Arama

Sıtma

Güncelleme: 4 Ağustos 2018 Gösterim: 19.296 Cevap: 9
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
14 Eylül 2006       Mesaj #1
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Sıtma

Sponsorlu Bağlantılar
Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, doktor uyarısı ya da uzman önerisi değildir.

Sıtmayı ilk kez Hipokrat, milattan önce 5. yüzyılda tanımlamıştır. Hastalık, geçmiş yüzyıllarda ve bu yüzyılın ilk yarısında dünyada yaygın olarak görülmüş ve tarih boyunca Mezopotamya, Eti, Grek gibi çeşitli uygarlıkların yok olmasına neden olmuştur. 1940'lı yıllardan sonra sıtmaya gereken önemin verilmesi ve vektör mücadelesinde DDT'nin kullanılmaya başlanılması ile olgu sayılarında büyük düşüşler gözlenmiştir. Bu durum 1970'li yılların ortalarına dek sürmüştür. Ancak daha sonra vektörlerin kullanılan ilaçlara karşı direnç geliştirmesi ve özellikle Afrika’daki sürveyans çalışmalarına önem verilmesi
sonucunda gerçek olguların belirlenmesi ile birlikte olgu sayıları artmıştır.

Türkiye'de sıtma olgularının mevsimsel özelliği, subtropikal bölgede yer alması ve sivrisineğin aktivitesine bağlı olarak Mart ayında artmaya başlamakta, Temmuz-Eylül aylarında en yüksek düzeylerine ulaşmakta ve Ekim ayından sonra düşmektedir.
Sıtma olgularının yaş gruplarına göre dağılımı yıllara göre bir değişiklik göstermemektedir. Olguların büyük bir kısmı 15 yaş üstü gruptadır. 0 yaş grubunda yıllara göre olgu sayısında bir yükselme söz konusudur. Bu yükselme özellikle GAP Bölgesi’nde yer alan Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Batman ve Siirt illerinden kaynaklanmaktadır.
Türkiye'de saptanan olgular P. vivax etkenine bağlı olarak gelişen olgulardır. 1993-1998 yılları arasında dış kaynaklı olmak üzere 85 P. falciparum, dört P. malaria ve bir P. ovale olgusu saptanmıştır. Bu olguların büyük bir bölümünü Afrika ve Uzakdoğu ülkelerinden gelen kişiler oluşturmaktadır.

Ülkemizde sıtma olgularının çoğunluğu yerli ya da emporte olgu olarak sınıflandırılmaktadır. Olgu sınıflandırılması yıllara göre ele alındığında yerli olgu oranı artmaktadır. 1980'li yıllarda yerli olgular toplam olguların %60'ını, emporte olgular %27'sini oluştururken, 1998 yılında yerli olgular %83, emporte olgular %17 olarak saptanmıştır. Bunun nedeni, son yıllarda GAP'ın devreye girmesi ile 1980'li yıllarda Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden Çukurova-Amik Ovası Bölgesi’ne tarım alanında çalışmak için göçer işçilerin bu bölgeye daha az gelmeleridir.
Sıtma, geçmişte olduğu gibi 21. yüzyılda da en önemli sağlık sorunlarından biri olacaktır. Bunun nedenleri:
1. Dünyada sıtmanın endemik olduğu bölgeler, nüfus artış hızının en hızlı olduğu bölgelerdir. Dolayısı ile yakın gelecekte sıtma riski altında yaşayan nüfus 3 milyarı aşacaktır.
2. Sıtmanın endemik olduğu bölgeler, nüfus hareketlerinin yoğunlaştığı bölgelerdir. Bunun sonucu olarak parazitin ve vektörün bölgeler arasında yayılması artmış ve önümüzdeki yıllarda da artması beklenmektedir.
3. Bir yandan nüfus hareketleri diğer yandan kır ve kentin fizik olarak birleşmesi sonucunda, hem sıtma hem de sivrisinek kentleşmektedir. Bu da her ikisinin de kontrolünün zorlaşması, onun da ötesinde olanaksız hale gelmesi demektir.
4. Sıtmanın endemik olduğu bölgelerde, hızla sulu tarıma geçilmektedir. Bununla birlikte, yapay jit alanları artmakta ve bu bölgelerde sivrisinek yoğunluğu da artmaktadır.
5. Dünyada hızlı bir iklim değişikliği yaşanmakta ve sıtmanın görülme riski yüksek bölgeleri genişlemektedir.
6. İnsektisitlere karşı direnç gelişmekte, sivrisinek kontrol çalışmalarını zorlaşmaktadır.
7. Sıtma ilaçlarına karşı direnç gelişmesiyle parazit kontrolü çalışmaları güçleşmektedir.

