Arama

Sesin kullanım alanları hakkında bilgi verir misiniz?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 3 Nisan 2015 Gösterim: 13.450 Cevap: 6
byseus - avatarı
byseus
Kayıtlı Üye
29 Mart 2012       Mesaj #1
byseus - avatarı
Kayıtlı Üye
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

insan kulagının iştmediği titreşimlerin günlük yaşamda kullanıldıgı alanlar


Ses Dalgalarını ve Titreşimleri Kullanmak

Ses, havada ve suda dalgalar halinde yayılır ve bu dalgalar herhangi bir cisme çarparsa geri döner. Eğer yeterli bilgi ve teknolojiye sahipseniz, dönen dalgalardan bu cisim hakkında çeşitli bilgiler edinebilirsiniz: Dalga kaynağının sizden ne kadar uzakta olduğu, büyüklüğü ya da ne yöne, hangi hızla hareket ettiği gibi...

Ses ve basınç dalgalarını kullanarak objelerin yerini tespit etme teknolojisi 20. yüzyılda geliştirilmiştir. Bu teknoloji, her ne kadar savaşta kullanılmak amacıyla geliştirilmişse de, günümüzde batık gemilerin yerlerini belirleme ya da deniz dibi haritalarının çıkarılması gibi amaçlarla kullanılmaktadır. Ancak doğadaki canlılar bundan milyonlarca yıl önce, henüz insanlar bu sistemleri keşfetmemişken, etrafa yayılan ses dalgalarını kullanıyor ve bu sayede yaşamlarını sürdürüyorlardı.

Örneğin yunuslar, yarasalar, balıklar ve güveler yaratıldıkları ilk andan beri "sonar" adı verilen bu sisteme sahip olan canlılardandır. Üstelik bu sistemler bugün bizim kullandıklarımızdan çok daha duyarlı ve kullanışlıdır.

Yarasa Sonarı Teknolojimizin Sınırlarını Aşıyor

Sonar sistemi, denizin içindeki denizaltıları tespit etmek için vazgeçilmez bir yöntemdir. Bu yüzden Amerikan Savunma Bakanlığı, yarasa sonarındaki çalışma prensiplerini kendi sonarlarına uygulamak için harekete geçmiştir.

Amerika'nın ünlü bilim dergilerinden biri olan Science'ın verdiği bir habere göre, ABD Savunma Bakanlığı bu proje için özel bir ödenek dahi tahsis etmiştir. Yarasaların, zifiri karanlıkta kolayca yön bulmalarının sahip oldukları sonar sistemi sayesinde gerçekleştiği uzun zamandır biliniyordu. Son olarak araştırmacılar, bu sonar sisteminin yeni bazı sırlarını keşfetmişlerdir. Buna göre, kahverengi böcekçil yarasa (Epesicus fuscus) saniyede 2 milyon üst üste binmiş ses yankılanmasını işleme sokma yeteneğine sahiptir. Hem de bu yankıları sadece 0.3 milimetrelik bir hassasiyet farkıyla algılayabilir. Bu rakamlar ise, yarasa sonarının insan yapımı sonarlardan yaklaşık üç kat daha hassas olduğunu göstermektedir.

Yarasaların sonar sistemli uçuş yetenekleri, bize karanlıkta uçuş hakkında çok şey öğretmektedir. Kızılötesi termal görüntüleme sistemli kameralar ve ses-üstü dalgaları algılayan dedektörlerle yapılan araştırmalar, yarasaların gece av uçuşları hakkında çok daha kapsamlı bilgi edinme fırsatı vermiştir.

Yarasalar yerden havalanan bir böceği havada uçarken kapabilirler. Bazı yarasalar avlarını yakalamak için onları çalılıkların içinde bile takip ederler. Yansıyan ses dalgalarını kullanarak gece gökyüzünde vızıldayan bir sineğin üzerine atılmak oldukça zordur. Bir de böceğin çalılıkların arasında uçtuğunu, etraftaki bütün yapraklardan ses dalgalarının yansıdığını düşünürseniz, yarasanın ne kadar büyük bir iş başardığını daha iyi anlayabilirsiniz.

Böyle bir durumda yarasalar sonar seslerini azaltırlar. Bunun sebebi, muhtemelen, çevredeki bitkilerden gelen ses yansımalarının kafa karıştırmasını önlemektir. Fakat yarasaların, cisimleri ayrı ayrı algılayabilmesi için bu yöntem tek başına yeterli değildir. Üst üste gelen ekoların geliş zamanları ve yönleri de ayırt edilmelidir.

Yarasalar su üstünde uçarken su içmek için veya avlarını yerden yakalamak için de sonar sistemini kullanırlar. En usta manevraları ise bir yarasanın diğerini kovaladığı durumlarda gösterirler. Yarasaların bu başarıyı nasıl elde ettiklerinin anlaşılması sonar, uçuşlar ve tespit cihazları başta olmak üzere pek çok teknolojik ürünün üretiminde kolaylık sağlayabilir. Ayrıca yarasaların çok yüksek frekanslı sonar sistemleri, bugün mayın arama teknolojisinde de taklit edilmektedir.

Sesin kullanım alanları hakkında bilgi verir misiniz?
Boeing 767 uçaklarında konuşlandırılan ve AWACS olarak adlandırılan sistemler, sahip oldukları gelişmiş radar donanımı ile erken uyarı ve hedef kontrol amacıyla kullanılır. Karada ve havada oldukça etkili olan AWACS, denizde sadece deniz üstündeki gemileri fark edebilir; denizaltılar söz konusu olduğunda ise aynı başarıyı gösteremez, yani deniz dibi AWACS'ın etki alanı dışındadır

Sesin kullanım alanları hakkında bilgi verir misiniz?
Bulldog yarasası, su içindeki hedefleri tespit etme konusunda AWACS'tan üstündür. Bu yarasa, sonar sisteminin yardımıyla balık avlayabilmektedir. Bu özellikleri nedeniyle onu hem avcı hem de erken uyarı özelliklerini beraberinde barındıran üstün bir savaş uçağı gibi düşünmek hiç de abartılı olmaz. Bulldog yarasası su yüzeyine yakın seyreden balığı, sonarı ile tespit ederek dalışa geçer. Yarasanın ayakları balık avı için ideal bir tasarıma sahiptir. Tırnakları bir jilet kadar ince ve keskindir. Avına yaklaştığında ayaklarını suya daldırır. Tırnakların ince yapısı sayesinde su direncinin olumsuz etkisi ile karşılaşmaz. Keskin, sivri uçlu ve iri tırnaklar, avı kavramak için büyük yarasaya bir avantaj sağlar.

