Arama

Elementler - Arsenik

Güncelleme: 29 Haziran 2016 Gösterim: 5.510 Cevap: 4
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
16 Haziran 2008       Mesaj #1
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Arsenik

Sponsorlu Bağlantılar
Arsenik periyodik tablodaki 33. element. Toksik ve kanserojenik olan arseniğin simgesi As'dir.

* Sembol: As
* Atom numarası: 33
* Atom ağırlığı: 74.9216 g/mol
* Oda koşullarında (25 °C 298 K): Metalik gri katı
* Metal
* Yarı iletken p-blok elementi

1250 yılında ilk kez Albertus Magnus tarafından izole edilmiştir. 1649 yılında Johann Schroeder arseniğin eldesi hakkında iki methot yayınladı.

Arsenik ve arsenik içeren mineraller ısıtıldıkları zaman süblimleşirler (katı halden sıvı hale geçmeksizin gaz hale geçmek)

Realgar (As4S4), orpigment (As2S3), arsenolit (As2O3), arsenopyrite (FeAsS) ve demirli arsenik(FeAs2) gibi minerallerinin oksijensiz ortamda ısıtılması ile saf arsenik süblimleşerek elde edilir. Arsenik buharının 100-200 ºC lik bir yüzeyde soğurulması ile siyah renkli cam gibi amorf bir halde elde edilir.

FeAsS (700 °C) → FeS + As (g) → As (k)

Sülfür bileşiklerinin ve oksitlerinin indirgenmesi ile elde edilir. Bu reaskiyon sıcakta yapıldığında arsenik süblimleşerek ayrılır.

