Arama

Sini Kaplumbağası (Caretta caretta)

Güncelleme: 13 Temmuz 2008 Gösterim: 29.067 Cevap: 4
Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
31 Temmuz 2006       Mesaj #1
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
Akdeniz Kaplumbağaları Caretta Caretta’lar

Sponsorlu Bağlantılar
Akdeniz kaplumbağaları, 200 milyon yıldan bu yana nesillerini sürdürmeyi başaran dünyadaki en eski canlı türü. Dünyadaki 7 tür deniz kaplumbağasından 2 türü Akdeniz'de yaşam mücadelesi veriyor.
Bunlar hepimizce yakından tanınan caretta caretta ve chelonia mydas türü deniz kaplumbağaları. Akdeniz'in mavi sularında yaşam mücadelesi veren caretta caretta ve chelonia mydas türü deniz kaplumbağaları binlerce kilometrelik Akdeniz'de nesillerinin tükenmemesi için yumurtlayacak sahillerin önemli bölümünü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde buluyorlar.
Bugüne kadar yapılmış olan çalışmalar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sahillerinin özellikle koruma altına alınan deniz kaplumbağaları bakımından Akdeniz'de önemli yumurtlama alanlarına sahip olduğunu ortaya koyuyor. Bu çalışmaların süreklilik kazanması ve her yıl yapılması KKTC’nin tanıtılması ve turizm açısından büyük önem taşıyor. Hazırlanan broşür ve çıkartmalar kumsalları ziyaret eden yerli ve yabancı turistlere dağıtılıyor.
Dünyada "nesli tükenme tehlikesi" altında olan caretta caretta ve chelonia mydas türü deniz kaplumbağalarının KKTC kumsallarına gelerek yumurtalarını bırakmakta olmaları KKTC sahillerinin çok temiz ve halen bakir olduğunun en güzel göstergesi. Alagadi, Karpaz, Altınkum ve Kuzey Karpaz sahilleri olmak üzere toplam 4 alanda yumurtlama alanları mevcut.

Alagadi bölgesi "Özel Çevre Koruma Bölgesi" olarak ilan edilip projelendirildi. Bu çerçevede Karpaz sahillerinde de özel koruma alanları çalışmaları yürütülüyor.
200 milyon yıllık bir canlı Deniz kaplumbağaları için neden bu kadar korunma uğraşı veriliyor? Diye bir soru akla gelebilir. Yapılan bilimsel araştırmalarda elde edilen sonuçlar bu sorunun yanıtını fazlasıyla veriyor:
"Yaklaşık 100-200 milyon yıldan beri nesillerini devam ettirebilen deniz kaplumbağaları, hızla gelişen sanayileşme ve insan aktiviteleri sonucunda hızla kirlenen dünyamızda günümüzde nesillerini devam ettirebilmek için büyük mücadele veriyorlar. Bu büyük mücadeleye rağmen başta caretta caretta ve chelonia mydas olmak üzere 7 tür deniz kaplumbağasının nesilleri hızla yok olmaya doğru gitmektedir. Denize kıyısı olan tüm dünya ülkelerinde 1979 yılında bir stok sayımı yapıldı. Stok sayımı sonuçları 1979 yılında Wasington'da yapılan Dünya Deniz Kaplumbağalarını Koruma Konferansı'nda açıklandı. Buna göre dünyada 100-200.000 ergin caretta caretta dişisi kaldığı rapor edilmiştir. Bu azalma karada ve denizde çok fazla olan predatörleri, deniz kirliliği ve insanoğlunun bilinçli ve bilinçsizce yaptığı tahribattan kaynaklanmaktadır. Tüm Akdeniz'de yılda 300-400 adet dişi chelonia mydas ve 2000 adet dişi caretta carettanın yumurtladığı bilinmektedir. 3 bin 171 yuva Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sahillerinde 1992-1996 yılları çalışmalarda şu sonuçlar elde edildi:1992 yılında 65 kumsalda 200 yuva; 1993 yılında 68 kumsalda 571 yuva; 1994 yılında 77 kumsalda 980 yuva1995 yılında 876 yuva; 1996 yılında 544 yuva. Sadece yuvalar hesaplanacak olursa, deniz kaplumbağalarının 1992-1996'yı kapsayan 5 yılda KKTC kumsallarına toplam 3 bin 171 yuva yaptığı ortaya çıkar.
Bu verilere göre tüm Akdeniz'de yaşadığı kabul edilen chelonia mydas türü deniz kaplumbağalarının yaklaşık yüzde 25'in, caretta caretta türü deniz kaplumbağalarının ise yaklaşık yüzde 10'u yumurta bırakmak için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sahillerini seçiyor.
Bu gerçeğin bilincinde olan (Marine Turtle Conservation Project) Deniz Kaplumbağalarını Koruma Projesi gönüllüleri, 1992 yılından beri, Kuzey Kıbrıs’ta Kuzey Kıbrıs Kaplumbağaları Koruma Derneği (KKKKD) ile işbirliği halinde çalışıyorlar. İngiltere’deki çeşitli üniversitelerde okuyan İngiliz ve yabancı uyruklu öğrencileri yanında Türkiyeli ve Kıbrıslı öğrencilerin oluşturduğu grup, bu yıl yine merkezleri durumundaki Alagadi’de deniz kamplumbağalarının korunması yönünde çok yoğun ve özverili bir çalışma yürüttüler. Çeşitli ülkelerden gelip tek bir amaç için Kuzey Kıbrıs’ta buluşan gönüllü gençler, tam anlamıyla “deniz kaplumbağalarını koruma melekleri” gibi çalıştılar. Alagadi’de bu çalışmalar sürerken Çevre Koruma Dairesi de Karpaz kumsallarına çıkan kaplumbağaların korunması yönünde çalışmalarını yürütüyor. Uluslararası açıdan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yüzakı durumundaki deniz kaplumbağalarını koruma çalışmaları her yıl çok daha iyi düzeye çıkarılıyor. Dünyanın uyguladığı abmargolara rağmen Kuzey Kıbrıs’a gelerek gönüllü kaplumbağaları koruma meleği gibi çalışan onlarca ülke gencine olanaklar sağlanıyor. Dünyanın ortak malı olan değerler yaşatılıyor.
Son düzenleyen Hi-LaL; 1 Ağustos 2006 03:50
odrii - avatarı
odrii
Ziyaretçi
9 Mayıs 2008       Mesaj #2
odrii - avatarı
Ziyaretçi
244px Caretta caretta01

