Arama

Meyvecilik

Güncelleme: 17 Mayıs 2011 Gösterim: 6.802 Cevap: 2
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
27 Nisan 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Meyvecilik
MsXLabs.org & Temel Britannica
Sponsorlu Bağlantılar

Bol miktarda C vitamini içe­ren taze meyveler insanlar için değerli bir besin kaynağıdır. Bu yüzden meyvecilik çok eskiçağlardan beri tarımın başlıca kollarından biri olmuştur.
Meyve dünyanın birçok yerinde, özellikle de sıcak iklimli bölgelerde yetiştirilir. Örne­ğin, İsrail, Güney Afrika, Brezilya, İspanya ve ABD portakal, limon, mandalina ve grey­furt gibi turunçgil meyveleri; İtalya, Arjantin, İngiltere, Avustralya, Yeni Zelanda ve Gü­ney Afrika elma, armut, şeftali, erik; Batı Hint Adaları ve Batı Afrika muz; Güney Afrika ise ananas üretiminin yapıldığı başlıca bölgelerdir. Türkiye'de ise başta üzüm olmak üzere elma, turunçgiller, fındık, armut, kavun, karpuz, incir, şeftali, kiraz gibi pek çok meyve çeşidi yetiştirilir.

Meyve Ağaçları
Meyvecilik oldukça zahmetli bir iştir. Meyve ağaçlarının yetiştirilmesi yalnızca dikmekle kalmaz, ağaçların her yıl düzenli olarak bu­danması ve ilaçlanması gibi özenli ve uzun bir bakımı da gerektirir. Nitekim, bir buğday üreticisinin ürününü ektiği aynı mevsimde hasat edip satabilmesine karşılık meyve üreti­cilerinin yeni diktikleri bir ağaçtan kâr edebil­meleri; yani tüm harcamalarının üstünde bir para getirecek miktarda bol ürün elde edebil­meleri için yıllarca beklemeleri gerekir. Örne­ğin, elma, armut, erik, portakal ve greyfurt ağaçları ancak 5-7 yıl, kiraz ağacı ise ortalama 12 yıl içinde verimli hale gelir. Bu yüzden elma ve şeftali gibi bazı meyve ağaçlarının dikildikten kısa bir süre sonra meyve vermeye başlayan cüce çeşitleri geliştirilmiştir.
Meyve bahçelerinin kurulduğu yerler çok önemlidir. Özellikle soğuk ülkelerde ilkbaha­rın sonlarına doğru görülen geç donlar çok büyük tehlikeler yaratır; çünkü ağaçlar çiçek-lendikten sonra donla karşılaştıklarında çi­çekler zarar görür ve meyve vermez. Bu yüzden meyve ağaçları tepe yamaçları gibi ilkbahar donlarından fazlaca etkilenmeyen yerlere dikilir. Böyle yerlerin korunaklı olma­sının nedeni, hava kütlelerinin soğudukça ağırlaşıp alçak alanlara doğru kaymasıdır. Örneğin, mango, ananas ve muz gibi tropik meyveler düşük sıcaklıklara ve dona dayanıklı değildir. Buna karşılık turunçgil meyvelerinin gelişebilmek için genellikle serin dönemlere, elma ve kiraz gibi bazı meyve ağaçlarının ise meyve verebilmek için 7°C'nin altında soğuk havaya gereksinimleri vardır. Meyve ağaçları­nın dikildiği yerlerin bol ışıklı ve havadar olması da çok önemlidir. Aşırı yağışlar belli dönemlerde ağaçlara zarar verir; böceklerin meyve ağaçlarının çiçeklerine çiçektozu taşı­masını yani tozlaşmayı engelleyebilir, mantar hastalıklarının artmasına yol açar, erik ve kiraz gibi bazı meyvelerin çatlamasına ve çürümesine neden olur.
Meyvecilik yapılan alanlarda toprak katma­nının kalınlığı ağaç köklerinin rahatlıkla bü­yüyüp gelişmesine elverişli olmalıdır. Bunun için en az 60 santimetrelik bir kalınlık gerekir; ama toprak katmanının altında köklerin gire­bileceği delik ve çatlakların bulunmadığı yek­pare bir kayaç katmanı varsa bu kalınlık yeterli değildir. Ayrıca, ağır topraklar fazla su tutup köklerin çürümesine yol açtığından toprağın az ya da orta derecede kum içeren, kısmen gevşek bir yapıda olması istenir.

