Arama

Benito Mussolini

Güncelleme: 1 Kasım 2016 Gösterim: 18.719 Cevap: 4
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Kasım 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Mussolini, Benito

Ad:  Benito Mussolini1.jpg
Gösterim: 2599
Boyut:  66.8 KB

(Amilcare Andrea)
Sponsorlu Bağlantılar
lakabı İLDUCE (İtalyancada “Önder”)
(d. 29 Temmuz 1883, Predappio - ö. 28 Nisan 1945, Dongo yakınları, İtalya)
İtalya başbakanı (1922-43) ve Avrupa’nın ilk faşist diktatörü.

Uyguladığı politikalarla II. Dünya Savaşı’nda ülkesini yenilgiye götürmüştür.

Gençliği.


Sosyalist eğilimli bir demirci ustasının oğluydu. İki kardeşiyle birlikte yoksulluk içinde büyüdü. Disiplinsiz ve saldırgan davranışlarından ötürü birkaç okul değiştirdi. 1902’de İsviçre’ye giderek çeşitli işlerde çalıştı; bu arada derinlemesine olmamakla birlikte Kant, Spinoza, Kropotkin, Nietzsche, Hegel, Kautsky ve Sorel gibi düşünürlerin yapıtlarını okudu. Hiçbirinin görüşlerini tam olarak benimsemedi; bu görüşlerin yalnızca hoşuna giden yönlerini alarak hiçbir tutarlılığı bulunmayan siyasal görüşler öne sürüyordu, ama bu arada çekiciliği ve konuşma yeteneğiyle çevresini etkilemeye başlamıştı.

Siyasal etkinlikleri nedeniyle birkaç kez tutuklandı. 1904’te İtalya’ya dönünce bir süre Udine’nin kuzeyindeki Venedik Alpleri’nde öğretmenlik yaptı. Ama çok geçmeden sendikacılığa, gazeteciliğe ve etkin siyasal yaşama döndü.
Mussolini çeşitli sosyalist gazetelerde yazdıktan sonra La Lotta di Classe (Sınıf Mücadelesi) adlı kendi gazetesini kurdu. Gazetenin büyük başarısı üzerine 1912’de İtalyan Sosyalist Partisi’nin (PSI) resmî yayın organı Avanti!'nin (İleri) yayın yönetmenliğine getirildi. Bu görevi sırasında İtalya’nın I. Dünya Savaşı’na girmesine şiddetle karşı çıktı; enternasyonalist, antiemperyalist ve antimilitarist görüşler doğrultusunda polemikçi bir tutum izleyerek gazetenin satışını iki katma çıkardı. Ama çok geçmeden Fransa’nın yenilgisinin Avrupa’da özgürlüğün sonu olacağı ve savaşı toplumsal devrimin izleyeceği savlarıyla ateşli savaş propagandasına girişince Avantirdeki görevinden ve PSI’dan uzaklaştırıldı. Avusturya’ya karşı savaşa girilmesini savunan bir yayımcının mali desteğiyle çıkan II Popolo d İtalia (İtalya Halkı) gazetesinin yayın yönetmenliğini üstlendi. Gazetedeki aşırı milliyetçi yazılarında faşist görüşlerini ortaya koymaya başladı ve İtalya savaşa girince orduya katıldı.

İktidara gelişi.


Şubat 1918’de İtalya’nın içinde bulunduğu karmaşadan çıkabilmesi için acımasız ve enerjik bir diktatörün gerekli olduğunu ileri sürdü. Ertesi yıl Milano’da San Sepolcro Meydanı’ndaki bir salonda 200 kadar cumhuriyetçi, anarşist, sendikalist, eski sosyalist ve terhis edilmiş askerin katıldığı bir toplantıda ilk Fasci di Combattimento örgütünü kurdu.