Sponsorlu Bağlantılar
Sini kaplumbağası (Caretta caretta), denizlerde yaşar. Yumurtlamak haricinde karaya hiç çıkmaz. Sırt tarafı kırmızımsı kahverengi alt tarafı ise beyazımsı açık sarı renklidir. Bacakları yüzmeye yarayacak biçimde kürek biçimi almıştır ve dış kenarlarında en fazla 2 tırnak bulunur. Oksijeni havadan almasına rağmen uzun süre su altında kalabilir. Yumurtalarını gece kumsallarda açtıkları çukurlara gömerler. Bir defasında 100 yumurta bırakabilir (162'ye kadar tespit edilmiştir). Yavrular 2 aylık kuluçka döneminden sonra gece vakti yumurtadan çıkarak denize giderler.
Akdeniz sahillerine yayılmıştır. En önemli yumurtlama bölgeleri Belek, Anamur, Köyceğiz, Dalyan sahilleridir. Belek kıyıları, Caretta caretta'ların Akdeniz'deki ikinci (Yunanistan'ın Zakintos adasının ardından) ve Türkiye'nin en büyük yumurtlama alanıdır. 2006 yılı içinde Belek'te ise 1000 civarında, Anamur'da 500'ün üzerinde yuva tespit edilmiş ve koruma altına alınmıştır. Kabuk boyları 1 metre kadar büyüyebilir. Balıklar, kabuklular ve su canlıları (özellikle deniz anaları) ile beslenir.
Yaklaşık 105 milyon yıldır yeryüzünde olduklarını düşünülmektedir. İnsanoğlunun yerleşme ve çoğalma kapasitesi sayesinde bugün sayıları giderek azalmaktadır. Nesli tükenme tehlikesi altında olduğu için koruma altındadır.

