Arama

Manik Depresif Psikoz

Güncelleme: 14 Nisan 2016 Gösterim: 48.213 Cevap: 5
_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
27 Ağustos 2007       Mesaj #1
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi
MANİK DEPRESİF PSİKOZ NEDİR ?

Sponsorlu Bağlantılar
Bu hastalık mani ve depresyon atakları ile karakterizedir. Hastanını duygulanımı mani dönemlerinde neşe, depresyon dönemlerinde umutsuzluk ve çökkünlükle karakterizedir. Ara dönemlerde kişi normale döner. Bazı hastalarda mani ve depresyon belirtileri bir arada görülürken, bazı hastalarda belirtiler hafif düzeydedir (hipomani).

Toplumda görülme sıklığı %1-2’dir. Kadınlar ve erkeklerde eşit oranlarda görülür. Hastalar ilk atağı genelde yirmi yaşlarında geçirirler ancak daha önce veya daha sonra da olabilir. Beş altı yaşlarında veya elli yaşından sonra ilk atağını geçiren hastalara da rastlanabilmektedir. Bazen ilk atak depresyondur, bu durumda tanı koymak zordur ve genelde gecikir. Hastalığın ortaya çıkışı sıklıkla kişinin meslek ve eş seçimi dönemine rastlar ve kısa sürede tanı konulup önlem alınmazsa kişinin hayatında önemli sekeller bırakır. Hastalık taşkınlık yani mani döneminde ise aşırı para harcama cinsel ilgi ve aktivitede artma ile kişiye ve aileye ciddi maddi ve manevi zararlar verir. Çökkünlük dönemleri ise diğer depresyonlara göre daha ağırdır ve intihar riski daha yüksektir.
Hastalığın belirtileri, süresi ve şiddeti kişiden kişiye değişir. Bazı hastalarda mani bazılarında ise depresyon daha baskındır. Bazen de mani ve depresyon eşit oranda görülür. Ataklar birkaç günden birkaç aya kadar değişir. Özellikle tedavi edilmediğinde uzun sürer. Hastalar yaşamları boyunca ortalama 10 atak geçirirler ancak bundan az veya fazla sayıda atak olabilir. Atak sayısı arttıkça ataklar arasındaki süre kısalır. Bir yıl içinde dört veya daha fazla sayıda atak olduğunda hızlı döngülü mani olarak adlandırılır.
HASTALIK NEDEN ORTAYA ÇIKAR?
Pek çok rahatsızlıkta olduğu gibi bu hastalığın nedeni de tam olarak bilinememektedir. Diğer psikiyatrik hastalıklar içinde genetik geçişi en fazla olan rahatsızlık manidir. Hastaların %50’sinin anne veya babasında aynı hastalık olduğuı tespit edilmiştir. Tek yumurta ikizlerinden birinde mani olduğunda diğerinde mani görülme oranı %70 tir. Bu hastaların birinci derece yakınlarında mani ve depresyon görülme oranı normal topluma göre daha sıktır. Akrabalık derecesi azaldıkça risk azalmaktadır. Örneğin hastanın kuzeninin aynı hastalığa yakalanma riski kardeşine göre daha düşüktür.
Hastalığın beyindeki nörotransmitter dediğimiz maddelerin işlevlerinde bozulma ile ortaya çıktığı düşünülmektedir.
Bilgisayarlı tomografi ve MRI tetkiklerinde bu hastalarda bazı değişiklikler gözlenmektedir ancak bu hastalığa özgü bir değişiklik tespit edilememiştir. Yine EEG bulguları da bir özellik göstermemektedir.
Doğum sonrası hastalığın aktive olması hormonal değişikliklerin de rolü olduğunu düşündürmektedir.
Uykusuzluğun mani atağı ile yakın ilişkisi vardır. Hastalar genelde ilk atağın uykusuzlukla başladığını ifade ederler.
Multiple skleroz, kafa travması veya epilepsi gibi bazı hastalıklarda mani de görülebilmektedir. Yine bazı ilaçlarda mani ortaya çıkarabilmektedir.
MANİ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Mani belirtileri şöyle özetlenebilir:
  1. Enerji artışı, kolay yorulmama,
  2. Aşırı neşelenme veya aşırı sinirlilik
  3. Dikkatin çabuk dağılması
  4. Uyku ihtiyacında azalma
  5. Muhakeme yeteneğinde bozulma, düşüncelerde aşırı artma
  6. Cinsel istek ve aktivitede artma
  7. Hastalığı kabul etmeme
  8. Aşırı para harcama
  9. Riskli davranışlar içine girme
  10. Konuşmada aşırı artma, konuşmanın bölünememesi, hızlı konuşma
  11. Kendine aşırı güven, kendini büyük ve önemli biri olarak görme
Bu belirtilerin tek başına bulunması bir anlam ifade etmez tanı koyabilmek için birkaçının bir arada olması ve bir süredir devam ediyor olması gerekir. Mani atağı hızlı başlangıçlıdır ve hastalar atağın uykusuzlukla başladığını ifade ederler. Kişi kendini aşırı iyi hisseder, dikkati çok artmıştır, kendine çok güvenmektedir ve sosyal ilişkileri kolayca kurar hale gelmiştir, çevredeki insanlara sataşma, laf atma sıktır.Başkalarının konuşmalarına katılır çevredekileri bu nedenle rahatsız ederler. Duygulanımda kişinin kendisini iyi hissetmesinin yanında ani duygu değişmeleri ve dengesizlik sıktır. Hasta gülerken aniden ağlamaya veya bağırmaya başlayabilir. Mani ve depresyonun birlikte bulunduğu durumda depresyon ve mani belirtileri aynı anda bir arada bulunabilir veya birinden diğerine geçiş sıktır. Hastalık ilerledikçe aşırı konuşma ve hareketlilikte artış görülür. Bazen konuşma o kadar artar ki kişi cümleleri tamamlayamaz olur, konuşmada birbiri ile bağlantısı olmayan kelimelerin art arda sıralanması dikkati çeker. Kişi önemli birisidir, önemli görevler üstlenmiştir, aklında gerçekleştirilmesi güç planlar vardır, hatta bu nedenle kendisine zarar vermeye veya yok etmeye çalışanlar vardır. Davranışlar