Koruma ve Budama
Meyve ağaçlarının dikildikten sonra mantar hastalıklarından ve zararlı böceklerden ko­runması gerekir. Bu zararlılar ya doğrudan meyvelere; saldırıp yapısını ve rengini bozar ya da ağaçlara saldırarak yaprak, sürgün, dal ve köklerinde yaralanmalara, böylelikle ağa­cın veriminin düşmesine ve ürün niteliğinin bozulmasına neden olur.
Mantarlar ve böcekler kimyasal maddeler püskürtülerek yok edilir. Bir meyve bahçesin­de yazın yapılması gereken en önemli iş ilaçlamadır; büyüme mevsiminin başından sonuna kadar 8-12 kez ilaçlama yapmak gerekebilir. Çoğunlukla mantar ve böcekleri aynı zamanda öldürebilen kimyasal madde karışımları kullanılır. Sulu çözelti halindeki bu karışımlar ağaçlara, makinelerle püskürtü­lür. Böylece ilacın ağacın tüm organlarına çok ince zerrecikler halinde yayılması sağlanır.
Meyve ağaçlarının azot, fosfor ve potasyum gibi bazı minerallere gereksinimi vardır. Toprağı bu maddelerce zenginleştir­mek için dışarıdan gübreleme yapılır. Ama bunların miktarını belirlemek çok önemlidir; çünkü, aşırı miktarlarda verilmesi ağaçların büyümelerini yavaşlatır, ürün verimini düşü­rür. Meyveliklerde ağaçların arasındaki top­rak ekili değilse yani boş tutuluyorsa birkaç yıl arayla gübrelenmelidir, ama eğer ot yetiş-tiriliyorsa gübreye gerek kalmaz. Çünkü ağaçların besinini ve suyunu bölüşmemesi için uzadıkça kesilen otlar toprağa karışarak top­rağı besince zenginleştirir.
Tüm bu koruma ve bakım işlemlerine ek olarak meyve ağaçlarının, meyve verimini artırmak ve bitkinin sağlıklı bir biçimde yetiş­mesini sağlamak için düzenli olarak budan­ması gerekir. Çok beceri ve deneyim gerektiren bu iş, ağaçların fizyolojik işlevini yavaşlattığı yani dinlendiği kış mevsi­minde yapılır.

Meyvelerin Olgunlaşması
Bitkilerde meyvelerin olgunlaşma süreci hor­mon denen bazı doğal maddelerce denetlenir. Meyveler olgunlaşırken bir yandan hücre çeperleri parçalanarak do­kuları yumuşar, bir yandan da bu dokularda depolanmış nişasta şekere dönüşür. Böylece olgunlaşan meyveler şekerli hoş bir tat kaza­nır, ayrıca parlak renklere bürünür.
Meyveler ağaçtan toplandıktan sonra da bazı yaşamsal işlevlerini sürdürür. Örneğin, oksijen kullanıp, karbon dioksit ve ısı çıkara­rak solunum yapar. Bu olay meyvenin dokularında depolanan besin ve suyun kullanılarak dokuların parçalanmasına ve giderek meyvenin çürümesine yol açar.
İşte bu nedenle meyveler, tüketilene kadar çürüyüp bozulmamaları için genellikle düşük sıcaklıklarda saklanır. Meyveleri daha uzun süre saklamanın bir yolu da kurutmaktır. Üzüm, incir, hurma, kayısı, elma, armut ve dut yaygın olarak kurutularak saklanan mey­velerdir.

Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Kasım 2009       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
MEYVECİLİK

Sponsorlu Bağlantılar
Meyvecilik ziraatin meyve ağaçları yetiştiriciliğiyle uğraşan koludur. Meyveciliğin çok eski bir tarihi vardır. Göçebe olarak yaşayan insanlar, hayatları boyunca gezdikleri yerlerde yabani halde bulunan meyveliklerden meyve toplayarak yemişlerdir. Saklanmaları kolay olan fındık, ceviz, badem, fıstık gibi meyveleri de toplayarak saklamışlardır. Daha sonra meyve ağaçlarının yetiştirilmesinin uzun zaman aldığını görünce, meyve ağaçlarının bulundukları yerlere yerleşmişlerdir. Böylece insanların göçebelikten kurtulmasında meyve ağaçlarının da rolü büyük olmuştur.
Meyveciliğin bundan sonraki gelişme dönemi, orman içindeki meyve ağaçlarının korunarak, meyveliklerin kurulması şeklinde olmuştur. Zamanla ormanlarda bulunan genç ağaç ve fidanlar sökülerek, evlerin önüne veya yakınına dikilmiştir. Bu dönemden sonra meyve ağaçlarının tohumla ve bitki parçalarıyla üretimleri başlamıştır. Yenilen meyvelerin atılan çekirdeklerinden yeni ağaçların meydana geldiğini gören insanlar, tohumla meyve ağaçlarını üretmeye başlamışlardır. Köksüz olan çeliklerin veya ağaçlardan kestikleri taze dalların toprakta yeşerip, köklendiklerini görerek de vegatif olarak üretimi öğrenmişlerdir. Budama ve aşı gibi tekniklerse bundan sonra geliştirilmiştir.
Birçok meyvenin anavatanı Türkiye'dir. Yapılan arkeolojik kazı sonuçlarına göre bundan 4-5 bin yıl önce Anadolu'da ileri bir meyvecilik tarımının yapıldığı tesbit edilmiştir. Bu devirlerde incir, zeytin, muz, keçiboynuzu, üzüm, ceviz, kestane, ayva, antepfıstığı, elma, armut, erik, badem gibi meyveler yetiştirilmiştir.
Meyvecilik daha sonra Türkiye'den Avrupa'ya, oradan da Amerika'ya geçmiştir. Meyvecilik ziraatinde en ileri dönem ise, bitki fizyolojisi, kimya, bitki ıslahı gibi alanlarda meydana gelen ilmi gelişmelerin, meyveciliğe uygulanmasıyla başlamıştır. Son yıllarda ise büyümeyi düzenleyen hormon terkipli maddelerin bulunup uygulanması ve atom enerjisinden faydalanılarak yapılan çalışmalar, meyveciliğin gelişmesini daha da ileriye götürmektedirler.

Meyve özelliklerine göre meyve grupları
Meyve türleri, meyve özelliklerine göre üç gruba ayrılmaktadır:

1. Yumuşak çekirdekli meyve türleri
Elma, armut, alıç, muşmula, üvez, yenidünya (malta eriği) gibi meyveler bu gruba girer. Bu gruptaki meyveler, elmada olduğu gibi, yalancı meyvedir. Burada meyveyi çiçeklerdeki yumurtalığı meydana getiren asıl meyve yaprakları (karpeller) değil, çiçek çanağı meydana getirmiştir. Bu çiçek çanağının büyüyüp etlenmesi suretiyle meyve dış kabuğu ve meyve eti hasıl olmuştur. Asıl meyveyi teşkil edecek karpeller ise meyvenin içindeki kıkırdağımsı çekirdek evini meydana getirirler.