Coğrafi Yayılışı
Caretta Caretta Atlantik, Pasifik ve Hint Okyanusu’nun ılıman ve subtropikal sularındaki estuarin, lagün, koy ve denizlerin kıyıya yakın kesimlerinde dağılım gösterir. C.C.’lar Atlantik Okyanusu’nda Arjantin’den Nova Scotia’ya kadar bulunur. Kuzey Amerika’daki en büyük popülasyonu Kuzey Carolina’dan Florida kıyılarına kadar olan adalarda bulunur. Bu C.C.’ler kışları Bahama Adaları’na göç ederler. Kuzey Amerika’daki diğer küçük popülasyonlar ise Texas kıyılarında bulunur.
C.C.’ların en büyük yuvalama alanları Umman’ın Masirah Adası’dır. Akdeniz’deki önemli yuvalama alanları Yunanistan ve Türkiye sahillerindedir. Bunlara oranla çok daha düşük ancak önemli bir popülasyona ise Kıbrıs’ta rastlanmaktadır. Tunus’ta yuvalama çok nadir, İsrail’de ise daha da azdır. Zaman zaman Campedusa (İtalya), Sicilya ve hatta Sardunya’da da yuvalama olmaktadır. Mısır ve Libya için ise veriler yetersizdir. Türkiye’de ki yuvalama alanları; Ekincik, Dalyan, Dalaman, Fethiye, Patara, Kumluca, Belek, Kızılot, Demirtaş, Gazipaşa, Anamur ve Göksu Deltası’dır

Fiziksel Özellikleri

Ergin bireylerde karapaks (sırt kabuğu) oval şekilli ve arkaya doğru daralmış 70–75 cm boyunda ve 50–55 cm genişliğindedir (Türkiye için). Boş oldukça büyük ve üçgenimsidir. Ancak bu büyük beyinleri olduğunu göstermez; aksine bu boşluk çeneleri kapsayan kaslar tarafından kullanılır. C.C.’ların iki alt–türü (sub–species) vardır. Bunlardan C.C. gigas Pasifik ve Hint Okyanusu’nda bulunur. Genel renklenme dorsalde kırmızımsı kahverengi, ventralde kremsi sarı şeklindedir. Diğer deniz kaplumbağalarından sağlam bir kabuk, gözleri ile burun delikleri arasında kalmış iki çift prefrontal plak (bazı bireylerde bu plakların ortasında beşinci bir plak olabilir), karapaksta beş çift kotsal plak, plastronda keropakla bağlantılı ve geniş üç çift inframarjinal plak, her bir üyede iki tırnak ve tipik olarak kahverengimsi–kırmızı renklenme gibi özelliklerle farklılaşır.

Beslenme Alışkanlıkları
Yavru ve genç C.C. bireyleri, yüzeyde akıntı çizgilerinde toplanan makroplanktonik av üzerinde beslenir. Ergin bireyler özellikle yumuşakçalar üzerinden beslenen karnivorlardır. Etoburdurlar ve sünger, deniz anası, at nalı yengeçler ve istiridye yerler. Kurbanlarının sert kabuklarını kolayca parçalayabilmelerini sağlayan çok güçlü çeneleri vardır. Geniş bir kafa, oldukça gelişmiş çene kasları ve kuvvetli gaga, sert kabuklu avlarını parçalayabilmek için meydana gelmiş adaptasyonlardır.

Biyo–Ekolojileri
C.C.’lar ayrı eşeylidir ve eşeysel dimorfizm erginlerde görülür. Eşeyler arasındaki büyüklük dimorfizmi hakkında çelişkili bilgiler mevcuttur. Ancak ergin erkekler dişilerden daha uzun kuyruğa ve geriye doğru kıvrılmış tırnaklara sahiptir. Yavru, genç ve ergin öncesi bireylerde eşey ayrımı yapılamaz.
Caldwel (1962) ve Uchida (1967)’ya göre esaret altında yetiştirilen C.C.’nın eşeysel olgunluğa ulaşması 6–7 yıl olarak tahmin edilmektedir. Serbest olarak doğada yaşayan bireyler içinse eşeysel olgunluk yaşı; Mendonca (1981)’ya göre 10–15 yıl, Zug (1983)’e göre 14–19 yıl, Frazer (1983)’e göre 22 yıl, Frazer ve Ehrhart (1985)’a göre sırtındaki eğrilerden edinilen bilgilerle 12–30 yıl olarak tahmin edilmektedir.