1922 yazında sendikalarca yapılan genel grev çağrısı üzerine Mussolini, hükümet grevi durdurmazsa faşistlerin durduracağını bildirdi. Napoli’de 40 bin kişinin katıldığı bir mitingde iktidar kendilerine verilmezse Roma’ya yürüyerek yönetimi zorla ele geçireceklerini söyledi. Dört gün sonra faşist gruplar dört ayrı koldan Roma’ya yürüyüşe geçtiler.
Kral III. Vittorio Emanuele’nin hükümeti kurma görevini kendisine vermesini bekleyen Mussolini, yürüyüşü yöneten dört faşist önder (Quadrumviri) arasında yer almadı. Kral Roma Yürüyüşü’nün ardından Mussolini’nin beklediği telgrafı çekti.

Diktatörlük.


Mussolini 31 Ekim 1922’de İtalyan tarihinin en genç başbakanı oldu. Başarısını siyasal ve ekonomik bunalımın yarattığı kargaşa ortamının yanı sıra fırsatçı tutumlarına ve etkileyici propaganda yeteneğine borçluydu. Kendini yalnızca faşist rejimin değil, bütün İtalya’nın önderi olarak gösterebilmek amacıyla hükümet üyelerinin çoğunluğunu Faşist Parti’nin dışındaki kişilerden oluşturdu. Ama bir yıl için olağanüstü yetkiler kullanmak hakkını elde ederek mecliste faşistlerin çoğunluğu ele geçirmelerini sağlayacak bir seçim yasası çıkardı ve hileli 1924 seçimleriyle kişisel iktidarını pekiştirdi.

Mussolini, grevlerden ve ayaklanmalardan usanan İtalyan halkının ekonominin istikrara kavuşması ve ulusal onurlarının korunması yönündeki güçlü isteğini kendi diktatörlük amaçları için çok iyi kullandı; katı bir diktatörlük kurmaya yönelerek kısa sürede düzeni sağladı. Bu arada işçi ücretlerini artırdı ve kamu hizmetleri alanında büyük yatırımlara girişti.

Önceleri Avrupa ve ABD’de yöneticiler tarafından başarılı bir devlet adamı olarak değerlendirildi. Ama bir süre sonra Akdeniz’i İtalyan gölüne dönüştürme ve Roma İmparatorluğumu canlandırma düşlerini gerçekleştirmek için harekete geçti. Ekim 1935’te İtalya Etiyopya’yı işgal etti. Avrupa devletleri olayı yalnızca kınamakla yetindiler; Milletler Cemiyeti’nin uyguladığı yaptırımlar ise çok etkisiz kaldı.

II. Dünya Savaşındaki rolü.


Mussolini, uzun bir savaşın felaketle sonuçlanacağını ve Almanya’yla körü körüne bir ittifaka girmemesi gerektiğini anlamakla birlikte, Almanların zaferlerinden yeterli pay alamamaktan korkuyordu. Almanların batıya doğru ilerlemeye başlaması ve Fransa’nın çökmesi üzerine 10 Haziran 1940’ta savaşa girme kararını açıkladı. Mussolini ittifak içinde ve Hitler’in karşısında her zaman zayıf konumda bulunduğunun farkındaydı. Almanya Romanya’nın, ardından da SSCB'nin işgalini Mussolini’ye haber vermeden gerçekleştirdi. Bunun üzerine Mussolini de Alınanlara haber vermeden Arnavutluk üzerinden Yunanistan’a saldırdı. Ama Yunan direnişi karşısında büyük bir bozguna uğrayarak Almanlardan destek istemek zorunda kaldı. İtalyan birlikleri Kuzey Afrika’da da Müttefiklere sürekli yeniliyordu. Temmuz 1943’te Müttefikler Sicilya’yı ele geçirdiklerinde İtalya’nın yenilgisi kesinleşmişti.

