Tapu ve Köy Yasası’nda değişiklik öngören yasa ile, tüzel kişiliğe sahip yabancı şirketlere de taşınmaz mal edilme hakkı tanındı. Yasanın çıkmasıyla birlikte açıklanan yabancıların Türkiye’den aldığı taşınmazların alanı 273 milyon metrekareyi aştı.
Sonra madenler talan edildi
Hazİran 2004’de geçen bir yasayla, Doğu Anadolu bölgesi büyüklüğünde bir alanın maden arama ve işletme ruhsatı yabancıların eline geçti. Rio-Tinto isimli ABD-İngiliz sermayeli uluslararası şirket Türkiye’de 1.4 milyar hektarlık alanda ruhsat sahibi oldu.
Petrol Yasası ile peşkeş sürdü
Türkİye’nin Irak’ta yaşanan olaylarla meşgul olduğu günlerde sessiz sedasız TBMM’den geçirilen Türk Petrol Yasası ile de milli menfaatler ve ülke yararını gözetme ilkesi terk edilip uluslararası şirketlere sayısız imtiyaz ve avantajlar sağlandı.
Ülke yararları yabancı şirketlere terk ediliyor
Türkiye’nin Irak’ta yaşanan olaylarla meşgul olduğu günlerde sessiz sedasız TBMM’den geçirilen Türk Petrol Yasası’na tepkiler gelmeye devam ediyor
“Yeni yasanın adı Türk, kendisi yabancı” diyen Petrol- İş Genel Başkanı Öztaşkın, hükümeti stratejik öneme sahip petrol konusunda yeniden düşünmeye davet etti
Türkiye Petrol Kimya Lastik İşçileri Sendikası (Petrol-İş) Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, “petrol sektörünün stratejik öneme sahip olduğunu ve bu konuda verilecek kararların iyi düşünülmesi gerektiğini” söyledi. Petrol-İş Adana Şubesinin 11. Olağan Genel Kurulu’nda, arama ve üretim faaliyetlerini içeren Türk Petrol Kanunu Tasarısının, 17 Ocak 2007 tarihinde TBMM Genel Kurulunda görüşülerek kabul edildiğini hatırlatan Öztaşkın, “TBMM’de yapılan değişiklikle, adı Türk Petrol Kanunu olarak değiştirilen bu yasanın, ne yazık ki sadece adı Türk, kendisi yabancı” görüşünü dile getirdi.
Kanunla TPAO’nun gözden çıkarıldığını belirten Öztaşkın, şöyle konuştu: “Zaten son derece liberal olan 6326 Sayılı Yasada yapılan değişikliklerle, sektörde tek kamu kuruluşumuz olan TPAO’nun etkinliği ortadan kaldırılıyor. Petrol kaynaklarımız yabancı petrol şirketlerinin kar ve zarar zarar hesaplarına terk ediliyor. 6326 Sayılı Yasanın temel kriteri olan (talebin milli menfaatlere uygun olması) ölçütü, yasadan çıkarılmıştır. Yani ülke yararını gözetme terk edilerek, uluslararası şirketlere sayısız imtiyaz ve avantajlar sağlanmıştır.”
Tarih tanımayacaklar
Yeni yasa ile arama ruhsatlarından hektar başına alınan “devlet hakkı” gelirinin tamamen kaldırıldığını ve gelir kaybına yol açıldığını belirten Öztaşkın, sadece bakan müsadesiyle arama yapılacak yerlerde bile izinsiz çalışma yapılabileceğini ifade etti. “Sınırlara 5 kilometre mesafede, tarihi, dini yer veya tesise, şehir veya kasaba belediye imar yasası dahilinde petrol faaliyeti Bakan müsaadesi olmadan yapılamaz” hükmünün yeni yasadan çıkartıldığını belirten Öztaşkın, “Kanunla yabancı şirketler artık ne bakan tanıyacak ne de tarih” dedi.