Üreme
C.C’lar kabukları 50 cm’yi geçmeden cinsel olgunluğa erişirler. Diametre cinsinden 40–42 mm olan yumurtalar med zamanı bırakılır. Yumurtalar kirletilmemiş ve iyi süzülmüş kumullardaki ya da otlu bitki örtülerindeki yuvalara bırakılır. Dişi kıyıya gelir ve gelgitin oluşturduğu yükseltiye tırmanıp orada durur, daha sonra sığ bir çukur açmak için burnunu toprağa sürter. Çukur kazılıp yumurtalar çukura bırakılınca, kaplumbağa arka ayağının tırnaklarıyla yuvayı kumla örter. Kuluçkaya yatma 31–65 gün arası sürer. Genellikle yuva başına 120 yumurta vardır ve dişi 13 günlük aralarla kuluçkaya yatar. Dişi kıyıdaki yuvaya sadece bahar ve yazları geceleyin gelir. Dişi genellikle her yıl mevsim başına 3–4 kere yuva yapar. Yuvadaki yavrular genellikle bu zamanlarda yumurtadan çıkar ve yavrular yaşamlarındaki tek karasal yaşamı bırakıp hep birlikte çabucak denize giderler.

Günlük Aktiviteleri
C.C.’ların olağan bir gününün beslenme ve dinlenme ile geçtiği bilinmektedir. Kuluçka sezonunda güneydoğu ABD’de yapılan araştırmalar C.C.’ların yuva bulunan kumsal, kıyıdaki resifler ve diğer kayalıklarda düzenli davranışlar sergilediğini göstermiştir. Çiftleşme ve /veya beslenmenin bu bölgelerde gerleşleştirildiği tahmin edilmektedir. Kuluçka dönemi dışında, kaplumbağalar yüzlerce, hatta binlerce mil öteye göç edebilmektedir. C.C.’lar derin sularda yüzeydeyken ya da kıyı yakınlarındaki sularda dipte uyuyabilmektedir. Birçok dalgıç kayalıklarda kaya altında uyuyan kaplumbağa görmüştür. Yumurtadan yeni çıkan kaplumbağaların ise tipik olarak yüzeyde süzülerek uyudukları ve bu sırada ön ayaklarının sırtlarının üstüne doğru kıvrıldığı kaydedilmiştir.

Kur Yapma ve Çiftleşme
C.C.’ların çiftleşmesi yuvalama başlangıcından birkaç hafta önce yuvalama plajı yakınları veya özel toplanma alanlarında meydana gelebilir. Birbirlerine sıkıca sarılmış çiftler çoğunlukla yüzeyde görünmekle birlikte su altında birleşmeler de rapor edilmiştir.
C.C.’lar için kur yapma ve çiftleşme dişinin ilk yumurtlama döneminden önceki kısıtlı bir zamanda gerçekleştiğine inanılmaktadır. Daha sonra yalnızca dişiler kıyıya gelir, erkekler karayı terk edince bir daha asla geri dönmez çiftleşme mevsiminde erkekler bir dişinin kafasına burnunu sürterek ya da boynunun arkasını hafifçe ısırarak ve paletlerini dikerek kur yaparlar. Eğer dişi kaçmazsa, erkek ön paletlerindeki tırnakların yardımıyla dişinin kabuğunun üstüne çıkar. Daha sonra çiftleşmek için kuyruğunu dişinin kabuğunun altına sokar.
Genellikle dişilerin çiftleşmesinin gerçekleştiği kumsalda kuluçkaya yattığı ve erkeğin asıldığı kabuğundaki tırnak izlerinin kanayabildiği gözlemlenmiştir. Çiftleşme su yüzeyi ya da altında gerçekleşebilir. Bazen erkeklerin aynı dişi için kavga ettiği gözlemlenebilmektedir. C.C.’ların çiftleşmelerini gözlemleyenler hem erkeklerin, hem de dişilerin agresif bir tutum sergilediğini gözlemlemiştir. Dişi yumurtlama döneminden önce bir çok erkek ile birlikte olup birkaç ay için sperm biriktirebilir. Nihayetinde yumurtalarını bıraktığında bunlar bir çok erkek tarafından döllenmiş olur. Bu davranış popülasyonda genetik çeşitliliğin devamını sağlamaya yardımcı olur.