Devletin en yetkili anayasal organı olan ve savaşın başından beri hiç toplanmayan Yüksek Faşist Konsey 24 Temmuz 1943’te toplanarak büyük bir çoğunlukla Mussolini’ nin görevden uzaklaştırılmasını kararlaştırdı. Bu kararı dikkate almayan Mussolini, ertesi gün kralla yaptığı görüşmenin ardından tutuklandı. Ama Alman paraşütçülerince kaçırılarak uçakla Münih’e gitti. Hitler’in isteğiyle Alman işgalindeki Kuzey İtalya’da Italyan Sosyal Cumhuriyeti adlı faşist bir yönetim kurmayı, ayrıca aralarında damadı Kont Galeazzo Ciano da olmak üzere Faşist Konsey’de aleyhinde oy verenlerin idam edilmelerini kabul etti. Ama Salo’da kurulan yeni cumhuriyet Almanlara bağlı kukla bir yönetimdi.

Bu arada Müttefikler Alman mevzilerini yararak hızla kuzeye doğru ilerliyordu. Mussolini Innsbruck’a doğru çekilen konvoylardan birinde Alman askeri kılığında sınırı geçmeye çalışırken yakalandı. Kendisini terk etmeyen sevgilisi Claretta Petacci ile birlikte kurşuna dizildi. Her ikisinin de cesetleri Milano’da Loreto Meydanı’nda ayaklarından asılarak sergilendi.

kaynak: Ana Britannica

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 1 Kasım 2016 20:52
Biyografi Konusu: Benito Mussolini nereli hayatı kimdir.
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
3 Haziran 2009       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Ad:  Benito Mussolini2.jpg
Gösterim: 2872
Boyut:  52.4 KB
Benito MUSSOLINI

(1883–1945)

Sponsorlu Bağlantılar

Yaklaşık 20 yıl boyunca İtalya'yı yöneten faşist diktatör Benito Mussolini, ülkenin kuzeyinde Forli yakınlarında Predappio'da bir demircinin oğ­lu olarak dünyaya geldi. Mussolini, ilk ve ortaöğrenimi sırasında disiplinsiz ve saldırgan davranışları nedeniyle iki kez okuldan uzaklaştırıldı. Gençliğinde sosyalist düşüncelere ilgi duydu. 1901'de eğitimini tamamlayan Mussolini, kısa bir süre öğretmenlik yaptı ve aynı yıl İtalyan Sosyalist Partisi'ne üye oldu. 1910'da Forli'de bir gazete çıkardı. Bundan bir yıl sonra tutuklanarak bir süre hapiste kaldı. 1912'de İtalyan Sosyalist Partisi'nin yayın organı olan Avanti ("İleri") gazetesinin yönetimine getirildi. Ama I. Dünya Savaşı' mn başlamasıyla birlikte, tarafsızlık politika­sını savunan Sosyalist Parti ile çelişkiye düştü­ğü için gazeteden uzaklaştırıldı. Bunun üzeri­ne, aşırı milliyetçi görüşlerini yaydığı Il Popolo d'Italia ("İtalya Halkı") gazetesini çıkarma­ya başladı ve birkaç ay sonra Sosyalist Parti' den atıldı. İtalya'nın İtilaf Devletleri yanında savaşa girmesinden sonra iki yıl boyunca piyade olarak askerlik yaptı. 1917'de yaralan­dıktan sonra yeniden gazetesinin başına geçti.

Savaş sonrası İtalya'da enflasyon ve yoksul­luk arttı. Ülkenin ekonomik ve siyasal yaşa­mına karmaşa egemen oldu. Siyasal görüşleri tümüyle değişmiş olan Mussolini, bu dönem­de, ülkede durumundan hoşnut olmayan ke­simleri kendi çevresinde toplayabilmek için propaganda yapmaya başladı. Yöneldiği ke­simler, daha çok işsizler, terhis edilen ve iş bulamayan askerler, sosyalizmin güçlenme­sinden korkan toprak sahipleri ve sanayiciler­di. Siyasal propagandası milliyetçilik, güçlü ve otoriter devlet ve ahlaksal değerlerin yüceltilmesi doğrultusundaydı. Büyük toprak sahipleri ve işadamları Mussolini'yi önce pa­rasal olarak, daha sonra açıkça desteklemeye başladılar.

