SEYYAR sıf. (ar. seyr'den seyyar).
1. Etkinliğini ya da mesleğini bir yerden bir yere gidip, belli aralıklarla aynı yere döne rek sürdüren kimse ya da örgütlenmiş bir topluluk için kullanılır; gezici: Seyyar satıcı. Seyyar kütüphane. Seyyar hastane.
2. Kolayca istenen yere taşınabilecek biçimde yapılmış şey için kullanılır; portatif, açılır kapanır: Seyyar karyola.
3. Seyyar satıcı, değişik yerlerde satış yaparı, yerleşik bir satış yeri bulunmayan, sattıklarını alıcıların bulunduğu yere götürerek satışa sunan kimse.
—Ask. Seyyar mutfak, silahlı kuvvetlerde çeşitli amaçlarla (tatbikat, muharebe, intikal) hareket halinde bulunan birliklerin sıcak yiyecek gereksinimini karşılamak için kullanılan taşınabilir mutfak.
—Ask. tar. Seyyar kule, kuşatma sırasında kale duvarlarına yanaştırılarak kullanılan, içerisi silahlı personelle dolu savaş aracı.
—Aydınlt. Seyyar lamba, bir sapı olan ve uzun, yumuşak bir kabloyla bir prize bağ lanan taşınabilir aydınlatma düzeneği.
—Esk. giy. Fesin tepesine dikilen püskülün hareketli durumu. (Tepeden geçme olan fes püskülü, belli bir yerde durma yıp başın hareketine göre yer değiştirdiğinden, püskülün bu durumuna seyyar denirdi.)
—Tic Seyyar satıcı, belirli bir işyeri olma yan, dolaşarak çeşitli yerlerde satış yapan kimse (Seyyar satıcılar, yasalara göre esnaf sayılmaktadır. Öteki esnaflar gibi, seyyar satıcıların da "ticareti sermayesi ile birlikte bedensel çalışmalarına dayanır" ve "gelirleri tacir niteliğini kazanmalarına yetmeyecek kadar sınırlıdır”. Seyyar satıcıları denetleme görevi belediye zabıtalarına verilmiştir.) || Seyyar satış, sabit bir yeri olma yan ve evlerde ya da sokaklarda müşteri bulmaya çalışan satıcıların yaptığı satış.
—Tic. huk. Seyyar tüccar memuru, bir tüccarın, işletme merkezinin dışındaki işlemleri yapmak için yetki vererek görevlendirdiği kişi. (Seyyar tüccar memuru, bir tür ticari vekildir. İşletme adına sattığı malın bedelini almak, makbuz ve süre vermek yetkisi vardır. Bu yetkinin sınırlanması iyi niyet sahibi üçüncü kişilere karşı geçerli değildir [Borçlar k. md. 454].)
Kaynak: Büyük Larousse