Bazı güve çeşitleri yaydıkları yüksek frekanslı sesler ile yarasanın yer belirleme sistemini karıştırırlar. Böylece yarasa, güvenin yerini tespit edemez dolayısıyla da onu avlayamaz. Bugün ABD ordusunun kullandığı EA-6B Prowler adlı uçaklar, güvenin yaptığı işi taklit eder. Bu uçak sahip olduğu elektronik donanım sayesinde düşman radarlarını bozarak hedef tespiti yapmasını engeller. EA-6B Prowler aynı zamanda düşmanın haberleşme sistemlerini de sabote edebilir


Kaynak: Populerbilgi
EN İYİ CEVABI _AERYU_ verdi
Sanayide Kullanımı:

Sponsorlu Bağlantılar
—aaaalleri ince toz haline getirmek.
—Çok ince tanecikli fotoğraf emülsiyonları hazırlamak.
—Cıva, altın.. vs‘i gaz ve sıvılarda süspansiyon haline getirmek.
—Özel aaaal alaşımları yapmak.
—Gaz karışımlarından gazları ayırmak.
—Fabrikaların kirli gaz ve suları içinde süspansiyon halinde bulunan maddeleri çökerterek kurtarmak.
—Fabrika bacalarından çıkan gazları temizleyerek çevre havasının kirlenmesini önlemek.
—Tekstil, aaaal kaplama, saatçilik gibi aşırı temizlik isteyen sanayi kollarında temizleme işlemini yapmak.
—Meşrubat sanayinde şarabı eskitmek, birayı yabancı mayalardan arıtmak, şuruplarda enzimleri glikoz gibi diğer ürünlere dönüştürmek, sütü sterilize etmek.
—Sert maddeleri delmek ve işlemek üzere ultrasesli matkaplar yapmak.
—Elektrik ve elektrik sanayisinde ultrasesli kaynak makineleri, elektronik geciktirme kanalları yapmak.
—Dökümcülükte erimiş aaaalleri gazdan arıtmak, kristal büyümesini kontrol etmek.
—Ultrasesli hızölçerleri yapmak.
—Ultrasonik çamaşır ve bulaşık makineleri.
—Deniz dibi haritalarını çıkarmakta kullanılan Sonar Cihazları ve Denizaltı gemilerin çevrelerini kontrol etmek için kullandıkları aletler ultrasonik dalgalarla çalışan bir cins radardır.
—Deniz yolu ile ihracat esnasında uzun süreli depolamalarda meyve ve sebzelerin olgunluğu, tahribatsız olarak, ultrases ile yapılır.

Tıpta Kullanımı:

Ultrases (ultrason) cihazları tıpta yaygın olarak kullanılan ve doktorların ilk başvurduğu teşhis etme cihazıdır. Genelde tıpta kullanılan ultrases cihazı puls-eko ve Doppler kayması yöntemine dayanır. Ultrases cihazlarının kullanıldığı yönteme “ultrasonografi” denir. Ultrasonografi, yumuşak dokuları inceleyen bir metoddur. Morfolojik bilgiler verir. Sıvı-katı ayrımını çok iyi yapar. Sesin frekansı, dokunun absorbsiyon katsayısı ve dokunun kalınlığı ile doğru orantılıdır. Suyun absorbsiyon katsayısı çok düşük, kemiğin ise çok yüksektir. Bu nedenle ses sıvılardan zayıflamadan geçer.

Kaynak:

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Şubat 2013       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sesin kulanım alanları hakkında bilgi verir misiniz?
Sponsorlu Bağlantılar
_EKSELANS_ - avatarı
_EKSELANS_
Kayıtlı Üye
26 Şubat 2013       Mesaj #3
_EKSELANS_ - avatarı
Kayıtlı Üye
SESİN KULLANIM ALANLARI



Ses bilgisi: Ses bir mekanik dalgadır. Ses verebilen herhangi bir sisteme ses kaynağı, ses kaynaklarının ses vermekteyken yaptıkları hareketlere ses titreşimleri, bu hareketlerde bir tam titreşim süresine ses titreşimin periyodu ve saniyedeki devir sayısına sesin frekansı (sıklığı) denir.
Ses bir titreşim hareketinden meydana gelir. Bunun tersi ise her zaman doğru değildir. Yani her titreşim hareketi muhakkak bir ses meydana getirmez.
Ses dört kategoride sınıflandırılabilir:
—İnfrases (infrasound): Frekansı 0 ile 20Hz arasındadır.
—Duyulabilir ses (Audible sound): Frekansı 20Hz ile 20000Hz (20kHz) arasındadır.
—Ultrases (Ultrasound): Frekansı 20000Hz ile 1GHz (10^9Hz) arasındadır.
—Hiperses: 10^9Hz’den yukarı olan sestir.
Ses dalgalarının hızı ortamın sıkışabilirliği ve yoğunluğuna bağlıdır. Az sıkışabilir madde sesi daha hızlı iletir. Buna göre ses en hızlı katılarda en yavaş gazlar içerisinde iletilir. Havadaki ses hızı ortalama olarak 331m/s’ dir.

Ultrasesin Üretilmesi

Ultrases üretiminde bir teli, bir zarı titreştirmek gibi işitilebilir ses üretim yöntemlerine benzer birçok mekanik yöntem olmasına rağmen ultrases üretiminde piezoelektrik olaylardan yararlanılır. Piezoelektrik olay basitçe, üzerine mekanik bir basınç uygulanan bazı kristal ve seramik malzemelerde bir elektriksel gerilimin oluşması anlamına gelir. Malzeme genişleyip daralarak titreşir ve ses oluşturur. Piezoelektrik olay çift yönlüdür; Ters piezoelektrik olayla ultrases elde edilir, sistem verici olarak kullanılır. Normal piezoelektrik olayla ultrases algılanır, sistem alıcı olarak kullanılır. Elektrik enerjisini mekanik enerjiye, mekanik enerjiyi elektrik enerjisine çeviren aletlere Transduser denir.

