TEBLİĞ a. (ar. bülüğ 'dan tebliğ).
1. Bildiri: Tebliğ yayımlamak.
2. Bildirme bir kimseye ulaştırma Bu haberi üstlerine tebliğe memur edildi.
3. Tebliğ etmek, bir kimseye bir buyruğu yazılı ya da sözlü bildirmek; "Bugün Hacer'in ikinci vazifesi Netime Hanım’ı bir tarata çekmek, bu büyük haberi tebliğ etmek oldu" (H. Z. Uşaklıgil).
—Esk. ed. Abartmanın (mübalağa) makbul sayılan türü. (Bk. ansikl. böl.)
—Huk. Bir hukuksal durumun ya da işlemin ilgili kişilere yazı veya ilan yoluyla bildirilmesi.
—İsi. Hz. Muhammet ve onun vârisleri sayılan bilginlerin İslam dinini insanlara duyurma ve tanıtma ödevi.
—Verg. huk. Vergilendirmeyi ilgilendiren ve bir hüküm belirten öğelerin yetkili makamlar tarafından yükümlüye ya da öteki ilgililere yazı ile bildirilmesi.
—AnsIkl. Esk. ed. Tebliğ, akla uygun görülen ve yapılması yadırgatıcı sayılmayan abartmadır (öm. "Ak gerdanda berter öldürür beni" [Karacaoğlan]). Bu nitelikleriyle gulüv ve iğrak" diye adlandırılan, daha aşırı ve daha aykırı abartma türlerinden ayrılır.
Kaynak: Büyük Larousse