2. Sert çekirdekli meyve türleri

Erik, kayısı, kiraz, şeftali, vişne, kızılcık, iğde, zeytin gibi meyvelerdir. Bu gruptaki meyve türlerinin meyveleri, hakiki meyvelerdir. Meyveler doğrudan doğruya yumurtalıktaki karpellerden meydana gelir. Bu karpel gelişirken dış kabuğu meyvenin iç kabuğunu (pericarp), iç dokusu meyvenin sulu ve etli kısmını (mesocarp), iç kabuğu (endocarp) ise, meyvenin içindeki çekirdeğin sert dış kabuğunu meydana getirir.

3. Üzümsü meyve türleri

Üzüm, frenküzümü, bektaşiüzümü, çilek, ahududu (ağaç çileği), böğürtlen, beyaz dut, incir, nar gibi meyvelerdir. Bu gruptaki türlerin meyveleri botanik yapıları bakımından farklı üç kısma ayrılır:
3.1. Hakiki üzümler: Meyveleri sulu ve yumuşak olur. İçinde tohumu yani çekirdeği bulunur. Üzüm ve frenküzümü gibi.
3.2. Toplu üzümler: Bunlarda meyve küçük küçük, birçok üzümün bir meyve ekseni etrafında toplanmasıyla meydana gelmiştir. Ahududu, böğürtlen gibi.
3.3. Yalancı üzümler: Bunlarda da çiçek tabanı etlenerek meyveyi teşkil etmiş ve bunun üzerine küçük birer cevizden başka bir şey olmayan hakiki meyveler oturmuştur. Çilekte olduğu gibi. Diğer bir şekilde de bir çiçek ekseni üzerinde bulunan birçok çiçeklerin çanak yaprakları etlenmiş, sulanmış ve şekerlenmiştir. Yine küçük birer cevizden ibaret olan hakiki meyvecikler bu çanak yaprakların içerisinde gömülü kalmıştır. Dutta durum bu şekildedir.

Türkiye'de meyveciliğin yeri ve önemi
Meyvecilik Türk çiftçisinin önemli bir gelir kaynağıdır. Bu sebeple Türkiye'de meyve sahaları her geçen yıl biraz daha artış göstermektedir. 1983 yılında 1 milyon 453 bin hektar olan meyvelik saha, 1988 yılında 1 milyon 531 bin hektara çıkmıştır.

Meyveciliğin milli ekonomideki yeri
Tarım sektörü içinde meyvecilik değer itibariyle tarla bitkileri ve hayvancılıktan sonra üçüncü sırada yer almaktadır. Bağbahçe mahsüllerinin toplam ziraat geliri içindeki oranı % 16'dır.
Meyveler, Türkiye'nin dış ticaretinde de önemli bir yer tutar. Değer olarak Türkiye ihracatının % 20'sini meyveler meydana getirmektedir. İhraç edilen meyveler arasında en önde fındık, kuru üzüm, incir ve antepfıstığı gelmektedir. Taze meyvelerden de turunçgiller ve taze üzüm ihracatı ilk sıradadır.
Meyve ziraatinin yapıldığı bölgeler: Bazı çok soğuk bölgeler dışında Türkiye'nin hemen her yerinde meyvecilik yapılabilmektedir.
Karadeniz kıyısı boyunca, fındık, elma, erik, şeftali, mandalina yetiştirilir. Türkiye'de en çok fındık bu bölgede elde edilir.
Marmara bölgesinde zeytin, şeftali, incir, mandalina ve bağ ziraati geniş çapta yapılmaktadır. Akdeniz kıyısında turunçgil, muz, zeytin bahçeleri bölgenin çok önemli gelir kaynaklarıdır. GüneydoğuAnadolu'da fıstık ve zeytin tarımı büyük bir iktisadi zenginliğe sahiptir.
Kıyılardan Anadolu'nun içerisine gidildikçe geniş ve dar alanlar üzerinde, sulak vadiler boyunca meyvecilik yapılmaktadır. Gediz, Büyük Menderes, Küçük Menderes, Fırat, Dicle, Yeşilırmak, Kızılırmak, Sakarya, Seyhan ve Ceyhan vadileri çok önemli meyve sahalarını teşkil eder.
Türkiye tür zenginliği yanında büyük bir çeşit bolluğuna da sahiptir. Elmalarda çeşit sayısı 500'ü, armutlarda 600'ü, eriklerde 200'ü ve şeftalilerde 100'ü bulmaktadır.
Türkiye'deki bu çeşit zenginliği dünyanın diğer ülkelerinde çalışan meyve ıslahcılarına damızlık materyalı sağlıyacak kadar kaynak teşkil etmektedir. Ayrıca Türkiye diğer tarım ürünlerinde olduğu gibi, meyvecilik yönünden de bir gen merkezi durumundadır.