Bu özelliklerin pek çoğu diğer ülkelere göre Türkiye'de daha ağır yaşanmaktadır. Türkiye'nin diğer ülkelere göre tek avantajı yerli olguların antimalaryal ilaçlara karşı direnç geliştirmemiş olmasıdır. Sıtma Türkiye için bugün olduğu gibi önümüzdeki yıllarda da önemini sürdürecektir. Gelecek için planlamaların özenle hazırlanıp uygulaması gerekmektedir.
Türkiye'de sıtma ile mücadelede başarılı olunabilmesi için;
* Politik kararlılığın olması,
* Sıtma için ayrılan bütçenin artırılması,
* Sağlık çalışanlarının ve halkın konuya duyarlılığının artırılması,
* Birinci basamak sağlık kuruluşları ile sıtma birimlerinin entegrasyonunun sağlanması,
* Gerekli personel ve malzemenin sağlanması gerekmektedir.

Son düzenleyen Daisy-BT; 11 Ekim 2009 11:54
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
14 Eylül 2006       Mesaj #2
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
SITMA (MALARYA)
Sıtma halen dünyanın 1 numaralı infeksiyon hastalığıdır ve tropik ve subtropik bölgelere seyahatte mutlaka gözönünde bulundurulmalıdır. Sıtmanın yaygın olduğu bölgelerdeki havaalanlarından transit geçiş dahi risk taşımaktadır.
Sponsorlu Bağlantılar
Sıtma anofel cinsi sivrisineklerin dişisinin ısırmasıyla bulaşır. Dünyanın bir çok yöresinde yaygın olarak bulunur. Sivrisinekler dışında nadiren infekte şırıngalarla, kan transfüzyonu ile veya gebelik esnasında anneden bebeğe bulaşır.
Sıtmaya yol açan Plasmodium parazitinin 4 türü vardır. Bunlardan falciparum cinsi düzgün ve hızlı tedavi edilmezse ölüme yol açabilir.
Hastalık ateş ve nezleye benzer şikayetlerle başlar. En erken parazit alındıktan 7 gün sonra semptomlar başlayabileceği gibi, aylar sonra daha geç dönemde de hastalık belirtileri ortaya çıkabilir. Sıtmanın bazı türleri yıllar sonra tedaviye rağmen tekrarlayabilir. Bu nedenlerle ve bazı sıtma türlerinin tedavide kullanılan ilaçlara dirençli olması nedeniyle sıtmadan korunma esasdır.
Sıtmadan korunmak için öncelikle sivrisineklerden korunmak gerekmektedir. Ancak sivrisineklerden korunma önlemleri % 100 garantili olmadığından Chloroquine, Mefloquine, Doxycycline ve Proguanyl gibi ilaçlarla koruyucu tedavi risk bölgelerine seyahat edecek kişilere önerilir. Özellikle falciparum tipi sıtma dünyanın birçok bölgesinde Chloroquine'e dirençlidir. Bu nedenle gidilecek bölgeye göre alternatif ilaçlar kullanılması gerekli olmaktadır. Seyahat sağlığı merkezindeki hekimleriniz sizi riskli bölgeler, yaşınız, cinsiniz, özel durumunuz (gebelik vs.), varsa başka hastalık ve kullandığınız ilaçlar açısından değerlendirecek ve sizin için en uygun korunma yöntemini önerecektir.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Eylül 2006       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sıtma Nedir?
Sıtma parazitlerin neden olduğu tropikal ve subtropikal birçok bölgede görülen yaygın ve yaşamı tehdit eden bir hastalıktır. Her yıl birçok uluslararası yolcu, hastalığın görüldüğü ülkeleri ziyaret ederken sıtmaya yakalanmakta ve 10 000'in üzerinde ziyaretçi ise eve döndükten sonra hasta olmaktadır. Bir yolcuda sıtmanın yaygın olduğu bir bölgeden ayrıldıktan iki üç ay sonra görülen ateş, acil bir tıbbi durumdur ve derhal araştırılmalıdır.