Yuva Yapma, Kuluçkalama ve Dağılım
C.C.’ların neden bazı kumsallara yuva yapıp diğerlerine yapmadığı bilinmemektedir. Florida’da binlerce yuva varken, kuzeydeki tıpa tıp kumsallarda çok az kaplumbağa vardır. Bu yuva dağılımı yüzyıllar önce var olan ısı, kumsal görünümü ya da saldırının az olması gibi tercih nedenlerinin durumunu ortaya koyabilir. Bugün, insanlar C.C.’ların yuva yaptığı yerlere etki etmektedir.sahilde dalma, deniz koyları, suni aydınlatma ve beslenmenin oluşturduğu kumsal erozyonu bir zamanların taze ve temiz kumsallarını etkilemektedir. Bu durumun gelecek yuvaları da etkileyeceği kesindir. C.C.’ların nasıl, nerede ve ne zaman yuva yaptığını daha iyi anladıkça, yuva habitatları daha iyi korunmuş olacak.

Kumsal Seçimi
Çoğu dişi genellikle her seferinde daha önce yuva yaptıkları kumsala geri dönmektedir. Sadece aynı kumsalda görünmekle kalmayıp, daha önceki yuvalarının çok yakınlarına yuva yaparlar.
Yuva Yapma Davranışları
Sadece dişiler yuva yapar ve bunu genellikle geceleri yaparlar. Dişi okyanustan çıkar ve ara sıra duraksayarak yuva yapacağı yere doğru ilerler. Bazen okyanustan çıkacak, ancak bilinmeyen nedenlerle yuva yapmayacaktır. Buna “sahte çıkış” denir ve bu bazen doğal olarak, bazen ise kumsaldaki suni aydınlatma veya insanların varlığından kaynaklanmaktadır. Bazı türlerin bireylerinin sadece bir kere, bazılarının ondan daha fazla yapmasına rağmen çoğu dişi yuva yapma mevsiminde en az iki kere yuva yapar.

Yuvayı İnşa Etmek
Yuvalama sezonu genellikle Kuzey yarım kürede Mayıs–Ağustos, güney yarım kürede ise Ekim–Mart ayları arasındadır. Yumurtlama genellikle gece meydana gelir. Nadiren günüz yumurtlama da görülür. Yumurtlamak için kıyıya gelen dişi zaman zaman başını kaldırır ve kumsalı gözetler. Dişi bu dönemde dışarıdan gelecek uyarılara karşı çok hassastır ve rahatsız edildiğinde geri döner. Daha sonra kumsala doğru tırmanan dişi yumurtlayabileceği bir alan aramaya başlar. Bazı durumlarda yuvalamadan veya denize dönmeden önce önemli mesafeleri kat edebilir, karapakslarını gizleyebilecekleri sığ ve geri tarafta daha derin olan bir gövde çukuru açabilirler. Ön üyeler yuva açma olayında pek görev yapmazken arka üyeler karşılıklı iş görür.

Yumurta Bırakma ve Gömme
Yumurta oyuğu açılınca, dişi kaplumbağa yumurtaları bırakmaya başlar. Yumurta bırakma sırasında salgılanan mukusla birlikte aynı anda iki–üç yumurta bırakılır. Bu yuva yaklaşık 80–120 yuva alır. C.C. yumurtaları genellikle küresel, beyaz, mukusla kaplı ve ping–pong topu büyüklüğündedir (yaklaşık 40 mm çapında ve 40 gr ağırlığında). Yumurtalar arasında küçük oval şekilli veya ikili yumurtalara da rastlanabilir. C.C. yumurtaları esnektir ve deliğe düşerken kırılmazlar. Bu esneklik hem dişiye hem de yuvaya daha fazla yumurta sığmasını sağlar. Yuva yapan C.C.’ların ağladıkları görülür, ancak bu sadece vücudun salgıladığı salgının atılmasıdır. Birçok insan yumurta bırakan kaplumbağanın transa geçtiniği ve rahatsız edilmemesi gerektiğini düşünür. Bu tamamen doğru değildir. Bir C.C.’nın yumurta bırakırken yuvayı terk etmesi pek olası değildir, ancak bazıları rahatsız edilir ya da kendilerini tehlikede hissederlerse bunu etkileyebilir. Bu sebeple, bu işlem sırasında C.C.’lar rahatsız edilmemelidir. Yumurtaların hepsi bırakıldıktan sonra, dişi arka üyeleriyle ana çukuru kapatır ve yuvayı düzler. Kumu farklı taraflara da atarak yumurtaların avcılar tarafından bulunmasını engellemeye çalışır. Yuva kapandıktan sonra, kaplumbağa denize yönelir ve bir sonraki yuva yapma ya da göç zamanına kadar dinlenir. Dişi yuvayı bir kez terk etimi tekrar geri dönmez.

