Arama

Kara Delik - Sayfa 3

Güncelleme: 28 Nisan 2017 Gösterim: 40.830 Cevap: 45
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
12 Aralık 2010       Mesaj #21
Avatarı yok
Yasaklı
Swift Uydusu Karadelik Etkinleşmesinin “Tüten Silah”ını Buldu

Sponsorlu Bağlantılar
NASA’nın Swift uydusundan gelen verilerle gökbilimciler, çözmeye çalıştıkları on yıllık gizem olan “Neden karadeliklerin ufak bir kısmı enerjiyi büyük miktarda salıyor?” sorusunu cevaplamaya çalışıyor.Yalnızca yaklaşık yüzde birlik bir devasa kütleli karadelik bu tür davranış göstermektedir. Gökadaların çarpışmasından çıkan ışıkla bu karadelik davranışı yeni bulgularla da onaylanmış oldu. Aynı zamanda elde edilen verilerle gökadamızın merkezinde bulunan karadeliğin gelecekteki davranışı da daha iyi anlaşılacak.

Gökada merkezlerinden ya da özeklerinden gelen ışınım, milyon ila milyar Güneş kütlesine sahip dev karadelikler civarından gelmektedir. Güneş’in enerjisinin 10 milyar katından daha fazla olan bu enerji etkin gökada çekirdeklerini (Active Galaxy Nuclei - AGN) evrendeki en yüksek ışınıma sahip gökcisimleri yapmaktadır. Kuazarlar ve blazarlar bu gruba dahil.

Swift uydusu sert X ışını taraması yapana kadar gökbilimciler AGN çokluğundan emin olamıyordu. Çünkü devasa kütleli karadeliğin etrafını örten gaz ve toz, onun diğer dalgaboylarında gözlenmesini oldukça zorlaştırır.2004 yılından beri Swift uydusu üzerindeki Patlama Alarm Teleskobu (Burst Alert Telescope - BAT) ile birlikte gökyüzünü sert X ışınında haritalamaktadır.

Araştırma sonucu 650 milyon ışık yılı uzaklıktan daha da uzakta düzinelerce daha önceden görülmemiş AGN’ler keşfedilmiştir. Bu tarama AGN’lere çok farklı bir bakış sağlamıştır. Bulunan gökadaların çeyreğinin ya birleşmekte olan ya da yakın çiftler olduğu saptanmıştır. Belki de bu gökadaların yüzde 60’ı önümüzdeki bir milyar yıl içinde tamamen birleşecek. Gökbilimciler bu çalışmayla birlikte kuramcılar tarafından tahmin edilen birleşmeyle tetiklenmiş AGN için “tüten silah”ı bulduklarını düşünüyor.



Kaynak:NASA-Swift

Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
17 Ocak 2011       Mesaj #22
Avatarı yok
Yasaklı
Küçük Gökadada Dev Karadelik

Sponsorlu Bağlantılar
Karadeliğin keşfedildiği 'Henize 2-10' adı verilen genç gökada, Dünya'dan 30 milyon ışık yılı uzakta bulunuyor. Evren'in oluşumunun aydınlatılmasında yeni bir ışık olarak değerlendirilen keşfi yapan astronomlar, bir cüce gökadada böylesi büyük bir karadelik bulmanın sıradışı olduğunu belirterek, keşfin kendilerine karadeliklerin gökadaların öncesinde oluşmuş olabileceklerini düşündürdüğünü söylüyorlar.

Virginia Üniversitesi Astrofizik bölümünden Amy Reines keşfin, karadeliklerin gelişiminin gökada çekirdeğinin oluşumundan önce meydana geldiği yönündeki teoriyi desteklemekte olduğunu belirtiyor.

Güneş'in yüz milyonlarca katı büyüklüğünde karadelikler, Samanyolu gibi birçok büyük gökadanın merkezinde yer alıyor ve yaşı 13,7 milyar olarak hesaplanan bugünkü evrende, gökada kütlesi ile ortasında bulunan karadeliğin kütlesi arasında sabit bir oran bulunuyor. Bu tip gökadaların kütlesi, genellikle merkezlerindeki karadeliklerinkinin bin katı civarında oluyor. Bu bağlantı, astronomlara karadelikler ile gökadaların karşılıklı gelişiminin birbirlerine sıkı sıkıya bağlı olduğunu düşündürüyor.