2 As2S3 + 6 Fe → 6 FeS + As4
2 As2O3 + 3 C → 3 CO2 + As4

Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
Elçin - avatarı
Elçin
Ziyaretçi
5 Eylül 2008       Mesaj #2
Elçin - avatarı
Ziyaretçi
Arsenik azot ailesinden metalloid özellik gösteren bir elementtir. Gri ve sarı kristaller halinde iki ayrı biçimde bulunan ve bileşikleri İ.Ö. 4.y.y. dan beri bilinen arsenik, element olarak ancak 17.y.y. da tanımlanabilmiştir.Yazılı belgelere göre arseniği ilk kez serbest element halinde tanımlayan, 1649 da oksidini taş kömürü ile ısıtarak arsenik elde etmiş olan Alman Eczacı Johann Schroeder' dir. Arsenik bakır, kurşun gibi metallerin eritilmesi ile yan ürün olarak da oluşabilmektedir.
Arseniğin bazı biçimleri metale benzemekle birlikte element olarak genellikle ametaller arasında sınıflandırılır. Yumuşak ve sarı arsenikten daha kararlı olan ve doğada daha bol bulunan gri ya da metalsi arsenik kolay kırılır, havada kararır ve hızla yüksek sıcaklıklara kadar ısıtıldığında süblimleşir; başka bir deyişle erimeksizin doğrudan buhar haline geçer, buhar soğutulduğunda sıvılaşmadan yeniden kristalsi katı biçimine döner. Arseniğin sarı ve griden başka biçimlerine de rastlanmıştır.
Sponsorlu Bağlantılar
Arsenik akut toksisitesi kimyasal formuna bağlıdır. Elemental, gaz (arsin), organik ve inorganik formlarda bulunur. Gaz formu en toksik formudur. Doğada en çok bulunan formu inorganik arseniklerden arsenik trioksittir.İnsanlar günlük 300 µg alabilirler. Arsenik ppm'den ppd'ye değişen konsantrasyonlarda toprakta, suda ve canlı organizmalarda bulunur.
Arsenik çevrede çok yaygındır. Özellikle (+5) değerlikli bileşikleri toprakta diğer arsenik türlerine oranla daha fazla bulunur. Toprakta0,1-40 ppm miktarı arasında rastlamak olasıdır.Topraktaki organik maddelere bağlı olarak da bulunan arsenik, organik maddelerin okside olmasıyla suya ve oradan bitkilere geçer. Doğal su kaynakları ve denizlerde değişen oranlarda arsenik bulunmaktadır. Suyun ısısının arttığı yerlerde arsenik oranı da artmaktadır.
Bitkilerdeki arsenik oranı bitkinin bulunduğu coğrafi konum, topraktaki arsenik miktarı ve çevresel etmene bağlı olarak farklılık gösterir.Deniz bitkilerindeki arsenik konsantrasyonu daha yüksektir. Bazı yosun türlerinde bu oran daha da artmaktadır. Deniz ürünlerinde arsenik miktarı tolerans sınırının üstünde olabilir (2.6 ppm). Örneğin morinanın karaciğer yağında, yengeçte ve planktonlarda yüksek oranda arsenik saptanmıştır.
Element halinde arseniğin kullanım alanı oldukça kısıtlıdır. Daha çok tüfek saçmalarına yuvarlak biçim vermek için kurşuna element halinde arsenik katılır. Ayrıca tunç kaplamacılığında, fişekçilikte ve bazı alaşımların yüksek sıcaklıklara direncini artırmakta arsenikten yararlanılır. As-72, As-74 ve As-76gibi radyoaktif izotopları ise tıpta tanı yöntemlerinde kullanılır.
Paris yeşili olarak bilinen bakır asetoarsenit uzun yıllar insektisit olarak kullanılmıştır. Kurşun ve kalsiyum arsenat da özellikle tütün ve pamuk tarımında insektisit olarak kullanılmıştır.Çinko ve krom arsenatlar ahşapların korunmasında kullanılmaktadır.
Arsenik bileşikleri özellikle cilde, göze, solunum yollarına irritan etki gösterdiğinden savaş gazı olarak kullanılmıştır. Penisilinin keşfine kadar frengi gibi hastalıklara neden olan etkenlerle savaşmak için ilaçlarda da kullanılmıştır.
.Geçmişte arsenikle zehirlenmeler intihar ve kasıtlı ölümlerde kullanılırdı. Orta çağda arsenik sözcüğü zehir sözcüğüyle eş anlamdaydı. Renksiz, kokusuz arsenik trioksitin yiyecek ve içeceklerde fark edilmemesi ve zehirlenme belirtilerinin kolera, anemi gibi hastalıklara benzerliği tercih nedeni olmakta idi. Ancak analitik toksikolojideki zehirlenmenin kimyasal olarak tanımlanabilmesi ve diğer ilaçların da zehirleme etkeni olarak kullanılması ile arsenikle zehirlenmeler azalmıştır.
Metabolizma ve Toksisitesi
Kokusuz ve renksiz olan arsenik gastrointestinal sistem, solunum sistemi ve parenteral yollardan absorbe olur. İnorganik arseniğin gastrointestinal absorbsiyon hızı çok yüksektir. En fazla absorbsiyon ince bağırsaktan olur. Sütteki kazein absorbsiyonu azaltır. Solunum yoluyla alınan arsenik %80 sistemik absorbsiyonla sonuçlanır. Arseniğin cilt tarafından sistemik absorbsiyonu çok fazla değildir. Akut alımda en fazla dağılım karaciğer ve böbrekte olur, daha sonra beyindedir.
Ufak dozda kronik maruziyette sistein içeren proteinlerce zengin olan saç, tırnak ve ciltte birikir. Kronik birikme akciğerde olur. Plasentaya kolayca geçerek fetusta birikebilir.
Ağızdan alınan akut arsenikle zehirlenmenin başlıca belirtisi mide bulantısı, kusma, ağız ve boğazda yanma ve şiddetli karın ağrılarıdır. Bunu izleyen dolaşım ve kalp yetmezliği birkaç saat içinde ölüme neden olabilmektedir. Asrin gazıyla zehirlenmede en belirgin bozukluklar alyuvarların parçalanması ve böbrekte yıkımlarıdır.
Kronik arsenik zehirlenmesi ise yavaş yavaş güçten düşme, ishal ya da kabızlık, ciltte tümör gelişimi gösterebilen pullanma ve renk değişikliği, felç ve bilinç bulanıklığıyla ortaya çıkan sinir sistemi bozukluğu, yağ dokusunda bozulma, kansızlık ve tırnaklarda tipik çizgiler belirmesiyle tanınabilir.
Arseniğin biyolojik olarak izlenmesi akut ya da kronik arsenik maruziyetinin tanımlanmasında gereklidir.
Kaliforniya ve Nevada da arsenik içeren suların tüketildiği bölgelerde yapılan araştırmalarda alınan arsenik konsantrasyonlarının yaklaşık ¾'ünün idrarla atıldığı saptanmıştır.
Absorbe olan organik ve inorganik arseniğin kandaki yarılanma ömrü çok kısadır. Kan oral arsenik maruziyetinde kimyasal analizler için uygun bir biyolojik materyal değildir. Saç ve tırnak vücudun diğer dokularıyla kıyaslanığında arsenik konsantrasyonunun en yüksek olduğu bölgelerdir. Bunun nedeni bu bölgelerin trivalan arsenikle kolayca bağlanabilen sülfidril (SH) grupları içeren keratince zengin olmasıdır. Saç daha çok inorganik arsenik maruziyetinin ölçülmesinde kullanılır. Saçın biyolojik materyal olarak kullanılmasının dezavantaj olduğu durumlar saçın hava, su, sabun ve şampuanlardan etkilenerek arsenik konsantrasyonlarının değişmesidir.
Tırnaklar günde yaklaşık 0,12 mm büyüdüğünden tek doz arseniğe maruziyetten 100 gün sonra bile tırnakta arsenik bulunabilir. Arseniğin anne sütüne geçerek bebek üzerinde ciddi toksik etki yapabileceği belirtilmektedir.
Arsenik kostik özelliğinden dolayı kanserli hastalarda kullanılmıştır. Arsenik içeren tozların solunması arseniğin burun mukoza membranlarını etkileyerek nazal septumu delmesiyle sonuçlanır. Bu etki maruziyetin ilk ya da ikinci haftasında görülür.
Topikal maruziyet lokal inflamasyon ve vezikülasyon ile sonuçlanmaktadır. Hassas olan kişilerde kostik olmayan konsantrasyonda bile vezikülasyon ya da folikülitise neden olur.

