Arama

Başlık Nedir?

Güncelleme: 29 Mayıs 2017 Gösterim: 1.762 Cevap: 5
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
20 Mart 2010       Mesaj #1
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi

BAŞLIK

Ad:  başlık.JPG
Gösterim: 363
Boyut:  18.7 KB

1. Çeşitli amaçlarla başa giyilen nesnelere verilen genel ad: Başlığını giymek, çıkarmak. Yünden bir başlık örmek.
Sponsorlu Bağlantılar
2. Özellikle başı korumak amacıyla, metal, deri ya da plastikten yapılmış başlık (çelik başlık, fiber başlık, kask vb.).
3. Herhangi bir şeyin üst ucuna takılan parça: Gaz ocağı başlığı. Kalem başlığı. Füze başlığı.
4. Bir yazıya, yazının bölümlerinden birine ad olan sözcük, deyim,tümce: ilginç bir başlık. Başlıklara göz atmak. Aynı başlık altında toplamak.
5. Kimi koltuklarda baş dayamaya yarayan ve sökülüp takılabilen parça.
6. Anadolu’nun kimi yörelerinde gelenek olarak, evlenecek erkeğin kız tarafına verdiği para, mal, ziynet vb.: Başlık parası. Başlık vermek, almak.
7. Gelinlerin başlarına taktıkları süslü, işlemeli taç.
8. Başlık atmak, bir yazıya uygun ad koymak.

Kaynak: Büyük Larousse

Son düzenleyen Safi; 29 Mayıs 2017 03:56
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
10 Temmuz 2015       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
BAŞLIK
—Aktar. Bir makaranın tahta ya da metal gömleği. (Askı ya da bağlantı sistemini taşıyarak makara eksenine destek görevi yapar.) [BLOK MAKARASI BAŞLIĞI da denir.]
Sponsorlu Bağlantılar

—Arabac At arabalarında, tekerlek parmaklıklarının çakılı olduğu ortadaki yuvarlak kısım, top. Poyra topu, poyra başlığı da denir.

—Arkeol. Bazı eski uygarlıklarda, özellikle Mısır'da kullanılan baş desteği.(YASTIK da denir.)

—Atç. Atın başına geçirilen ve gem, yanak kayışı, alın kayışı, ense kayışı, çene kayışı ve dizginlerden oluşan binitlik ya da koşumluk baş takımı. (Genellikle bir burunluğu da olur.) ll Basit başlık, üzerinde yalnız gem, ense kayışı, alın kayışı, çene kayışı, yanak kayışı ve dizgin bulunan başlık.

—Balıkç. Yem olarak faydalanılan ölü balıkları dizmek için kullanılan, pota biçiminde, kurşundan yapılmış av aygıtı. (Başlık üzerinde, balıkların takılması için, kısa saplı bir ya da birçok iğne yer alır.) ll Başlık ipi, bir balık ağının baş kısmına bağlanan ve ağın su içinde dik kalmasını sağlamak için büyük bir mantara tutturulan İP

—Belgi. Bir kaynakça fişinin ya da kataloğunun başına konulan sözcük. (Başlık bir belge yazarının adını ya da belgenin içeriğini belirtebilir [dönem, madde, konu vb.]. Bir fiş takımının ya da kataloğun içinden, sınıflama için seçilir ve indeksleme sırasında yerleştirilir.)

—Bilş. Blok halinde işlenecek bir veri kümesini tanımlamak ve gereğinde uygulanacak işlemleri ya da dallanmaları belirtmek amacıyla kümenin başına yerleştirilen kullanım bilgileri grubu.

—Camc. Camcıların ateşin sıcaklığından korunmak için başlarına taktıkları bir bez ile kaplı tahta çember.

—Ciltç. Yazmalarda, kitabın ilk sayfasının başına konulan tezhipli yazı.(Eşanl, SERLEVHA.)

—Yazmalarda ve eski basma kitaplarda kitabın adı. ll Başlık yazısı, bir kitabın içeriğini belirten, kısa dış bilgi. (Başlık yazısı, kitabın sırtında, ikinci ve üçüncü kordon boşluğu arasında yer alır; kordonsuz bir kitap sözkonusuysa, genellikle bu alana denk düşen bölümde bulunur; sırt çok darsa boyuna da yazılabilir.) ll Başlık yazısı parçası, cildin sırtına ya da ön yüzüne yapıştırılan ince deri parça; rengi cilt kabından farklıdır ve üzerinde kitabın başlık yazısı yer alır.

