyol. Bir metabolizmanın tortusu, -ikt. Bir yatırımdan ya da bir tüketimden doğan ve tüketici, üretici, hatta devlet için bir gelir artışına yol açabilen kazanç. (Tüketici söz konusu olduğunda, bu kazanç psikolojik bir özellik taşır.)

-- Artık hesapları, iktisadı sonuçlardaki artışın, bu sonucu elde etmek için harekete geçirilen araç-lardakl artıştan daha güçlü olduğunu gösteren iktisadi büyüme analiz yöntemi. (Bk. ansikl. böl.)
-Kasapl. Hayvanın sakatatla deri, boynuzlar, tırnaklar ve içyağından oluşan, tü-ketllemeyen bölümleri. -Kim. müh. Bir maddeyi işleyerek değerli ürünleri özütledlkten sonra kalan madde. -Arıtmada kolon dibinde biriken ağır sıvı.

-- Akışkan artık, bir maddenin değerli bütün ürünleri alındıktan sonra geriye kalan sıvı.
-Kürkç. Giysilerin kesimi sırasında derilerden düşen küçük parçalar. (Derinin baş, ayak ve kuyruk bölümünden çıkan artıklar bir araya getirilerek giysi yapımında kullanılır).
-Mad. oc. Artık stoku, bir metal cevheri ocağının ayıklama ve yıkama artıklarından oluşmuş yığın.
-Metalurj. Çeşitli yakıtların yanmasından sonra ocak ızgarasında biriken ve tav köpüğü, cüruf vb.'yi oluşturan topraklı maddelerin tümü. -Eriyen bir metalin cürufları.
-- Artık yığını, bir metalürji fabrikasının çeşitli artık ve cüruflarından oluşan yığın. (Bk. ansikl. böl.)
-- Döküm artığı, kalıp döküntüleri, döküm kırıntıları ve çapaklarının tümü.
-Nük. müh. Akışkan artıklar, radyoaktif maddelerin kullanılmasından ya da işlenmesinden arta kalan radyoaktif sıvılar ya da gazlar. (Akışkan artıklar yeniden kullanılmadan ya da doğal çevreye atılmadan önce etkinlik denetiminden geçirilmeli ve gerekiyorsa uygun bir düzenekle ya da bir işleme İstasyonunda bu artıkların etkinliği azaltılmalıdır.)

-- Radyoaktif artıklar, radyoaktif gereçlerin ya da nesnelerin kullanılması ya da işlenmesi sırasında açığa çıkan yararsız radyoaktif maddeler. (Bk. ansikl. böl.)
-Ormanc. Dal ya da sürgün artıkları, sadece çalı demeti yapmaya yarayan artıklar.
-Petr. san. Parçalanma artığı, kraking sonucunda elde edilen ağır kesim. -Tekst. Karbonize edilmiş artıklar, kömürleştirme işleminden artakalan ve eğirile-bilen yün döküntüsü. -Uz. havc. Bir roket-motor durduktan sonra etkinliğini sürdüren itici yakıt kalıntıları.
-Yerbil. Bileşenlerinin bir bölümü çözülme ile yok olan bir kayacın bozulmasından meydana gelen yüzeysel bir oluşum için kullanılır.
sıf. i. Harcanıp tüketildikten sonra artakalan şey, besin, yemek vb. için kullanılır: Artık kumaş, yün. Artık ekmek -2. Fazla, daha çok: Artık mal göz çıkarmaz (atasözü). -3. Artık eksik, az ya da çok oluşuna bakılmaksızın: Artık eksik bunu kabul edeceksiniz. -Anayas. huk. Artık oy, nisbi temsil sisteminde, bir adayın seçilmesi için yeterli olmayan ve bu nedenle değerlendirme dışında kalan oylar. (Ancak, tüm oyların değerlendirilmesini sağlayan değişik seçim sistemleri vardır. Bu sistemlerden biri ulusal artık sistemidir.) -Arit. Bir x gerçek sayısının artık yaklaşık değeri, x ten sıkı büyük değer. -Ask. Artık malzeme, savaşta kullanılama- elde kalmış askeri araç ve gereç. -Deric. Artık parça, deri giyim eşyası biçildikten sonra artakalan, işe yarar küçük parçalar. (Bk. ansikl. böl.) -Ed. Artık mani ya da yedekli mani, maninin sonuna iki dize daha eklenmesiyle meydana gelen altı dizeli mani. Eklenen dizeler, ya dört dizelik düz maninin anla mını pekiştirmekte ya da altı dizelik ma ninin anlam bütünlüğü içinde yer almaktadır.
-Kim. müh. Bir işlemden sonra kalan madde için kullanılır. -Kronol. Artık ay, eski yunan ve israil takviminde embolimos ayına verilen ad.
-- Artık gün, artık yılda şubat ayına eklenen gün.
-- Artık saniye, genel zaman ölçeğinden 0,9 saniyeden daha çok sapmasını önlemek için, düzenleşik genel zaman ölçeğine ara sıra eklenen saniye.
-- Artık yıl, 366 günlük yıl. (Dört yılda bir yinelenir ve şubat ayı 28 yerine 29 gün çeker.) -Müz. Artık aralık, bir yarım-ton eklenmesiyle genişlemiş aralık.