Uluslararası bir astronom ekibi iki yıl önce bu oranı gözönüne alarak, genç gökadalardaki karadeliklerin, evrenin oluşumunun ilk safhalarında daha büyük kütlelere sahip olduğunu keşfetmişlerdi. Amy Reines, bunun karadeliklerin kendilerini çevreleyen gökadalardan daha önce oluştuklarının bir göstergesi olduğunu söylüyor ve bu durumun Henize 2-10'un keşfiyle de teyid edildiğini kaydediyor.

Kaynak: nature(11 Ocak 2011 ;14:03)

Son düzenleyen nötrino; 24 Mart 2016 21:09
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
13 Şubat 2011       Mesaj #23
Avatarı yok
Yasaklı
Karadelikler ve Karanlık Madde Arasında Doğrudan Bir İlişki Yok

Büyük kütleli karadelikler hemen hemen tüm gökadaların merkezinde bulunabilir ve en büyük kütleli karadelikler de en geniş karanlık madde şişimi içerisine gömülü olarak bulunan gökadalarda barınmaktadır. Bu durum da kaçınılmaz olarak karadelikler ile karanlık madde arasında, garip fiziksel koşulların; karadeliğin büyümesini sağlaması gibi doğrudan bir ilişki olduğu yönündeki görüşlerin ortaya atılmasına neden olmaktadır.

Max Planck Yerötesi Fizik Enstitüsü (Max Planck Institue of Extraterrestrial Physics), Münih Üniversitesi Gözlemevi (The University Observatory Munich) ve Teksas Üniversitesi (University of Texas)’nden biliminsanları, karadeliklerin kütleleri ile gökadaların karanlık madde şişimlerinin kütlesi arasında doğrudan bir ilişki olmadığını, bunun yerine gökadanın merkez şişiminin oluşum sürecinde etkili olduğunun kanıtlanması için gökadalar üzerine yapılan geniş kapsamlı bir çalışmaya önderlik etti.

Samanyolu gibi gökadalar milyonlarca yıldızdan ve bir o kadar da gaz ve tozdan oluşmuştur. Bu gökcisimlerinin soğuk olanları kızılötesi ve radyo, daha sıcak olanları görsel bölge ve X ışınında olmak üzere çoğu, farklı dalgaboylarında gözlenebilmektedir. Ancak bu grubun iki ögesi hiç ışınım yapmamaktadır ve ancak kütle çekimleri ile belirlenebilmektedir.

Tüm gökadalar, görünen sınırlarının ötesine kadar uzanan ve gökadanın kütlesinin büyük kısmını oluşturan bir karanlık madde şişimi içerisine gömülü olarak bulunurlar. Bu yapı doğrudan gözlenemez, ancak yıldızlar, gaz ve toz üzerindeki etkisi sayesinde belirlenebilir. Karanlık maddenin doğası henüz bilinememektedir. Fakat biliminsanları karanlık maddenin; Yer’in, Güneş’in ve yıldızların yapı taşı olan normal (baryonik) maddeden farklı olan egzotik parçacıklardan oluştuğuna inanmaktalar.

Gökadalardaki bir diğer görünmez bileşen ise gökada merkezlerinde bulunan büyük kütleli karadeliklerdir. Samanyolu gökadamız da merkezinde büyük kütleli bir karadelik barındırmaktadır ve bu karadelik Güneş’in dört milyon katı kütleye sahiptir. Merkez şişimleri doğrudan incelenebilen yüksek ışıtmalı gökadaların tümünün merkezinde bu kütleçekim canavarlarından bir tane belirlenmiştir ve merkez şişime sahip her gökadanın merkezinde bir karadelik bulunabileceğine inanılmaktadır. Her ne kadar bu bileşenler doğrudan gözlenemiyor olsa da çevrelerindeki yıldızların hareketleri incelenerek bu karadeliklerin kütleleri belirlenebilmektedir.