Çok zengin rezervler var
Türkiye’de yıllık 2.5 milyon ton ham petrol çıktığını vurgulayan Öztaşkın, öz kaynakların ise yeterince araştırılmadığını kaydetti. Türkiye’de yaklaşık 40 milyon ton rezerv bulunduğunun tahmin edildiğini belirten Öztaşkın, “Türkiye’de sanıldığının aksine daha çok rezerv var, ancak sadece 3’te 1’i arandı. Son olarak Karadeniz’de yapılan araştırmalarda zengin hidro karbon rezervi tespit edildi, ayrıca 5 tanede doğal gaz kuyusu açıldı” dedi. Türkiye’nin yıllık ham petrol ithalatına 11 milyar dolar aktardığına dikkat çeken Öztaşkın, yerli üretimin teşviki ile bu paranın milli ekonomiye kazandırılabileceğ ini bildirdi. Öztaşkın; Bakü-Tiflis-Ceyhan gibi projelerle Türkiye’nin adeta bir enerji köprüsü haline geldiğinin ileri sürüldüğünü belirti.
Herşeyimizi yağmaladılar
AKP’nin 4 yıllık iktidarında, yabancılara toprak satışları tehlikeli boyutlara ulaştı. Maden arama konusunda da büyük imtiyazlar kapan yabancılar, banka ve özelleştirilen kurumları ise bir bir ellerine geçirdiler. İşte peşkeşin korkunç fotoğrafı:
AKP Hükümeti döneminde çıkarılan, Tapu ve Köy Yasası’nda değişiklik öngören Yasa ile, tüzel kişiliğe sahip yabancı şirketlere de taşınmaz mal edinme hakkı tanındı. Yabancı gerçek kişilerin miras yoluyla taşınmaz mal edinmesinde mütekabiliyet (karşılıklılık) koşulu kaldırıldı. Köy Yasası’nın 87’nci maddesi kaldırılarak yabancıların köylerde arazi almalarının yolu açıldı. Sınırlı ayni hakların tesis edilmesinde de mütekabiliyet koşulu kaldırıldı. Yasanın çıkmasıyla birlikte açıklanan rakamlara göre yabancıların Türkiye’den aldığı taşınmazların alanı 273 milyon metrekareyi aştı. Ancak Türkiye’de bütün toprakların kadastroya alınmadığını belirten bazı uzmanlar ise bu konuda daha korkunç rakamlar öne sürüyor. Tapu ve Kadastro eski Genel Müdür Yardımcısı Orhan Özkaya bu rakamın 300 milyon metrekareyi aştığını ifade ederek “Yabancıların elde ettigi taşınmazların sayısı 100 bini geçti. Hükümetin İspanya, Norveç Modelleri devreye girince binlerce konut daha yabancılar tarafından satın alınacak. Bu modelle, 5444 sayılı Yasa’da bulunan,yabancı lara yapılacak mülk satışları il yüz ölçümünün %05’ini geçemez koşulu da hükümsüz kalacaktır” diye konuştu.
Rakamlar ürkütücü
TMMOB Konya Şube Başkanı Prof. Dr. Ferruh Yıldız’ın verdiği rakamlar ise daha ürkütücü. Yabancılara arazi satışında resmi makamların verdiği rakamların hiçbir zaman gerçekleri yansıtmadığını belirten Yıldız, şunları kaydetti: “ Ülkemizde kadastro görmeyen yerlerde zilyetçiliğin devri yoluyla, yani muhtarlıkların yaptığı toprak satışı yöntemiyle yabancılara devirler söz konusudur. Bu satışlar da dikkate alındığında bugüne kadar ülkemizde yabancılara satışı yapılan arazi, bina ve dairelerin toplam alanı 1 milyon 814 bin 834 dönümdür”
Özak peşkeşi savundu
Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Nafiz Özak, Tapu ve Kadastro 16. Bölge Müdürlüğünün açılışında, yabancılara arsa satışı konusunda hükümetin çok eleştirildiğini, arsa satışının normal olduğunu, ilk arsa satışının da Atatürk zamanında yapıldığını savundu. Bakan Özak, şunları söyledi: “Hükümetimiz yabancılara arsa satışı konusunda çok eleştirildi. Ancak yabancılara arsa satmak çok normal. Mesela bazıları ’Yüzüklerimizi, bileziklerimizi satarız yine de arsa satmayız.’Bakını z ilk arsa satışı Atatürk zamanında başladı ve istisnasız her hükümet zamanında da devam etti. Yalnız İsmet İnönü hükümetleri döneminde 24 bin dönüm arsa satıldı yabancılara. Tayyip Bey zamanında ise satılan arsa 13 bin dönümdür.”