-- Artık ikili aralık, türk müziğinde, seslerinden en az biri 4-5 komalık bemol ya da diyez almış, böylece 12-13 komaya yükselmiş ikili aralık. -ANSİKL. Anayaş. huk. Bu sistem iki aşamada uygulanır, ilk aşamada, her seçim çevresindeki geçerli oylar toplanır, toplam sayı, o çevrenin çıkaracağı milletvekili sayısına bölünür. Çıkan sayı, milletvekili seçilebilmek için gerekli oy sayısıdır. Aynı seçim çevresinde, seçime katılan her partinin aldığı toplam oy, bulunan bu oy sayısına bölünerek partilere göre milletvekillikleri saptanır. Bu işlem sonucunda partilerin, milletvekili seçilmesine yetmeyen bir kısım oyları kalır. Bu oylara "artık oy" denir. Bu artık oylar nedeniyle, belli sayıda milletvekili de seçilmemiş olur. ikinci aşamada; ülke düzeyindeki artık oy sayıları toplanır. Elde edilen bu toplam sayı açıkta kalan milletvekillikleri sayısına bölünür. Çıkan sayı bir milletvekili için gerekli artık oy sayısıdır. Her partinin ülke düzeyinde sahip olduğu ulusal artık oyları, bu sayıya bölünerek, açıkta kalan milletvekillikleri partiler arasında, toplam artık oyları oranında dağıtılır. Bu uygulamayla seçimlerde tüm oyların değerlendiği, hiçbir oyun boşa gitmediği görülür. Türkiye'de ulusal artık sistemi, 14 temmuz 1965 tarih ve 656 sayılı yasayla kabul edildi ve 1965 genel seçimlerinde uygulandı. 1969 genel seçimleri öncesinde; 20 mart 1968 tarih ve 1036 sayılı yasayla da yürürlükten kaldırıldı. Gerekçe olarak ulusal artık sisteminin küçük partileri fazla güçlendirdiği, dolayısıyla siyasal istikrarsızlığa neden olduğu ileri sürüldü. -Deric. Tüylü derinin korunmasından, işlenmiş deriye dönüşmesine kadar, deri fi--esi °/o 50'yi bulur. Irmak çalışmalarında, kırpıntılar, tabakalar biçiminde elde edilen artıklar, özellikle jelatin ve zamk yapımında kullanılırdı. Günümüzde bunlar hayvan besini yapımcılarına ve gübreci-lere satılır. Ayrıca bunlardan, tıp ve kozmetik sanayisinde kullanılmak için kollagen elde edilebilir. Sepilenmiş deri artıkları, sentetik malzeme yapımında da kullanılır.
Dericilikte artık parçalar üç grupta toplanır. Deri giyim eşyası biçilirken dikim dışı kalan parçalara kırpıntı denir. Kırpıntı, ucuz giyim eşyası, örgü yelek ve hediyelik eşya yapımında kullanılır. Kesilmiş deri kenarları ve dikim dışı kalan ufak parçalara da döküntü adı verilir. Bunlar daha çok dolgu maddesi olarak kullanılır. Deri artıkları, derinin işlenmesi sırasında artakalan parçalara verilen addır. Ham, yarı işlenmiş ya da işlenmiş deriden geriye kalan baş, kuyruk, kıl, leş, kesilmiş, kopmuş, yırtık deri parçalarına bu ad verilir. -ikt. Artık hesapları'nin amacı, işletmelerin başarı dereceleriyle, bu başarı derecelerinin yol açtığı artı ya da eksi gelir artışları konusunda yapılan tartışmalara aydınlık getirmektir. Elde edilmiş artık kazanç kavramı, üretkenlikten doğan kazançları, yani ürünlerin ve faktörlerin hacminde oluşan değişiklikler sonucunda elde edilen ek değeri dile getirir. Atfedilen artık kavramı, bu üretkenlik kazançlarının fiyat değişiklikleri biçimine dönüşmesini açıklar: mal fiyatlarında değişiklik (tüketiciler yararına) ve üretim faktörleri fiyatlarında değişiklik (işletme ve işletmede çalışan ücretliler yararına). Artık kazanç ile atfedilen artık arasındaki denge -ya da, daha doğrusu, eşlik-gerçekleştirilen başarı derecesi ile bölüştürülen ek gelirler arasında tam bir uygunluk bulunduğunu gösterir. Zorunlu olarak kurulması gereken böyle bir denge biçiminde düşünülecek olursa, artık hesapları, işletme ya da sanayi dalı çapında sağlam bir ölçüm analizi yöntemi olarak değerlendirilmelidir; hem, zaman içinde, iktisadi başarı derecelerinin ve bunların gelişiminin ölçülmesinde, hem de, yukarda sözünü ettiğimiz "ilerleme temettüleri"nin, iktisadi büyümenin farklı tarafları arasında bölüştürülme biçiminin değerlendirilmesinde kullanılır.