Kuluçka
C.C.’ların kuluçkalama süresi yaklaşık 45–60 gündür. Ancak embriyoların gelişme hızını etkileyen kum sıcaklığı bunu kısaltabilir ya da uzatabilir. Serin kumların erkek, sıcak kumların dişi üretme eğilimi vardır.

Yuvayı Terk Etme
Yuvadan anneleri tarafından çıkarılan timsahların aksine, C.C.’lar yuvadan kendi başına çıkmak zorundadır. Yumurtayı kırmak için yavrular, “caruncle” adı verilen geçici, sivri yumurta dişlerini kullanırlar. Bu diş yuvadan çıktıktan hemen sonra düşer. Yavrular, yumurta kabuklarını kırdıktan sonra karapakslarının düzelmesi için yuva içinde 26 saate kadar hareketsiz kalırlar, yuvayı terk etme ise yumurtadan çıktıktan 1–7 gün (ortalama 2,5 gün) sonra yavruların birbirlerine yardımıyla yüzeye doğru tırmanma şeklinde gerçekleşir. Yavrular yuvadan havanın serin olduğu geceleri ya da yağmur fırtınaları sırasında çıkmayı tercih ederler. Bunun nedeni bu havalarda kum sıcaklığının düşüklüğüdür. Yuvadaki bütün yavrular aynı zamanda yuvadan çıkmayabilir, bu durumda takip eden gecelerde gruplar halinde yavru çıkışı devam eder. Yuvadan çıkan yavrular ufuk aydınlığını kullanarak denize doğru yönelirler. Bu sırada kumsal gerisinde bulunan herhangi bir ışık kaynağı, yavruların yönlerini şaşırmalarına ve bu nedenle ölümlerine neden olabilir. Eğer hemen denize ulaşmazlarsa, güneşte kalmaktan, su kaybından, ya da yengeçler, tilkiler, köpekler, rakunlar yakın balıkları ve köpek balıkları gibi nedenlerle öleceklerdir.
Denize ulaşan yavrular “yüzme çılgınlığı” denen ve yaklaşık 20 saat süren bir dönemde durmaksızın yüzerler. Ancak yavru C.C. için o kadar çok tehlike vardır ki her 1000 yavrudan ancak biri gençliğe kadar hayatta kalabilir. Doğal ortam yaşayan C.C. lar için belgelenmiş ömür uzunluğu tahmini yoktur. Ancak ergin dişilerin üretimsel hayat süreleri 32 yıl, eşeysel olgunluğa ulaşma süresi 15–30 yıl olarak tahmin edilmiştir. Bu şartlarda maksimum ömür uzunluğunun 47–62 yıl olabileceği belirtilmiştir


Vikipedi

Gabriella - avatarı
Gabriella
Ziyaretçi
9 Mayıs 2008       Mesaj #3
Gabriella - avatarı
Ziyaretçi
Sini kaplumbağası (Caretta caretta), denizlerde yaşar. Yumurtlamak haricinde karaya hiç çıkmaz. Sırt tarafı kırmızımsı kahverengi alt tarafı ise beyazımsı açık sarı renklidir. Bacakları yüzmeye yarayacak biçimde kürek biçimi almıştır ve dış kenarlarında en fazla 2 tırnak bulunur. Oksijeni havadan almasına ramen uzun süre su altında kalabilir. Yumurtalarını gece kumsallarda açtıkları çukurlara gömerler. Bir defasında 100 yumurta bırakabilir (162'ye kadar tespit edilmiştir). Yavrular 2 aylık kuluçka döneminden sonra gece vakti yumurtadan çıkarak denize giderler.
Akdeniz sahillerine yayılmıştır. En önemli yumurtlama bölgeleri Belek, Anamur, Köyceğiz, Dalyan sahilleridir. Belek kıyıları, Caretta caretta'ların Akdeniz'deki ikinci (Yunanistan'ın Zakintos adasının ardından) ve Türkiye'nin en büyük yumurtlama alanıdır. 2006 yılı içinde Belek'te ise 1000 civarında, Anamur'da 2007 yılında 1040 adet yuva tespit edilmiş ve koruma altına alınmıştır. Kabuk boyları 1 metre kadar büyüyebilir. Balıklar, kabuklular ve su canlıları (özellikle deniz anaları) ile beslenir.
Yaklaşık 105 milyon yıldır yeryüzünde olduklarını düşünülmektedir. İnsanoğlunun yerleşme ve çoğalma kapasitesi sayesinde bugün sayıları giderek azalmaktadır. Nesli tükenme tehlikesi altında olduğu için koruma altındadır.