kontrolsüzdür. Toplum kurallarını hiçe sayar. Karşı cinse sakıntılık edebilir, trafik kurallarını hiçe sayabilir. Aşırı para harcama, aşırı makyaj yapma, göze çarpan giysilerle dolaşma olabilir. Hasta ödeyemeyeceği borçlar altına girebilir, kredi kartlarını sonuna kadar kullanabilir. Yine kontrolsüz şekilde kumar oynayabilir. Gayrimenkullerini yok pahasına satmaya veya başkalarına bağışlamaya kalkabilir. Bazı hastalar kendilerini kontrol edebilmek için alkole yönelir. Bazen kişi gerçek hayatla ilgisini koparıp hayal dünyasında yaşamaya başlayabilir. Bu durumda şizofreniden ayrımı güçtür. Bazı bedensel hastalıklar ve ilaç kullanımlarında da benzer tablolar ortaya çıkabilir bunların ayrımı gerekir. Hastalar genelde hastalıklarının farkında değildir ve bu nednle doktora gelmek istemezler.
HİPOMANİ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Hipomani belirtileri, maniye göre daha hafiftir. Sıklıkla hastalık olarak görülmeyip gözden kaçabilir. Atak sırasında aşağıdaki belirtilerden üçünün bir arada bulunması gerekir:
  1. Kişinin kendine güveninde aşırı artma
  2. Uyku ihtiyacında azalma
  3. Dikkatin kolayca dağılması
  4. Fiziksel ve zihinsel aktivitede aşırı artma
  5. Kötü sonuçlar doğurabilecek aktiviteler içine girme
Tanı koyabilmek için bu belirtilerin bir süredir devam ediyor olması gerekir. Hastalar genelde neşelidir, bazen neşe yerine aşırı sinirlilik olabilir. Konuşma artmış, hareketler hızlanmıştır. Hasta bir şey anlatırken bir başka konuya kolayca geçmekte, bazen knouştukları anlaşılması güç hale gelebilmektedir. Karşı cinse ilgi artmıştır. Cinsel istek ve aktivitelerde artış görülmektedir. Kişi sorumsuzca para harcayabilir. Ödeyemeyeceği borçlar altına girebilir, riskli işeri kolayca üstüne alabilir. Çok hızlı araba kullanabilir, karşı cinse sarkıntılık yapabilir. Bu nedenle polis ve yargı ile başı derde girebilir. Topluma uygun olmayan giysilerle dolaşma veya aşırı makyaj yapma görülebilir. Sosyal aktivitelerde artış mevcuttur. İnsanlarla kolayca ilişki kurabilir, çok arkadaş edinir, etrafa ilgi artmıştır. Bazen en ufak ayrıntılar dikkatini çeker, bu nedenle belli bir konu üzerinde uzun süre duramaz. Hastaların çoğunun içgörüsü yoktur. Hasta olduklarının farkında değildir veya hasta olduklarını kabul etmek istemezler.
DEPRESYON BELİRTİLERİ NELERDİR?
Mani hastalarında görülen depresyon belirtileri diğer depresyon ile aynıdır. Aradaki tek fark bu hastalarda depresyon ataklarından başka mani ataklarının da görülmesidir.
HASTALIĞIN SINIFLANDIRILMASI NASILDIR?
Atakların görülme şekli ve sürelerine göre hastalığı alt başlıklar halinde sınıflandırabiliriz:
1.Bipolar I bozukluk: Hasta en az bir mani veya karışık mani depresyon atağı geçirmiş olmalıdır. Hastanın depresyon atağı geçirmiş olması şart değildir.
2.Bipolar II bozukluk: Hastaların en az bir depresyon ve bir hipomani atağı geçirmiş olması gerekir. Hastanın mani atağı geçirmemiş olması gerekir. Bu hastalarda özellikle hipomani atağı daha zor tespit edilir ve tanı konması zordur.
3. Siklotimik bozukluk: En az iki yıldır devam eden depresyon ve hipomani atakları olmalıdır. Yine bu grupta da mani atağı geçirmemiş olmak gerekir.
Süresi ve görülüş zamanına göre de hastalık şu alt gruplara ayrılır:
  1. Hızlı döngülü mani: hastalar bir yıl içinde dört veya daha fazla sayıda atak geçirirler.
  2. Aşırı hızlı döngülü mani: bir hafta içinde dört veya daha fazla sayıda atak görülür. Bazen hasta bir gün içinde dört mani depresyon atağı geçirebilir.
  3. Mevsimsel özellik gösteren mani: bu hastalarda atakların ortaya çışı genelde belli mevsimlere rastlar.
  4. Doğum sonrası mani: doğumdan sonra dört hafta içinde hastalık görülür.
HASTALIKTA GİDİŞ VE SONLANIŞ NASILDIR?
Hastalık tedavi edilmediği taktirde genelde üç ay içinde kendiliğinden düzelir.
Tedavi ile hastaların çoğu birkaç ay içinde normal hayatlarına dönerler. Bununla birlikte hastalığın tekrarlama şansı yüksektir. Ataklar arası iyilik dönemlerinin süresini kestirmek zordur. Birkaç ataktan sonra genelde aradaki süre kısalır. Ortalama beş ataktan sonra ataklar arası süre sabitleşir ve genelde 6-9 aydır. Hastalığın seyrinin nasıl olacağını önceden belirlemek zordur. Hastalık çok geniş bir yelpazede kendini gösterir. Bazı hastalar tek bir atak geçirip bir daha uzun süre hastalanmayabilirler (%7). Bazı hastalar depresyon ve mani ataklarını arka arkaya geçirirler, bazen de hızlı döngülü mani dediğimiz durum ortaya çıkar ve hastalar gün içinde maniden depresyona değişim gösterirler. Sadece mani atağı geçiren hastalar %10-20 oranındadır. Geriye kalanlar mani ve depresyon atağını birlikte geçirirler. Erken yaşta başlayan ve ailesinde mani öyküsü olan hastalarda bu hastalığın süregenleşme olasılığı artar. Hastalık döneminde kişilerin alkol ve madde kullanımında artma olabilir. Hastalar yaşamları boyunca ortalama 10 atak geçirir, atak sayısı bundan az olabileceği gibi daha fazla da olabilir. Hastaların %15’i düzelir, %10’u süregenleşir, kalanında kısmi düzelme ve ataklar devam eder.