Türkiye'de yetişen önemli standart meyve çeşitleri şunlardır:
  • Elmalar: Grafenştayn, Kırmızı Astrahan, Amasya, Hüryemez, Kanada renet, Karasakı, Kombiyuti, Starking, Golden Ferik elması ve Demir elma.
  • Ayvalar: Ekmek, Karaali, Şeker gevrek, Tekkeş ve Limon ayvası.
  • Erikler: Burbank, Frenk, Formoza, Klimaks, Köstendil, Redayç, Santaroza ve Üryani eriği.
  • Fındıklar: Badem fındık, Sivri fındık, Tombul fındık.
  • Fıstıklar: Uzun fıstık.
  • İncirler: Akçe inciri, Göklop inciri, Sarılop inciri.
  • Kayısılar: Çöloğlu, Derande, Hacıhaliloğlu, Luvizet, Nansi, Pavyo, Şam, Şekerpare, Tokaloğlu.
  • Kirazlar: Cemal, Dalbastı, Karabodur, Napolyon, Sultani, Turfanda, Kara kiraz.
  • Vişneler: Kütahya vişnesi, Macar vişnesi.
  • Şeftaliler: Mayıs çiçeği, Amisten şeftalisi, Karmen şeftalisi, Gürcü güzeli, Elberta, Alyanak hülü, Hale, Leyt elberta, Kromel aktober, Tüysüz şeftali.
  • Portakallar: Şeker portakalı, Alanya portakalı, Yafa portakalı, Vaşington ve Valansiye portakalı.
  • Mandalinalar: Yerli mandalina, Rize mandalinası.
  • Limonlar: Lamas limonu, Yediveren limonu.
  • Narlar: Tirbeyi narı.
Meyvecilik Tekniği
Bahçe yerinin seçimi: Başarılı bir meyvecilik yapabilmek ve kuruluşta yapılacak hataların zararlarını uzun yıllar çekmemek için, bahçe tesis edilecek yerin seçiminde şu hususlara dikkat edilmesi gerekir:

Çevre şartları (Ekoloji)
Bahçe yerini seçerken ekoloji şartlarının, yani çevrenin, iklim ve toprak şartlarının, yetiştirilecek meyve üzerine olan uygunluk derecesinin incelenmesi çok önemlidir.
Mesela, Güneydoğu Anadolu'da elma, erik yetiştirmek istenildiği zaman kuzeye bakan ve 1000 metreden yüksekçe vadiler; fıstık, badem, kayısı yetiştirilmek istendiği zaman, kuzeyden başka yönler ve Özellikle batı yönleri ile 600-1000 metre arasındaki yükseklikler; zeytin, incir, nar yetiştirilmek istendiği zaman güneye bakan alçak, doğu ve kuzeyi kapalı vadiler seçilir.
Ege bölgesinde, soğuk ılıman iklim meyve türleri yetiştirilmek istendiği zaman, 1000 metre yükseklikler ve tercihan kuzeyler; zeytin, incir için alçak yerler ve güney ve batı yönler seçilir.
Orta Anadolu'da soğuk ılıman iklim türleri için kuzeye bakan dar vadiler, sıcak ılıman iklim türleri için güney vadiler seçilir.