Akut Arsenik Maruziyeti

Belirtiler arseniğin miktarı, alım zamanı ve hastanın yaşı gibi bir çok etmene bağlı etkilenir. En önemli etkiler gastrointestinal ve kardiyak bozukluklardır. Şiddetli karın ağrısı, ağızda metalik tat, boğazda sıkışma, kusma, koleradaki gibi diyare, bacaklarda kasılma, zayıf ve düzensiz nabız, solgun yüz, gözlerde çökme, soğuk ve ıslak bir cilt, konvülziyonlar, felç, kollaps, koma ve ölümle sonuçlanabilirler. Akut maruziyette çok az cilt reaksiyonu gözlenmiştir.

Kronik Arsenik Maruziyeti

Kronik zehirlenme belirtileri iştahsızlık, genel zafiyet, kusma, dişetlerinde kanama, dişetlerinde siyah çizgi, dermatit, hiperkeratozis, şiddetli deri döküntüsü, kolik,nefeste sarımsak kokusu, el ve ayak tırnaklarında açık lekeler en belirgin özelliklerdir.
Kronik arsenik maruziyeti ile cilt kanseri arasında bağlantı olduğu görülmüştür. Altı ile26 yıl arası fowler solüsyonu verilerek tedavi edilen 262 hastanın %40'ında keratoz ve%8'inde cilt kanseri oluştuğu saptanmıştır. İçme suyunda yüksek oranda arsenik bulunan Arjantin'in Girdaba Bölgesi nde yapılan araştırmada herkeste keratodermo bulunmuştur. Ayrıca hastaların büyük bir kısmında hiperhidrozis ve pigment anormallikleri görülmüştür. Özellikle güneş almayan gövde üzerinde 1-10 mm çaplı ve birbiriyle birleşme eğilimli siyah lekeler görülmüştür. Gövdede pigment irregülasyonu ve keratoz kronik arsenik maruziyetinin en önemli göstergesidir.
Çalıştığı dönemde yıllarca arseniğe maruz kalmış 16 endüstri işçisinde yapılan araştırmada 9 psodermal lökomelanodermi, 7 cilt kanseri ya da intraepidermal karsinom, 8 akciğer kanseri olduğu görülmüştür.