1919'da Kara Gömlekliler adıyla tanınan faşist örgütü kurdu ve "Duce" (önder) olarak bu örgütün başkanlığını üstlendi. Kara göm­lekli faşistler, sosyalist ve komünist eğilimli işçi örgütlerine karşı zor kullanarak İtalya'da terör ortamı yarattılar ve karşıt görüşlü olan­ları sindirdiler. Yönetimi tümüyle ellerine geçirmeyi ve küçümsedikleri demokrasiyi yok etmeyi hedeflediler. 1921'de Faşist Parti res­men kuruldu ve aynı yıl Mussolini meclise girmeyi başardı.

1922'de çıkan hükümet bunalımı sırasında faşistlerin düzenledikleri Roma yürüyüşün­den korkan Kral III. Vittorio Emanuele, Mussolini'yi başbakanlığa getirdi. Üç yıl sü­reyle ülkeyi koalisyon hükümetleriyle yöne­ten Mussolini 1925'te tüm yetkileri kendinde topladı. Faşist Parti dışındaki tüm partiler yasaklandı. Basının yönetimi eleştirmesini ve muhalefet yapmasını da yasa çıkararak engel­leyen Mussolini, İtalya'yı diktatörlükle yönet­meye başladı. Toplumsal barışı sağlayacağını ileri sürerek, aynı işkolunda çalışan işçi ve işverenlerin bir araya getirildiği korporasyonlar kurdu; ülke ekonomisini ve sınıflar arası çelişkileri denetim altına almaya çalıştı. Daha sonra Akdeniz'i bir İtalyan gölü yapma ve Roma İmparatorluğu'nu canlandırma hedefi­ni öne süren Mussolini 1936'da Habeşistan'ı (bugün Etiyopya) işgal etti. Binlerce İtalyan köylüsünün yaşadığı Libya'yı sömürgeleştirdi. 1939'da, Arnavutluk'u aldı. Malta, Korsika ve Tunus üzerinde hak iddia etti. İspanya İç Savaşı (1936–39) sırasında Cumhuriyetçiler'e karşı savaşan Franco'nun faşist güçlerine yar­dımcı olmak üzere İspanya'ya asker gönderdi.

1939'da Alman-İtalyan ittifakı kuruldu. Ar­dından çıkan II. Dünya Savaşı'nın ilk yılında, Mussolini, Habeşistan ve Arnavutluk işgalleri sırasında ordusunun zayıf düştüğünü düşüne­rek Almanya'nın yanında savaşa girmedi. Fransa'nın düşmesinden sonra 1940'ta Mus­solini İtalya'nın da savaşa girdiğini açıkladı ve Yunanistan'a saldırdı. Ama Yunan direnişi karşısında önemli kayıplar verdi ve başarılı olamadı. II. Dünya Savaşı sırasında İtalyan orduları Habeşistan ve Kuzey Afrika'da da yenilerek geri çekildi. Müttefikler 1943'te Sicilya üzerinden İtalya'ya girince Mussolini, Yüksek Faşist Konsey tarafından başkanlık­tan alındı. Bu kararı kabul etmeyince tutukla­narak Abruzzi Dağları'nda hapsedildi. Bura­dan Alman paraşütçülerce kurtarılan Musso­lini, Almanlar'ın işgalindeki Kuzey İtalya'da Adolf Hitler'in güdümünde İtalyan Sosyal Cumhuriyeti adlı faşist bir yönetim kurdu.

Bu sırada Müttefik orduları ilerlemeyi sürdürü­yordu. 1945'te çekilen Alman ordusuyla bir­likte, Alman askeri kılığında, İsviçre'ye kaçmak isteyen Mussolini, İtalyan partizanları tarafından yakalandı ve kendisini terk etme­yen sevgilisiyle birlikte kurşuna dizildi. Mila­no'ya getirilen cenazeleri, Loreto Alanı'nda ayaklarından asılarak halka gösterildi.