Ultrasonik Muayene Yöntemleri

Farklı akustik dirence sahip iki ortamın oluşturduğu arakesite varan bir ultrasonik dalga kısmen ikinci ortama geçer. Ultrasonik muayene ile malzeme içinde farklı akustik dirençli bir hatanın saptanmasında ses dalgasının yansıyan veya geçen kısmının ölçülmesi esasına dayanan iki farklı test yöntemi kullanılır.
1) Puls-Eko (yankı) yöntemi: Bu yöntemde hatanın belirlenmesi, ultrasonik dalganın yansıyan kısmının kullanılmasıyla gerçekleştirilir. Burada bir Transduser hem alıcı hem de verici olarak görev yapar. Çok kısa elektrik pulslarının transdusere uygulanmasıyla üretilen ultrasonik dalga malzeme içine gönderilir. Dalga malzeme içinde ilerlerken aynı transduser alıcı olarak çalışmaya başlar. Arka cidardan yansıyan ultrasonik dalga transdusere ulaştığında mekanik titreşimler elektrik pulslarına dönüştürülür. Bu şekilde ultrasonik dalgaların azalan genlikte malzeme içinde yansımalarıyla Ekranda bir dizi ardışık arka cidar yankıları elde edilir. Yankılar arasındaki geçen zaman aralığı Katot ışınları tüpü ekranında ölçülebildiğinden, yatay skaladan hatanın yeri, düşey skaladan da hata büyüklüğü ve derinliği hakkında bilgi elde edinilebilir.

Puls-eko yönteminde hata saptanması
2) Doğrudan iletim yöntemi: Bu yöntemde ise test parçasının bir yüzüne verici transduser, diğer yüzüne ise alıcı transduser yerleştirilerek ultrasonik dalgalar malzeme içine gönderilir. Nüfuz ederek malzemeyi geçen dalga huzmesinin genliği ölçülür. Böylece malzemenin içyapısı hakkında bilgi edinilir. Bu yöntemle hatanın yüzey derinliği tayin edilemez.

ULTRASESİN ETKİLERİ

Fiziksel etkileri:
a)Kabarcık oluşumu: Yeterince büyük şiddetli ultrases dalgaları sıvılarda kabarcıklanma yaratır. Bu yol ile sıvı içinde bulunan katı cisimciklerin ve bakterilerin parçalanması sağlanır.
b)Isı etkisi: Farklı ortamlarda ve farklı ultrases dalgaları ile yapılan deneyler, ses titreşim enerjisinin ısı enerjisine dönüştüğünü ve ortamın ısındığını göstermiştir.
c)Sis oluşumu: Bir sıvı içinde ilerleyen şiddetli bir ultrases dalgası hava-sıvı sınırında yansıdığı zaman sıvı molekülleri püskürür ve sıvı yüzeyinde bir sis tabakası gözlenir.
d)Gazdan arıtma: Bazı durumlardakatı ve sıvı içinde çözünmüş bulunan gazların arıtılması gerekebilir. Bu amaçla gazdan arıtılmak istenen madde ultrasese tabi tutulur.

Kimyasal etkileri:
Reaksiyon hızlanması oksitlenme, bileşim bozulması, kristallenme, kaynama sıcaklığı değişmesi, molekül zincirlerinin parçalanması…

Biyolojik etkileri:
a)Isı etkisi: Ultrasese maruz kalmış bir organın sıcaklığının arttığı gözlemlenir.
b)Mikro masaj etkisi: Ultrases bir organda yayılırken hücre grupları periyodik basınç değişimine maruz kalır. Bu olaya sesin mikro masaj etkisi denir.
c)Elektriksel etkisi: Bazı protein veya selüloz molekülleri gibi iri biyolojik moleküller piezoelektrik olayı gösterirler. Ultrasesin oluşturduğu basınç değişimi iri biyolojik parçacıkların elektriksel kutuplanmasına yol açar.
d)İvme etkisi: Ultrases titreşimini alan bir ortam parçacığı oldukça büyük mekanik ivme ile titreşir.


Ultrasesin Kullanım Alanları

Sanayide Kullanımı:
—Çok ince tanecikli fotoğraf emülsiyonları hazırlamak.
—Cıva, altın.. vs‘i gaz ve sıvılarda süspansiyon haline getirmek.
—Özel aaaal alaşımları yapmak.
—Gaz karışımlarından gazları ayırmak.
—Fabrikaların kirli gaz ve suları içinde süspansiyon halinde bulunan maddeleri çökerterek kurtarmak.
—Fabrika bacalarından çıkan gazları temizleyerek çevre havasının kirlenmesini önlemek.
—Tekstil kaplama saatçilik gibi aşırı temizlik isteyen sanayi kollarında temizleme işlemini yapmak.
—Meşrubat sanayinde şarabı eskitmek, birayı yabancı mayalardan arıtmak, şuruplarda enzimleri glikoz gibi diğer ürünlere dönüştürmek sütü sterilize etmek.
—Sert maddeleri delmek ve işlemek üzere ultrasesli matkaplar yapmak.
—Elektrik ve elektrik sanayisinde ultrasesli kaynak makineleri elektronik geciktirme kanalları yapmak.
—Dökümcülükte erimiş aaaalleri gazdan arıtmak, kristal büyümesini kontrol etmek.
—Ultrasesli hızölçerleri yapmak.
—Ultrasonik çamaşır ve bulaşık makineleri.
—Deniz dibi haritalarını çıkarmakta kullanılan Sonar Cihazları ve Denizaltı gemilerin çevrelerini kontrol etmek için kullandıkları aletler ultrasonik dalgalarla çalışan bir cins radardır.
—Deniz yolu ile ihracat esnasında uzun süreli depolamalarda meyve ve sebzelerin olgunluğu tahribatsız olarak ultrases ile yapılır.


Tıpta Kullanımı:
Ultrases (ultrason) cihazları tıpta yaygın olarak kullanılan ve doktorların ilk başvurduğu teşhis etme cihazıdır. Genelde tıpta kullanılan ultrases cihazı puls-eko ve Doppler kayması yöntemine dayanır. Ultrases cihazlarının kullanıldığı yönteme “ultrasonografi” denir. Ultrasonografi yumuşak dokuları inceleyen bir metoddur. Morfolojik bilgiler verir. Sıvı-katı ayrımını çok iyi yapar. Sesin frekansı dokunun absorbsiyon katsayısı ve dokunun kalınlığı ile doğru orantılıdır. Suyun absorbsiyon katsayısı çok düşük kemiğin ise çok yüksektir. Bu nedenle ses sıvılardan zayıflamadan geçer.