Tedavi
Mide zaman geçirmeden yıkanmalı, genel tedavi prensipleri yanında karbonhidrat ve proteinden zengin, yağdan fakir diyet verilmeli, gerekirse oksijen verilmeli, sistemik antidot olarak BAL (dimekaprol) verilmelidir.

Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
15 Mayıs 2011       Mesaj #3
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Arsenik

Periyodik cetvelin VA grubunda yer alan yarı metal element.

Doğada serbest hâlden çok realgar (AsS, kırmızı zırnık), orpiment (As2S3, sarı zırnık) ve arsenopirit (FeAsS, Mispickel taşı) mineralleri biçiminde bulunur. Filizinin kavrulmasıyla ele geçen As2O3'ün odun kömürüyle indirgenmesi ya da arsenopiritin ısıtılmasıyla elde edilir. İki allotropu vardır: beyaz fosfora benzeyen ametalik sarı arsenik (As4) ve grikırılgan, yarı iletken, kolayca süblimleşen (613°C) metalik arsenik. Bileşikleri çok zehirlidir. Eskiden sodyum ve bakır tuzları haşerelere karşı kullanılırdı; bu yüzden sıçanotu olarak da bilinir. Arsenik zehirlenmesi, dokudaki arseniğin, AsH3 gazına çevrilip alevde ayrıştırılması sonucunda soğuk bir yüzeyde siyah kristaller oluşturmasıyla saptanır. Arsenik, transistörlerde, iletkenliklerini ayarlamak için kirletme maddesi olarak, galyum arsenür de lazerlerde kullanılır.

MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
4 Haziran 2012       Mesaj #4
Avatarı yok
Yasaklı
İçme Suyundan Arseniğin Uzaklaştırılması

Çinli bilim adamları, iki saatten az bir sürede içme suyundan arseniği giderebilecek, demir açısından zengin, gözenekli bir malzeme geliştirdiklerini söylüyor.

Arsenik çok zehirli bir element olup yüksek dozlarda yaşayan organizmaların büyük çoğunluğu için ölümcüldür. Bangladeş gibi ülkelerde bulunan yeraltı sularındaki yüksek derecede arsenik insan hayatı için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Ancak geleneksel arsenik giderme yöntemleri en baskın arsenik iyonu olan arseniti gidermekte yetersiz kalıyor.

Ancak, Harbin Tıp Üniversitesi'nden Kang Li ve arkadaşları ferrihidrit (Dünya yüzeyinde bulunan ucuz ve doğal bir mineral) kullanarak su örneklerinden arseniği gidermeyi başardı. Bu mineralin arseniği soğurduğu zaten bilinmekle beraber, etkinliği düşük yüzey alanından dolayı azalıyordu.

Araştırma ekibi bu sorunun üstesinden iki ferrihidrit tabakasını birleştirerek ve yüzey alanını ve yükleme kapasitesini artırarak geldi. Arsenit sudan seçimli bir şekilde giderildi, üstelik ortamda benzer moleküler yapıda diğer anyonlar da vardı. Ferrihidrit malzemesinin yüzeyinde bulunan arsenit, bir alkali çözeltisi ile yıkanarak kolayca alınabilliyor. Isı ile muamele ettikten sonra, gözenekli malzeme on defa kadar kullanılabiliyor.

Li, geri dönüşüm yönünün, malzeme ile ilgili pratik uygulamalarda en büyük zorluğu taşıdığına inanıyor. Li, şöyle diyor: “İki ferrihidrit düzlemi arasına nanoparçacıklar yüklenebilirse, geri kazanım daha da kolay olacak”.

Çek Cumhuriyeti, Palacky Üniversitesi'nde nanokristal demir oksitleri üzerine uzmanlaşmış Radek Zboril'e göre, “Bundan sonraki adım yapı ve kristalliğe bağlı olarak nanokristal demir oksitleri ile arsenik giderilmesinin mekanizmasının ve etkinliğinin araştırılması olacak”.

Zboril, şöyle devam ediyor: “Yerinde oluşan demir oksit nanoparçacıklarının yapısı içine arseniğin girmesi gerçek uygulamalar açısından daha ümit verici bir yol gibi görünüyor”.