HASTALIK NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Hastalığın tedavisi iki aşamalıdır. Birinci aşamada var olan atak tedavi edilir. İkinci aşamada ise amaç tekrar atak geçirilmesini önlemektir. Atak sırasında hastaneye yatırılarak tedavi edilmesi gerekebilir.
Hastalığın en önemli özelliği koruyucu ilaç kullanımı ile atakların önlenebilmesidir. Bunun pek çok hasta için hayati önemi vardır. Her bir atak hastanın hayatında önemli izler bırakmaktadır. Okula devamsızlık nedeni ile okul başarısında düşme, aile içi sorunlar nedeni ile eşlerin arasının açılması veya boşanmalar, işini kaybetme, büyük borçlar altına girme görülebilmektedir. Hastalar yılda bir veya daha fazla sayıda atak geçiriyorsa koruma tedavisi gereklidir. Hastaların %60’ı lityum ile koruma tedavisine iyi yanıt verirler. Bu ilaçla koruma altına alınamayan hastalarda başka ilaçlarla koruma denenmelidir. Bu ilaçların önemli özelliği belli kan seviyelerinde etkili olmalarıdır. Belli değerlerin altında olduğunda ilaçların koruyucu etkisi olmamakta, bu değerlerin üzerine çıkıldığında yan etkiler ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle bu ilaçların düzenli olarak kullanılması ve belli aralıklarla kan kontrollerinin yapılması şarttır. Bu hastalıktan dolayı ölüm depresyon ve buna bağlı intihar nedeniyledir. Koruyucu tedaviye devam ederek, bu risk azaltılabilir. İlaç tedavisine ilave olarak psikoterapi önemlidir. Düzenli ilaç kullanarak ve doktor kontrolünde kalarak hayatını normal şekilde sürdüren çok sayıda hasta vardır
Uzm.Dr SİBER MERCAN tarafından hazırlanmıştır.
_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
27 Ocak 2010       Mesaj #2
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi
Manik Atak

Sponsorlu Bağlantılar
Duygudurumun neşe yönünde yükselmesi (çizginin üstüne çıkması) sonucunda hasta kendini çok iyi hisseder ve neşeli, keyifli, mutlu veya coşkulu (öforik) olur. Her şeye güler, kahkahalar atar, yüksek sesle müzik dinler, şarkılar söyler ve bulunduğu ortamı, yanındaki kişileri umursamaz.

Görüşme yapılırken doktorun talep etmesi üzerine hiç çekinmeden şarkı söyleyip oynayan (sesi güzel olmasa da) hastada duygudurumun yükseldiği söylenebilir.

Diğer taraftan hastanın neşesi bulaşıcı olur ve kendisi güldüğü gibi çevresindekileri de güldürür.

Coşkulu halin bir sonraki basamağı taşkınlık yapma, öfke ve saldırganlık (irritabilite) sergilemedir. Hasta kendisine, çevresindeki insanlara ve eşyalara zarar verecek durumdadır. Çok çabuk sinirlenir, bağırıp çağırmaya ve vurup kırmaya başlar. Saygı ve hoşgörüden uzaklaşır, küfürlü konuşur, hakaretler eder. Evde cam çerçeve bırakmaz, tüm eşyaları parçalar. Şiddete eğilim artar ve karşısındaki dövmeye hatta bıçaklamaya kalkışabilir. Fiziksel sağlık açısından yanındaki insanlar ve kendisi risk altındadır. Adli olaylara karışabilir.
Duygudurum genellikle coşkulu olma ve saldırganlık arasında dalgalanır. Ara sıra çok kısa süreli hüzün ve ağlamaların bulunması anormal bir bulgu değildir.

Dünyanın en güçlü, zeki ve güzel insanı

Benlik değer duygusu ve kendine güven abartılı yükselir (ego kabarması; grandiyözite); kendini çok güçlü, zeki, güzel görmeye başlar. Bu yükseliş gerçeği değerlendirme bozulduğu takdirde psikotik seviyelere ulaşır (megalomani). "Sokakta yirmi kişi aynı anda sana saldırsa ne yaparsın?" sorusuna hastanın cevabı "hepsini birden döverim" olur ve benzer durum gerçek hayatta vukuu bulursa kaçmayı düşünmeksizin hiç çekinmeden gözü kara bir şekilde kavgaya tutuşur. Çok kısa sürede yürüyerek İstanbul'dan Ankara'ya gidebileceğini, ağır eşyaları tek parmakla kaldırabileceğini iddia edebilir ve diğer insanları küçümseyebilir. Dinleyene komik veya saçma gelen bu ifadeler hasta için gerçektir ve inanarak söyler. Zekâsı o kadar açılır ki bilmediği, hatırlamadığı yoktur. Her konuda fikir beyan eder ve hatalı olsa da iddialaşır. Kısacası o anda dünyada ondan daha güçlü, zeki ve güzel kimse yoktur.

Bireysel kontrolün kaybı

Sosyal ve ahlaki kuralları çiğneyen bir rahatlık ve girişkenlik ortaya çıkar. Aile büyüklerinin yanında küfürlü konuşmaya, cinsel içerikli fıkralar anlatmaya başlar. Çekingen bir insan iken oldukça rahat bir şekilde hayatı ile ilgili gizli saklı ne kadar mahrem bilgiler varsa diğer insanlara anlatabilir. Önceden yanında sesini dahi çıkaramadığı babasının yüzüne sigara dumanını üfleyip hakaretler edebilir. Aslında hastalık nedeniyle oto kontrolün kaybına bağlı olarak bilinçaltında bastırdığı ne kadar dürtüsü varsa ortaya çıkar. Çoğu manik hastanın rahatlığına bağlı olarak söylediği sözler ve yaptığı hareketler toplum kurallarını hiçe sayar şekildedir.

Artan zekânın ürünleri: Projeler ve eserler


Yeni ilgi ve istekler ortaya çıkabilir, kendine güvenin aşırı artışı ile riskli davranışlar içine girebilir. Yeni projeler geliştirilir ve bu projeler oldukça uçuk fikirlerle doludur.

Rahatsızlık döneminde riskli davranışlar nedeniyle hastaların kanunen koruma altına alınması ve bazı sınırlamalar getirilmesi uygundur.
Birbirinden ilgisiz konularda sayfalar dolusu kitap ve bitip tükenmek bilmeyen dizelere sahip şiirler yazma, dinleyenin kulaklarını tırmalayan bir sesle şarkı kasetleri doldurma gibi davranışları sergileyen hastalara günlük yaşamda sıkça rastlamak mümkündür.