Electrify - avatarı
Electrify
Ziyaretçi
26 Şubat 2013       Mesaj #4
Electrify - avatarı
Ziyaretçi
Ses Dalgalarını ve Titreşimleri Teknolojide Kullanmak
Ses, havada ve suda dalgalar halinde yayılır ve bu dalgalar herhangi bir cisme çarparsa geri döner. Eğer yeterli bilgi ve teknolojiye sahipseniz, dönen dalgalardan bu cisim hakkında çeşitli bilgiler edinebilirsiniz: Dalga kaynağının sizden ne kadar uzakta olduğu, büyüklüğü ya da ne yöne, hangi hızla hareket ettiği gibi...
Ses ve basınç dalgalarını kullanarak objelerin yerini tespit etme teknolojisi 20. yüzyılda geliştirilmiştir. Bu teknoloji, her ne kadar savaşta kullanılmak amacıyla geliştirilmişse de, günümüzde batık gemilerin yerlerini belirleme ya da deniz dibi haritalarının çıkarılması gibi amaçlarla kullanılmaktadır. Ancak doğadaki canlılar bundan milyonlarca yıl önce, henüz insanlar bu sistemleri keşfetmemişken, etrafa yayılan ses dalgalarını kullanıyor ve bu sayede yaşamlarını sürdürüyorlardı.
Örneğin yunuslar, yarasalar, balıklar ve güveler yaratıldıkları ilk andan beri "sonar" adı verilen bu sisteme sahip olan canlılardandır. Üstelik bu sistemler bugün bizim kullandıklarımızdan çok daha duyarlı ve kullanışlıdır.
Yarasa Sonarı Teknolojimizin Sınırlarını Aşıyor
Sonar sistemi, denizin içindeki denizaltıları tespit etmek için vazgeçilmez bir yöntemdir. Bu yüzden Amerikan Savunma Bakanlığı, yarasa sonarındaki çalışma prensiplerini kendi sonarlarına uygulamak için harekete geçmiştir.
Amerika'nın ünlü bilim dergilerinden biri olan Science'ın verdiği bir habere göre, ABD Savunma Bakanlığı bu proje için özel bir ödenek dahi tahsis etmiştir. Yarasaların, zifiri karanlıkta kolayca yön bulmalarının sahip oldukları sonar sistemi sayesinde gerçekleştiği uzun zamandır biliniyordu. Son olarak araştırmacılar, bu sonar sisteminin yeni bazı sırlarını keşfetmişlerdir. Buna göre, kahverengi böcekçil yarasa (Epesicus fuscus) saniyede 2 milyon üst üste binmiş ses yankılanmasını işleme sokma yeteneğine sahiptir. Hem de bu yankıları sadece 0.3 milimetrelik bir hassasiyet farkıyla algılayabilir. Bu rakamlar ise, yarasa sonarının insan yapımı sonarlardan yaklaşık üç kat daha hassas olduğunu göstermektedir.
Yarasaların sonar sistemli uçuş yetenekleri, bize karanlıkta uçuş hakkında çok şey öğretmektedir. Kızılötesi termal görüntüleme sistemli kameralar ve ses-üstü dalgaları algılayan dedektörlerle yapılan araştırmalar, yarasaların gece av uçuşları hakkında çok daha kapsamlı bilgi edinme fırsatı vermiştir.
Yarasalar yerden havalanan bir böceği havada uçarken kapabilirler. Bazı yarasalar avlarını yakalamak için onları çalılıkların içinde bile takip ederler. Yansıyan ses dalgalarını kullanarak gece gökyüzünde vızıldayan bir sineğin üzerine atılmak oldukça zordur. Bir de böceğin çalılıkların arasında uçtuğunu, etraftaki bütün yapraklardan ses dalgalarının yansıdığını düşünürseniz, yarasanın ne kadar büyük bir iş başardığını daha iyi anlayabilirsiniz.
Böyle bir durumda yarasalar sonar seslerini azaltırlar. Bunun sebebi, muhtemelen, çevredeki bitkilerden gelen ses yansımalarının kafa karıştırmasını önlemektir. Fakat yarasaların, cisimleri ayrı ayrı algılayabilmesi için bu yöntem tek başına yeterli değildir. Üst üste gelen ekoların geliş zamanları ve yönleri de ayırt edilmelidir.
Yarasalar su üstünde uçarken su içmek için veya avlarını yerden yakalamak için de sonar sistemini kullanırlar. En usta manevraları ise bir yarasanın diğerini kovaladığı durumlarda gösterirler. Yarasaların bu başarıyı nasıl elde ettiklerinin anlaşılması sonar, uçuşlar ve tespit cihazları başta olmak üzere pek çok teknolojik ürünün üretiminde kolaylık sağlayabilir. Ayrıca yarasaların çok yüksek frekanslı sonar sistemleri, bugün mayın arama teknolojisinde de taklit edilmektedir.


Boeing 767 uçaklarında konuşlandırılan ve AWACS olarak adlandırılan sistemler, sahip oldukları gelişmiş radar donanımı ile erken uyarı ve hedef kontrol amacıyla kullanılır. Karada ve havada oldukça etkili olan AWACS, denizde sadece deniz üstündeki gemileri fark edebilir; denizaltılar söz konusu olduğunda ise aynı başarıyı gösteremez, yani deniz dibi AWACS'ın etki alanı dışındadır.

Bulldog yarasası, su içindeki hedefleri tespit etme konusunda AWACS'tan üstündür. Bu yarasa, sonar sisteminin yardımıyla balık avlayabilmektedir. Bu özellikleri nedeniyle onu hem avcı hem de erken uyarı özelliklerini beraberinde barındıran üstün bir savaş uçağı gibi düşünmek hiç de abartılı olmaz. Bulldog yarasası su yüzeyine yakın seyreden balığı, sonarı ile tespit ederek dalışa geçer. Yarasanın ayakları balık avı için ideal bir tasarıma sahiptir. Tırnakları bir jilet kadar ince ve keskindir. Avına yaklaştığında ayaklarını suya daldırır. Tırnakların ince yapısı sayesinde su direncinin olumsuz etkisi ile karşılaşmaz. Keskin, sivri uçlu ve iri tırnaklar, avı kavramak için büyük yarasaya bir avantaj sağlar.
Bazı güve çeşitleri yaydıkları yüksek frekanslı sesler ile yarasanın yer belirleme sistemini karıştırırlar. Böylece yarasa, güvenin yerini tespit edemez dolayısıyla da onu avlayamaz. Bugün ABD ordusunun kullandığı EA-6B Prowler adlı uçaklar, güvenin yaptığı işi taklit eder. Bu uçak sahip olduğu elektronik donanım sayesinde düşman radarlarını bozarak hedef tespiti yapmasını engeller. EA-6B Prowler aynı zamanda düşmanın haberleşme sistemlerini de sabote edebilir.

Görüldüğü gibi canlılardaki özellikler çok geniş bir alanda insanlara fayda sağlamaktadır.
Yunusların Ses Dalgaları ve Sonar Teknolojisi

Bilim adamları ve mühendislerin, doğadaki sonar tasarımlarından yola çıkarak yaptıkları birçok robot vardır. Bunlardan biri de
K-Team firmasının ürettiği robottur. 6 adet sonar ünitesini kullanan "koala" adlı bu robot, uzaktan kumanda ile idare edilen keşif robotu olarak tasarlanmıştır.