Madenler elden gitti
Türkiye Jeoloji Mühendisleri Odası yetkilileri, 5 Haziran 2004’te TBMM’den geçirilen bir yasayla, yabancı şirketlerin, Doğu Anadolu bölgesine denk gelecek kadar alanın maden arama ve işletme ruhsatını eline geçirdiğini açıkladı. Yabancıların altın çıkarmak için Karadeniz’e akın ettiğini açıklayan uzmanlar, Türkiye’de ortaklıkları da bulunan Rio-Tinto isimli ABD - İngiliz sermayeli uluslararası şirketin 1.4 milyar hektarlık alanda ruhsata sahip olduğunu belirttiler. Araştırmacı yazar Mustafa Çınkı ise, Türkiye’nin maden işletmesi konusunda Afrika’dan daha kötü durumda olduğunu dile getirerek “Türkiye’nin tüm maden sahalarının ruhsatını yaptığım bir hesaba göre 1.3 milyar dolara satın alabilirsiniz. Maden sahalarının yabancılara açılmasının toprak satışlarından hiçbir farkı bulunmamakta. Çünkü adamlar hem yerin altını hem de üstünü elde etmiş oluyorlar” dedi.
Bankacılık sektörüne hakim oldular
Bankacılık sektöründe de hakimiyet yabancıların eline geçti. Özelleştirilmesi planlanan kamu bankalarına, başta büyük Yunan bankaları olmak üzere hep yabancılar talip oldu. Bankacılık sektöründeki yabancı sermayenin payı, Eylül 2006 sonu bilanço verilerine göre İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’ndaki paylar hariç yüzde 26,16 oldu. Önümüzdeki dönemde, Oyakbank ve Halk Bankası’nın tamamının yabancı yatırımcılar tarafından alınması durumunda ise sektördeki yabancı payı 35,86’yı bulacak. Sektördeki toplam 460 milyar YTL tutarında aktifin yaklaşık 120 milyar YTL’lik kısmı yabancı yatırımcıların kontrolünde bulunuyor. Yabancı sermayenin kontrolündeki aktifler içinde en yüksek rakam 23,7 milyar YTL ve yüzde 5,15 pay ile Garanti Bankası’nda bulunuyor. Finansbank’ta 16,8 milyar YTL, Yapı Kredi’de 13,9 milyar YTL olarak belirlendi. Halkbank satılırsa... Bu arada Eylül sonu değerleri esas alınarak, Halk Bankası’nda yapılacak özelleştirmeyi yabancı bir yatırımcının kazanması durumunda, sektördeki aktiflerin yüzde 7,35’ini kontrol edebilecek. Satışı gündemde olan Oyakbank’ın tamamının da yabancılarca alınacağı varsayılırsa, buradan yabancı payına yüzde 2,35 daha geçecek.
Telsim ve Telekom gitti, TEKEL sırada
Yine AKP Hükümeti döneminde birçok kamu kuruluşu da “Babalar gibi satarım” sloganıyla özelleştirildi. Tüpraş, Seka, Petkim, Erdemir, Tekel (İçki bölümü) gibi gibi kurumlar yerli firmalar tarafından satın alınırken stratejik öneme sahip haberleşme sektörü yabancılara emanet edildi. Türk Telekom hisselerinin yüzde 55’i Lübnan asıllı Oger Telecoms’a satıldı. TMSF’nin el koyduğu Uzan grubunun Telsim’i ise, adı Yunanistan’da telekulak skandalına karışan “Vodafone” satıldı. Özelleştirilmesi planlanan TEKEL’in sigara bölümü, THY, boğaz köprüleri ve limanlar gibi bir çok kuruluş da yabancılar tarafından mercek altına alınmış durumda.