Çok çalışan beyin

Kendiliğinden (spontan) dikkat ve bellek artar. Geçmişte yaşadığı olayları en ince detaylarına kadar hatırlayıp anlatır, en ufak ayrıntılara dikkat edip görür. Ancak dikkatini her şeye yönelttiği için konuya yoğunlaşamaz, konsantre olamaz ve önemsiz bir uyaranla dikkati çabuk dağılır (distraktibilite). Çağrışımları çok hızlanır, "beyninin çok çalıştığını, düşüncelerinin çok yoğunlaştığını" söyler.

Tipik psikotik özellikler

Gerçeği test etme yetisinin kaybolduğu durumlarda psikotik özellikli manik ataktan bahsedilir, klinik tabloya sanrılar (hezeyan, delüzyon) ve varsanılar (hallüsinasyon) eklenir. Psikotik belirtilerin teması tipik olarak megalomanik niteliktedir.

En büyük benim

"Dünyayı ben yönetiyorum", "padişah soyundan geldiğim için tüm insanlar önümde eğilmeli", herhangi bir tahsili yok iken "bu seçimlerde başbakan olacağım", beş parasız bir insan iken "ben gizli milyarderim, bir sözümle tüm kapılar açılır, dilediğime her türlü parasal desteği verebilirim" gibi örneklerini çoğaltabileceğimiz hatalı düşünceler büyüklük hezeyanı (megalomani) olarak değerlendirilir ve manik hastalar için tipiktir.

Büyüklük hezeyanı nedeniyle hasta çevresindeki tüm insanlara tepeden bakar, bakışlarıyla ve konuşmalarıyla karşısındakini ezer. Bazen o kadar ezici hale gelir ki diğer insanları muhatap kabul etmez, kesinlikle konuşmaz, söylenenlere kulak asmaz.

Dini ve milli duyguların yoğunlaşması

Dini ve milli duyguları abartılı olarak yoğunlaşan kimi manik hastalarda "Allah'a yakınlaştım, nice mertebeler kazandım, özel güç ve görevler verildi, evliya oldum, ben İsa-mesihim, mesih oldum, aslında Allah benim, Fatih Sultan Mehmet babamdır, Atatürk benim doğuşumla yeniden dünyaya geldi" düşüncelerinin var olduğu tespit edilebilir. Bu kişiler çoğu zaman toplum tarafından eğlence konusu yapılarak dışlanırlar nadiren de kendisine inananlar bularak el üstünde tutulurlar.

Atipik psikotik belirtiler

Atipik olarak gerçek dışı düşünceler megalomanik temadan bağımsız olarak paranoid ya da bizar (olması mümkün olmayan) nitelikte olabilir.
İnsanların kendisiyle uğraşmaları ve hatta zarar vermeleri riskinin olması
"Başka insanlar tarafından komplo kurulması, suikast düzenlenmesi, evine dinleme cihazı yerleştirilmesi, kameralarla takip edilmesi, taciz edilmesi ve yemeklerine zehir konulması" gibi ifadelerle anlaşılan düşmanlık görme (persekütuvar) hezeyanları hastada olabilir ve bu nedenle saldırganlık veya şiddete başvurma eylemleri görülebilir.

Komplo kurulduğunu düşünen bir hastanın tüm sosyal ilişkileri bozulur ve toplumdan uzaklaşır.

Dünya liderleri bana âşık

Statü olarak daha üstün olan kişilerin kendisine aşık olduğuna inanma (erotomanik) hezeyanı varsa hasta o kişileri sık sık telefon açarak, mektup yazarak veya izleyerek rahatsız edebilir, büyük aşk yaşadıklarını ve bu ilişkiden çocuk sahibi olduklarını söyleyebilir. Hatta aşığının eşine veya sevgilisine karşı düşmanlık besleyebilir.

Patolojik kıskançlık

Bazen evli manik hastalarda önde gelen belirti abartılı kıskançlık ve aşırı şüphecilik olabilir. Aldatılma ve sadakatsizlik ana konudur. Eşinin üstünü arar, cep telefonu ve kredi kartı hesap dökümlerini kontrol eder, eşyaların yer değiştirilmesinden dahi kuşkulanır, takip edebilir. Kliniğe aldatıldığı için boşanma kararı vererek gelen bazı danışanlarda aslında patolojik kıskançlık bulunduğu ve bu kıskançlığın temelinde bir manik atağın yattığı pek çok kez müşahede edilebilir.

Düşüncelerim okunuyor

Kontrol edilme (duyguların ve davranışların bazı dış güçler tarafından kontrol edildiği), düşüncelerinin radyoda yayımlanması, okunması, zihnine düşünce sokulması veya çıkarılması, uzaylılar tarafından beyninin çalınması gibi hatalı düşünceler bizar hezeyanlara örnek olarak verilebilir.

Hastalar hezeyan olarak adlandırılan bu gerçek dışı düşüncelerini doğrular şekilde, daha çok işitsel tarzda olan varsanılara (hallüsinasyon) sahip olabilirler. "Kendisinin en güçlü ve zeki insan olduğunu söyleyen sesler duyduğunu" anlatan bir kişide objesiz algı olarak açıklanan hallüsinasyonun (hatalı algı) var olduğu kabul edilir. Daha az olarak görsel halüsinasyonlar da olabilir (uyanıkken meleklerle görüştüğünü ve kendisine vahiy getirdiklerini anlatan bir hastada olduğu gibi).

Enerjinin eyleme yansıması: Çok konuşma ve hareketlilik

Duygudurumdaki yükselmenin bir sonucu olarak fiziksel ve ruhsal enerjideki artış konuşma ve hareketin hızlanmasına neden olur. Konuşma artar (Lögore, ishal-i kelam), hızlanır, kesilemez hale gelir (basınçlı konuşma). Ses tonu artar, bağırarak konuşur. Karşısındakine konuşma hakkı tanımaz, ancak müdahale edilerek susturulabilir, müdahale olmazsa saatlerce konuşabilir. Öfkeye paralel olarak konuşma tarzı sert olabilir, yakınları tarafından "dövecek gibi konuşuyor" şeklinde tanımlanabilir. Düşünce akışının hızlanması nedeniyle konudan konuya atlayan bir konuşma (düşünce uçuşması) sergilenebilir. "Efendim ne diyordum, bugünlerde çok güçlüyüm, arkadaşımın yeni aldığı arabanın motor gücü beni çok etkiledi, amcaoğlu sanayide motorcu size yardımcı olabilir, sanayide bir güzel köfteler yapıyorlar anlatamam, eşimin köftelerinden sonra yemede yanında yat, aslında isteyerek evlenmedim, beni zorla evlendirdiler.". Sonu gelmeyen, konudan konuya atlayan ancak şizofrenideki konuşmadan farklı olarak cümleler arasında anlam kopukluğu olmayan ve dinleyeni yeri geldiğinde güldüren yeri geldiğinde bunaltan bir konuşmayı saatlerce dinleyebilirsiniz.