Yunuslar, başlarında bulunan "melon" (kavun) adındaki özel bir organdan sıklığı saniyede 200 bin titreşime ulaşan ses dalgaları yollar. Bu canlı, kafasını hareket ettirerek dalgaları istediği tarafa doğru yönlendirebilir. Yayılan ses dalgaları katı bir cisme çarptığında yansıyarak yunusa geri döner. Balığın ağzının alt tarafı alıcı görevi görür. Alınan dalgalar önce iç kulağa, oradan da beyne gönderilir. Bu veriler oldukça hızlı olarak yorumlanır. Bu yorumlama sayesinde son derece hassas ve kesin bilgiler elde edilir. Yunus, bu sayede ses dalgasının çarptığı objenin hareket yönünü, hızını ve büyüklüğünü ayrıntılarıyla belirleyebilir.

Evrimciler, yunuslardaki sonarın çeşitli nedenlerle meydana gelen bir dizi değişiklik sonucu ortaya çıktığını iddia eder. Bu iddia, bir rafta duran binlerce elektronik devre parçasının rüzgar ya da yer sarsıntısı gibi nedenlerle biraraya gelerek bir sonar devresini oluşturduğunu söylemekle aynı anlamda ve en az onun kadar saçmadır.

Yunusun dalgaları yorumlama sistemi o kadar üstündür ki, bir balık sürüsü içindeki tek bir balığı bile izleyebilir.Hatta zifiri karanlıkta suda kendinden 3 km. uzakta duran iki ayrı metal parayı birbirinden ayırt edebilir.
Günümüzde, gemilerde ve denizaltılarda yön ve hedef tayininde SONAR adı verilen cihaz kullanılır. Sonarların çalışma prensibi, yunusların ses dalgalarını kullanma sistemiyle aynıdır.
ABD'de Yale Üniveritesi'nde keşif amacı ile kullanılacak bir robot geliştirilmiştir. Robotta, profesör ve aynı zamanda elektrik mühendisi olan Roman Kuc'un yunusların sonarını taklit ederek yaptığı sonar sistemi kullanılmıştır. Bu başarısına rağmen 10 yıldır sesüstü algılayıcılar ve robot teknolojisi üzerine çalışan profesör Kuc doğaya dikkat çekerek şöyle demektedir:
Sonar yapımı için doğaya daha yakından bakmalıyız, gözden kaçırdığımız herhangi bir şey olabilir.
Birisi size ses dalgalarının deniz suyunda saniyede 1500 m. hızla ilerlediğini söylese ve şöyle bir soru sorsa: İçinde bulunduğunuz bir denizaltıdan bir gemiye gönderilen ses dalgaları 4 saniye sonra geri geliyorsa gemi ne kadar uzaktadır?
Yapacağınız hesaplama sonucunda bulacağınız sonuç, 3 km. olacaktır. Yunuslar da benzer hesaplamaları büyük bir rahatlıkla yaparlar. Ancak elbette ki yunuslar ne ses dalgalarının sudaki yayılma hızını, ne çarpma işlemini ne de bölme yapmayı bilirler. Bu da bize, bütün bu işlemlerin yunuslar tarafından yapılmadığını, onların sadece Allah'ın kendilerine emrettiği şekilde hareket ettiklerini açık olarak gösterir.

En gelişmiş sonarların başında, cihazdan gelen verileri yorumlayabilecek özel eğitim görmüş operatörler bulunur. Oysa evrimcilerin insandan daha ilkel olduğunu kabul ettikleri yunuslar, hiçbir zaman böyle bir operatöre ihtiyaç duymazlar.