Nedeni Nedir?
İnsan sıtmasına, tek hücreli Plazmodyum parazitinin dört farklı türü yol açmaktadır: Plasmodium falciparum, P.vivax, P. ovale ve P. malariae.

Nasıl Bulaşır?
Sıtma parazitleri; Anofel sineklerinin çeşitli türleri ile bulaşmaktadır. Bu sinekler daha çok güneşin batışından doğuşuna kadar olan zaman diliminde ısırırlar.

Hastalığın Seyri nasıldır?
Sıtma; kuluçkada kalması 7 veya daha fazla gün süren akut ateşli bir hastalıktır. Bu yüzden, muhtemel bir sinek ısırığını izleyen ilk bir hafta içindeki bir ateşli hastalık sıtma değildir

Hastalığın Belirtileri Nelerdir?
Ateş, titreme, terleme ve baş ağrısı ve ileri dönemlerde sarılık, kan pıhtılaşma bozuklukları, şok, böbrek ve karaciğer yetmezlikleri gelişebilir. Merkezi sinir sistemi bozuklukları ve koma görülür. tropikal bölgeden yakınlarda dönmüş kişinin iki veya üç günde titreme nöbetleri, ateş,ve terlemenin birinin görülmesi, sıtmanın en iyi belirtisidir.
Sıtmaya ilk maruz kalma olasılığının yedinci günü ve son maruz kalma olasılığından iki ay sonrası (nadiren daha geç) arasındaki zaman diliminde ortaya çıkan ve açıklanamayan ateş durumlarında ilk olarak falciparum sıtması olasılığı düşünülmeli ve bu zaman aralığında ateşi çıkan bir kişi en kısa zamanda teşhis ve etkili bir tedavi için bir sağlık kurumuna başvurmalıdır.

Erken tanı ve uygun tedavi hayat kurtarabilir. Falciparum sıtması, eğer tedavi 24 saatten fazla gecikirse ölüme yol açabilir. Sıtma parazitleri için bir kan örneği incelenmelidir. Eğer ilk kan örneğinde parazit saptanmadıysa ve semptomlar hala devam ediyorsa, bir dizi kan örneği alınmalı ve 6-12 saat aralıklarıyla incelenmelidir.


Hamile kadınlar ve küçük çocuklar; ağır ve komplike falciparum sıtmasına karşı daha da hassastırlar. Hamile kadınlarda sıtma görülmesi; anne ölümü, düşük, ölü doğum ve yenidoğan ölümü riskini arttırmaktadır.
Diğer Plazmodyum türlerinin yol açtığı sıtma formları daha hafif ve nadiren yaşam tehdit edicidir. (Ülkemizde Mayıs ve Ekim ayları arasında sadece Çukurova- Amikova ovalarında P. Vivax kaynaklı sıtma riski vardır.)

Birçok ülkede sıtma durumu daha da kötüye gitmektedir. Falciparum sıtmasının önlenmesi ve tedavisi daha zor hale gelmektedir çünkü P. falciparum çeşitli sıtma önleyici ilaçlara karşı giderek direnç kazanmaktadır.