-Metalurj. Artık yığınları, engebeli bölgelerde alçak noktalara dökülerek arazinin düzleşmesi sağlanır. Ovalık ülkelerdeyse, tersine, çok uzaktan görülebilen konik tepeler oluştururlar. Eski işletmelerin bıraktığı artık yığınları bazen işlenerek değerlendirilir ve kimi ürünler elde edilebilir; bu ürünler hidrolik dolgu işlerinde, yolların taşla döşenmesinde vb. kullanılır. -Nük. müh. Radyoaktif artıklar. Nükleer enerjinin ve radyoelementlerin birçok alanda kullanılmasından kaynaklanan etkinlikler, radyoaktif artıkların kaçınılmaz olarak ortaya çıkmasına neden olur. Bu maddelerin radyasyondan korunma ilkelerine uygun olarak denetimi, işleri gereği radyoaktif maddelerle uğraşanları ve halkı etkileyebilecek ışınlama dozlarını uygulamada en düşük düzeye indirmeyi ve ne pahasına olursa olsun, yönetmellkler-ce belirlenmiş sınırların altına çekmeyi amaçlar. Bu ilkeler, radyoaktif artıkları de netim altına almanın genel tekniğini belirler: üretimde artık oluşumunu ve hacmini düşürmeye çalışmak; artıklardan korunmayı güvence altına almak; denetimden uzak kalmaları halinde bile, gelecek kuşakları radyasyondan koruyabilecek biçimde seçilmiş ve donatılmış alanlarda depolamak.
Radyoaktif artıklar, başlangıçta üç halde bulunur: gaz, sıvı ve katı. Sıvı ve gaz halindeki artıklara uygulanan fiziksel ve kimyasal işlemlerin amacı, etkinliklerinin yeterince düşürülmesini sağlamaktır; bu işlemlerden geçmiş artıkların korunma standartlarına uygun olup olmadığı denetlendikten sonra, gaz halinde olanlar atmosfere, sıvı halinde olanlar da akarsu-lara ya da denize atılabilir. Bu sıvıların radyoaktifliğinin hemen hemen tamamı, işleme sonunda ya filtreler üzerinde kalan ya da sıvı artıkların buharlaştırma kalıntıları biçiminde biriken katı maddelerde toplanır.
Katı artıkların korunması ve depolanması ile ilgili yöntemler, bunların özgül radyoaktifliğine ve radyoaktif yarıömür' lerine bağlıdır. Artıkların başlıca kaynakları, bir yandan nükleer elektrik santralla-n, bir yandan da bu santrallardan gelen yakıt kalıntılarını işleyerek, uranyum ve plutonyumu özütleyen fabrikalardır. Sant-ralların bıraktığı katı artıkların özgül etkinliği zayıf (1 curie/dm3'ten az) ve ömrü kısadır (yarıömürleri 100 yıldan kısa). Basınçlı su ile soğutulan, 1 000 MW gücündeki bir santral için öngörülen yıllık artık hacmi 500 m3 dolayındadır. Katı artıklar etkinliklerine göre ya sıkıştırılarak metal fıçılara yerleştirilir ya da beton, asfalt ve ısıl-sertleşir reçinelerle kaplanarak büyük beton konteynerler içine konur. Böylece radyasyondan yalıtılan bu artıklar yüzeyde ya da yer altında belli bir derinlikte depolanabilir. Bazı ülkeler, artık içeren kapları Uluslararası atom enerjisi ajansı'nın saptadığı koşullara uygun olarak, deniz dibine yerleştirme yoluna gitmektedir.
Yakıt işleyen fabrikalardaki artıkların özgül etkinliği yüksektir (binlerce curie/dm3) ve çok uzun ömürlü maddeler içerirler (yarıömürleri 100 yılın üstünde). Basınçlı suyla soğutulan 1 000 MW'lık bir birimin çalışması için gerekli yakıtı işleyen bir fabrikanın ürettiği yıllık artık miktarı 150 m3 ve artıkların etkinliği 150 milyon curie olarak tahmin edilmektedir. Bu artıklar arasında en etkin olanlar sıvılardır. Bu sıvılar önce sürekli olarak soğutulan paslanmaz çelikten yapılmış çift çeperli tanklarda depolanır; daha sonra hacmini küçültmek için buharlaştırılır ve nihayet çeşitli yöntemlerle katılaştırılır. Ayrıca sıvı artıklara camlaştırma yöntemi de uygulanabilir. Camlaştırılan artıklar, paslanmaz çelikten kaplara yerleştirilir ve yaklaşık 30 yıl süreyle geçici olarak depolanır; bu süre sonunda radyoaktiflikleri ve ısıl güçleri düşer. Bu evre ardından kararlı yerbilimsel oluşumlar içinde son depolarına yerleştirilebilir.
Öte yandan 2000 yılına değin yığılacak toplam radyoaktif artık miktarının 900 000 m3'e ulaşacağı tahmin edilmektedir; bu miktarın 2 500 m3'ünü oluşturacak yüksek etkinllkli artıkların İse camlaştırılması öngörülmektedir.

Radyoaktif artıkların depolanmasına ilişkin sorunlar. Birçok ülke, artıkları derin deniz çukurlarına atar (yaklaşık 5 000 t/yıl); ama bu yöntem tehlikesiz değildir; çünkü radyoaktif artıkları içeren kaplar belli bir derinliğe ulaştıklarında çok yüksek bir basınç altında kalırlar ve bir kaza olması halinde bunlara ulaşıp önlem almaya olanak verecek hiçbir teknik yoktur.
Fransa'da uygulanan, çok dayanıklı beton silolarda depolama tekniği, deponun durumunu her an denetleme olanağı verir; ayrıca daha güvenilir artlşlem teknikleri bulunduğunda artık kapları yeniden kullanılabilecektir. Ne var ki, siloların her tür dış etkiye dayanabileceğini ve depolanan artıkları korumaya yönelik çabaların her zaman yeterli olacağını söylemek de varsayımlardan öteye geçmez.
Yerbilimsel oluşumların derinliklerinde depolama tekniğini, Almanya eski kaya-tuzu yataklarını kullanarak uygular, görünüşte en güvenli yöntem budur; çünkü depolar, çevreden eksiksiz biçimde yalıtılmış bir ortamda bulunur. Ne var ki, bu yalıtımın bir gün yer sarsıntıları ya da su baskınlarıyla bozulmayacağını söylemek çok güçtür. Kutup buzulları içine gömme ya da füzeyle atmosfer dışına fırlatma gibi başka teknikler tasarlanmışsa da, uygulamada aşılması güç engellerle karşılaşılmıştır. Öte yandan başkalaşımla yok etme yöntemi, ideal bir teknik biçiminde görülse bile, birçok sorun doğurmakta ve bu sorunların çözümü konusunda hiçbir çıkış yolu bulunanamaktadır.