MsXLabs.org & Temel Britannica

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 1 Kasım 2016 20:53
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
Jumong - avatarı
Jumong
VIP VIP Üye
28 Nisan 2011       Mesaj #3
Jumong - avatarı
VIP VIP Üye
Benito Mussolini

İtalya'ya ilk ziyaretinde İtalyan generaller tarafından selamlanan Adolf Hitler, solunda Mussolini (Venedik, 14 Haziran 1934)
Ad:  1.jpg
Gösterim: 635
Boyut:  97.7 KB


Mussolini, Adolf Hitler ile birlikte Münih'te
Ad:  2.jpg
Gösterim: 585
Boyut:  60.4 KB
Son düzenleyen Safi; 1 Kasım 2016 19:43
🌘 🚀
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
19 Aralık 2015       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM

Benito Amilcare Andrea Mussolini


MUSSOLİNİ (Benito)
İtalyan devlet adamı
(Dovia di Predappio, Romagna, 1883 - Giulino di Mezzegra, Como, 1945)

Sosyalist bir demircinin oğluydu. Önce öğretmenlik yaptı, sonra İsviçre'ye geçerek (1902) orada duvarcı olarak çalıştı ve askerlik hizmetini yapmamak için İtalya'ya dönmedi. Siyasi mültecilerle ilişki kurdu, grevler düzenledi; Kautsky, Nietzsche ve Blanqui’yi okuyarak siyasi kültürünü tamamladı. İsviçre'den sınır dışı edildi, bir af yasasından yararlanarak İtalya’ya döndü (1905) ve askerlik hizmetini yaptı (1905 -06). Sonra, o sıralarda Avusturya'nın eyaleti olan, ama halkının çoğunluğu italyanlar'dan oluşan Trentino’ya giderek orada gazetecilik yapmaya başladı. Avusturya polisinin de onu sınır dışı etmesi üzerine faaliyetini Romagna (1909-1912) ve Forli’de sürdürdü.
Ad:  Benito Mussolini3.jpg
Gösterim: 1921
Boyut:  50.5 KB

Rachele Guidi’yle nişanlandı (1915’te evlendiler), sosyalist gazete La lotta di classe’nin yönetmeni oldu; Georges Sorel ve onun Reflexions sur la violence (Şiddet üstüne düşünceler) adlı kitabını keşfetti ve Libya savaşı'na (1911-12) karşı kampanya yürüttü. Düzenlediği bir grev yüzünden hapis cezasına çarptırıldı ve hapishanede özyaşamöyküsünü yazdı. 1912’de günlük sosyalist gazete Avanti'y'ı yönetmesi için Milano'ya çağırıldı.

1914’te Mussolini, önce İtalya'nın tarafsız kalması için mücadele etti, ama ekimden sonra savaşa katılmayı destekleyen yazılar yazmaya başladı, bu yüzden sosyalist liderlerle arası açıldı ve Avanti'rim yönetiminden alındı. Bunun üzerine, özellikle Fransızlar’ın mali desteğiyle il Popolo d’italia adlı gazeteyi kurdu. Fransa’nın paralı hizmetinde olmakla suçlanarak sosyalist partiden atıldı. 1915’te er olarak silah altına alınıp cepheye gönderildi ve ağır bir yara aldı. 1917'de çürüğe çıkarıldı, yeniden gazetesinin başına geçti ve yurtseverliği yücelten yazılar yazdı. 23 mart 1919'da, yandaşlarını özellikle eski muhariplerden ve savaş sonrasında umduğunu bulamayan kişilerden toplayan Savaş Fascioları'nı kurdu. Programında, Gabriele D'Annunzio'dan aktarma cümlelerle bazı cumhuriyetçi görüşleri demagojik bir sosyalizm ve aşırı bir milliyetçilikle birleştiriyordu.