—El sant. Sigara içmek için kullanılan ağızlıkların, ağza alınan bölümüne verilen ad.

—Embriyol. Amnios başlığı, dölütün ön tarafında bulunan ve geriye doğru ilerleyerek daha sonra art amnios kıvrımıyla birleşen, yeni ay biçiminde amnios kıvrımı.

—Esk. sil. MİĞFER'in eşanlamlısı.

—Graf. sant. Başlık dizici, özel olarak mekanik ya da fotoğraf olarak başlıkların dizilmesinde kullanılan makine.

—Huk. Bir yasanın, kararın ya da sözleşmenin başına konan sözcük ya da sözcükler.

—inş. Bir çatıda ya da doğramada (pencere vb.) yan dikmelerle birleşerek çerçeveyi oluşturan yatay parça. (Başlıklar zıvana dilini, yan dikmeler ya da açılan çerçeveler sözkonusu olduğunda kanatlar dişi zıvanaları taşır.)

—Metal çerçevelerde ATKI'nın eşanlamlısı.

—Bir çatkının düşey ya da eğik bir öğesini örten küçük yatay parça.

—Ahşap bir merdivende en üstteki basamakları taşıyan parça.

—Bir kazık demetinin üst bölümüne demir pimlerle tutturulan ahşap parça.
  • Ara başlık, bir pencerede, bir ya da birçok kayıtı ya da yan dikmeleri kesen, taş, ahşap ya da metal, yatay öğe.
  • Gönyeburun birleşmeli başlık, hem zıvana dili, hem de bir gönyeburun geçmeyle yan dikmeyle birleşen çerçeve başlığı.
  • Sıpa başlığı, iki destek üzerine yatay olarak yerleştirilen ahşap parça.
—inş. ve Bayınd. Metal bir kirişin haddelenmiş ya da kaynaklanmış üst ve alt bölümlerinden her biri.

—Perçinlenmiş bileşik bir kirişin birleştirme köşebentlerinden her biri. ll Çakma başlığı, kazığın ya da palplanşın başıyla şahmerdan arasına konan koruyucu parça.

—isi. huk. İslam hukukuna göre, evlenme sırasında kızın anasına, babasına ya da yakınlarına herhangi bir para ya da mal verilmez. Böyle bir bedelin istenmesi de verilmesi de haram ve yasaktır. (Başlığı, kızın kendisine ait olmak üzere verilen "mehir" ile karıştırmamalıdır.)

—Kad. doğ. Doğum sırasında bazı çocukların başının üzerinde bulunan ve su kesesinin alt kutbundan oluşan amnios zarı. ("Başlıklı doğmak” deyimi buradan gelir.)

—Kim. Bir imbikte buhar kazanının, tabanı karşısında yer alan kapağı.

—Kim. mühendis GAZ YIKAMA FANUSU”nun eşanlamlısı.

—Kuşbil. Avustralya devekuşu ya da kalao gibi kuşların baş ya da gagasının üstünde bulunan nasırımsı ya da kemiksi çıkıntı.

Kaynak: Büyük Larousse

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 29 Mayıs 2017 04:00
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
28 Kasım 2015       Mesaj #3
Avatarı yok
Yasaklı
BAŞLIK
—Kuşç. Avcılıkta kullanılacak avcı kuşların başına geçirilen ve yalnız gaganın serbest kalmasına olanak veren meşin başlık. (Böylece gözleri kapanan kuşlar daha sakin olurlar.) ll Başlık giydirmek, avcı kuşun başına meşin başlığı geçirmek.

—Mad. oc. Kazı başlığı, makinenin kesicileri (tambur, bıçak) taşıyan bölümü.

—Mak. san. Bir dingil ya da mil ucunun girdiği çembersel parça (torna, terazi, makara başlığı).

—Bir piston kolunun başındaki sökülebilir parça.

—Bir mekanik düzeneğin parçası.

—Bir takım tezgâhında takımların kumanda düzeneğini taşıyan parça.
  • Çoklu başlık, tek tığlı matkap tezgâhına takılan ve belli bir düzene göre yerleştirilmiş birçok takımı (matkap, freze bıçağı) döndürmeye yarayan aygıt.
  • işleme başlığı, bir tığa dönme ve ilerleme devinimi vermeye yarayan parça (delme, delik işleme, kılavuz çekme başlığı vb.).
—Marangl. Serbest kalan masif bir tablanın çalışmasını ve biçim değiştirmesini önlemek için kenarlarına geçirilen parça. (Başlık, kalınlığı ve boyu tablanınki kadar, eni 5-6 cm ve suları boyuna masif bir parçadır. Başlığa kiriş, tabla noktasına erkek zıvana açıldıktan sonra, yalnız ortadan tutkallanarak tespit edilir.)

—Matbaac.
  • Başlık sayfası, herhangi bir kitabın yazarının (yazarlarının), kimi kez çevirmeninin, yayımcısının adları; başlığının, yayım tarihi ve yerinin bulunduğu sayfa.
  • Sayfa başlığı, herhangi bir kitapta, anımsatma amacıyla kitap adı ya da bölüm başlığının her sayfanın üst bölümünde yinelenmesi.
—Metalürji
  • Dövme başlığı, yaklaşık 12 kg ağırlığında, burunsuz demirhane çekici.
  • Düşme başlığı, bir dövme makinesinde (düşme çekici, şahmerdan) işlenecek parçayı şekillendirmek için gerekli enerjiyi düşey düşüşle sağlayan parça.
—Mimarlık
  • Başlık çanağı - ÇANAK.
  • Başlık gülü, sütun başlıklarındaki güle benzer bezeme.
  • Başlık kaytanı, ion ve karma sütun başlıklarında, kıvrımların kenarlarına süs olarak yapılan ince silme.
  • Başlık kıvrımı - KIVRIM.
  • Başlık kitabesi - SARAK.
  • Köşe başlığı, çıkıntılı açı oluşturacak biçimde birbirini kesen iki saçaklığı taşıyan sütun başlığı.
  • Sütun başlığı, sütun, yarım sütun, ayak, gömme ayak gibi öğelerin üst bölümünde yer alan ve bir baştaban ya da kemeri taşımaya yarayan üstü altından daha geniş parça.
  • Üçüzyiv başlığı, üçüzyivlerin üzerinde bulunan düz ya da yarım oluk silme.
—Mobc. Bazı koltuklarda arkalığın iki yanında bulunan, baş dayamaya yarayan, dolgulu ve kimi zaman alçaltılıp yükselti- lebilen iki çıkıntıdan her biri.

—Koltuk arkalığının baş dayayacak yerini koruyan, elle işlenmiş kumaş parçası ya da küçük kılıf.

—Ormanc. Çekme başlığı, kesilen ağaçların meşcereden boşaltılması sırasında, bir tomruğun toprak yüzünde sürtülmesini kolaylaştırmak için dip kısmına (başına) geçirilen metal çarık ya da başlık.

—Oto. Binek arabalarında arkadan çarpma halinde koruyucu görev yapan, koltuğun üstüne takılan ve yüksekliği ayarlanabilen parça.

—Petr. san. Gaz başlığı, bir bütan tüpü üstüne vidalanan, musluğu koruyan ve çoğunlukla bir sapı olan parça.

—Sıh. tes. Duş başlığı, duş aygıtında suyu akıtan delikli aksesuar.

—Sil. Bir mekanizmayı (merminin geçirimsiz başlığı) korumaya ya da delici bir merminin çekirdek başlığını (delici kurşun başlığı) kaplamaya yönelik metal kılıf.
  • ihtiraklı mermi başlığı, eski ihtiraklı mermilerde barut ateşleme fitilini koruyan örtü (ahşap mermilerde zamklı kâğıttan, melal mermilerde kalaydan yapılırdı), [ihtiraklı mermiler 1945’ten sonra kullanımdan kalktı ]
  • Nükleer başlık, bazı füzelere ya da top mermilerine takılan ve nükleer patlayıcı taşıyan başlık.
—Spor. Koruma başlığı, darbelere karşı korunmak için bazı sporcuların taktıkları içi dolgulu ve çenelikli plastik başlık.(Özellikle boksörler antrenman sırasında korunmak için, başın büyük bir kısmını saran böyle bir başlık kullanırlar. 1983'te Uluslararası boksfederasyonu'nun aldığı kararla amatör boks karşılaşmalarında koruma başlığı takma zorunluluğu getirildi.)

—Teknol. Bir koltuğa (dişçi koltuğu, kuaför koltuğu vb.) takılan ve başa desteklik yapan ayarlı düzenek.

—Vet. Ameliyat edilmek üzere yatırılacak atın yaralanmasını önlemek amacıyla başına geçirilen içi dolgulu bez parçası.

