PERAKENDE sıt. (fars. perakenden, dağılmak'tan perakende, perakender, da- ğıtmak'tan).
1. Esk. Düzenli olmayan, dağınık şey için kullanılır.
2. Bir malın tüketicinin ihtiyacına göre tek tek ya da birkaç parça olarak satılmasına dayanan satış biçimi için kullanılır: Perakende satışımız mevcuttur. O dükkân toptancıdır, perakende satış yapmaz. (Karşt. toptan.)
3. Bu biçimde alınan ya da satılan şey için kullanılır: Perakende mal.
—Esk. Perakende-dil, perakende-hatır, üzüntülü, üzülmüş gönül. || Perakende-gu, saçma sapan, anlamsız konuşan.
—Ask. Hastalık vb. nedenlerle olduğu kadar başka hizmetler dolayısıyla eğitimden ve asıl görevinden ayrı kalmış erata verilen ad.
—Ask. denize. Eskiden savaş gemilerinde yardımcı ve özel işlerde kullanılan emir eri, yazıcı, kumanyacı, aşçı, terzi, büfe görevlisi erlere verilen genel ad. || Perakende bölüğü, büyük savaş gemilerinde, perakende erlerinden kurulan bölük.
—İkt. tar. Eskiden dağınık alacak ve borçların yazıldığı deftere verilen ad.
—Tic. Perakende ticaret, toptan ya da yarı toptan mallar satın alıp bunları, tüketicilerin gereksinimine göre küçük miktarlarda yavaş yavaş satmak biçiminde yapılan ticaret.
—Verg. huk. Perakende satış vesikaları, birinci ve ikinci sınıf tüccarların fatura vermek zorunda olmadıkları durumlarda, özellikle küçük bedeller karşılığı yapılan satışlar için verdikleri belgeler. (Bk. ansikl. böl.)
—ANSİKL. Verg. huk. Vergi usul kanunu' na göre, perakende satış vesikaları şu belgelerden oluşur: kasa ya da satış fişleri; kasa ya da satış fişlerinin dökümünü içeren günlük bordrolar; makineli kasaların kayıt ruloları, rulosuz makinelerde günlük satış toplamının yapıldığı fişler; işletme vergisi yükümlülerinin bu vergiyle ilgili olarak düzenledikleri perakende satış belgeleri; sinema, plaj ve yolcu taşımacılığı gibi işletmelerde biletler. Perakende satış vesikası vermek zorunda olup da bunları kullanmayanlara, kullanmadıkları her belge için özel usulsüzlük cezası kesilir.
Kaynak: Büyük Larousse
Perakende Nedir?