Hareketler çok artar ve hızlanır. Yerinde duramaz, sürekli gezmek ve seyahat etmek ister, evden kaçar, kıpır kıpır ve enerjik bir insan haline gelir.
Hastalar bazen yapışkan bir hal alırlar (viskösite). Tekrar tekrar yanınıza gelirler, aynı şeyi sorarlar. Bir şekilde yanınızdan uzaklaştırsanız da birkaç dakika sonra yanınızda beliriverirler ve konuşma bombardımanına devam ederler. Eğer birde telefon numaranız eline geçerse uygun olun veya olmayın aynı gün defalarca sizi ararlar ve sürekli konuşmak isterler.

Darphane olsa dayanmaz

"Akıl sır erdiremiyorum, alışverişe gitmiş ve indirimde olduğu için aynı ayakkabıdan 8 çift almış, hiç birini de kullanmıyor. Daha da ilginci ileride lazım olur diye olmayan arabamıza 2 çift lastik almış. Parayı nereye, nasıl harcayacağını önceden kestirmek mümkün değil. Kredi kartlarının borçları aldı başını gidiyor, para harcama hızına darphane olsa dayanmaz. Artık dayanacak gücümüz kalmadı". Gerçekten de aşırı para harcama ve alışveriş yapma bir hastalık belirtisi olarak karşımıza sık çıkar. Şayet klinikte çalışanların çoğuna bir hasta tarafından abartılı şekilde çiçekler ve hatta çelenkler gönderilirse o hastanın manik atakta olduğundan şüphelenilir. "Borç yiğidin kamçısıdır" ancak bir manik hasta için asla değildir. Zira atağın sonlanması ile geride ciddi borç yükü kalabilir ve hastanın depresyona girmesine neden olabilir. Bunun için hastalık döneminde alışveriş yapma ve para harcama yönünden hastanın gözetim altında tutulması uygundur.

Gereksiz aktiviteler; uyku ve iştah

Hastalığın ilk belirtilerinden bir tanesi de uykusuzluktur. Sabahlara kadar oturur, ya hiç uyumaz ya da bir iki saatlik uyku ile idare eder. Uykunun ve iştahın düzene sokulması tedavinin önemli bir parçasıdır. Uykusuzluk manik atağa zemin hazırlar. Hiç uyumamaya rağmen enerjinin hiç azalmaması, sabahları hareketlilik ve konuşmanın artarak devam etmesi gözden kaçmayacak bir durumdur. "Sabahlara kadar uyanık, hiç uyumuyor, yine de yorulmak nedir bilmiyor, sanki hepimizin gücünü toplayıp buna vermişler". "24 saat beynim düşünüyor, yatağa uzansam da projelerim gözümün önünden gitmiyor, yorulmuyorum ama verimli de olamıyorum, bir kısır döngü içindeyim". Sonuçta uykusuzluk duygudurumun neşe yönüne kaymasına neden olabilir.

Genelde iştah azalır, hem hareketliliğe hem de beslenmenin azalmasına bağlı olarak kilo kaybı görülebilir. Diğer taraftan sigara ve alkol tüketimi artabilir.
Uyuyan yanardağın patlaması: libido artışı


Cinsel istek ve performans çok artar. Bu dönemde evlenme isteği artar. Hastalık döneminde her önüne gelene âşık olma, evlenme teklif etme, yakın ilgi gösterme sık karşılaşılan davranışlardır. Böyle dönemlerde yapılan evlilikler uzun soluklu olmamakta, yapılan evlilikler hastalığın yatışması sonrası sorgulanmaktadır. Bir başka ilginç bulgu hastalık dönemlerinde evlenen manik hastaların tercih ettikleri eşlerin de duygudurum bozukluklarına daha yatkın olabilmesidir.

Uzm. Dr. Hasan Basri İzgi
_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
3 Eylül 2010       Mesaj #3
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi
Mani: Depresyonun Negatifi

Mani, insanı karamsarlığın derinliklerine sürükleyen depresyonun bir negatifi. Bir aşırı neşe ya da taşkınlık hali. Maniye giren kişinin ruhu bir ırmak gibi gürültüyle akmaya başlıyor. Bu güçlü ve engel tanımaz akış kişiye akıl almaz şeyler yaptırıyor. Örneğin, orta yaşlı mazbut bir kadının aşırı makyaj yapıp, gözalıcı ve seksi giysilerle ortalıkta dolaşmasına, olur olmaz yerlerde kahkahalar atıp, açık saçık fıkralar anlatmasına yol açabiliyor. Ya da ölçülü ve saygılı tavırlarıyla bilinen bir memur, böyle bir nöbet sırasında, müdürün odasına girip, ona hayat hakkında tumturaklı bir nutuk çekebiliyor.

İçini kaplayan taşkın duygular, kişiyi boyuna konuşmaya ve hareket etmeye zorluyor. Bir kaç saatlik uyku kendini dinlenmiş hissetmesine yettiği için günlük uyku süresi azalıyor. Hesapsız harcamalar, iş yatırımları ve tehlikeli bir şekilde araba kullanma manide sık görülen diğer sorunlar.

Maniye giren kişi, genellikle bir aşırı güven duygusu içinde yüzüyor. Bu güven duygusu kimi zaman onu, psikozun gerçek dışı dünyasına kadar götürüyor. Kendini ülkenin tüm sorunlarını çözecek bir politik lider ya da bir peygamber olarak görebiliyor. Nutuklar atıyor, vaazler veriyor, hatta Tanrının onu görevlendirdiğini belirten sesler duymaya, çevrede bazı kutsal işaretler görmeye başlıyor.