Kasım 1919 seçimlerinde, Milano’dan aday olan Mussolini, ağır bir yenilgiye uğradı. Bunun üzerine, Fasciolar, özellikle aşırı solu ve sosyalistleri hedef alan bir şiddet eylemine başvurmayı kararlaştırdılar. Kasım 1921'de, sendikal örgüte sahip gerçek bir siyasal parti oluşturdular ve hükümet istikrarsızlığını kendi çıkarlarına kullanmaya başladılar. 1921 seçimlerinde Milano'dan milletvekili seçilen Mussolini, çok geçmeden, iktidarın kendisine verilmesini ister oldu; partisi, 1922’de, üye sayısını iki katına (720 000) çıkardı. Ağustos 1922’de, aşırı sol tarafından çıkarılan bir grevi kırdı ve Roma üzerine bir yürüyüş düzenledi (28 ekim). Kral Vittorio Emanuele III bu güç gösterisini onaylayarak hükümetin yönetimini Mussolini'ye bıraktı, Meclis de 25 kasım 1922’de, kendisine tam yetki verdi. Mussolini hemen (1923) yeni bir seçim kanunu çıkarttı ve böylece nisan 1924 seçimlerinde Meclis te faşist bir çoğunluk elde etti.

Parlamentoda şiddet hareketlerini ve seçim hilelerini açıkça eleştiren (30 mayıs) sosyalist Matteotti, 10 haziranda öldürüldü. Mussolini, bu cinayeti örtbas etti ve muhaliflerin Parlamentodan çekilmeleri üzerine, faşist olmayan sendikalarla siyasi partileri yasaklayarak liderleri hakkında kovuşturma açtırdı. Her türlü muhalefeti böylece ortadan kaldırdıktan sonra, 3 ocak 1925’te bütün diktatörlük yetkilerini aldı ve krallığın güvencesine bağlı meşruti liberal devletin yerine faşist bir devlet kurdu.

iktidar, Mussolini'yi giderek değiştirdi; çok geçmeden Duçe tek başına hareket etmeye başladı, her alanda başına buyruk müdahalelerde bulundu, kendini tam anlamıyla putlaştıran bir örgüt kurdu.

1929'da, Kilise’nin desteğini elde etmeye çalıştı, Laterano antlaşmalarıyla devletle Papalık'ı uzlaştırdı ve böylece katolik dünyasını kendine bağladı. 1928’de, tek liste ve tek parti sistemini kurdu. Bu sayede her türlü iç muhalefeti ortadan kaldırıyor, ilk fırsatta bazı dış maceralara atılmak olanağını elde ediyordu (bunun ilk aşaması Etyopya oldu). Bundan sonra, Versailles antlaşmasından hoşnut olmayan milletlerin sözcülüğünü üstlenerek, sınırları yeniden gözden geçirecek devletleri yönlendirmek hevesine kapıldı.

Böylece, 1933 -1935 arasında, batı demokrasileriyle yakınlaşmaya çalıştı, 7 haziran 1933’te Dörtlü pakt (İtalya, Fransa, Büyük Britanya, Almanya) önerisini ortaya attıysa da, bu pakt onaylanmadı. Dollfuss’un nazilerce öldürülmesi (temmuz 1934) üzerine Mussolini, Brenner'e doğru harekete geçti ve nisan 1935'te Londra ve Paris’le birlikte, alman ilerlemesini engellemek amacıyla Stresa cephesini kurdu (ocak 1935'te Pierre Laval ile bir fransız-italyan anlaşması imzaladı). Fakat, Etyopya'ya saldırı (ekim 1935), Stresa politikasına son verdi. Fransa’yı da kendi safına çeken İngiltere’nin düşmanca tutumu ve Milletler cemiyeti' nin uyguladığı iktisadi yaptırımlar yüzünden zor durumda kalan Mussolini, 5 mayıs 1936'da bu sömürge savaşına son vermek zorunda kaldı.

Gerek bu zafer, gerek ispanya'ya yaptıkları ortaklaşa müdahale, Mussolini ile Hitler'i birbirine yaklaştırdı ve 1 kasım 1936'da Roma-Berlin mihveri kuruldu. Bu, siyasi ve askeri bir anlaşmadan çok, iki rejim arasında gittikçe artan bir yakınlaşmanın başlangıcıydı. Hitler’in kişiliğinin etkisi altında kalan Duçe, her ne pahasına olursa olsun onun hatırını kırmamak he- vesindeydi. Bu nedenle, Avusturya’yı (11 mart 1938’de Almanya tarafından ilhak edildi) ve Çekoslovakya’yı (eylül 1938) feda etti.

