Arama

Mafya - Sayfa 5

Güncelleme: 21 Eylül 2006 Gösterim: 88.093 Cevap: 42
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
12 Temmuz 2006       Mesaj #41
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Behçet Cantürk

Sponsorlu Bağlantılar
(1950 Diyarbakır-1994 İstanbul) Bölücü-Uyuşturucu Kaçakçısı.
Cantürk'ün babası Kürt, annesi ise Ermeni asıllıydı. 1975 yılından itibaren bazı kaçakçıların faaliyetlerine ortak oldu. 1975 yılında Türkiye Komünist Partisi'nin denetimindeki İlerici Gençlik Derneği'nin (İGD) tertiplediği Diyarbakır Lice protesto yürüyüşünün organize etti ve derneğe para yardımında bulundu. Aynı yıl askere gitmemek amacıyla rüşvet vererek Konya Askeri Hastanesi'nden çürük raporu aldı. 1977 yılında silah kaçakçılığına başladı. 1978 sonlarında Devrimci Doğu Kültür Dernekleri'ne (DDKD) üye oldu, Aynı tarihte, DDKD'yi maddi yönden kuvvetlendirmek amacıyla silah, mühimmat, uyuşturucu madde ve gümrük kaçakçılığına başlamışdı.1979 yılında Bulgaristan'dan kaçak olarak PKK'ye silah getirdı. 1981 yılında, illegal olarak Suriye'ye gitti ve ASALA üyeleriyle, ASALA DDKD işbirliği ile uyuşturucu madde kaçakçılığı faaliyetlerini birlikte organize etme kararı aldı.

1981-1983 yılları arasında Kapalıçarşı'da kuyumcu Ermeni ve Süryanilerle altın ve pırlanta kaçakçılığı yaptı. 1983 tarihinde Dündar Kılıç ve İsmail Hacısüleymanoğlu'nun, Kapalıçarşı'daki gayrimüslim ve Diyarbakırlılara, altın ve pırlanta kaçakçılığını ele geçirebilmek amacıyla baskı yapması üzerine, ASALA'nın Kapalıçarşı'ya yaptığı bombalı ve silahlı eylemi organize etti.
1983'den 1994'e dek Diyarbakır'daki uyuşturucu tekelini elinde tutuyordu. 22 Haziran 1984 tarihinde PKK üyesi olduğu gerekçesi ile Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı'nca tutuklandı. Mart 1993 ayı itibarıyla Akdeniz'de batırılan Kısmetim I gemisinde bulunan 3 ton uyuşturucuya Hüseyin Baybaşın ile ortak olduğu, PKK'ye para toplanmasında kaçakçılar ile örgüt arasında aracılık yaptığı, Nisan 1992 tarihinde İranlı Hüsno adlı şahıs ile birlikte Pakistan'dan Türkiye'ye 6 ton bazmorfin ve 5 ton esrar getirdiği iddia edildi.
14 Ocak 1994 tarihinde kimliği belirsiz kişilerce kaçırılan Cantürk'ün ve şöförünün cesetleri, bir gün sonra Sapanca yakınlarında bulundu.

HAKKINDA YAZILANLAR

80'li yılların başında askeri yönetime rağmen uyuşturucu ve silah kaçakçılığında hız kesmeyen ve ülkenin, elinde en çok nakit tutan ailesi olarak tanımlanan Cantürkler, Lice'yi de "Eroin başkenti" haline getirdiler. Diyarbakır ve Lice'de korkuyla karışık saygıyla anılan, uluslararası eroin kaçakçılığında etkin bir rol oynayan aile ile ilgili belgeler Narkotik ve MİT'te hatırı sayılır kalınlıkta dosyalar oluşturmaya başladı. Avusturya istihbaratından gelen "Cantürk" dosyasında bakın neler vardı:

Ağabey Nizamettin Cantürk'ün büyük eroin tüccarı olduğu hakkında dış basında çıkan, tekzip edilmemiş yazılar. Kayınbiraderleri Vehbi Orakçı'nın, Lice yakınlarındaki Kılıçlar Köyü'nde basılan eroin laboratuarı ve elde edilen silahlarla ilgili bilgiler. Lice yakınlarındaki Kılıçlar Köyü'nde basılan eroin laboratuarı ve elde edilen silahlarla ilgili bilgiler. Lice yakınlarındaki Sığınak Köyü'ne bağlı Şemo Mezrası'nda yapılan operasyonlar sırasında ele geçirilen 33 kilo eroin ve tam teşekküllü eroin laboratuvarının ayrıntıları.