Sıtma Nerelerde Görülebilir?
Amerika'nın ortası ve güneyi, Asya ve Akdeniz bölgesindeki vakaların yaygın olduğu ülkelerdeki ana kentsel bölgelerde (varoşlar dahil değildir) sıtma bulaşması görülmez. Ancak, Afrika ve Hindistan'da başlıca kentsel bölgelerde de sıtma görülebilir. 1500 metrenin üzerinde hastalık riski genellikle daha düşüktür ancak uygun iklim koşullarında 3000 metreye kadar sıtma vakaları rastlanılabilir. Enfeksiyon riski mevsime bağlı olarak da değişebilir, en yüksek risk yağmurlu mevsimlerde bulunmaktadır.
Güneydoğu Asya ve Latin Amerika'daki birçok turistik yerlerde hiçbir sıtma riski bulunmayabilir.
Yolcular için riski Sıtmanın yaygın olduğu bölgelerdeki bulaşma mevsimi boyunca, özellikle de geceleri sinek ısırmalarına maruz kalan ve bağışıklık kazanmamış tüm yolcular, klinik sıtma riski altındadır. Yolcularda meydana gelen sıtma vakalarının çoğu; koruyucu ilaç rejimlerine uymamak veya uygun olmayan koruyucu ilaç kullanmaktan dolayı gerçekleşmektedir. Falciparum sıtması ölümcül olabilmektedir ve P. falciparum enfeksiyonuna yakalanan hastaların yaklaşık % 1'inin bu hastalıktan öldüğü tahmin edilmektedir. Küçük çocuklar, hamile kadınlar ve yaşlı yolcular daha fazla risk altındadırlar. P. falciparum enfeksiyonu geçiren bir hastanın kurtulmasında etkili olan en önemli faktörler erken tanı ve uygun tedavidir.
Sıtmanın yaygılık derecesinin ülkenin farklı yerlerinde çeşitlilik gösterdiği yerlere giden yolcular, gidecekleri yerlere özgü fazla sıtma riskleri bulunup bulunmadığı konusunda bir seyahat sağlığı merkezinden bilgi almalıdırlar. O yere seyahat etmeden önce spesifik bilgi toplamak olanaksızsa, ülkenin her yerinde yüksek sıtma riski varmış gibi hareket edilmesi tavsiye edilir. Bu durum, özellikle de sırtında tek bir çantayla uzak yerlere giden ve tanısal imkanların olmadığı ve sağlık hizmetlerinin verilmediği bölgeleri ziyaret eden kişiler için geçerlidir. Kırsal alanlarda geceleri dışarıda uyuyan yolcular en fazla riske sahiptirler.
Son düzenleyen Pasakli_Prenses; 25 Aralık 2008 19:51
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
20 Eylül 2006       Mesaj #4
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Önlemler:
Yolcular ve danışmanları sıtmayı önlemenin dört prensibine dikkat etmelidirler.
Risk, kuluçka süresi ve başlıca semptomların farkında olunuz.
Sinekler tarafından, özellikle de geceleri ısırılmaktan kaçınınız.
Gerektiği yerlerde, enfeksiyonu baskılamak için sıtma önleyici ilaçlar alınız. (kemoprofilaksi).
Sıtma riskinin bulunduğu bir bölgeye gittikten bir hafta veya daha sonra ateş görülürse, teşhis ve tedavi için acilen bir sağlık kurumuna başvurunuz.