Vikipedi


202bke6


1315344146 8434773e8f

800pxleatherbackturtleqf2
king nothing - avatarı
king nothing
Ziyaretçi
9 Mayıs 2008       Mesaj #4
king nothing - avatarı
Ziyaretçi
caretta

Akdeniz ve Ege kıyılarında yaşayan Akdeniz foku ve caretta caretta gibi canlıların yanı sıra 472 balık türünden 50’sinin soyu denizlerdeki kirlilik yüzünden tükenme tehlikesiyle karşı karşıya. Türkiye sularında 1970’lerde 150-300 arasında Akdeniz Foku olduğu tahmin edilirken, günümüzde 100’den az kaldı.

Deniz Temiz Derneği/TURMEPA Genel Müdürü Levent Ballar, Akdeniz ve Ege kıyılarının, “caretta caretta” ve “cheloniamydas” türü deniz kaplumbağaları ile “Akdeniz foku”nun yaşam alanları olduğunu belirterek şunları söyledi: “Caretta carettalar her yaz ülkemizdeki yuvalama alanlarına yaklaşık 2 bin yuva yapıyor. Her yaz 450-900 dişi caretta sahillerimize geliyor. Bu sayılara henüz miktarı hakkında pek bilgi sahibi olmadığımız erkekler ve genç bireyler de eklenirse Türkiye kumsallarının ve bu kumsallara yakın beslenme bölgelerinin, bu türün devamlılığının sağlanması açısından ne kadar öneme sahip olduğu açıkça anlaşılacak.

Caretta carettaların neslinin korunması açısından yapılması gerekenler arasında yuvalama alanlarının ve yuvalarının korunması kadar, denizlerimizin hem kirlilik hem de yapılan zararlı faaliyetler açısından kontrol edilmesi de var. Ülkemiz turizminin göz bebeği olan Akdeniz kıyılarının, oteller, tatil köyleri ve çeşitli yapılarla doldurulması caretta carettaların hem yumurtlama alanlarını kısıtlıyor hem de bu yapıların ve insanların çevreye, denize verdikleri zarar tüm canlıları etkilediği gibi caretta carettaların yaşam alanı olan denizlerimizi de etkiliyor.”
middnight2006 - avatarı
middnight2006
Ziyaretçi
13 Temmuz 2008       Mesaj #5
middnight2006 - avatarı
Ziyaretçi
DENİZ KAPLUMBAĞASI (Caretta caretta)

Göç eden canlıların en ilginç örneklerinden biri denizkaplumbağalardır. Brezilya kıyıları açıklarında yaşayan Yeşil deniz kaplumbağaları 2000 km. yüzerek Atlantik Okyanusu ortalarındaki Ascension Adası'nda yumurtlarlar. Kumdaki çukurlara gömülü yumurtalardan çıkan yeni doğmuş kaplumbağa yavruları hemen denize yönelirler. Açık denizde yetişkin haline geldikten sonra da yumurtlamak için tekrar Atlantik Okyanusu'na doğru yönelirler.

Su kaplumbağaları, yumurtalarını bırakmak için sahile çıktıklarında, tuzlu gözyaşı dökerler. Bunun sebebi, gözlerinin kenarındaki bezlerden vücutlarındaki fazla tuzun atılmasını sağlamaktır. Kaplumbağalar denizde yüzerlerken tuzlu su içerler ve vücutlarındaki fazla tuzdan kurtulmaları gerekmektedir.

Caretta caretta adı neredeyse Akdeniz'deki kumsalları­mıza yuva yapan denizkaplumbağalarının genel adı olarak kullanılıyor. Böylece denizlerimizde yaşayan di­ğer kaplumbağa türlerine kısmen haksızlık yapılıyor. Bunun nedeni, belki kelimenin kolay söylenmesi belki de daha doğudaki Akdeniz kumsallarımıza yuva yapan Chelonia mydas'm. (yeşil denizkaplumbağası) ve henüz yuva yaptığı tesbit edilmemiş ancak denizlerimizde dolaşan başka türlerin de olduğunun fazla bilinmemesidir. Denizkaplumbağaları yuva yaptıkları ölçüde tanınıyor dersek yalan olmaz. Çünkü en çok tanınan Caretta caretta türü, yaklaşık 180 km olan ülkemizdeki yuvalama alanlarına her yaz yaKlaşık 2000 (1300-2700) yuva yaparken, Chelonia mydas ortalama 900 (700-1200) yuva yapmaktadır. Her dişinin bir sezonda ortalama 3 yuva yaptığını kabul edersek, her yaz kumsallarımıza 450-900 dişi Caretta ve 230-400 Chelonia ergin dişisi yuva yapmak için gelmektedir. Bu sayılara henüz miktarı hakkında pek bilgi sahibi olmadığımız erkekler ve genç bireyler de eklenirse Türkiye kumsallarının ve bu kumsallara yakın beslenme bölgelerinin, Akdeniz'de bu türlerin devamlımhlığının sağlanması açısından ne kadar öneme sahip olduğu açıkça anlaşılacaktır.

Yukarıdaki bilgileri sağlayan çalışmalar, Türkiye kumsallarında kapsamlı olarak 1988 yılında başlamıştır. Gnümüzde de değişik üniversiteler ve gönüllü kuruluşlarca sürdürülmektedir. Bu çalışmalarda genel olarak, denizkaplumbağalarının kumsala çıkışları belirlenmekte, gelen dişiler markalanmakta, yuvalardaki yumurtalar kafesler yardımıyla korunmakta, yerleri değiştirilmekte ve predasyon gibi tehlikeler tanımlanarak yuvadan çıkan yavrular ve bunların ne kadarının denize ulaştığı, ne kadarının öldüğü, ne kadarının yumurtada gelişmesini tamamlayamadığı gibi bilgiler toplanmaktadır.

Denizkaplumbağalarını inceleyen akademik çalışmaların artmasıyla yukarıdaki bilgilere ek olarak, dişilerin her sezon niçin aynı kumsala yuva yapmak için geldiği ve denizkaplumbağalarının kış döneminde nerelerde dolaştıkları gibi bilgiler uydu aracılığıyla elde edililmektedir. Farklı kumsallara yuva yapan kaplumbağaların genetik olarak birbirlerinden farklılıkları gibi konular, cinsiyet kromozomları olmayan (yumurtadan çıkacak yavrunun cinsiyetini yumurtanın bulunduğu ortamın sıcaklığı belirlemektedir) bu türlerin cinsiyetlerinin hangi sıcaklıklarda dişi, hangi sıcaklıklarda erkek olduğu araştırılmaktadır. Giderek ısımnan dünyamızda, özellikle çevreye bağlı cinsiyet belirlenmesi nesli tükenmekte olan denizkaplumbağaları açısından çok önemlidir. Çünkü sadece dişilerin olduğu bir tür korunmuş sayılamaz.

Denizkaplumbağalarının neslinin tükenmemesi için bunların yuvalama alanları ve yuvalarının korunması kadar, denizlerimizin de hem kirlilik, hem de yapılan zararlı faaliyetler açısından kontrol edilmesi gerekmektedir. Yalnızca dişiler doğdukları kumsala yuva yapmak için geri gelirlerken ve gençler sahillerimize yakın beslenme bölgelerinde bulunmaktadırlar. Bu ortamda bunlara yönelik yapıları her tür zararlı faaliyet onların yaralanmalarına ve ölmelerine yol açmaktadır. Yumurtadan çıkan yavruların ancak %3'ünün ergin safhasına ulaşabildiğini kabul edersek neslin devamının sağlanmasında yaralı ve hasta ireylerin tedavileri de büyük önem taşımaktadır.


biz7

carettcarlosrodriguezmun
Son düzenleyen asla_asla_deme; 9 Ocak 2009 13:53 Sebep: Kırık Link

Benzer Konular

23 Ekim 2013 / tenzile Soru-Cevap
22 Ağustos 2011 / MaRCeLLCaT X-Sözlük
23 Ocak 2011 / Misafir Soru-Cevap
15 Mart 2013 / Misafir Soru-Cevap