Ekonomik şartlar
Bahçe yerini seçerken ekonomik şartları bakımından dikkat edilecek hususların başında ulaştırma ve pazar durumları gelir. Mahsülün taze olarak piyasaya sunulması halinde ulaştırma şartları bakımından çok dikkatli ve hesaplı olmak icap eder. Bundan başka; incir, üzüm, şeftali, kayısı gibi meyvelerin taze olarak geniş ölçüde ihraç için yetiştirilmeleri arzu edildiği takdirde, ihraç merkezlerinde soğuk hava depoları ve soğuk hava tertibatlı ulaştırma vasıtalarına ihtiyaç vardır.

Meyvecilikte toprağın özellikleri
Her toprakta verimli bir meyvecilik yapılamaz. Çünkü meyve ağaçlarının her birinin kendine has özel istekleri vardır. Genel olarak, derin, nemli ve fazla su tutmayan, kolay işlenebilen ve humusça zengin topraklar meyvecilik ziraati için elverişli topraklardır.
Meyve ağaçlarının kökleri türüne ve iklimine göre 1-8 metre derine gittiğinden, meyvecilikte toprak derinliğinin büyük önemi vardır. Genel olarak armut, kiraz, ceviz gibi derin köklü ağaçlar için en az 2 metre; ayva, elma, erik gibi yüzlek köklü ağaçlar içinse en az 1 metre kalınlığında bir toprak tabakasının bulunması lazımdır.
Bahçe toprağını seçerken taban suyunun yüksekliğine de dikkat etmek gerekir. Taban suyu bir metreden daha yukarı yükselen yerlerde meyvecilik yapılmaz.
Elma, erik, ayva gibi yüzlek köklü ağaçlar için taban suyunun en çok bir metrede; armut, vişne, şeftali gibi ağaçlar için 2 metrede; kayısı, badem, ceviz gibi ağaçlar için 3-5 metrede olması lazımdır.
Meyvelik kurulacak topraklarda toprağın asitliği de çok önemlidir. Meyve ağaçlarının çoğu en iyi 6-8 pH derecesinde gelişir. Asitliği hafif topraklarda vişne, fındık, kestane, frenküzümü, ahududu daha iyi gelişir. Bu topraklarda kireci seven kiraz, kayısı, badem, zeytin gibi meyve ağaçları yetişmez.

Meyvecilikte çoğaltma usulleri
Meyvecilikte çoğaltma iki yolla yapılır:

1. Eşeyli (Generatif) çoğaltma: Generatif çoğaltma, tohumla üretme şeklidir. Süs ve orman ağaçlarının çoğu tohumla üretilir. Buna karşılık meyve ağaçları genellikle vegatif yoldan çoğaltılır. Çünkü tohumla üretildikleri zaman yozlaşırlar. Tür ve çeşit özelliğini kaybederler.

2. Eşeysiz (Vegatif) çoğaltma: Meyve ağaçlarının kök sürgünleri, daldırma, çelikler ve aşı ile üretilmesidir. Meyve ağaçlarından kök, dal, sürgün, göz gibi vegatatif organların köklenme özelliği gösterenler, kendi kökleri üzerinde yetiştirilebilirler. Fındık, zeytin, incir, ayva, erik ve bazı elma ve armut türleri gibi. Vegatatif organları köklenme özelliğinde olmayan veya geç köklenenler aşı ile çoğaltılır. Fıstık, badem, ceviz, elma, armut, turunçgiller gibi.

Meyvecilikte dikim
Meyve ağaçlarında dikim genel olarak üç şekilde yapılır.