Çocuklar için dozaj çizelgesi vücut ağırlığına dayanılarak oluşturulmalıdır.
Günlük olarak alınması gereken sıtma önleyici ilaçların, riskli bölgeye varmadan bir gün önce alınmaya başlanması gerekmektedir.
Varıştan bir hafta önce haftalık klorokin tedavisine başlanmalıdır.
Optimal koruyucu kan düzeylerine ulaşmak ve yan etki meydana gelmesi durumunda gitmeden önce olası alternatifleri göz önünde bulundurmak amacıyla, haftalık meflokin tedavisine varıştan en az bir hafta, tercihen iki-üç hafta önce başlanmalıdır.
Sıtma önleyici ilaçların yemekle birlikte alınması ve bol suyla birlikte yutulması gerekmektedir.Sıtma riskinin bulunduğu yerlerde kalınan süre içerisinde kullanılan tüm profilaktik ilaçların içilmesinin değişmez bir düzenlilikte devam etmesi ve enfeksiyon riskini yaratan son sinek ısırması olayından sonraki 4 haftaya kadar sürmesi gerekmektedir, çünkü parazitler bu zaman dilimi içerisinde hala karaciğerden çıkabilmektedirler. Tek istisnai durum atovakon/proguanil'dir, bu ilaçların kullanılması dönüşten bir hafta sonra
durdurulabilir.
Hiçbir sıtma önleyici profilaktik rejim tamamen koruma sağlayamaz.
Sıtma önleyici ilaçlar alınıyor olsa bile sinek ısırmalarından uzak durunuz
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
3 Ocak 2008       Mesaj #5
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Yazar Mustafa Efe Sıtma, gerekli ilaçlar alındığı ve aşılar yapıldığı takdirde önlenebilecek bir hastalık. Fakat Afrikalı bir çocuk için bu o kadar uzak bir şey ki.
Afrika kıtası iklim şartlarından, maddi yetersizlikten, iç savaşlardan, göçlerden ve çeşitli hastalıklardan dolayı her yıl birçok insanını kaybediyor. Sıtma da AIDS gibi Afrika kıtasını kasıp kavuran bu hastalıklardan biri. Sıtma dişi Anapholes sivrisineklerinin ısırmasıyla insana geçen ciddi ve ölümcül bir hastalık. Sıtma virüsü altı günde 40 bin kan hücresini etkiler. Sıtma virüsü taşıyan sivrisinekler akşamdan sabaha kadar yaygın bir şekilde dolaşırlar. Sıtmadan etkilenenlerde ateş, başağrısı, kas ağrıları ve yorgunluk görülür.
Afrika kıtasında sıcaklığın 1950’lerden özellikle de 70’lerden sonra 0,5 derece yükselmesinden dolayı sıtma virüsü taşıyan sivrisineklerin mevcudu ikiye katlandı. Sıcakların daha düşük olduğu Doğu Afrika’nın dağlık bölgelerinde de son yıllarda sıtma görülmeye başlandı. Bunda insan hareketlerinin, iç savaşların ve hastalıkla mücadele için yeterli bütçe ayrılmamasının etkisi var.
Burundi, Komor Adaları, Cibuti, Madagaskar, Malavi, Maritus, Mayotte, Mozambik, Ruanda, Somali ve Uganda geneli; Eritre’de 2200, Etiyopya’da 2000, Kenya’da 2500, Tanzanya’da 1800 metreden aşağı bölgelerin tamamı sıtmanın etkisi altında.
Her yıl sıtmadan kaynaklanan 300 milyon klinik vaka meydana gelmektedir. Yılda 1,5 ile 2,7 milyon arası ölüm meydana geliyor. Bunların da %90’ını beş yaşın altındaki çocuklar oluşturuyor. Dünyadaki sıtma vakalarının %90’ı Afrika’da görülmektedir. 1994–1996 arası Sahraaltı Afrika’daki ülkelerde hem de daha önce hiç sıtma görülmemiş bölgelerde beklenmedik bir şekilde ciddi sıtma vakaları görülmeye başlandı.
Sıtma hastalığı Afrika kıtasının ekonomik gelişimini de olumsuz etkiliyor. İş gücünün yok olmasına, nüfusun gittikçe düşmesine ve ciddi miktarda kaynağın bu hastalıkla mücadele için ayrılmasına sebep oluyor. Nisan ayının 25’i Afrika Sıtma Günü ilan edildi. Sıtmaya dikkat çekmek için Sıtma Kupası düzenleniyor. Bireysel girişimler ve sınırlı sayıda gerçekleştirilen organizasyonlarla bir şeyler yapılabilir, fakat daha ciddi çalışmalar için bütün ülkelerin işbirliği yapması gerekiyor. Sıtma, gerekli ilaçlar alındığı ve aşılar yapıldığı takdirde önlenebilecek bir hastalık. Fakat Afrikalı bir çocuk için bu o kadar uzak bir şey ki.
Son düzenleyen Pasakli_Prenses; 25 Aralık 2008 19:51
pesimist - avatarı
pesimist
Ziyaretçi
16 Mayıs 2011       Mesaj #6
pesimist - avatarı
Ziyaretçi
Sıtma Hastalığı