Kaynak: Büyük Larousse
Son düzenleyen Safi; 29 Mayıs 2017 04:05
Jolaf - avatarı
Jolaf
Kayıtlı Üye
28 Mayıs 2017       Mesaj #4
Jolaf - avatarı
Kayıtlı Üye
BAŞLIK
—ANSİKL. Başlık, giyimi tamamlama ve başı koruma işlevi yanında, eski çağlardan beri bir ulusun ya da toplumsal sınıfların simgesi sayılmıştır. Bu nedenle köklü bir toplumsal değişim olmadıkça biçimini korumuş; birçok toplum, başlığa dinsel ve ulusal bir nitelik yakıştırmıştır.

Orta Asya Türkleri nin giydiği başlıklar, genellikle posttandı. Keçe külah üzerine bez sararak giyilen başlıklar da vardı. OsmanlI devletinde, Tanzimat dönemine değin çok değişik başlıklar kullanılmıştır Bunlar, genellikle, çuha, keçe, deri, kumaş ya da içine pamuk doldurularak dikilen bezden yapılıyordu. Başlığın biçimi rütbeye ve toplumsal sınıflara göre değişiyordu. Sadrazamların, beylerin, ulema sınıfından olanların, şeyhlerin, esnaf sınıfından olanların, kendine özgü başlık biçimleri vardı. Yeniçerilerin giyeceği başlık türleri de bir nizamnameyle belirlenmişti. Kimse başka sınıfa ait başlığı giyemezdi.

Padişahlar, sarıklı kavuk üzerine tuğ takarlardı. Sadrazam ve vezirler, genellikle kallavi", mücevveze, paşayı kalafat' adı verilen kavuk türlerini giyerlerdi. Asker dış ağaları da, rütbelerine göre selimi’, kafes', horasani" denilen kavukları kullanırlardı. Yeniçeri külahı, beyaz keçe ya da çuhadan yapılırdı. Subayların giydiği börklere üsküf' denirdi. Lağımcılar kalpak, topçular ve tersane kalyoncuları puşi", zırhlı asakir başları zerrin külah, padişah maiyetinde bulunan solaklar ve peykler tas" adlı bir başlık giyerlerdi. Eyalet askerleri, kendi ülkelerinin başlığını giyer, esnaf başlıkları da birbirinden farklı olurdu. Bunlar dışında başlığın büyüklüğüne, biçimine, sarığın türüne göre çok değişik başlık adları vardı. Tanzimat döneminden sonra, bu tür baş giyimleri yalnızca din adamlarına serbest bırakılmış, resmi başlık olarak fes" kabul edilmiştir. Cumhuriyet döneminde ise fes giyilmesi yasaklanmış, şapka giyilmeye başlanmıştır.

Kadın başlıkları da dönemlere göre farklılıklar göstermiştir. Genellikle, hazır olanlar ve doğrudan baş üzerine uygulananlar olmak üzere iki türlüdür. Hazır başlıklar, fes. tepelik', tas, taç" vb.'dir Doğrudan başa uygulananlarsa belli bir beceri gerektirir. Saç ya da kumaşla doğrudan başa uygulanan hotoz, bunların en bilinenlerindendir. Fesler çeşitli boylarda, yumuşak ya da sert kalıp olur, kimisinin üzeri işlenirdi. En çok kullanılan kadın başlıklarındandı. Başlıklar üzerine krep, yemeni, oyalı yazma vb. örtülür, değişik baş süslemeleri yapılırdı. ( BAŞ SÜSLEMELERİ.) Kentlerde, özellikle İstanbul’ da başlıkların üstü, ekonomik güce göre çeşitli mücevherlerle, kırsal kesimdeyse altın, boncuk, oya, vb. ile süslenirdi. Kent lerde geleneksel başlıkların yerini, modanın öngördüğü biçimler almışsa da, kırsal kesimde başlık giyme ve süsleme geleneği günümüzde de yaşamaktadır.

—Arkeol. Eski Mısırlılar yastık yerine başlık kullanırlardı. Bu bir kaidesi ve düşey bir desteği bulunan yarım daire biçiminde taştan bir nesneydi. Üst bölümde, uyuyanın başını koyacağı bir yastık vardı. Yararlı bir eşya olan başlık aynı zamanda tılsımlıydı ve kötülükleri uzaklaştırmaya yarıyordu; kaidesi, çoğu zaman, uyku kaçıran kötü güçleri kovan koruyucu meleklerle süslüydü.