Tam anlamıyla güvenilir, uzun vadeli tekniklerin bulunamaması yüzünden, radyoaktif artıkların yeryüzünü gittikçe kaplaması, kuşkusuz insanoğlu için nükleer sanayinin doğurduğu en önemli tehlikedir.
-Orm. san. Orman sanayilerinin artıkları (talaşlar ve yongalar) gerek doğal halde, gerek topaklaştırıldıktan'sonra yakıt olarak tüketilebilir. Odun talaşından, alkol ve oksalik asit üretiminde yararlanılır. Bu gereç aynı zamanda dinamit lokumlarının korunmasında, kırılgan eşyaların ambalajlanmasında, yağların süzülmeslnde, çeşitli mamul eşyaların kurutulmasında kullanılır.
Odun artıkları, ormanda İşletme (değersiz odun yanürünleri, kesim yongaları), biçme (talaşlar, kapaklar) ve kullanım (yongalar, kırıntılar) sırasında oluşur. Artıklarının gerek kimya, gerek mobilya sanayisinde kullanımı, ormancılığın temel hedeflerinden biridir. -Teknol. Genel bilgiler. Artıklar tarım, sanayi, ticaret ya da konut kökenli olabilir. Ama miktarları ya da zehirli olmaları nedeniyle konut çöpleriyle birlikte çöplüklere atılmayan artıklar, sanayi artıkları genel adı altında toplanır. Bu tür artıklar, üretim yöntemleri ile üretilen ürüne sıkı sıkıya bağlı olduğundan, değişken özellikler taşır ve çok çeşitlidir. Bunlar aşağıdaki biçimde sınıflandırılabilir: yemekhanelerden ya da önemli ticaret merkezlerinden gelen ve konut çöpleri gibi yok edilebilen artıklar; organik artıklar (hayvan dışkıları, posalar vb.); üretim artıkları (tortular, küller vb.); bir önişlemden kaynaklanan artıklar (fabrikaların istasyonlarından gelen artık çamurlar, kullanılmış banyo suları vb.).
Yok etme teknikleri üç büyük^grupta toplanır:
-özel bölgelere boşaltma ve çok zehirli artıklar (arsenik, radyoaktif artıklar) için, kayatuzu yatakları gibi yerbilimsel oluşumlarda çöplükler oluşturma; -yansızlaştırma ya da yükseltgeme -indirgeme tepkimeleriyle zehirliliği gideren fiziko-kimyasal arıtma; -artıkların kıvamına ve farklı ısıl değerlerine uygun olarak tasarlanmış özel fırınlarda yakma.
Nihayet ürünlerin olduğunca büyük bölümünü yeniden kazanma ya da yeniden kullanma ve önemli hammaddelerden tasarruf etme (soy metaller petrol) konusunda araştırmalar yürütülmektedir. Artıklara bağlı kirlenme.