Sıtma tropikal kuşakta yaygın olan bir hastalıktır, buna neden olansa kandaki alyuvar hücrelerine ve karaciğere yerleşen bir grup parazittir. Bu
parazitler (protozoa) plasmodium grubuna dahildir ve insanlara etki eden dört alt türü bulunur: P. falciparum, p. malariae, p. ovale ve p. vivax. Bu parazitlerin her biri, diğerlerinden biraz daha farklı olan çeşitli hastalıklara yol açar ve bu hastalıkların tedavileri de birbirinden farklılık gösterir. Hastalığın en tehlikeli türü falciparum simasıdır. Bu parazitler, sivrisinekler tarafından taşınır ve kanlarını emmek üzere ısırdıkları insanlara bulaşırlar.

İŞARET VE BELİRTİLERİ
Belirtilerin nedeni alyuvar hücrelerinde çoğalan ve onların yok olmalarına neden olan parazittir. Isırıldıktan ve bulaşma gerçekleştikten sonra, genellikle on gün ile altı hafta içinde başlayan belirtiler şunlardır:
Aralıklı yüksek ateş.
Anemi (yorgunluk, deride solgunluk ve baş ağrısıyla birlikte).
Karın ağrısıyla beraber karaciğer ya da dalak büyümesi.

Sıtma, tropikal ülkelerde yaygındır ve daha çok turistlerde görülür. Bugün 250 milyon kişiyi etkilemektedir ve vakaların neredeyse yüzde l’i ölümcüldür. Hindistan’da, Afrika ve Orta ve Güney Amerika’nın bazı bölümlerinde salgındır.
Büyütülen bu görüntüde sıtma parazitinden etkilenen bir kırmızı kan hücresi görülüyor. Parazit sonunda hücreyi yok edecektir.

SITMA ATEŞİ
Bu tür ateş, karakteristik olarak üç aşamada seyreder:
1 Soğuk dönem: Hasta yüksek ateşe rağmen üşür ve titrer.

2 Sıcak dönem: Hastaya sıcak basar ve sayıklamalar olabilir.

3 Terleme dönemi: Hastanın kıyafetleri sırılsıklam olabilir, çok yorgun hissetmesine ve günün büyük bölümünü uykuda geçirmesine rağmen hasta kendini daha iyi hisseder.

Ateş, çoğu sıtma türünde gün aşırı oluşur, birkaç hafta devam eder ve tekrarlama eğilimindedir.
En tehlikeli türünde -falciparum- sıtma ateşi daha ağırdır ve genellikle süreklidir. Bu dönemde parazit çok sayıda alyuvar hücresi öldürür. Hastalığın bu türü 48 saat içinde ölümcül olabilir. Ayrıca böbreklere, karaciğere, beyne ve bağırsaklara zarar verebilir. Bunlara ek olarak, iki ender komplikasyon görülür:
• Beyin sıtması: Felç, koma ve ölüme yol açar.
• Karasu humması: Çok sayıda kırmızı kan hücresinin ölümüyle idrar koyu kahverengi-siyah bir renk alır. Böbrek yetmezliğine neden olabilir.

DOKTORA NE ZAMAN GİTMELİ ?
Sıtma kuşağı ülkelerinden birine gittiyseniz ve eve döndükten kısa bir süre sonra ateş başlarsa derhal doktora gidin.
Yakın zamanda tropikal bir ülkeden dönmeniz ve ateşinizin olması yüzünden doktor sıtmadan şüphelenebilir. Teşhis kan örneğinin tahlil edilmesiyle doğrulanabilir. Kan örneğiyle sıtma parazitinin varlığı tanımlanacaktır.
Çok ciddi olan bu hastalığın tedavisinin dayanak noktası sıtma önleyici ilaçlarıdır. Ağrı kesiciler ve ateş düşürücü ilaçlar da faydalıdır. Ağır vakalarda tedavinin verimli bir biçimde yürütülebilmesi için hastanede yatmak gerekli olabilir.

SITMADAN KORUNMA
Sıtmayı engellemenin en etkili yolların biri sıtma önleyici ilaçlardır. Ziyaret etmeye niyetlendiğiniz ülkeyle ilgili en güncel tıbbi önerileri araştırın. Ayrıca ısırılmamak için önlem almaya gayret edin (sivrisineklerin geceleri daha aktif olduğunu unutmayın :

Akşam karanlığında böcek kovucu ilaçlar kullanın.

Cibinlik altında uyuyun.

Akşamları uzun kollu ve açık renkli gömlek ve pantolon giyin.
Sıtmanın salgın olduğu ülkelerde sivrisinek ısırığından kaçınmak için koruyucu bir cibinliğin altında uyumanız önerilir.
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
29 Kasım 2012       Mesaj #7
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Sıtma
MsXLabs.Org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi

Kandaki alyuvarlarda çeşitli sıtma etmenleri bulunmasından ileri gelen, insan ve hayvanda rastlanabilen bir hastalık; malarya.

Bataklık bölgelerde sık ortaya çıkabilen bu hastalık, kendini ateş nöbetleriyle belli eder. 1881 yılında, Haveran tarafından hastalığı yapan asalak, yani plasmodium bulundu. Daha sonra, Ross bunun anofellerce taşındığını kanıtladı. Sıtmanın coğrafî dağılımı, anofellerin ve bazı sivrisinek ırklarının bol olduğu bölgelerde kendilerine uygun şartlarda üreyebilen plasmodiumların varlığına bağlıdır. Sıtma nöbetleri belli bir aşamayla ortaya çıkar. Önce titreme nöbetleri başlar, ateş yükselir, daha sonra terleme başgösterir. 1820 yılında Pelletier ve Caventou tarafından kininin, 20. yüzyılın başlarında da bazı sentetik ilâçların bulunmasıyla sıtmaya karşı etkin bir savaş başlatılmıştır. Hastalığa yakalanmış insanların bakımının yanı sıra, çevredeki diğer canlılara da önleyici olarak kinin verilmeli ve en önemlisi, durgun sularda oluşan sivrisinek kurtçuklarını yok etmeye çalışılmalıdır. Zamanında ve uygun tedavi yapılmadığında sıtma, hemen hemen tüm organlara zarar verebilir.
Sen sadece aynasin...
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
15 Ocak 2017       Mesaj #8
Avatarı yok
Yasaklı

Sıtmaya Karşı Üretilen Aşı Başarılı Oldu!


Zayıflatılmış bir parazit formundan üretilen sıtma aşısının, insanlar üzerinde yapılan deneylerde güvenlik açısından "kritik dönüm noktasını" geçtiği bildirildi. Yapılan çalışmada, ABD'nin Seattle kentindeki Bulaşıcı Hastalık Araştırma Merkezi'nden araştırmacılar, geliştirdikleri sıtma aşısında, insanlarda enfeksiyona yol açmayan, canlı ancak zayıflatılmış parazitler kullandı.