—Folk. Başlık, Türkiye’de olduğu gibi, dünyanın geleneksel yaşam sürdüren birçok ülkesinde görülen toplumsal bir uygulamadır. Ekonomileri geleneksel tür tarım ve hayvancılığa bağlı kültürlerde, aile bireylerinin tümü üretime katılmak zorundadır. Evlenecek ergen kız, kendi üretim biriminden ayrılıp erkeğin üretim birimine katıldığından, kız tarafında bir işgücü kaybı sözkonusu olur. Başlık, bu işgücü kaybını karşılamak üzere erkek tarafının verdiği para,taşınır ya da taşınmaz malları kapsar. Giderek etkinliğini yitirmekle birlikte, günümüzde de geçerli bir uygulamadır.

Başlığın miktarı, evlenecek kızın özelliklerine, ailevi durumuna ve erkek tarafının ekonomik gücüne göre değişir. Evlendikten sonra kızın bakire olmadığı anlaşılırsa, kız tarafı başlığı geri vermek zorundadır. Ekonomik yönden güçsüz olanlar, başlık parasından kurtulmak için ya kızı kaçırırlar ya da değiş tokuş yaparlar. Alınan kıza karşılık; erkeğin kız kardeşi, kızın erkek kardeşine verilir. Yakın dönemlere değin kırsal kesimde önemli bir toplumsal sorun olan başlık uygulamasına, giderek bazı çözümler getirilmektedir: köyde topluca karar alınarak ya da aileler aralarında anlaşarak, başlık parasından vazgeçmektedirler.

Kaynak: Büyük Larousse
Son düzenleyen Safi; 29 Mayıs 2017 04:07
"Patates"
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
29 Mayıs 2017       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
BAŞLIK
—Mimarlık
Klasik mimarlıkta, sütun başlığının bezemesi, düzeni" belirleyen başlıca öğedir. Üzerinde abak ya da başlık tablasının bulunduğu bir sepetten oluşan başlık, sütun gövdesinin tepe bileziği üstüne oturur.

Mısır sütun başlığı


Eski Mısır'da kullanılan başlık türleri şunlardır: açılmış lotus çiçeğinden esinlenen çan biçimli, lotus biçimli ya da açık papirüs biçimli sütun başlığı (Sakkare'de Coser tapınağı); açılmamış lotus tomurcuğunu andıran kapalı lotus biçimli sütun başlığı (Luksor'da Amenofis III tapınağı); yukarı doğru genişleyen palmiye dallarını andıran palmiye biçimli sütun başlığı (Sakkare'de Unas tapınağı); tanrıça Hathor’un yüzünün betisiyle süslü Hathor sütun başlığı (Denderah'ta Hathor tapınağı); yivli bir sütun gövdesinin üzerine yerleştirilmiş basit bir tabladan ibaret protodorık sütun başlığı. Ptolemaioslar döneminde, birçok bitki motifi sırasıyla süslü karma sütun başlığı ortaya çıktı (Karnak’ta Ptah tapınağı). Kıpti dönemindeyse sütun başlıkları düz yapraklarla süslendi.

Kıbrıs sütun başlığı


Tabanı üzerinde duran üçgen biçimli bir öğeyi çevreleyen kıvrımlardan oluşan bu başlık tipi, İ.Û. II. bin yıl Kıbrıs yapılarında kullanıldı (Megiddo).

Pers sütun başlığı


Ahemeniler döneminin gösterişli başlıklarında, aşağıdan yukarıya doğru, sırasıyla, sarkık yapraklardan oluşan bir çelenk, dik yapraklardan oluşan bir başka çelenk, bir tespih ve fırıldak silme, her yüzünde iki çift kıvrım bulunan düşey, dörtgen bir öğe, tespih ve fırıldak pullarından oluşan bir silme ve karşı karşıya getirilmiş iki hayvan proto- mesi biçiminde bir üzengi taşı bulunuyordu. Bu denli karmaşık başlıklara yalnızca Sus ve Persepolis’te rastlanır. Bunlar Pasargad'da görülmez. Louvre müzesi’ndeki örnek, Artakserkses’in Sus'taki sarayından gelmektedir.