Yarasa Sonarından Görme Özürlülere Çözüm
Bilimsel araştırmalar ilerledikçe canlıların şaşırtıcı özelliklerine daha yakından şahit olmaktayız. Söz konusu özellikler günlük hayatımızda iş yerlerinden hastanelere kadar pek çok yerde yaşanan çeşitli sorunlara çözümler sunmaktadır. "Nike" şirketinin 'Evrensel İş Olanakları' Genel Müdürü Darcy Winslow bu konuda şunları dile getirir:
Sunmak zorunda olduğumuz ürün performansının karakteristikleri için doğal dünyanın bizlere sağladığı teknolojik çözümler gerçekten sınırsız. Biyomimikri hala keşfetme, yenileme ve yaratıcılık gerektiriyor ancak bir biyolog gibi düşünerek ya da bir biyologla birlikte çalışarak değişik sorular sormayı ve doğaya ilham ve öğrenme fırsatları yaratmak için bakmayı öğrenmeliyiz.
Birçok firma artık Winslow'un söylediklerine paralel bir çalışma stratejisi izlemektedir. Dolayısıyla artık bir biyolog ile elektronik mühendisini ya da mekanik uzmanını beraber çalışırken görmek mümkündür.
Nitekim yarasaların sonarından etkilenen mühendisler, mini bir sonar ünitesini bir gözlüğe monte ettiler. Gözlüğü kullanan görme özürlüler belli bir alışma süresinden sonra engellere çarpmadan yürüyebilmekte hatta bisiklete bile binebilmekteler. Ancak gözlüğün tasarımcıları bunun hiçbir zaman insan gözünün yerini tutamayacağının ya da yarasadaki kadar kullanışlı olmayacağının farkındalar.
Konusunda uzman insanların kopyasını bile yapmakta zorlandıkları bu kusursuz özelliklerin yarasada tesadüfen oluşmuş olması elbette ki imkansızdır. Burada unutulmaması gereken bir konu da özellik olarak adlandırdığımız şeylerin aslında içiçe geçmiş birbiriyle bağlantılı kompleks sistemler olduklarıdır. Bu sistemlerin tek bir parçasının dahi eksik olması tüm sistemin işe yaramaz hale gelmesi demektir. Örneğin, yarasalar ses dalgalarını yaysalar ama yaydıkları dalgaları geri algılayıp değerlendiremeseler sonar sistemi diye bir şey olmayacaktır.
Canlılardaki bu eksiksiz ve kusursuz tasarıma bilim literatüründe "indirgenemez komplekslik" adı verilir. Yani daha basite indirgendiğinde anlamsız ve işlevsiz hale gelecek bir tasarım... Canlı organizmaların tümünde ve tüm sistemlerinde var olan bu "indirgenemez komplekslik" özelliği evrim teorisinin 'basitten gelişmişe kademeli evrim' şeklindeki temel mantığını yerle bir etmektedir. Çünkü, son haline gelmeden hiçbir işe yaramayacak bir sistemin milyonlarca yıl varlığını koruyup tamamlanmayı beklemesinin hiçbir mantığı yoktur. Bir canlı ancak bütün sistemleri eksiksiz olduğunda yaşamını ve neslini sürdürebilir. Sistemdeki parçaların zamanla sözde bir evrimle tamamlanmasını beklemek gibi bir lüks de yoktur. Bu da tüm canlıların yeryüzünde ilk olarak ortaya çıktıklarında şimdiki gelişmiş ve eksiksiz yapılarıyla yaratılmış olduklarının açık bir delilidir.
Yarasadaki Üstün Tasarım, Yollarımızı Nasıl Daha Güvenli Yapacağımızı Öğretiyor
Edinburgh Üniversitesi'ndeki araştırmacılar bir yarasa gibi ekolokasyon ile yolunu bulabilecek akıllı kulaklara sahip bir robot üzerinde çalıştılar. Üniversitenin enformatik bölümünden Jose Carmena ve çalışma arkadaşları yaptıkları bu robota "RoBat" adını verdiler. RoBat'e tıpkı ağız görevi gören bir ses kaynağı ve iki sabit ses algılayıcısı konuldu. Daha sonra robotun ağzı tıpkı yarasadaki gibi yankılanma yapacak ses dalgalarını (ekolar) yaymak üzere düzenlendi.
RoBat'in tasarımında, ekoları en iyi şekilde kullanmak için yarasanın başka özellikleri de göz önüne alındı. Yarasalar yansıtılan ses dalgalarının frekans aralığını belirlemek için kulaklarını oynatır ve bu şekilde önlerindeki engelleri rahatlıkla aşıp, avlarını bulup yakalarlar. RoBat de, yarasadaki gibi kusursuz bir mekanizmaya sahip olması için ses üstü algılayıcılarla donatıldı.
Doğadan ilham alınarak hazırlanan bu tip ses algılayıcıları sayesinde bir gün yolların daha güvenilir hale geleceği düşünülüyor:
Nitekim, Mercedes, BMW gibi otomobil üreticileri, geri viteste faaliyete geçen ses üstü algılayıcılar kullanmaktadırlar. Şoför, bu algılayıcılar sayesinde arkasında duran araba ya da cisme ne kadar yaklaştığını öğrenebilmektedir.
Kirliliğe Karşı Balık Dedektörü
Batı Afrika fil balığı (Gnathonemus petersii), Afrika'nın 27oC'lik sıcak ve çamurlu sularında yaşar. Anavatanı Nijerya olan 10 cm. boyundaki bu balık, çamurlu sularda gözlerini çok az kullanır. Yolunu, kuyruk tarafındaki kaslarından düzenli olarak yaydığı elektrik sinyalleri ile bulur. Normalde, dakikada 300-500 sinyal yayar. Fakat suyun kirlilik oranı arttıkça dakikada ürettiği sinyal sayısı 1.000'i aşabilir.
İngiltere'nin Bourmounth şehrinde kirliliği ölçmek için, fil balıklarından faydalanılarak yapılan dedektörler kullanılmaktadır. Bourmounth'daki bir su şirketi, Stour nehrinden aldığı su örneklerini 20 fil balığının kontrolüne vermiştir. Her balık nehirden gelen su ile doldurulmuş bir akvaryumda yaşatılmaktadır. Akvaryumlardaki alıcılar sinyalleri alıp bağlı oldukları bilgisayarlara iletmektedir. Eğer su kirli ise balığın artan sinyalleri tespit edilerek bilgisayar aracılığı ile alarm verilmektedir.


Elektrikli yılan balığı "Electrophorus electricus" Amazon nehrinde yaşamaktadır. Boyu 2 metreyi bulan bu balığın gövdesinin üçte ikisi elektrik üreten organik plakalarla kaplıdır. Balık, sayısı 5.000-6.000 kadar olan bu plakalar sayesinde 550 volt/2 amperlik bir elektrik üretir. Balıktan yayılan bu elektriğin şok etkisi, balığın 2 m. uzağındaki canlıları bile öldürecek kadar şiddetlidir.
Balığın bu denli büyük bir enerjiye sahip olması gerçekten büyük bir yaratılış mucizesidir. Sistem son derece komplekstir ve "aşama aşama" gelişmesi gibi bir ihtimal de söz konusu değildir. Çünkü balığın elektrik sistemi tam olarak işlemediği sürece, ona hiçbir avantaj sağlamayacaktır. Bir başka deyişle, bu sistemin her parçası aynı anda kusursuz bir şekilde yaratılmıştır. Bilim adamları elektrikli yılan balığının sahip olduğu bu savunma mekanizmasının benzerlerini taklit etmektedir ve günümüzde bu balığınkine benzer elektrikli savunma silahları kullanılmaktadır.
Elektrik sinyallerini, bir cismin yerini tespit amacıyla ya da haberleşme için kullanabilirsiniz. Ancak bunun için büyük bir bilimsel birikime ve ileri bir teknolojiye sahip olmanız şarttır. Nitekim günümüzde bile, bu seviyeye ulaşmış ülkelerin sayısı son derece azdır. Oysa bazı elektrikli balıkların vücutlarında etrafa sürekli olarak elektrik sinyalleri yayan, bir yandan da bu sinyallerin çarptığı cisimleri yorumlayan organik bir radar vardır. Balık bu radar sayesinde çevrelerindeki nesnelerin büyüklüğü, iletkenliği ve hareketi hakkında bilgiler edinebilir. Ayrıca aynı sistemle karşısındaki başka bir elektrikli balığın cinsiyeti ve erginlik durumu hakkında bilgi edinebilir, onu çiftleşmeye davet edebilir veya korkutabilir. İnsanların kullandıkları radarların ve haberleşme sistemlerinin ne denli kompleks aygıtlar olduklarını düşündüğümüzde, balığın vücudundaki yaratılışın harikalığı daha açık olarak ortaya çıkar.



ULTRASON NEDİR? NASIL ÇALIŞIR?
Ultrason ses dalgalarından faydalanarak görüntüleme sağlayabilen bir yöntemdir. (sound: ses) Buradaki ses dalgaları yüksek frekanslı ve insan kulağının işitemeyeceği ses dalgalarıdır. Ultrasonun çalışma prensibi ses dalgalarının farklı doku ve organlardan farklı şekilde yansıması özelliğine dayanır. Tıbbın sadece kadın hastalıkları ve doğum dalında değil hemen hemen bütün branşlarında kullanılan çok faydalı bir görüntüleme yöntemidir.