Maninin sonu depresyon
'Çok gülen çok ağlarmış' atasözünü doğrulayacak şekilde, manik atak geçiren kişilerin neredeyse tamamı daha sonra bir depresyon geçiriyor. Bu nedenle, mani ayrı bir hastalık olarak görülmüyor. Mani ve depresyon aynı ruhsal bozukluğun iki farklı evresi olarak kabul ediliyor. Sanki, duyguları düzenleyen zemberek bozulmuş gibi, kişi aşırı uçlara savrulup duruyor. Neşe ve taşkınlığın doruklarına tırmanıyor, sonra karamsarlığın derinliklerinde kayboluyor. Arada, normal dönemler olsa da, sarkaç bu şekilde maniyle depresyon arasında sallanıp duruyor.

Maniye kim daha yatkın?
Mani ve depresyon evrelerinden oluşan ruhsal bozukluk 'İki Kutuplu Duygu Bozukluğu' olarak adlandırılıyor. Bu bozukluk, yalnızca depresyon dönemlerinin görüldüğü 'Tek Kutuplu duygu Bozukluğu'ndan bir çok yönden farklılıklar gösteriyor. Bir kere toplumdaki yaygınlığı depresyona göre oldukça düşük; yüzde bir dolayında. Daha erken yaşlarda ortaya çıkıyor. Kalıtımın rolü bu bozuklukta daha belirgin. Birinci derece akrabalarda bu hastalığı geçiren birisi varsa, kişinin hastalanma olasılığı toplum ortalamasının altı katına yükseliyor.

Tedavi ve korunma:
Mani tedavisinde etkinliği gösterilmiş çok sayıda ilaç var. Ayrıca, kişiyi iyileştikten sonra yeniden hastalanmaktan korumak için kullanılan ilaçlar da oldukça etkili. Ancak, yıllarca koruyucu ilaç kullanma zorunluluğu genellikle hastalar için sorun oluyor. Bir çok hasta bu nedenle bir süre sonra ilacı bırakıp yeniden hastalanıyor.

MANİ NÖBETİNDE KLİNİK ÖZELLİKLER
Ana belirti yükselmiş, taşkın duygudurumdur. Birlikte konuşma, çağrışımlar ve hareketlerde hızlanma (psikomotor hızlanma) vardır. Psikomotor hızlanmanın yanısıra büyüklük düşünceleri ve benlik kabarması tabloyu tamamlar.

Ruhsal Durum:
Genel görünüm: Canlı, aşırı hareketli, renkli giyinmiş, konuşkan ve çoşkuludur. Ağır olgularda psikotik bulgular ve dezorganize davranışlar olabilir. Aşırı hareketlilik nedeniyle hasta dağınık ve bitkin durumda olabilir.
Konuşma ve ilişki kurma: Yüksek ses tonuyla ve hızlı ritmdedir. Konuşmanın arasına girmek, kesmek zordur (baskılı konuşma). İnsanlarla kolay ilişki kurar, ancak ilişki yüzeyel ve kısa sürelidir. Bol, el kol hareketleriyle, yüksek sesle konuşma görülür (logore). Konuşmada kelime oyunları, şakalar, konudan konuya atlama olabilir.
Düşünce akışı: Düşünce akışı (çağrışımlar) hızlanmıştır. Düşünceler hızla birbirini izler, konuşurken konudan konuya atlamalar olabilir, buna fikir uçuşması (flight of idea) denir. Ancak çoğu kez anlattıklarından bir anlam çıkarılabilir ve mantık bütünlüğü korunmuştur. Düşünceler genellikle birbirleriyle anlam ya da uyak bağlantıları gösterirler (klang çağrışım).
Düşünce içeriği: Düşünce içeriği büyüklük ve kendine güven temaları ile doludur. Benlik kabarmasını yansıtan düşünceler vardır. Kimsenin yapamayacağı işleri yapacak güçtedir, üstündür ve yeteneklidir (büyüklük düşünceleri). Psikotik özellikli manide büyüklük sanrıları ön plandadır, ancak duyguduruma uygun olmayan kötülük görme (perseküsyon), alınma (referans) sanrıları da olabilir.
Duygulanım: Coşku, aşırı neşe (öfori), zaman zaman da öfke egemendir. Buna yükselmiş, kabarmış duygudurum denir. Hastanın neşesi çevresindekilere de bulaşır. Ara ara duygulanım değişkenliği (labilite) görülür. Gülerken birden ağlayabilir, ağlarken gülmeye başlayabilir. Sıklıkla engellendiklerinde öfkeli, kızgın, saldırgan olabilirler. Başlangıçta hafif bir hızlanma ve çoşku (hipomani) içinde olan hastanın duyguları, hareketleri ve kabarması tırmanarak ağır bir taşkınlık (mani) durumu ortaya çıkar.
Bilişsel yetiler: Bilinç açık, yönelim, bellek ve algılama yerindedir. Dikkat kolayca dış uyaranlara çekilebilir (disraktibilite). Spontan dikkat artmış, iradi dikkat azalmıştır. Psikotik özellikli manide algı bozuklukları (varsanı ve yanılsamalar) görülebilir. Sıklıkla duyguduruma uygundur. Ağır dezorganize tablolarda bilinç bozukluğu varmış gibi görülebilir.
Fizyolojik belirtiler: Uyku ileri derecede bozulur. Hasta günlerce uyumaz, sürekli dolaşır, bir şeylerlerle uğraşır. Ertesi gün ise enerjik ve hareketlidir. İştahı artsa bile yemek yemeğe fırsat bulamaz, kilo verir. Cinsel dürtülerini denetlemekte zorlanır. Bu enerjik davranışları nedeniyle bir süre sonra yorgun düşer.

Manide Ayırıcı Tanı:
1. Şizofrenik bozukluk: Şizofreniklerde görülen neşede bir acayiplik , anlaşılmazlık ve belirtilen düşüncelerle bir uyumsuzluk vardır. Duygulanım tek düze ya da uygunsuzdur. Sanrı ve varsanılar genellikle düzensiz , dağınık ve duygudurumla uyumsuzdur. Mantık zinciri bozulmuştur. Hastanın anlattıklarından bir anlam çıkarmak zordur. Bu nedenle de hastayla ilişki kurmak zorlaşır. Manik nöbet ataklar şeklinde gider ve arada iyilik dönemleri bulunur. Şizofrenide ise hastalık genelde süreğendir. Zaman zaman kismi düzelmeler olsa da rahatsızlığın izleri düzelme dönemlerinde de görülür.
2. Sanrısal bozukluk
3. Kısa psikotik bozukluk
4. Tıbbi durumlara bağlı :
  • Nörolojik: Epilepsi, Fahr hastalığı, Huntington hast, Migren, Multipl Skleroz
  • Endokrin: Tiroid bozuklukları, postpartum bozukluklar, cushing hastalığı
  • Enfeksiyöz: AİDS, SLE
  • Diğer: Tümörler, travma, üremi, vitamin eksikliği (B12, C, niasin)
  • İlaçlar: L dopa, bromokriptin, amfetamin, simetidin, baklofen, isoniasid
Gidiş ve Sonlanım: Hastaların çoğunda birkaç haftadan birkaç aya kadar nöbet yatışır. Uygun sağaltımla bu süre kısalır. Bipolar bozukluk sıklıkla depresyonla başlar, %10-20 yalnızca yineleyen mani şeklindedir. Mani atağından sonra ilk 2 yılda %40-50 atak yineler. Aradaki iyilik dönemlerinde belirti bulunmaz. Bipolar bozukluğun karışık (mikst) tipinde mani ve depresyon belirtileri birbirleriyle içice geçer ve aynı zamanda birlikte bulunabilir. Bipolar bozuklukta nöbetler arası iyileşme dönemleri kısa süreli olursa, ve yılda en az 4 kez nöbet geliyorsa buna hızlı döngülü (rapid cycling) bipolar bozukluk denmektedir. Mani nöbetlerinin kısa sürmesi, geç başlangıç, iyilik dönemlerinin uzun sürmesi, olumlu aile, iş ve uğraşı koşulları, madde alışkanlığının olmaması olumlu sonlanım göstergeleridir.

Sağaltım :
Depresif Dönemin Sağaltımı
Depresif dönemin özellikleri, tipi, şiddeti, ayırıcı tanısı yapılarak uygulanacak sağaltım yöntemi kararlaştırılır. Eğer atağın özellikleri yeterince belirlenememişse, diğer uzmanlık dalları ile işbirliği gerekiyorsa, hasta yemiyor, ,içmiyor, ilaç kullanmayı reddediyorsa, özkıyım düşünce ve girişimleri varsa, psikotik özellikli depresyon ise, yeterli sağaltımı almasına karşın düzelme olmamışsa hastaneye yatırılarak izlenmesinde yarar vardır. Böyle yemiyor, içmiyor, fizik durumu kötüye gidiyorsa, konuşmuyorsa, ağır sanrıları, özkıyım düşünceleri ya da girişimleri varsa çoğu kez en etkili ve hızlı sağaltım yolu EKT (elektrokonvulsif terapi) dir.

Depresyon sağaltımında kullanılan ilaçlar antidepresanlardır. Etki açısından antidepresanlar arasında belirgin bir fark yoktur. Ancak yan etkileri açısından farklılıklar göstermektedirler. Bu nedenle ilaç seçiminde yan etkiler dikkate alınarak hastanın durumuna göre ilaç seçilmelidir. Özellikle hastanın daha önce kullandığı ve yarar gördüğü ilaç ilk seçenek olmalıdır. Antidepresanların iyileştirici etkileri 10-15 günden sonra başlar, yan etkileri ise bu 10-15 gün içinde görülürler. Bu bilgilerin hasta ve yakınlarına ayrıntılı olarak verilmeleri ilaca uyumu arttırır. Kullanılan ilaçların etkin dozda ve etkin sürede kullanılmaları önemlidir. Bu nedenle depresyon belirtileri yatıştıktan sonra 6-9 ay süreyle ilaç kullanılmalıdır. Erken ilaç kesilmelerinde yinelemeler görülebilir. Sağaltımda öncelikle bir tür anridepresan ilaç verilmeli, 4-6 haftalık bir kullanımdan sonra alınan yanıt değerlendirilmelidir. Gerekirse başka grup bir antidepresan eklenebilir ya da değiştirilebilir. Sağaltıma dirençli olgularda tiroid hormonu, lityum sağaltıma eklenebilir.

Manik Dönemin Sağaltımı:
Ağır manik atakta hastaneye yatırılarak sağaltım yapılmalıdır. Hastanın beslenmesine, sıvı-elektrolit dengesine, temizliğine ve fizyolojik işlevlerine özen gösterilmelidir. Başlangıçta hastaya antipsikotik ilaçlar verilmelidir. Ağızdan almayı kabul ediyorsa bu şekilde, daha ağır durumlarda, uyumsuzluk durumlarında parenteral yoldan yapılması uygun olacaktır. Gerekirse sedasyonu sağlamak için benzodiazepinler eklenebilir. Akut mani sağaltımında antipsikotiklerle birlikte ya da tek başına antimanik ve duygudurum düzenleyici özelliği olan lityumun önemli bir yeri vardır. Akut durumda kan seviyesi 0.8-1.4 mEq/lt olacak şekilde doz ayarlanmalıdır. Lityuma yanıt vermeyen durumlarda karbazepin ya da sodyum valproat kullanılabilir. Eksite olan ve antipsikotiklerle denetlenemeyen olgularda EKT etkili bir yöntem olabilir. Nöbet yatıştıktan sonra hasta ile hastalığın türü, nöbetlerin sıklığı gözden geçirilir. Uzun süreli sağaltım, bakım ve koruyucu önlemler hastaya ve ailesine açıklanır.

Bipolar Bozuklukta Koruyucu Sağaltım
Bipolar bozuklukta lityum koruyucu özelliği olan bir ilaçtır. Lityumun koruyucu etkinliği %80 dolayındadır. Hastanın lityumu yıllarca düzenli alması, düzenli kan düzeyi ölçümleri yaptırması, yan etkilere yönelik incelemeleri yaptırabiliyor olması zorunludur. Lityum sağaltımı başlanmadan önce yan etkilere yönelik böbrek, tiroid, karaciğer, kan ve kalp incelemeleri yapılmalıdır. Lityum başlandıktan 5-7 gün sonra lityum kan düzeyi ölçülür. Korunma amacı için uygun olan düzey 0.6-0.9 mEg/lt dir. Bipolar bozukluğun koruyucu sağaltımında lityum etkili olmazsa karbamazepin, sodyum valproat da kullanılabilir.


Doç. Dr. Levent METE / Doç.Dr.Nurgül Özpoyraz / Dr.Lut Tamam
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
pesimist - avatarı
pesimist
Ziyaretçi
15 Mayıs 2011       Mesaj #4
pesimist - avatarı
Ziyaretçi
Manik Depressif Psikoz

Duygusal bozukluklar arasında en kesin tanımlanmış bir hastalık olarak yer alan manik depressif psikoz mani ve depresyon (melankoli) denilen iki ayrı ve zıt tipte belirir. Depressif safhanın diğer depresyonlardan ayırdedilmesini sağlayan belirli bir kaç karakteristiği vardır. Depresyon birden başgosterir ve hızla derinleşir. Normal bir keder durumuna hiç benzemez.
Norotik depresyonlarda olduğu gibi bir günden öbürüne değişmez ama kesin bir günlük değişkenlik göstererek akşama doğru biraz düzelebilir. Konuşma hareket ve konsantrasyon eksikliği en sevdiği uğraşlara karşı bile ilgisizlik vardır. Hasta iştahını kaybeder kilosu hızla düşer. Cinsel arzusu azalır özellikle gecenin ikinci yarısında uyuma güçlüğü çeker. Suçluluk duyguları sık görülür ve çok kere uzun zaman önce işlenmiş önemsiz suçlar üzerinde yoğunlaşır. Hayatın yaşanmaya değer olmadığını hissettirecek kadar derinleşen depresyon hastayı intihar teşebbüsüne itebilir. Yargı yeteneği bozulur hasta olduğuna inanmaz ve durumunun kendi güçsüzlüğü veya akılsızlığından ileri geldiğini düşünür. Hastalığın manik safhası ise birçok bakımlardan depresif safhanın ters görüntüsüdür. Hasta neşelidir. Hayal kırıklığı ve başarısızlıklara karşı kayıtsızdır. Normalden çok fazla enerjisi vardır ve yapacak çok şeyi olduğundan gecenin yarısını uyumadan geçirir. Fazla girişkendir çok az tanıdığı kimselere müstehcen sözler söyleyerek çevresini rahatsız edebilir. Bazen bu neşeli durumun yerini öfke alır hatta sinirlilik hali neşeden daha belirgindir.
Durmaksızın ve acele acele konuşur tutarlı bir düşünce silsilesi sürdüremez fikir kaçışları vardır. Özbeğeni artar ve üstünlük iddiaları gelişebilir. Bu hastalıkta mani ve depresyon peş peşe veya aynı zamanda görülebilir. Çok kere neşe durumu sırasında hasta kısa ağlama nöbetleri geçirir ve intihar olaylarına da sık rastlanır. Hastalığın süresi ve seyri çok değişir. Kronik depresyonlara hatta kronik maniye sık rastlanmakla birlikte olayların çoğu tedaviyle veya tedavisiz tamamen iyileşir ve hastalık yeniden tekrarlasa da şizofrenideki gibi bir bozukluk bırakmaz.
Manik – depressif hastalıkta genetik faktörlerin rolü vardır. Hastaların % 15′inde ebeveynin kardeş ve çocukların da etkilendiği görülmüştür. Beyinde ve hipotalamusta katekolamin denen bir maddenin dağılması normalden farklı bulunmuştur. Tedavide depresyon safhasında antidepressan denen ilaçlar (Tofranil Laroxyl Ludiomil vb.) mani döneminde ise lityum tuzları (Litinat) kullanılmaktadır.
Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
18 Ağustos 2013       Mesaj #5
Mira - avatarı
VIP VIP Üye
Manik Depresif Psikoz
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi

Mani ve melankoli nöbetleriyle beliren akıl hastalığı. Neşe ve hüzün gibi iki aşırı kutup arasında gidip gelen ve değişen bu ruhsal durum yalnız aşırı neşe, aşırı keder ya da art arda neşe ve keder nöbetleriyle kendini gösterir. Daha çok 25-35 yaşları arasında ve özellikle kadınlarda görülür. Manik depresif hastalıkta genetik faktörlerin rolü vardır. Hastalığın ana-baba, kardeşler ve çocukları da etkilediği görülmüştür.

Hastalığın manik evresinde hasta neşelidir. Hayalkırıklığı ve başarısızlıklara karşı kayıtsızdır. Normalden çok fazla enerjisi vardır, fazla girişkendir. Bazen bu neşeli durumunun yerini öfke alır. Durmaksızın ve acele konuşur, tutarlı bir düşünce silsilesi sürdüremez. Özbeğeni artar ve üstünlük iddiaları gelişebilir. Depresif evredeyse, depresyon birden baş gösterir ve hızla derinleşir.

Konuşma, hareket ve konsantrasyon eksikliği ve sevdiği uğraşlara karşı bile ilgisizlik vardır. Hasta iştahını kaybeder, kilosu hızla düşer. Cinsel arzusu hızla azalır, özellikle gecenin ikinci yarısında uyuma güçlüğü çeker. Suçluluk duyguları sık sık görülür ve çoğu kez uzun zaman önce işlenmiş önemsiz suçlar üzerinde yoğunlaşır. Hayatın yaşanmaya değer olmadığını hissettirecek kadar derinleşen depresyon, hastayı intihar teşebbüsüne itebilir. Yargı yeteneği bozulur, hasta olduğuna inanmaz ve durumunun kendi güçsüzlüğü ya da akılsızlığından ileri geldiğini düşünür.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
zirzop psikolog - avatarı
zirzop psikolog
Ziyaretçi
14 Nisan 2016       Mesaj #6
zirzop psikolog - avatarı
Ziyaretçi
Manik depresif psikoz, başlığın kendisi psiko patholojinin tarih öncesine ait. Bugün bu isim kullanılmıyor. Neden çünkü Psikotik, nevrotik ayrımı bilimsel bir teoriye değil bir aklı evvelin keyif bağışlamalarına dayanıyordu..
Önemi ne?
Manik depresif psikoz... deyişi bu rahatsızlığın bir psikoz olduğunu söylüyor. Psikozlar hakkında YAFTALAR/stigmatlar yaygın ve aşırı olumsuzdur. Bu bu hastalığa maruz kişilewri olumsuz etkileyebilir. Örneğin Psikozların psikoterapisinin imkansız olduğu efsanesi . BİPOLAR bozukluk deyişi aynı efsane vurguyu içermez.

Şeylerin adını doğru koymak o şeyler hakkındaki yanılsamaların ilk panzehiridir.
Uzman olup adam olamamak sorununa ilk çaredir.

Benzer Konular

10 Aralık 2015 / Pasakli_Prenses Psikoloji ve Psikiyatri
17 Eylül 2009 / Misafir Soru-Cevap