Hint sütun başlığı


Okulların bolluğu yüzünden tüm hint sanatında ortak bir başlık biçimi görülmez. Çan biçimli olanların en eski örnekleri, Aşoka dönemi sütunlarınca (İ.Ö. III. yy.) aktarılan Pers etkisini yansıtır; karma başlıklar ise tersine, Gandhara bölgesi (İ.S. II. yy. ve sonrası) sınırları dışında görülmez. V. yy.’a doğru, çan biçiminin yerini, az çok zengin dekorlu, üsluplaştırılmış şişkin karınlı vazo biçimi aldı. Güney Hindistan'da (VII. yy. ve sonrası), çeşitli oranlarda olabilen başlıklar, şişkin karınlı vazo biçiminde bir öğe, bir kaval silme, çiçek tacı biçiminde bir başlık çanağı, bir tabla ve konsollu bir saçaklık dayanağından oluşuyordu.

Girit sütun başlığı


Bir kaval silme üzerine oturan ve üstünde kare bir tablası bulunan yuvarlak bir başlıktır. Mykenai’de- ki örnekler daha o zamandan, dor başlığına yaklaşır.

Beş klasik düzen


Dor sütun başlığının başlıca öğeleri, başlık çanağı ve kare biçiminde, düz, kalın bir başlık tablasıdır (Parthenon). Başlık çanağının altında, birbirinden az çok aralıklı tasmalar bulunur. Daha süslü olan ion sütun başlığının belirgin özelliği, tepe bileziği düzeyinin altına inen iki başlık kıvrımıdır. Kıvrımları meydana getiren kabuk, silmeli ince bir tabla ile bir dizi yumurta bezek arasında yer alır (Atina’da Athena Nike tapınağı; Versailles'da Grand Trianon). Kallimakhos’ça yaratıldığı sanılan korinthos sütun başlığı, üzerinde akanthosların yetiştiği bir sepetten esinlenir. Burada, üç sıra akanthos yaprağı birbirlerini kısmen örter. Başlık tablasının içbükey kenarlarından her birinde gül biçiminde küçük bir süs bulunur (Atina'da Zeus Olympios tapınağı, Louvre revağı). Toseana sütun başlığı, dor başlığından türemiştir ancak ondan daha iridir (Vulci başlığı). Karma sütun başlığıysa iki sıra akanthoslu bir sepetin üzerine oturtulmuş bir ion başlığı biçimindedir (Laterano vaftizhanesinin Antikçağ sütunları; Paris'te Valde-Grâce’ın cephesinin üst bölümü).

Bizans sütun başlığı


Sütun başlıklarının profillerinde ve süslerinde görülen kimi değişikliklerle, üç klasik düzen kullanılmaya devam etti, iustınianos döneminde, en çok korinthos ve karma sütun başlıkları görüldü. Kemerleri taşıyan başlıklar bodurlaştı, biçimleri kesik koni ya da piramide yaklaştı. Bunların üzerinde önceleri ayrı bir öğe olarak (Ravenna da San Vitale), sonra başlığa yapışık olarak, üzengi taşı yer aldı. Bu da başlık tiplerinde büyük bir çeşitlilik yarattı: üzengi taşlı ion, korinthos ya da karma sütun başlıkları. Süsler üsluplaştı ve gittikçe başlıkla bütünleşti, file biçiminde kafes oymalar bütün yüzeyi kapladı. Ravenna'daki yapılardan ve İstanbul’daki Ayasofya’dan anlaşıldığı gibi, iustinianos döneminde, bu alanda büyük bir yaratıcılık görüldü. Prokonnesos (Marmara adası) mermer yataklarındaki yoğun sütun başlığı imalatı ve ihracatı sonucunda, bazı başlık türleri bütün Akdeniz havzasına yayıldı.

İslam sütun başlığı


İslam mimarlığının başlangıç aşamasında özgün bir sütun başlığı biçimi ortaya konmamıştır. En erken İslam yapılarından biri olan Kudüs'teki Kubbet üs-Sahra (687-692), plan, mekan ve kütle düzeniyle olduğu kadar, ayrıntılarıyla da Geç Antikçağ mimarlık geleneğine bağlıdır. Sütun başlıklarında da aynı özellik gözlemlenir ve bunlar karma antik başlıkların yöreye ve döneme uyarlanmış bir çeşitlemesi sayılabilir. Erken İslam mimarlığında kimi zaman yeni başlıklar yapmak yerine, eski yapılardan devşirilmiş malzemeye de geniş ölçüde yer verilmiştir. Örneğin, gene Kudüs’teki Mescid ül-Aksa’da (705-709), sütun başlıkları eski antik yapılardan taşınıp yeniden değerlendirilmiştir, ister devşirme, ister yeni yapılmış olsun emevi mimarlığında sütun başlığı daima, Antikçağ'ın sürdürücüsü olma niteliğini korumuştur.