1. Kare şeklinde dikim: Bu şekilde ağaçlar bir karenin dört köşesine dikilir. Bu durumda gerek sıra aralarında ve gerek sıra üzerlerinde mesafeler aynı olur. Kapama bahçeler için en uygun ve en çok kullanılan bir dikim şeklidir. Çünkü, hem ağaçların kökleri ve taçları iyi büyür ve hem de toprağın çiftle ve motorlu vasıtalarla iki taraflı olarak çaprazına işlenmesi kolay olur.

2. Dikdörtgen şeklinde dikim: Bu şekilde ağaçlar bir dikdörtgenin köşelerine düşer, yani ağaçların mesafeleri, sıra aralarında sıra üzerlerinden daha geniştir. Bu dikim şekli ara ziraati yapılan yerlerde uygulanır.

3. Üçgen şeklinde dikim: Bu şekilde ağaçlar, kenarları birbirine eşit bir üçgenin köşelerine dikilir. Böylece ağaçların birbirlerine olan mesafeleri her yandan tamamiyle eşit olur. Ağaçlarda en sık dikimi sağladığı için yerden en fazla faydalanmayı mümkün kılar. Toprağı kıymetli olan, yerlerde, özellikle, kurak bölgelerdeki sulu bahçelerde kuraklığa hassas çeşitler için tercih edilen bir dikim şeklidir.

Dikim zamanları
Meyve ağaçlarının en uygun dikim zamanı kış uyuma devreleridir. Yani, yapraklarını döktükten sonra ilkbaharda tekrar su yürüyünceye kadar geçen zamandır.
Akdeniz kıyı bölgesi gibi kışın don yapmayan bölgeler dışında Türkiye'nin bütün diğer bölgelerinde en uygun dikim zamanları sonbahar ve erken ilkbahardır. Yani, don tehlikesinin olmadığı zamanlardır. Kışları fazla ve şiddetli don yapmayan yerlerde sonbahar dikimi tercih edilmelidir.

Dikim aralıkları
Meyve bahçesi kurarken ağaçlara verilecek dikim aralıkları, ilerde ağaçlar normal büyüklüklerini aldıkları zaman sıklaşmayacak ve normal kalacak şekilde olması lazımdır. Fazla sık dikilen bahçelerde ağaçlar iyice güneşlenmediğinden dallar pişkinleşemez.
Ağaçlara verilecek dikim aralıkları iklim şartlarına, toprağın kuvvetine, dikilecek fidanın tacının şekline ve kalemin büyüme gücüne göre değişir. Muhtelif boyda yetiştirilen meyve türleri için ağaçlar arasında bırakılması lazım gelen mesafeler, cetvelde gösterilmiştir.

Meyvecilikte gübreleme
Meyvecilikte bol ve kaliteli meyve elde etmek ve meyve ağaçlarının verimlilik sürelerini uzatmak için düzenli bir gübrelemeye ihtiyaç vardır.
Gübrelemede genel olarak organik ve anorganik (ticaret) gübreleri kullanılır. Ahır gübresi, çürüntü (komposto) ve yeşil gübre, başlıca organik gübreleri teşkil ederler.
Meyve bahçelerinin gübrelenmesinde bu organik gübreler her zaman yeterli olmaz, toprağın besin ihtiyacını karşılamak için ticaret gübrelerine de ihtiyaç vardır.
Ticaret gübreleri ihtiva ettikleri besin maddelerine göre azotlu, fosforlu ve potaslı olmak üzere üç ayrı gruba ayrılır.
  • Azotlu gübrelerden amonyum nitrat içinde % 35 azot ihtiva eder. Dönüme 18-20 kg kullanılır. Bütün topraklara iyi gelir.
  • Amonyum sülfat içinde % 20 oranında azot bulunur. Dönüme 20-40 kg kullanılır.
  • Kalsiyum nitrat, % 15,5 azot ihtiva eder, dönüme 20-50 kg kullanılır.
  • Sodyum nitrat (Şili güherçilesi) ise % 16 azot ihtiva eder, kireçli topraklarda kullanılır.
  • Fosforlu gübrelerden süperfosfatın içinde % 18 oranında fosfor asidi vardır. İlkbaharda dönüme 15-25 kg olarak verilir.
  • Tomas unu ise içinde % 16-18 oranında fosfor asidi ihtiva eder, kireci az asitli topraklarda dönüme 20-30 kg olarak kullanılabilir.
  • Potaslı gübrelerden kaynıt, içinde % 12-15 potas bulunan bir ham potas taşı olup, dönüme 40-60 kg kullanılır. Sonbaharda verilir.
  • Potasyum sülfat % 48-50 potas ihtiva eder, dönüme sonbaharda olmak üzere 27-40 kg verilir. Potas tuzlar ise % 30-40 potas ihtiva eder, dönüme 20-40 kg olarak kullanılır.
Meyve bahçelerinin gübre ihtiyacı iklim ve toprak şartlarına, çeşitli ağaçların özel isteklerine, işletme şekillerine, ağaçların yaş ve mahsül durumlarına göre değişiklik gösterir.

