Arama

Kantar Nedir?

Güncelleme: 17 Şubat 2016 Gösterim: 23.128 Cevap: 4
we come one - avatarı
we come one
Ziyaretçi
1 Ocak 2008       Mesaj #1
we come one - avatarı
Ziyaretçi
Kantar :
1. Ağırlık sıfırken yatay duran bir kaldıraç koluna dik olarak tutturulmuş bir ibrenin sapmasıyla kütleleri tartan araç.
Sponsorlu Bağlantılar
2. Tartılacak kütle alttaki çengele takıldığında sarmal bir yaya bağlı olan kantar ve normal olarak sıfırı gösteren bir okun, yanlarda gösterilmiş ağırlık birimleri hizasına gelmesiyle kütle ağırlığını belirleyen bir tür tartı aleti, el kantarı.
3. Baskül. 4. 56,452 kg ağırlığında veya kırk dört okkalık bir ağırlık arkoz ve sığa birimi.




Son düzenleyen Safi; 17 Şubat 2016 18:45
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
17 Temmuz 2012       Mesaj #2
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
Kantar
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
Sponsorlu Bağlantılar

Ağır cisimleri tartmaya yarayan araç. Bir kefe ve kefesi boşken yatay duran bir koldan oluşur. Birinci çeşit bir kaldıraçtır. Tartılacak cisim kefeye konduğunda bozulan denge, kolundaki hareketli ağırlığın uygun bir yere getirilmesiyle yeniden sağlanır ve bölümlenmiş kolundan cismin ağırlığı doğrudan doğruya okunur.

In science we trust.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
17 Şubat 2016       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
KANTAR a. (ar. (t/nfâr'dan).
1. Bir taşıtın, bir vagonun, bagajların vb. kütlelerini ölçmede kullanılan tartı aygıtı. (Eşanl. BASKÜL.) [Bk.
ansikl. böl. Ölçbil.]
2. Ağır yükleri (kamyonlar, vagonlar vb.) tartmaya yarayan tartma düzeneği.
3.
Bir yükü kantara çekmek, vurmak, bir şeyi tartıdan geçirmek, tartmak. || Bir kimseyi kantara çekmek, vurmak, onu sınamak, denemek. || Bir şeyi kantara vurmak, onu iyice tartmak, düşünüp taşınmak. || Kantara gelmek, kantarda tartılabilecek bir ağırlıkta olmak. || Kantarı belinde, kolay kolay aldatılmayan, gözü açık kimseler için söylenir. || Kantarın topunu kaçırmak, aşırılığa varan, ölçüsüzce davranışlarda bulunmak.

—Ikt. tar. Kantar parası ya da resmi, os- manlı döneminde ticari eşyaların kantarla tartılması için verilen ücret.

—Kur. tar. Kantar ağası, Osmanlı impara- torluğu'nda esnafın kullandığı tartı aletlerini kontrol eden, hileli tartı yapan esnafı cezalandıran görevli. || Kantar kutu, yeniçerilerin günlük et gereksinimini karşılayan seğirdim ustasına ve seğirdim çavuşuna verilen ad. (Seğirdim aşçılarının en kıdemli üç çavuşundan biri olarak Yeniçeri ocağı'na gelen etin tartılmasından ve seğirdim aşçılarının yönetiminden sorumluydu.)

—Ölçbil. Çengelli kantar, bir desteğe tespit edilen ve çengeline yük asılan bir tür el kantarı. || El kantarı, bakışımsız oklu, kısa kolunun ucuna tartılacak cismin asıldığı ve taksimatlı uzun kolunda dengeyi sağlamak için yeri değiştirilen bir sürgünün bulunduğu kantar.

—Tarım. Torbalama kantarı, patates gibi tarım ürünlerini belirli bir birim ağırlığa göre çuvallara doldurmaya yarayan otomatik aygıt.

—ANSİKL. Ölçbil. Kantarlarda yük tablası, bir kaldıraçlar sistemiyle birkaç noktada desteklenerek yatay konumda tutulur. Tablanın dayanak noktalarına dağılan kuvvetlerin toplamı, kaldıraçlarla dönüştürüldükten sonra çember açanlı ya da dinamometrik yaylı bir el kantarının bakışımsız okunun uçlarından birine aktarılır. Bu tur düzenekler ev kantarlarında, bebek kantarlarında, insan kantarlarında ve taşıt kantarlarında yaygın olarak kullanılır.

Kaynak: Büyük Larousse
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
17 Şubat 2016       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Kantar
  • Ağırlık ölçüsü âleti.
  • Binikiyüz dinar, onikibin okiyye, yüz okiyye gibi hudutsuz bir vezindir.
  • Kırk okka.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
17 Şubat 2016       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
kantar ingilizcesi

1. steelyard, lever scales.
2. scales (for vehicles), weighbridge.
3. formerly a weight of about 56.5 kilos, kantar, cantar.
–ý belinde colloq. alert, not to be fooled.

–a çekmek/vurmak /ý/
1. to weigh (with a steelyard).
2. to weigh in one´s mind.

–a gelmek to be weighable.
–ýn topunu kaçýrmak to overstep the limit, go to extremes.
SİLENTİUM EST AURUM