Özellikle de, ülke içinde ırkçı bir politika uygulamaya girişti (ırkçı yasalar, Yahudiler'e zulmedilmesi). Nihayet, Hitler'in ilhaklarına bir karşılık olmak üzere Arnavutluk’u işgal etti ve böylece her türlü insiyatifi Hitler'e kaptırmış olduğunu gösterdi. ikinci Dünya savaşı başında, İtalya’ nin askeri bakımdan henüz hazır olmadığı düşüncesiyle, başlangıçta tarafsız bir tavır takındıysa da, 10 haziran 1940’ta, çevresindekilerin büyük bir bölümünün muhalefetine rağmen, Almanya’nın safında savaşa girdi, Fransa’ya karşı giriştiği saldırı, (10-24 haziran 1940) başarılı olmadı; Yunanistan’a açtığı savaşsa, 28 ekim 1940’tan sonra bir felakete dönüştü. Duçe ağır kayıplara uğradı: Afrika’daki sömürgeler elden çıktı, 240 000 İtalyan askeri Doğu cephesi’nde savaşmak zorunda kaldı ve yüz binlerce İtalyan işçisi Almanya'ya gönderildi. Bu felaketler büyüdükçe, faşist hükümet içinde bile Duçe' nin inatçılığına tepkiler başladı. Gerçekte, Duçe de ayrı bir barış yapmayı düşlüyor, ama bunu Hitler’e açmaya cesaret edemiyordu. Birtakım komplolar düzenlendi ve 24-25 temmuz 1943 gecesi bir araya gelen parti liderleri (Ciano, Grandi, De Bono, vb.), Duçe’den yetkilerini krala devretmesini istediler. Kral, ertesi gün Duçe'yi tutuklattırdı ve yerine Badoglio’yu atadı.

Abruzzi’de göz altına alınan Mussolini, Skorzeny'nin alman paraşütçülerince kurtarıldı (12 eylül 1943) ve Hitler’in buyruğuyla Salo’da (Kuzey İtalya) "İtalyan Sosyal Cumhuriyeti” adıyla kurulan bir kukla devletin başına geçti. Mussolini, temmuz 1943’te kendisini deviren faşist liderleri ve bu arada damadı Ciano'yu idam ettirdi (ocak 1944). Hitler ordularının bozgunu sırasında, bir alman konvoyuyla İsviçre'ye kaçmak istedi. Ama, Como gölü yakınındaki Dongo’da İtalyan partizanlarca tutuklandı ve ertesi gün albay Valerio’nun emriyle metresi Clara Petacci'yle birlikte kurşuna dizildi (28 nisan 1945).

Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 1 Kasım 2016 20:54
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
1 Kasım 2016       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Benito Amilcare Andrea Mussolini
Ad:  Benito Mussolini4.jpg
Gösterim: 1033
Boyut:  55.7 KB

Benito Mussolini (1883, Forli - İtalya - 1945),
II. Dünya Savaşı sırasında İtalya'nın başbakanı.

Hitler ile birlikte Faşizmin en önemli uygulayıcılarındandır.
Üniversite eğitiminin ardından öğretmenlik yaparak çalışmaya başladı. 1902'de zorunlu askerlik görevinden kaçmak için isviçre'ye gitti. 1904'te İtalyaya geri döndü ve İtalyan Sosyalist partisi'ne katıldı ve partinin yayın organı olan avanti gazetesinde çalıştı. bir süre gazetenin başyazarlığını da üstlenen Mussolini, birinci dünya savaşı'nın başlaması üzerine orduya yazıldı. savaşta yaralanan Mussolini Milano'ya döndü ve burada sağ görüşlü İl Popolo d'İtalia gazetesinin editörü oldu.

Çökmüş ekonomi ve siyasi kargaşa içindeki İtalya’da Mussolini çeşitli sağcı grupları kurduğu faşist partisinin bünyesinde topladı.İl duce lakabını kullanan Mussolini, ülkenin problemlerini çözeceğini vaat ediyor ve eski Roma İmparatorluğu'nun ihtişamlı günlerine geri dönüleceğine söz veriyordu.Partinin gençlik teşkilatı olarak kurulan kara gömlekliler örgütü ise ekonomik durumun kargaşasında faydalanarak büyük bir sıçrama yapan komünist gruplarla, grevci işçilerle çatışıyordu.

Mussolini, Ekim 1922'de Kral Viktor Emmanuel III'ü yönetimin faşist parti'ye devretmesi için tehdit etti; aksi takdirde 26.000 taraftarı ile Roma'ya yürüyecekti komünist hareketinde önüne geçmek isteyen kral bu teklifi kabul etti.

Duçe ilk olarak faşist parti dışındaki diğer partileri kapattı, sendika hareketleri kanun dışı ilan etti, kitap ve gazetelere sansür getirdi, eğitimi sıkı kontrol altına aldı. bu arada devlet güdümünde ekonominin faşistleştirilmesi amacıyla tüm ülke tren rayları ve otobanlarla kaplandı. çiftçileri sürekli teşvik etti , tarım ve endüstrinin canlanmasını sağladı buna bağlı olarak da İtalya’da işsizlik azaldı. tüm bunlar mussolini'nin kitleler üzerindeki popülaritesini arttırdı.

Uluslararası arenada güçlendiğini ispat etmek için 1935'te Habeşistan'a asker çıkardı. uzun ve nedensiz bir savaş sonunda Habeşistan'ı işgal eden İtalya,1936 yılında Nazi Almanyası ile Roma-Berlin mihverini kurdu.Bu tarihten sonra devamlı Hitler'in etkisinde kalan mussolini 10 Temmuz 1940'da müttefiklere savaş ilan etti.İkinci Dünya Savaşı sırasında İtalyan ordusu Kuzey Afrika ve Balkanlar'da Müttefik Kuvvetlerine karşı mağlup oldu, Nazi Almanyasından aldığı destek ile işgal ettiği bölgelerde direndi ancak İtalya'da gücünü kaybetmeye başladı.Komünistler önderliğindeki direnişçilerin ülkede etkili olması ve müttefiklerin 1943'de Sicilya'ya çıkartma yapmasının ardından Kral Viktor Emmanuel III Mussolini'yi görevden aldı. Almanya Kuzey İtalyayı işgal etti ve Alman paraşütçüleri Mussolini'yi 12 Eylül 1943'de Gran Sasso'da tutuklu bulunduğu otelden kurtararak uçakla Viyana'ya kaçırdı.

İtalya'da kendine bağlı birliklerle mücadeleyi sürdüren Mussolini Nisan 1945'de yani savaşın son günlerinde kaçmaya çalışırken İtalyan direnişine mensup partizanlar tarafından öldürüldü. Ertesi gün Mussolini'nin, sevgilisinin ve birkaç yandaşının cesedi Milano'da Loreto Meydanı'nda başaşağı sallandırıldı.

Savaş öncesinde ve savaş boyunca içinde bulunduğu durumu, Nazım Hikmet, taranta babu'ya mektuplar isimli eserinde oldukça başarılı bir şekilde işlemiştir:
mussolini çok konuşuyor taranta - babu!
tek başına
yapayalnız
karanlıklara
bırakılmış bir çocuk gibi
bağıra bağıra
kendi sesiyle uyanarak,
korkuyla tutuşup
korkuyla yanarak
durup dinlenmeden konuşuyor.
mussolini çok konuşuyor taranta - babu
çok korktuğu için
çok konuşuyor!.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 1 Kasım 2016 20:54
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

15 Ağustos 2012 / Mavi Peri Siyaset ww