Meyvecilikte hasat
Hasat olgunlaşmış meyvenin ana bitkiden koparılmasıdır. Meyve hasadında en önemli nokta, maksada uygun hasat zamanını tayin etmektir. Bu ise meyvenin tür ve çeşit özelliğine, pazar durumuna ve değerlendirme şekline göre değişir. Burada temel prensip, mümkün olduğu kadar, çeşit özelliğine mahsus lezzet ve kokunun meyvede belirdiği ve en yüksek randıman alınabileceği bir zamanda hasadı yapmaktır.
Hasat geç yapılırsa meyvelerin dayanma kabiliyeti azalır, çabuk yumuşar ve kepeklenir, buna karşılık erken hasadın da mahzurları vardır. Bu durumda meyveler anbarda buruşur, ağırlıklarını kaybeder, kalitesi düşük olur, ağaçlarda randıman düşer, kabukta çürüklük nisbeti artar.
Hasat zamanını tayin etmede çeşitli usuller vardır. Fakat bunlardan en iyisi meyvelerin rengine ve etine bakarak bu zamanı tayin etmektir.
Hasat, meyveleri teker teker elle kopararak yapılır. Fakat meyveleri saplarıyla birlikte koparmaya, örselememeye ve aynı zamanda meyve dallarında zarar yapmamaya dikkat edilmelidir. Üzeri puslu olan meyvelerin güzelliğini gidermemek için, mümkün olduğu takdirde toplarken saplardan tutulmalıdır.
Hasatta, hasat merdivenleri, hasat sepetleri veya çantaları, çengelli sırık, makas, çeşitli taşıma kapları ve vasıtaları kullanılır.


Kaynak: Rehber Ansiklopedisi

Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
17 Mayıs 2011       Mesaj #3
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Meyvecilikte Aşı

Meyvecilikte bitki parçalarının (bazen değişik bitkilerin) yapıştırılması ve kaynaştırılması.

Aşı iki parçadan oluşur: Altta kalan ve toprakla ilişkisi olan kısım (anaç) ile üstte kalan ve elde edilmek istenilen bitkinin özelliklerini taşıyan kısım (kalem).

Meyvecilikte üç aşı kullanılır:
1. Bitiştirme aşısında, iki dal aynı uzunlukta yanlamasına verev kesilir, kesik yerlerinden birleştirilir ve sağlam bir iple bağlanır.
2. Kalem aşısında (yarma aşı) anaç sapı yatay kesilir, ucu yarılır. Bu yarığa, iki ya da üç gözlü bir dalın inceltilen ucu yerleştirilir ve bağlanır.
3. Göz aşısında, kalem bir gözden ibarettir. İyi ağaçlardan alınan gözler, anaç üzerinde T biçiminde kesilen kabuklar çakı ucuyla kaldırılarak buraya sokulur ve dışarıdan bağlanır.

MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi