Arama

Adi Kokarca (Mephitis)

Güncelleme: 28 Nisan 2010 Gösterim: 1.803 Cevap: 0
bi quan - avatarı
bi quan
Ziyaretçi
1 Mayıs 2009       Mesaj #1
bi quan - avatarı
Ziyaretçi
Adi Kokarca (Mephitis)

Sponsorlu Bağlantılar

«Adi kokarca» ile kendisi kadar sevilmeyen akrabaları: «domuz burunlu kokarca» ve «benekli küçük kokarca» kimyasal harp sanatını şaşılacak derecede mükemmelleştirmiş Amerika hayvanlarıdır.
Gelincik ailesinin Eski Dünya'da yaşayan bazı üyelerinin pis koikulu bir sıvı püskürtmek suretiyle düşmanlarım kaçırdıklarını gördük, fakat bunların salgısı kokarcaların meydana getirdikleri kimyasal barajın yanında pek hafif ve etkisiz kalır, (Birçok gelinciklerle porsuklar esasen kokularını püskürtemediklerinden, kokunun, bu hayvanların birçoklarında, sadece çiftleşme mevsiminde kullanılmakta olması ihtimali kuvvetlidir.)
Kokarca'da durum başkadır. Onu bir kere kızdırmaya görün, salgısını ince bir püskürtü halinde 2,5-3 metre uzaklara gönderebildiğini farketmekte gecikmezsiniz. Bu sıvının son derece berbat ve mide bulandırıcı bir kokusu olduktan başka, gözlerin, burnun ve ağzm mukoza zarlarına değdiği vakit şiddetli bir acıya ve yanmalara sebep olur. Kumaşa bulaşan koku ise haftalarca çıkmaz.

Kokarcanın topları iş başında:

Kokarcanın daima ateşe hazır iki «topu» vardır. Bunlar gerçekte, kuyruğunun çıktığı noktadaki iki iri misk bezidir. Kokarca korktuğu veya kızdığı vakit, bu bezleri çeviren kasları gererek sıvının dışarı püskürmesini sağlar. Kuvvetli bir rüzgâr da olunca, koku 800 metre uzağa kadar yayılabilir.
Kokarca, toplarının bir tanesini veya her ikisini birden ateşleyebilir. İlk baraj ötekilerden kuvvetliyse de, hayvanın arka arkaya altı atığa yetecek kadar malzemesi vardır. Fakat stok bir kere boşaldıktan sonra, bezlerin yine salgıyla dolması epey bir zaman sürer.
Cephanesini boşa harcamayı sevmeyen kokarca, ancak başka çaresi kalmayınca bu işe kalkışır. Çekindiği bir düşmanıyla karşılaşınca önce hoşnutsuzluğunu bir homurtu ile belli eder ve ayağım hırsla yere vurur. Bunun tesiri görülmezse, diken diken olan beyaz çizgili kuyruğunu son ihtar olmak üzere havaya diker, fakat kuyruğunun ucu aşağıya sarkık olduğu müddetçe atışa geçmez. Ama düşman bir adını daha yaklaşacak olursa, kuyruğun ucu dikilir ve salgı şaşılacak bir isabetle düşmanın başına püskürtülür.
Yakından alınan isabet, öbür hayvanın bol gözyaşı dökmesine, hatta geçici körlüğüne sebep olur. Kurbanı acıdan bağırırken, kürkünü pis kokulu sıvısıyla kirletmemeye her zamanki gibi itina eden kokarca, tertemiz uzaklaşır.
Ne gariptir ki, kokarcanın salgıladığı bu pis koku ve yağlı sarı sıvının, hanımları hoşnut eden bir kullanılış sahası vardır. Bu sıvı hayvandan çekilerek rafine edilir ve pis kokusu temizlenir. Geride kalan sıvı, kokuları sabitleştirmek kabiliyetini kaybetmemiştir. Nefis kokulu esanslarla karıştırılınca da lavanta adı altında hanımların tuvalet masalarında en gözde yeri alır.

Rahat bir hayvan:
Savunma tertibinin tesirini bilen kokarca gayet ağır ve düşünceli hareket eder. Rahatsız edilmezse, sakin sakin gezinir. Arada durarak bir eşek arısının yuvasını keskin tırnaklarıyla kazır ve kurtçukları yer. Ya da koşnnya başlayarak kaçan bir sıçanı, bir yılanı veya bir kurbağayı yakalar. Sürünen her türlü hayvan kokarcaya yem olur. Çileğimsi yemişlerden, meyvalardan ve tahıl tanelerinden de hoşlanır. Bu aç küçük etobur daha çok geceleri faal olduğundan insanlar tarafından ender görülür.
Kokarca gündüzlerini dinlenmekle ve uyumakla geçirir. İni, içi oyuk bir kütük veya yerin altındaki bir deliktir. Kışın çok soğuk günlerinde evinde oturur. Bu devrede sonbaharda edindiği yağ tabakalarını eritirse de, kış uykusuna yatmaz.

Çiftleşme ve annelik
Erkek kokarcalar, daha kışın karları erimeye başlamazdan önce, evlerinde rahat rahat oturan dişilere kur yapmak için yola çıkarlar. Bazen iki erkeğin bir dişiye sahip olmak için dişlerini tırnaklarına takarak dövüştükleri, hatta birbirlerini kokulu salgılarıyla pisledikleri olur. Çiftleşme mevsimi şubat veya mart sonlarına kadar devam eder.
Dörtten sekize kadar yavru çiftleşmeden elli gün kadar sonra kör ve kürksüz olarak dünyaya gelir.
Anne bir defada ancak altı yavruyu emzirtebilir, yavru sayısı bundan fazlaysa, artakalanlar sıralarının gelmesini beklemek zorundadırlar. Yavrular iki aylıkken sütten kesilirler, sonbahar aylarında ise kendi başlarının çaresine bakmaya başlarlar.
Yavru kokarcanın yakalanması ve evcilleştirilmesi kolaydır. Hele koku bezleri çıkarılırsa, çok geçmeden uysal ve sevimli bir evcil hayvan olur. Bu arada evleri kemiricilerden temizler.

Kokarca mı, Alaska samuru mu?
Çizgili kokarca'mn yurdu Kanada, Birleşik Amerika ve güneyde Honduras'a kadar olan bölgelerdir. Bir ev kedisi büyüklüğünde olan hayvanın omuz hizasındaki boyu 17 -18 santim, uzunluğu ise 45 - 46 santimdir. Ayrıca 17 -18 santim uzunluğunda da bir kuyruğu vardır.
Yetişkin hayvanın ağırlığı 2-5 kiloyu bulabilir. Uzun ve yumuşak tüylü kürkünün sırtında geniş iki beyaz çizgi dikkati çeker. Bunlar hayvanın başında birleşerek vücudunun yanlarına iner ve buradan tüylü kuyruğun ucuna kadar uzanırlar. Yüzde, alından burun ortasına kadar inen bir tek çizgi vardır. Bununla beraber beyazlık miktarı hayvanına göre değişir. Bazı kokarcalar hemen tamamiyle siyahtırlar. Kokarcanın bir sürü alttürü de vardır. Kokarcalar bazen ihtiyatsız davrandıklarından, her yıl kapanla epey bir miktarı yakalanır. Postları, kürk piyasasında revaçtadır ve çoğu zaman «Alaska samuru» veya «siyah sansar» gibi daha sevimli isimlerle satışa çıkarılır

Ayrıca Bknz : Kokarca Resimleri


spit imagephp?sessionc73a70ab652149d4d22b81ffbdddb7fcda793fc144f3ddb05db42384852f9b095cbc05e50e71eb79b1cc63d85b607e21258f007e700cb3659014bf

Son düzenleyen asla_asla_deme; 28 Nisan 2010 18:35

Benzer Konular

25 Haziran 2020 / HayLaZ61 Genel Galeri
6 Mart 2015 / Misafir Soru-Cevap
26 Mayıs 2015 / Misafir X-Sözlük
8 Haziran 2012 / buz perisi X-Sözlük
26 Mayıs 2015 / _Yağmur_ Edebiyat ww