Cantürklerin kirli çamaşırları, Içişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 090681 "Şifre Yıldırım Telsizi" ile 4 Haziran 1981 günü 6 ilin valiliklerine duyuruldu. Behçet Cantürk'ün doğum yeri olan, ülkenin bir ucundaki Lice'yi daha iyi tanımak için, Alman Quik Dergisi'nin 10 yıl önce, "Eroin kaçakçısı Türkler Lice'den geliyor" başlıklı haberinde yeralan, Düzeldorf Kaçakçılık Savcısı Hans Heliman'ın resmi açıklamalarına kulak verelim: "Türkler bizim için 1977 yılından beri dert oldu. Gün geçtikce sayıları artıyor. Son günlerde yakalananların hepsinin Lice'den geldiği saptandı. Bu yüzden yakalanmaları da kolay olmaya başladı. Bizce, Lice'de mükemmel eroin laboratuarları olmalı. "

Quik Dergisi, Lice denilince ilk akla gelen, daha doğrusu akıllardan hiç çıkmayan Cantürk Ailesi'ni "Eroin Kralı" olarak kapağına çıkartmıştı. Lice'de yaşayan ve Cantürk soyadını taşımayanların yüz yüze gelmekten bile çekindiği aileyi böylesine açık ve tehlikeli bir şekilde teşhir eden dergi, her nedense tekzip edilmemişti.

Cantürklerin, kendi adlarını verdikleri sokağından hükmettikleri Lice için, Federal Alman Polisi bir araştırma ekibi oluşturdu. Italyan polisi özel bir arşiv, Amerikan Narkotiği FNI ise daha ileri gidip bir broşür hazırlattı. Kısacası, dünya üzerinde Istanbul ve ankara'nın adını bile duymayan narkotik dedektifleri Lice'den haberdardı.

"Güvenilir kaynaktan alınan bir haberde', Diyarbakır Ili, Lice Ilçesi halkından Reşit oğlu Behçet Cantürk ile Reşit oğlu Nizamettin Cantürk'ün Italya'dan bir gemi ile 7. 65 mm çapında Baretta marka tabancayı yakın bir zamanda Mersin-Antalya arasındaki sahilden çıkarttıkları ve çıkartma sırasında tabancaların bir miktarının ıslanarak paslandığı ve çıkarttıkları tabancalardan 13 bin adedini Diyarbakır yakınlarında sakladıkları, iki bin adedini ise şu anda paslarını gidermek için Van Ili Başkale Ilçesi yakınlarındaki bir köyde silah ustaları tarafından paslarının giderilerek boyandığı, boyama işleri bitince 2 bin adet tabancanın Iran'a verilip karşılığında baz morfin alacakları, diğer 13 bin tabancanın da ülkemizde dağıtımını yapacakları, ayrıca Behçet Cantürk'ün annesinin Ermeni olduğu, isminin Hatun olduğu, 1965 yılında aile için bir çatışmada öldürüldüğü, fakat merdivenden düşmüş gibi gösterildiği, Hatun'un erkek kardeşinin adının Sietro olup, halen Halep şehrinde kuyumculuk ve ticaretle iştigal ettiği. Garabet isimli dayısının ise halen Istanbul ili Kadıköy semtinde sigara bayiğininin bulunduğu, ayrıca Istanbul Kapalıçarşı'da çok sayıda akrabasının bulunduğu, bu akrabalarından bir tanesinin adının Tato olduğu. "

EROIN ALEMLERI
"Ayrıca, Behçet Cantürk'ün kardeşi Sabit Cantürk de, Lice Ilçesi Kumlucaaltı'nda bir kulübünün olduğu, devamlı olarak akşamları eroin alemleri tertip ederek halkı eroine alıştırmaya teşvik ettiği, bunu maksatlı olarak yaptığı, eroine bağımlılık kazandırdığı şahıslara eroin kaçakçılığı yaptırdığı ve bunların Marsilya'ya yakın Italya'da bulunan Ermeniler ile işbirliği kurarak, Ermeni ideolojisine yardım ettikleri ve halkı silahlandırmak amacıyla kaçakçılık yaptıkları, yukarıda söz koünusu edilen tabancaları da bahis konusu Ermeniler aracılığıyya ülkemize soktukları, adı geçenlerin Halep'teki akrabalarının sık sık ziyarete gittikleri. Iran'dan aldıkları uyuşturucuyu Halep üzerinden Italya'ya kaçırdıkları, ayrıca Diyarbakır Lice depreminde Ermeni grupların depremzedelere para yardımı yaptıkları ve bu arada Behçet Cantürk'e 10 milyon Türk Lirası verdikleri, bu ailenin para ile kaçakçılık başlatmasının talimatının Ermenilerce verildiği istihbar edilmiştir. "