Tarım artıkları. Bunlar, çoğunlukla organik bileşiklerdir (gübre, hayvan idrarı, süt sanayisi artıkları). Biyolojik olarak ayrışabilen bu bileşiklerin bir bölümü ortaya çıktıkları yerde ham halde (gübre ve hasat artıkları), bir bölümü de işlendikten sonra (peynir suyu, kan) yeniden kullanılabilir. Bu artıklar ender olarak kirliliğe yol açar; böyle bir olay ancak ortamın öza-rınma kapasitesini aşacak ölçüde birikirlerse ortaya çıkar.
Kent artıkları. Bunların başlıcaları konut çöpleri ve kanalizasyon sularıdır, istanbul'da 1 986'da toplanan günlük çöp mik-tari 6 bin ton dolayındadır. Bu sayının 1995'te 8 bin tona, 2000 yılındaysa 9 bin tona ulaşacağı tahmin edilmektedir. Bu miktarların da gösterdiği gibi, çöplerin toplanması ve yok edilmesi ivedi çözüm bekleyen önemli bir toplumsal sorundur. Ne var ki çöplerin değişken bileşenlerden oluşması, rasyonel bir arıtmayı güçleştirir. Kimi artıklar biyolojik olarak ayrışabilir niteliktedir (kâğıtlar, besin artıkları); kimi artıklar da yeniden kullanılabilir (camlar, metaller, kartonlar). Buna karşılık, tüm artıkların % 5 ile 10'unu oluşturan plastikler yakılarak yok edilebilir ve bu yüzden havaya önemli miktarlarda hidroklorik asit atılır. Günümüzde bu artıklar gereğince bir önayıklamadan geçirildikten sonra topluca işlenir.

Büyük birimlerde artıklar geniş fırınlarda yakılır. Yakmadan kaynaklanan enerji ise kısmen konutları ısıtmada kullanılabilir. Düzenli depolama, artıkları çukurlarda yığmaya ve sonra toprakla üstünü kapatmaya dayanır. Depolama alanları ikincil bir kirlenmeye (suların kirlenmesi) yol açmayacak biçimde seçilir. Öte yandan artıkları yeni bir kaynak olarak değerlendirmeyi öngören tekniklerin önümüzdeki yıllarda geliştirilmesi beklenmektedir. Kaldı ki kimi teknikler, sanayileşmiş ülkelerde deneme aşamasından uygulama aşamasına geçmiştir; örneğin bazı ürünlerin (cam ve kâğıt), ayrı ayrı toplanarak yeniden çevrime girmesi sağlanırken bir bölümü de özütleme aygıtlarında denetimli mayalanmaya tutularak gaz (metan) üretilir.
Sanayi kökenli artıklar. Çok çeşitli sanayi artıkları vardır ve her biri, kendine özgü sorunlar yaratır; bunların bir bölümü bulundukları yerde işlenir; bir bölümüy-se kirleticileri oluşturur ve çevremizin kirlenip bozulmasından büyük ölçüde sorumludur.
Türkiye'nin büyük kentlerinde artık ve çöpler ya denize dökülerek ya da çukurlarda depolanarak yok edilirdi. Bunun yarattığı sakıncalar nedeniyle yakarak yok etme yöntemine başvurulduysa da, kurulan yakma istasyonları, bir süre sonra verimli çalışmadıkları gerekçesiyle kapatıldı. Günümüzde düzenli depolama yoluyla biriktirilen artık ve çöpler, birinci aşamada bulundukları yerde, ikinci aşamada da çöp dökme alanlarında müteahhitler eliyle ayıklanır. Büyük kentlerde artık ve çöplerin, çöp aktarma istaysonunun ilk birimi olan önistasyonlara getirilmesi, ayıklanıp ayrıldıktan sonra da yakılması tasarlanmaktadır.

Kaynak: MsXLabs.org & Büyük Larousse

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
🌘 🚀