Ultrason, insan kulağının işitemeyeceği kadar yüksek frekanslı ses dalgalarına verilen addır. Öteses, ultrases de bu kavram için önerilen adlardandır.

Ses bir enerji türüdür.Ses, cisimlerin titreşimi sonucunda meydana gelir. X – ray ışınlarının tersine ses elektromanyetik değildir. Ultrases akustik bir dalgadır. (Başka bir deyişle gaz, sıvı veya katı ortamdaki mekanik bir dalgadır). Sesin iletilebilmesi için bir ortam (madde) gereklidir. Sesin yayılımı bir yerden başka bir yere enerji taşınımı şeklindedir. Ses dalgalarının yayılma hızı, ortamın yoğunluğuna bağlıdır.

Ses dalgaları 3’e ayrılır.

Infrasound (sesötesi) ; frekansı 20 hertz veya altındaki sestir.
İşitilebilir ses ; frekansı 20-20 000 hertz arasında olan işitilebilir sestir.
Ultrases ; 20 000 hertz üzerinde (2 – 15 MHz) frekansa sahip işitilemeyen sestir.

Ultrason Cihazının Yararları

>Deniz diplerindeki yeryüzü şekillerinin belirlenmesi, bataklık ya da göllerin derinliğinin bulunmasını sağlar.

>Yarasalar görme zayıflıkları olmasına rağmen çıkardıkları seslerle etraflarındaki varlıkların yerlerini tespit ederler. Bir nevi ultrason, sonar cihazları bulundururlar.

>Gemiden gönderilen ultrason dalgaları batık gemiden geri yansır. Yansıma süresini hesaplayan bir bilgisayar ile batık geminin yeri tespit edilir.

>İnsanoğlu, yunus ve yarasanın kullandığı bu yönteme dayanarak radar, sonar, ultrason gibi cihazlar yapmıştır.
Ultrasonun kullanım alanları:
• Hamilelik boyunca çoçuğun gelişimi ve sağlık takibi,
• Boyun incelemesi(özellikle tiroid bezi hastalıkları)
• Karaciğer hastalıkları,
• Safra kesesi taşı ve hastalıkları,
• Böbrek taşı ve hastalıkları,
• İdrar torbası hastalıklarında,
• Kadın üreme sistemi hastalıklarında,
• Erkek üreme sistemi hastalıklarında(prostat, penis skrotum),
• Bazı kanser türleri taraması,
• İnfeksiyon teşhisi,
• Kalp incelemesi.

Ultrason nedir?
Ultrason ses dalgalarının özelliklerinde yararlanılarak oluşturulmuş bir aygıttır. Aletin gezici kısmından insan kulağının duyamıyacağı kadar yüksek frekanslı ses dalgaları çıkar. Bu dalgalar değişik yoğunluktaki ortamlardan geçerken geri yansır. Bu geri yansımalar prob dediğimiz kısım tarafından toplanır ve cihazın beynine gönderilir. Iç organlardan geri yansıyan ses dalgaları aletin bilgisayarı tarafından resim haline getirilir ve ekranda görülür. Böylece iç organların ve Canın şekli ortaya çıkar. Sert organlar beyaz, yumuşak organlar gri, sıvı organlar siyah olarak gözükür. Bir organda ne kadar değişik yoğunluk bir arada ise o organ o kadar iyi izlenir. Canın etrafı sıvı ile çevrili olduğundan çok net görüntüler elde edilir. Ses dalgaları X ışını içermediğinden radyasyon etkisi yoktur. İnsanlar üzerinde hiçbir zararlı etkisi gösterilmemiştir.