"Yukarıda belirtilen hususların, güvenilir elemanlarımızdan çok gizli tetkik ve tahkikatının yaptırılarak, konu üzerinde hassasiyetle durularak, suçluların suç delilleriyle birlikte yakalanmalarının temini ile neticeden bilgi verilmesini önemle rica ederim. "

Büyük Göç
Polisin geçmişini didik didik ettiği Behçet Cantürk, işlerini daha da büyüterek 70'li yılların sonunda 50 bin liraya Diyarbakır'da Demir Oteli satın aldı.

1979 yılında ailesiyle birlikte Istanbul'a yerleşerek otelcilik ve emlak alım-satım işlerine başladı. Diyarbakır'ı asla defterinden silmeyen Cantürk, Diyarbakırspor'a yüklü bağışlarda bulundu.

1983 yılında ASALA militanı Mıgırdıç Madaryan tarafından gerçekleştirilen Kapalıçarşı Baskını'nda parmağı olduğu ileri sürülen Behçet Cantürk, 1984 yılında dönemin Kaçakçılık ve Istihbarat Daire Başkanı Atilla Aytek'in düzenlediği bir operasyonla Diyarbakır'da ağabeyi Nizamettin Cantürk ve üvey kardeşi Azed Cantürk'le birlikte gözaltına alındı.

Behçet Cantürk, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı yaptığı, ASALA örgütüne yardım ettiği, Kapalıçarşı baskınını düzenlediği gerekçeleriyle, Diyarbakır ve Ankara Askeri Mahkemeleri'nde idam talebiyle yargılanmaya başladı.

YASKA - avatarı
YASKA
Ziyaretçi
10 Ağustos 2006       Mesaj #42
YASKA - avatarı
Ziyaretçi
[
kurşat yılmaz,alioymak ve numan güvenirin resmini görmek istiyorum
Sponsorlu Bağlantılar



emailx
















Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
10 Ağustos 2006       Mesaj #43
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
buyrun YASKA

Kürşat Yılmaz

kursatyilmaz 12 Eylül öncesinde Ülkücü Gençler Derneği (ÜGD) üyesi olan Yılmaz, sonraki yıllarda çek - senet tahsilatı işine girdi. İlk yasadışı işi sahte piyango bileti basmak olan Yılmaz, kısa sürede yakalandı.

Yılmaz, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Özel Kalemi'nde çalışan Polis Memuresi Tülay Çetin'le sürpriz bir evlilik yapmasıyla tekrar gündeme geldi. İki cinayete karıştı ve cezaevinde bulunduğu dönemde özel izinle evlenen Yılmaz'ın adı ilk olarak Banker Kastelli olarak bilinen Cevher Özden'i ayaklarından kurşunlanması olayında duyuldu.

Yılmaz'ın adının karıştığı en büyük olay, 1991'i 1992'ye bağlayan yılbaşı gecesi, Çakıl Gazinosu'nda işlenen Ayanoğlu cinayeti oldu.

Yılmaz, "Kısmetim 1" gemisiyle ilgili davada 5 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırılan Derya Ayanoğlu'nun babası armatör Osman Ayanoğlu'nu adamı Yavuz Kaşıkçı'yı öldürtmek suçundan yakalandı. Ancak delil yetersizliğinden serbest bırakıldı. 1992'de Kayhan Güvelioğlu'nu öldüren Yılmaz, 19 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı.

Bayrampaşa Cezaevi'nden Çanakkale Cezaevi'ne sevkedilen Yılmaz, 1994'te hastaneye giderken firar etti. Dört ay sonra yakalanıp yeniden Bayrampaşa'ya konuldu. Daha sonra Sinop ve Ünye kapalı, Ünye ve İskilip yarı açık cezaevlerini dolaştı.







Benzer Konular

17 Mayıs 2012 / hocaz53 Oyunlar
17 Aralık 2012 / Misafir X-Sözlük
14 Ağustos 2012 / vampirinlaneti Soru-Cevap
6 Temmuz 2012 / MafyaTiM Oyunlar
9 Eylül 2012 / aslanlar60 Oyunlar