Kaynak : RSC (28 Ocak 2011)
Jumong - avatarı
Jumong
VIP VIP Üye
29 Haziran 2016       Mesaj #5
Jumong - avatarı
VIP VIP Üye
ARSENİK a. (fr. arşeme; lat. arsentcum; yun. arsenikon'dan).

1. Birçok metal cevherinde bulunan, metal görünümlü basit madde. (Simgesi As olan kimyasal element.) [Bk. ansikl. böl ]
2. Şiddetli bir zehir olan arsenik anhidrıde verilen ad. (Bk. ansikl. böl. Toksikol.)
3. Zehirli arsenik bileşiklerinin her çeşidi.

sıf. Arsenik anhidrit, formülü As205 olan anhidrit. (Eşanl. ARSENİK v OKSİT.) || Arsenik asıl, formülü H,As04 olan asit. (Eşanl. ARSENAT ASİDİ.) J Arsenik hidrûr, formülü AsH3 olan bileşik, renksiz ve çok zehirli bir gaz. Arsenik III oksit, formülü As203 olan katı ya da As4Ö6 ile gösterilen gaz.

—Ansikl, Metal ve ametaller arasında ara özellikler taşıyan arsenik, fosforla pek çok yönden benzerlikler gösterir ve birçok al- lotropu bulunan bir katıdır. Allotroplarına örnek olarak şunlar verilebilir: gri ya da metal arsenik, romboedrik y biçimli en yaygın türdürıözgül kütlesi 5,72 g/cm3’tür; atmosfer basıncında 630°C'a doğru erimeden süblimleşir ve bilinen çözücülerde çözünmez; siyah arsenik 0 biçimli, amorf görünümlü bir maddedir; özgül kütlesi 4,7 g/cm3'tür; ısıtıldığında gri ya da metal arseniğe dönüşür; sarı arsenik, kararsız, kübik a biçimli bir bileşiktir; arsenik buharının ani ve aşırı soğutulmasıyla elde edilir; yoğunluğu arsenikten düşüktür ve karbon sülfürde çözünür. Arsenik buharı ise sarıdır ve 1000°C’a kadar As4 molekülü biçimindedir. Arsenik, havada yavaş yavaş yükseltgenerek donuklaşır; kurşuni mor bir alevle yanar ve arsenik III oksit (As203) verir; halojenlere dokunursa tutuşur; kükürt ve çeşitli metallerle bileşikler oluşturur.

Arseniğe, hemen hemen bütün doğal metal sülfürlerde rastlanır; ama başlıca cevherleri birer arsenik sülfür olan turuncu realgar (As2S2) ile limon sarısı orpi- ment (As2S3), metal arsenürler ve mispi- kel (FeAsS) gibi arsenosülfürlerdir.
Bu elemente çoğu kez bakır, nikel ve kalayla birlikte rastlanır. As203 oksidini elde etmek için bu metallerin özütlenmesi sırasında yoğuşan duman tozlan toplanarak işlenir; ham ürün arsenit oluşumunu önlemek için galen eşliğinde süblimleştirilerek oksit arılaştırılır. Ardından bu oksit, hamdemirden yapılmış karnilerde karbonla indirgenir.