VIII. yy. ortalarından sonra Abbasiler döneminde beliren mimarlık, İran'ın etkisi altında biçimlendiğinden sütun yerine ayak kullanımı yeğlenmiş, bu nedenle de başlık konusunda yeni denemelere pek girişilme- miştir. Kahire'deki Tulunoğlu camisi’nde (876-879) görüldüğü gibi, zaman zaman ayakların köşelerine gömme ayaklar yerleştirilmiştir. Bunların başlıkları özgün olmakla birlikte, birer bezeme öğesi olmanın ötesine geçmez; sütun gövdesiyle taşıdığı üst yapı öğeleri arasında bir yastık işlevi görmez. İslam dünyasında ilk özgün sütun başlıkları Endülüs emevi mimarlığında ortaya çıkmıştır.

Cordoba Ulu çamisi’nde (VIII. yy. sonu-961) en ilginç örnekleri gözlemlenen bu başlıklar, henüz antik karma başlıkların yalınlaştırılmış yeni yorumları sayılabilir. Özgün İslam sütun başlığı ancak Elhamra sarayı’nda (XIV. yy. ortaları) gerçekleştirilmiştir. Bu başlıklar üsluplaştırılmış bitkisel bezemeli küp biçimi bir yastıkla, onun altında birkaç boğumlu uzun bir boyun bölümünden oluşur. Bu başlık türünün çeşitlemeleri K.-B. Afrika’da XX. yy.’a değin kullanılmıştır. İslam egemenliği altındaki Hindistan’da da Endülüs’tekıne benzer gelişmeler görülür. XII. yy. yapılarında, hint mimarlığının üsluplaştırılmış bitkisel bezemeli başlıkları hemen hemen hiç değiştirilmeden uygulanmıştır. Hint-Türk imparatorluğu (Baburlular) dönemi mimarlığı gene yerel geleneğe bağlı kalmakla birlikte, sütun başlıklarına özgün bir yorum getirmeye çalışmıştır. Ancak, ne denli özgün olurlarsa olsunlar, bu dönemin başlıkları da gene hintli olarak kalmıştır.

Merovenj ya da karolenj sütun başlığı


Korinthos başlığının oldukça hantal bir taklidiydi. (Grenoble'da Saint-Laurent, Or- löans'da Saint-Aignan yeraltı kilisele ri)

Roman sütun başlığı


Çok sayıda önroman (Jouarre yeraltı kilisesi) ya da roman sütun başlığı (Saint-Gilles-du-Gard), korinthos ve bizans biçimlerinden esinlendi. Tepe bileziği artık başlığın bir parçası olmuştu. Genel batlarıyla, roman sütun başlığı güçlü, aşağıdan yukarıya doğru iyice genişleyen ve üzerinde çok kez silmeli kalın bir tabla bulunan mimari bir öğedir. Antikçağ taklitleri bir yana bırakılırsa, roman sütun başlığının çok sayıda çeşidi vardır: girift bezemeler ve kıvrıkdallarla kaplı sütun başlığı (Monreale), kübik ya da kabaralı sütun başlığı (Saint-Diö’de Notre-Dame kilisesi), hayvan betili ya da konulu sütun başlığı (Mozac, Aulnay, Cluny...). Roman sütun başlığının en yetkin örnekleri hiç kuşkusuz Bourgogne ve Auvergne bölgelerinde görülür.

Gotik sütun başlığı


Gotik dönemin ilk evresinde en çok çengelli sütun başlığı kullanıldı (Saint-Denis). Gotik sütun başlığı, ilk zamanlar, geniş tabanı sayesinde birden çok kemeri tek başına taşıyabiliyordu. Ancak, 1250’den başlayarak, ta şıyıcı öğelerin her biri için ayrı bir başlık kullanılmaya başlandı. Bitkisel bezemede, sade yaprakların yerini gittikçe daha karmaşık çeşitler aldı: maydanoz, asma, sarmaşık, sukerevizi, hindiba (Reims katedrali). XIV. yy.'da sütun başlığı, yapraklarla süslü ince bir çembere indirgendi; XV. yy.'ın ilk yıllarında (alevli üslup), artık hiçbir işlevi kalmayan bu öğe de ortadan kalktı (Paris'te Saint Söverin).