Sıtma parazitinin sivrisineklerde ve insan vücudunda pek çok evreden geçtiğine işaret eden araştırmacılar, 3 genini çıkardıkları parazitin karaciğer hücrelerini etkilemediğini belirtti. Çalışmada, geliştirilen aşıyla parazitin hastalığa neden olacak yaşam döngüsünü tamamlayamaması hedeflendi. On kişi üzerinde denenen aşının güvenlik açısından "kritik dönüm noktasını" geçtiğini vurgulayan araştırmacılar, katılımcılardan hiçbirinin sıtmaya yakalanmadığını, aşının yan etkilerinin görülmediğini ve iyi bir bağışıklık tepkisi geliştirdiğini ifade etti. Tropikal hastalık uzmanları aşıyı "umut verici" olarak nitelendirdi.

Kaynak: Science Translational Medicine (5 Ocak 2017)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
25 Eylül 2017       Mesaj #9
Avatarı yok
Yasaklı

Süper Sıtma için Küresel Tehdit Uyarısı!


Sivrisineklerin taşıdığı parazitlerle bulaşan sıtma hastalığının en tehlikeli aşaması olarak görülen ve Güney Doğu'da artış göstererek hızla yayılan süper sıtma için bilim adamları küresel tehdit uyarısında bulundu. Uzmanlar, geleneksel ilaçların sıtma parazitinin tehlikeli bir türü olan "süper sıtma" mikrobunu yok edemediğini ve ilgili mikrobun artemisinin tedavisine dirençli olduğunu belirtti. Kamboçya'da görülen hastalığın Tayland, Laos ve Vietnam'da da gözlendiği bildirildi.

Çocuk ölümlerine neden olan başlıca hastalıklardan biri olarak görülen sıtma hastalığının tedavisinde öncelikli olarak artemisinin ve piperaquine kokteyli kullanılıyor. Ancak artemisininin yetemediği noktada söz konusu parazitin piperaquine'e de direnç göstermeye başladığı ifade ediliyor. Uzmanlar, sıtma vakalarının tedaviye yanıt vermediğini, mikrobun ilaçlara direnç göstermesinin ise dünya genelinde sıtma vakalarının en büyük oranda görüldüğü (%92) Afrika'da felakete neden olabileceğini ve mikrobun yayılmasının küresel çapta kamu sağlığı bağlamında ciddi bir tehdit oluşturduğunu belirtti.

Kaynak: BBC Bilim / Science (24 Eylül 2017)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
4 Ağustos 2018       Mesaj #10
Avatarı yok
Yasaklı

Yeni Sıtma İlacı Onaylandı!


Sıtma tekrarını tek dozda önleyen bir ilacın, ABD Gıda ve İlaç Dairesi'nin (FDA) onayını aldığı açıklandı. Plazmodyum vivaks parazitinin neden olduğu, sıtmanın yineleyen türü için geliştirilen ve bilim adamları tarafından "olağanüstü bir başarı" olarak nitelendirilen ilacın ABD'de kullanımına izin verildi. Söz konusu ilacın, karaciğerde yıllarca uykuda kalabilen ve defalarca atak yapan plazmodyum vivaks parazitini tek dozda, dönüşü olmamak üzere saklandığı yerden söküp attığı belirtildi. Tekrarlayan sıtma için halihazırda kullanılan ilacın, çoğunlukla 14 gün boyunca alınması gerekiyor. Tedavi sürecinde birkaç gün içinde kendilerini iyi hisseden hastaların ilgili süreyi tamamlamadığını vurgulayan uzmanlar, yeni ilacın dünyanın diğer bölgelerinde de kullanılıp kullanılmayacağına dair çalışmaların sürdüğünü belirtti.

Kaynak: BBC Bilim / Science (24 Temmuz 2018)

Benzer Konular

28 Eylül 2011 / arwen Taslak Konular
1 Kasım 2015 / ilknurmurat Soru-Cevap
30 Ekim 2009 / bi quan Zooloji
9 Haziran 2009 / ThinkerBeLL Rüya Tabirleri