Arsenik III oksit (As203). Arsenik bileşiklerinin en önemlisidir; halk arasında yanlış adlandırmayla beyaz arsenik hatta yalnızca arsenik denir. Suda az çözünen, kokusuz, beyaz bir tozdur; koyu kırmızı oluncaya değin ısıtılırsa, süblimleşir, ikisi kristal biçiminde olmak üzere üç türü vardır: kübik anhidrit soğukta kararlıdır; monok- linik anhidrit 250°C’a doğru oluşur; biçimsiz (amorf) anhidrit renksiz ve yart- saydamdır, arsenik buharının 400° C'a doğru yoğuşmasıyla elde edilir. Sonuncu anhidrit, soğukta küçük kristallerin oluşumu nedeniyle yavaş yavaş donuklaşır ve bu görünümünden dolayı porselenimsi anhidrit adı verilir. Arsenik III oksidin buhar yoğunluğu, As406 formülüyle gösterilir.
Arsenik III oksit, sıcakta hidrojen ya da karbonla indirgenerek arsenik oluşturulabilir. Çözünmüş halde serbest oksijenle tepkimeye girmese bile nitrik asit, klorlu su ve hipokloritler gibi maddelerle yükseltgenerek arsenik aside dönüşür; bu niteliği nedeniyle klor ölçümünde kullanılır. Arsenik III oksitirı çözeltisi arsenit asidi’riın (H3As03) özelliklerini taşır; bu asit serbest halde bulunmasa bile, tuzlarını oluşturan arsenıtler'te tanınır. Öte yandan aynı asit gümüş nitratla tepkimeye girerek sarı, gümüş arsenit çökeleği, bakır sülfatla da elma yeşili bakır arsenit çökeleği ya da Scheete yeşili'ni verir.
Arsenik asit ve arsenik anhidrit. Arsenik anhidrit (ASjCy beyaz bir tozdur ve arsenik asit koyu kırmızıya değin ısıtılarak elde edilir. Olağan arsenik asit ya da orto- arsenik asit (H3As04) ise, arsenik III oksit, nitrik asit yardımıyla yükseltgenerek üretilir. Bu asit, fosforik asitle büyük bir benzerlik gösteren ve fosfatlarla eşyapılı tuzlar veren bir triasittir. Sözkonusu tuzlar arasında ort'oarsenatlar, piroarsenatlar ve me- taarsenatlar sayılabilir. Bununla birlikte arseniğin sodyum trimetafosfata benzer bir bileşiği yoktur.