Rönesans sütun başlığı


İtalyan ve Antikçağ etkisiyle, sütun başlığı XVI. yy.’da Fransa’da yeniden belirdi. Klasik biçimler, kıvrıkdallar ve puttolarla süslendi. (Paris'te Saint-Eustache).

Türk sütun başlığı


Anadolu’nun Türkler tarafından fethinden sonraki ilk dönem yapılarında, sütun başlığı olarak devşirme antik malzeme kullanımı yaygındır. Konya Karatay medresesı’nin (1251) taçkapısındaki sütunçelerin başlıkları gibi kimi örneklerde, yeni yapılan başlıklarda antik karma biçimler uygulanmıştır. Ancak, başka hiçbir mimari üsluptan etkilenmemiş, yalnızca türk mimarlığına özgü bir sütun başlığı türü de gene Anadolu’da geliştirilmiştir, ilk örnekleri Afyon Ulu camisi (1272) ile Beyşehir Eşrefoğlu camisi’nde (1296) görülen bu ahşap mukar naslı başlık biçimi, klasik osmanlı mimarlığında yetkinleştirilerek taşa uygulanmış ve XVI. yy.'ın başlıca yapısal öğelerinden biri haline gelmiştir.

Mukarnaslı başlığın, Türkistan’dan Anadolu'ya taşındığı sanılmaktadır. Anadolu Selçuklu mimarlığının ardından gelen Beylikler ve erken OsmanlI dönemlerinde, gerek parasal olanakların kısıtlılığından, gerekse ayrıntıdan çok mekan yaratma sorununun çözümüne ağırlık verildiğinden, büyük ölçüde devşirme sütun başlıkları kullanılmıştır. 1447'de bitirilen Edirne'deki Üçşerefeli cami’nin avlusundakilerden başlayarak, mukarnaslı başlıklar yeniden kullanılmış; bu dönemde ortaya çıkan baklavalı başlık tipiyle birlikte XVIII. yy.’a değin uygulanmıştır. XVIII. yy.'dan sonra osmanlı barok üslubu Avrupa baroku'nun etkisinde, gelenekselleşmiş biçimleri bırakarak, yeni başlıklar geliştirmiştir. XIX. yy.'ın seçmeci anlayışı ise, tüm mimarlığı olduğu gibi sütun başlıklarını da etkilemiştir. Türkiye’ ye özgü biçimlerin yerini Batılı biçimler almıştır. 1900’lerin başında gelişen Birinci ulusal mimarlık akımı klasik başlık biçimlerine dönüşü de amaçlamıştır, ancak teknolojideki gelişmeler ve çağdaş mimarlık uygulamaları, sütun türündeki düşey taşıyıcılara gereksinimi azalttığından, bu sonuçsuz bir girişim olarak kalmıştır.

—Oto. Başlık uzun süre ticari alanda öne sürüldüğü gibi yalnızca rahatlık verici bir aksesuar değildir. Arkadan çarpma halinde temel görevi olan koruyuculuğu yerine getirebilmesi için başlığı koltukla bir bütün olarak ele alıp karşı koyması gereken gücü, yapıldığı maddenin esnekliğini, bağlantı türünü ve arkayı görüş alanını hesaplamak gerekir.

Kaynak: Büyük Larousse
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
29 Mayıs 2017       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM

ÜST BAŞLIK


1. Bir yazının asıl başlığının üstünde yer alan ve genellikle haberin tamamlayıcı bir yönünü veren başlık.
2. Üstbaşlık koymak, bir yazının başlığının üstüne tamamlayıcı nitelikte bilgi veren başlık koymak.

—Matbaac. Bir kitabın tümünün ya da bölümlerinden birinin her sayfasının üst bölümünde, yapıtın içeriğini belirtmek için kullanılan başlık.

ARA BAŞLIK


  • Esas bölümün alt başlıklarından her biri.

ALT BAŞLIK


Bir kitabın ana başlığından sonra, onu tamamlamak için konan başlık.
Bir sözlük maddesinde, madde başından yazı karakteriyle ayrılan ve madde başının ya başka bir biçimini (fiilin edilgin biçimi, adın çoğulu, vb.) ya da bir türevini belirten birim.
Kaynak: Büyük Larousse
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

17 Eylül 2008 / Bia Türkiye Cumhuriyeti
17 Ağustos 2012 / Misafir Soru-Cevap
22 Aralık 2011 / 21059624986 Soru-Cevap
24 Haziran 2009 / nünü Rüya Tabirleri