Ultrasonik frekanslarda belli bir ortamdaki ses hızı sabit olduğu için Hız = Frekans x Dalga boyu denklemine göre frekans artınca sesin dalga boyu kısalmaktadır. Aradaki ilişki ters orantılı olduğu için yumuşak dokuda ses frekansı 1,5 Mhzden 3 Mhz'ye çıkınca dalga boyu da 1mm den 0,5mm ye düşer. Ses şiddeti Watt / cm² birimi ile ölçülür. Pratikte ses şiddeti Bel ile ölçülür (1B = 10 dB). Madde Yoğunluk Ses Hızı (m/s) Hava 0.001 330 Kemik 1.85 3360 Kas 1.06 1570 Yağ 0.93 1480 Kan 1.0 1560 utrasonografi yankı temeline dayanması nedeniyle röntgen, tomografi ve manyetik rezonanstan farklıdır. Ultrasound farklı akustik yoğunluklu yumuşak doku yapıları arasındaki ara yüzeyleri ayır edebilir. Yansıyan ekoların yoğunluğu akustik ara yüzeye ve ses demetinin çarptığı açıya bağlıdır. Ses demetinin geliş açısı dik açıya ne kadar yakın ise o kadar az ses yansıması olur. Dik açıdan üç dereceden fazla sapma olması durumunda algılayıcı sensör yansıyan sesi yakalayamamaktadır.
Ultrason abdominal organlardan ve yumuşak dokulardan iyi bir şekilde geçerken, akciğerler ve gastrointestinal sistem gibi hava içeren organlarda da nakledilemezler. kemikler de ultrasonu geçirmediklerinden, kemikler etrafında çevrelenen organlar ultrasound ile incelenemez. Ultarsound dalgasının yoğunluğu absorbsiyon, refleksiyon ve dağılmayla azalır. Doku absorbsiyonu ultrasound dalgasının frekansının artmasıyla artar. Ultrason demeti belli akustik özellikli bir dokudan farklı akustik özellikli bir dokuya geçtiği zaman ses demetinin bir bölümü yansır. Refleksiyon açısı genellikle gelme açısına eşittir. Yansıma ses demetinin dalga boyundan daha büyük ve düz bir düzey gerektirir. Örneğin diyafragma, damar duvarları ve birçok organların sınırları bu özellikteki yüzeylerdir. Ultrasonik sesten teknolojide yararlanılır. • İnsan ve hayvanlarda hastalıklı bölgenin yeri ve büyüklüğü belirlenir. • Cisimler dezenfekte edilir. • Boruların kalınlığı veya çatlak olup olmadığı tespit edilir. • Yarasalar çıkardıkları ve duyabildikleri ultrasonik ses sayesinde, sesin yansıması özelliğini kullanarak yönlerini bulabilir ve avlanırlar.
Ultrason Nedir Ne İşe Yarar
Ultrason, insan kulağının işitmeyeceği kadar yüksek frekanslı ses dalgalarına verilen addır. öteses, ultrases de bu kavram için önerilen adlardandır.
Ses, cisimlerin titreşimi sonucunda meydana gelir. X – ray ışınlarının tersine ses elektromanyetik değildir. Ultrases akustik bir dalgadır. (Başka bir deyişle gaz, sıvı veya katı ortamdaki mekanik bir dalgadır). Sesin iletilebilmesi için bir ortam (madde) gereklidir. Sesin yayılımı bir yerden bir yerden başka bir yere enerji taşınımı şeklindedir. Ses dalgalarının yayılma hızı, ortamın yoğunluğuna bağlıdır.
Ses dalgaları 3’e ayrılır.
Infrasound (sesötesi) ; frekansı 20 hertz veya altındaki sestir.
İşitilebilir ses ; frekansı 20-20 000 hertz arasında olan işitilebilir sestir.
Ultrases ; 20 000 hertz üzerinde (2 – 15 MHz) frekansa sahip işitilemeyen sestir.
Ultrason Fiziği
Dalga boyu ve hız
Ultrasonik frekanslarda belli bir ortamdaki ses hızı sabit olduğu için Hız = Frekans x Dalga boyu denklemine göre frekans artınca sesin dalga boyu kısalmaktadır. Aradaki ilişki ters orantılı olduğu için yumuşak dokuda ses frekansı 1,5 Mhzden 3 Mhz çıkınca dalga boyu da 1mm den 0,5mm ye düşer. Ses şiddeti Watt / cm2 birimi ile ölçülür. Pratikte ses şiddeti Bel ( ile ölçülür.1B = 10 dB Madde Yoğunluk Ses Hızı (m/s)Hava 0.001 330Kemik 1.85 3360Kas 1.06 1570Yağ 0.93 1480Kan 1.0 1560 utrasonografi yankı temeline dayanması nedeniyle röntgen, tomografi ve manyetik rezonanstan farklıdır. Ultrasound farklı akustik yoğunluklu yumuşak doku yapıları arasındaki ara yüzeyleri ayır edebilir. Yansıyan ekoların yoğunluğu akustik ara yüzeye ve ses demetinin çarptığı açıya bağlıdır. Ses demetinin geliş açısı dik açıya ne kadar yakın ise o kadar az ses yansıması olur. Dik açıdan üç dereceden fazla sapma olması durumunda transduser yansıyan sesi yakalayamamaktadır.
Ultrason abdominal organlardan ve yumuşak dokulardan iyi bir şekilde geçerken, akciğerler ve gastrointestinal sistem gibi hava içeren organlarda da nakledilemezler. Kemikler de ultrasonu geçirmediklerinden, kemikler etrafında çevrelenen organlar ultrasound ile incelenemez. Ultarsound dalgasının yoğunluğu absorbsiyon, refleksiyon ve dağılmayla azalır. Doku absorbsiyonu ultrasound dalgasının frekansının artmasıyla artar. Ultrason demeti belli akustik özellikli bir dokudan farklı akustik özellikli bir dokuya geçtiği zaman ses demetinin bir bölümü yansır. Refleksiyon açısı genellikle gelme açısına eşittir. Yansıma ses demetinin dalga boyundan daha büyük ve düz bir düzey gerektirir. Örneğin diyafragma, damar duvarları ve birçok organların sınırları bu özellikteki yüzeylerdir.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Aralık 2013       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
sesin farklı alanlardaki kullanım alanları nelerdir?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Nisan 2015       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Metnin kaynağını öğrenebilir miyim acaba?
_AERYU_ - avatarı
_AERYU_
Ziyaretçi
3 Nisan 2015       Mesaj #7
_AERYU_ - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Sanayide Kullanımı:

—aaaalleri ince toz haline getirmek.
—Çok ince tanecikli fotoğraf emülsiyonları hazırlamak.
—Cıva, altın.. vs‘i gaz ve sıvılarda süspansiyon haline getirmek.
—Özel aaaal alaşımları yapmak.
—Gaz karışımlarından gazları ayırmak.
—Fabrikaların kirli gaz ve suları içinde süspansiyon halinde bulunan maddeleri çökerterek kurtarmak.
—Fabrika bacalarından çıkan gazları temizleyerek çevre havasının kirlenmesini önlemek.
—Tekstil, aaaal kaplama, saatçilik gibi aşırı temizlik isteyen sanayi kollarında temizleme işlemini yapmak.
—Meşrubat sanayinde şarabı eskitmek, birayı yabancı mayalardan arıtmak, şuruplarda enzimleri glikoz gibi diğer ürünlere dönüştürmek, sütü sterilize etmek.
—Sert maddeleri delmek ve işlemek üzere ultrasesli matkaplar yapmak.
—Elektrik ve elektrik sanayisinde ultrasesli kaynak makineleri, elektronik geciktirme kanalları yapmak.
—Dökümcülükte erimiş aaaalleri gazdan arıtmak, kristal büyümesini kontrol etmek.
—Ultrasesli hızölçerleri yapmak.
—Ultrasonik çamaşır ve bulaşık makineleri.
—Deniz dibi haritalarını çıkarmakta kullanılan Sonar Cihazları ve Denizaltı gemilerin çevrelerini kontrol etmek için kullandıkları aletler ultrasonik dalgalarla çalışan bir cins radardır.
—Deniz yolu ile ihracat esnasında uzun süreli depolamalarda meyve ve sebzelerin olgunluğu, tahribatsız olarak, ultrases ile yapılır.

Tıpta Kullanımı:

Ultrases (ultrason) cihazları tıpta yaygın olarak kullanılan ve doktorların ilk başvurduğu teşhis etme cihazıdır. Genelde tıpta kullanılan ultrases cihazı puls-eko ve Doppler kayması yöntemine dayanır. Ultrases cihazlarının kullanıldığı yönteme “ultrasonografi” denir. Ultrasonografi, yumuşak dokuları inceleyen bir metoddur. Morfolojik bilgiler verir. Sıvı-katı ayrımını çok iyi yapar. Sesin frekansı, dokunun absorbsiyon katsayısı ve dokunun kalınlığı ile doğru orantılıdır. Suyun absorbsiyon katsayısı çok düşük, kemiğin ise çok yüksektir. Bu nedenle ses sıvılardan zayıflamadan geçer.

Kaynak:

Benzer Konular

26 Mart 2015 / Misafir Cevaplanmış
2 Kasım 2016 / Misafir Cevaplanmış
26 Şubat 2011 / ZZiyaretÇİ Soru-Cevap
18 Şubat 2014 / Misafir Cevaplanmış
4 Mayıs 2016 / Misafir Cevaplanmış