Arsenik hidrûr. AsH3 formülüyle gösterilen arsenik hidrûr gazı, hidrojen bulunan bir şişe içine bir arsenik oksit gönderilerek oluşturulur. Bu bileşik sarmısak gibi kokan, renksiz ve çok zehirli bir gazdır.
Arseniğin organik bileşikleri - ARSİN.
Arsenik ve bileşiklerinin kullanımı. Arsenik arı olarak çok az kullanılır; av saçması üretimindeki kullanımı örnek verilebilir. Bununla birlikte bileşiklerinin özellikle tıpta büyük önemi vardır. Arsenik III oksitten (As203), diş sinirlerinin alınmasında yarar lanılır. Pulpa dokularına dokunduğunda birkaç gün içinde nekroza yol açar; dolayısıyla diş hekiminin pulpektomi uygulamasına olanak sağlar. Canlı, sarı bir rengi olan trisülfür ya da orpiment boyacılıkta kullanılır Arsenik III oksitten zehirli madde üretiminde, özellikle fare öldürücü ilaçlar yapımında, ayrıca cam temizlemede yararlanılır. Günümüzde kullanımı yasaklanan Scheete yeşili ve Schvveinfurt yeşili (bakır asetoarsenit) önemli pigmentlerdi. Kalsiyum ve kurşun arsenatlar ise böcek öldürücü ilaçlardır.
—Fizyol. Normal arsenik. Armand Gauti- er (1898-1902) organizmada hücrelerin yapı taşı olan organik bileşikler halinde çok az miktarda arseniğin her zaman var olduğunu gösterdi. Fizyolojik rolü, iyi bilinmemekle birlikte, büyük bir olasılıkla katalitik türdendir.
—Toksikol. Arsenik anhidridin zehirleyici dozu, kilogram başına 2 mg, yani 60 kg'lık bir insan için 0,120 g'dır. Klasik Marsh yöntemi ile arseniğin varlığını ve miktarını belirleme, organik maddenin yıkımına, sonra arsenikli hidrojen taşıyan arsenik bileşiğine indirgeme ilkesine dayanır. Bu işlem sırasında ya yükseltgenme yoluyla ya da renkli tepkimeler sonucunda ikincil olarak arsenik oluşur. A.Gautier ve G.Bertrand tarafından daha da geliştirilen bu yöntem, miligramın binde yarımı kadar (0, 000 000 5 g) arsenik miktarını bile ortaya çıkarma olanağı verir.
Cribier yöntemi, cıva klorür emdirilmiş bir kâğıdın, arsenikli hidrojenin etkisi altında kahverengi-sarıya boyanması ilkesine dayanır. Altı ay bozulmadan duran bu leke, bilinen arsenik eriyikleriyle yapılmış olan bir dizi lekeyle karşılaştırılır. Bu tekniğin inceliği miligramın binde biri, yanigamma (0, 000 001 g) dolayındadır.
Yavaş zehirlenme durumlarında arsenik. kemiklerde ve fanerlerde (özellikle saçlarda) yer eder. Yapay radyoaktiviteye dayaran Grifton ve Barbaud yöntemi arseniğin saçlardaki dağılımını ortaya çıkarma ve inceleme olanağı verir ve saçların büyüme hızı bilindiğinden zehirlenme dönemlerini yaklaşık olarak belirlemeyi sağlar. Arsenik arama yöntemlerinin inceliği ve kesinliği ne olursa olsun, sonuçların yorumlanması adli tıp açısından çok nazik bir sorundur. Çünkü arsenik hem ilaç olarak seyrek kullanılmaktadır (madensel bileşikler için birkaç miligram, daha az zehirli olan organik türevler için santigram dozunda), hem bazı maden sularının içinde vardır, hem de toprakta kilogram başına yarım miligram (0, 000 5 g) dolayında bulunmaktadır. Akut zehirlenmeyi sindirim borusunda, karaciğerde ve böbreklerde arsenik bularak kanıtlamak ne kadar kolaysa, yarı akut ya da süreğen bir zehirlenmeyi kanıtlamak, hele saçlardaki oranı kişiye göre değişmekle birlikte 6 amb'nin (ağırlıkça milyonda bir) altındaysa, o kadar zordur.
Arsenik zehirlenmesi. Akut arsenik zehirlenmesi, çoğu zaman tedavi sırasında yapılan bir yanlışlığın, bir kazanın (şişelerin karıştırılması), intiharın ya da bir cinayet girişiminin sonucudur. Una benzediği, hiçbir koku yaymadığı ve tadı çok az olduğu için zehirlemelerde en çok kullanılmış olan madde arsenik anhidrittir. Akut zehirlenmenin başlıca belirtileri, boğaz ve yutak büzülmesi, mide yanması, daha sonra bulantı, kusma, karın ağrısı, sulu ishal, aşırı susama, kramp, el ve ayak soğumasıdır; bazen sinirsel işaretler de görülür: başağrısı, başdönmesi, çırpınma. Ölüm, kalp yetersizliğinden ileri gelir. Tedavi, midenin yıkanması, kusturma (apo- morfin, ipeka), dimerkaptopropanol (BAL) verilmesi gibi işlemlere başvurularak sağlanır.
Süreğen arsenik zehirlenmesi, genellikle mesleki bir uğraşla ilgilidir (kimyacılar, hayvan postu dolduranlar, deri ve kumaş boyayanlar, yapma çiçek ve boyama kâğıt üzerine çalışanlar). Bazen arsenik içeren yiyeceklerin yenmesinden kaynaklanır (arsenikli ilaçların tarımda ve bağcılıkta kullanılması, hileli yiyecek maddeleri). Sindirim sistemindeki belirtiler daha hafif olduğundan süreğen zehirlenmeyi göstermez: Burun akar, seyrek olarak karaciğer şişer ve ağrır. Deride çeşitli kabartılar ve melanodermi (kararma) görülür; tırnaklar değişebilir (Mees bandı). Sonunda oldukça özgün, çok ağrılı bir polinevrit (özellikle açıcı kaslarda felçle birlikte) ortaya çıkar. Zehirlenme proteinüriye (albüminüri) yol açarak, böbreğe de zarar verebilir. Mesleki zehirlenmenin yanı sıra bazen deri ve burun yaraları, deri hastalıkları, el ayasında ve tabanda keratoz, bazı hallerde azarak kansere dönüşebilen deri siğilleri görülür.
Çalışma sırasında elle dokunulan arsenik ve oksijenli sülfürlü arsenik bileşiklerinin, hatta arsenikli hidrojenin yol açtığı hastalıklar meslek hastalığı sayılır.

Kaynak: MsXLabs.org & Büyük Larousse
🌘 🚀

Benzer Konular

23 Şubat 2018 / kompetankedi Kimya
22 Şubat 2015 / Misafir Cevaplanmış
20 Aralık 2012 / kompetankedi Kimya
10 Ekim 2012 / kompetankedi Kimya
24 Haziran 2009 / nünü Rüya Tabirleri