2002 yılında karadeliklerin kütleleri ile karanlık madde şişimi yönetimindeki gökada diskinin dönme hızı arasında sıkı bir ilişki olduğu düşüncesi ortaya çıktı ve karanlık maddenin bilinmeyen garip fiziksel yapısının bir şekilde karadeliğin büyümesini yönettiği öngörüldü. Ancak diğer taraftan, bundan birkaç yıl önce gökadaların merkez şişimlerinin kütleleri ya da ışıtmaları ile karadeliklerin kütleleri arasında oldukça iyi bir ilişki olduğu ortaya çıkarılmıştı.

Daha büyük gökadaların daha büyük merkez şişimine sahip oldukları düşünüldüğünde hangi ilişkinin karadeliğin büyümesinde asıl rolü üstlendiğini söylemek zorlaşıyor.

Araştırmacılar, yüksek dönme hızına ve büyük karanlık madde şişime sahip ancak küçük kütleli ve merkez şişimine sahip olmayan gökadalar üzerine yapılan bir çalışma ile bu soruna bir cevap aramışlar. Yaptıkları bu çalışmanın sonucunda araştırmacılar, büyük karanlık madde şişimine sahip olmasına rağmen merkez şişimi barındırmayan gökadaların küçük kütleli karadelikler barındırdıklarını ortaya çıkarmışlar. Böylece karadelik gelişiminin karanlık madde ile değil, merkez şişimi oluşumu ile ilgili olduğunu göstermişlerdir.

Kabul edilmiş olan oluşum senaryosuna göre, birleşen gökadalarda sıklıkla meydana geldiği gibi karışan disk,gazın merkeze akmasını sağlar ve yıldız oluşumunu tetikler ve karadeliği besler. Yapılan gözlemler de karadeliğin oluşum ve gelişimini etkileyen asıl sürecin bu olduğunu doğrulamaktadır.

Kaynak:MPE
Son düzenleyen nötrino; 24 Mart 2016 21:09
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
17 Nisan 2011       Mesaj #24
Avatarı yok
Yasaklı
Karadelik Nedir? Karadeliklerin Oluşumu

Dünya’da ilk defa Fransız astrofizikçiler,bir karadeliğin,komşu bir yıldızdan kopardığı maddeleri yutuşu sırasında meydana gelen olayları gözlemlemeyi başardılar.Evren’in bu giz dolu gök cisimlerinin gizi çözülüyor mu? Kuramsal olarak karadelikler görülmezler.Kütleleri o kadar büyüktür ki oluşturdukları ışınları kendi içlerinde hapsederler.Yıldızlar gibi parlamak yerine kapkara kalırlar.Gök de kapkara olduğundan karadelikleri görmek olanaksızdır.

Rastlantı sonucu bu gök cisimleri yolları üzerinde bulutsu(nebula) veya yıldız biçiminde bir maddeye rastlayabilirler.Hatta bazı karadeliklerin etraflarında dolanan uydu yıldızları vardır.Her iki halde de madde yutan karadelik çeşitli ışımalar oluşturur ve astronomlar bunları gözlemleyebilir.Bu çeşit gözlemler sayesinde,uzun süre kuramsal kalmış olan bu görülmez gök cisimlerinin yakın çevrelerinde olan bitenler hakkında bazen bilgi elde edebiliriz.

Geçen yıl Fransa Saclay Atom Enerji Komiserliği (CEA) astrofizikçilerinden F.Mirabel,S.Chaty ve J.Marti,dünyada ilk defa bir karadeliğin komşu bir yıldızdan madde yutuşu sırasında meydana gelen olayları gözlemleyebildi.Gözlemlenen yıldız,GRS 1915+105 yıldızıydı.Dünyadan 40750 ışık yılı uzakta olan bu yıldız,1992’de Rus uydusu Granat üzerinde yerleştirilmiş olan Fransız teleskobu Sigma tarafından bulunmuştu.Söz konusu yıldız,kütlesi Güneş’in kütlesinden defalarca büyük olan bir karadelikle,bir karadeliğe uyduluk yapan (onun etrafında dönen) mavi bir dev yıldızdan oluşmuştu.Gözlemdeki ustalık,ölçümlerin üç dalga boyunca birden aynı zamanda yapılmasıydı:X ışınları,radyo dalgaları ve enfraruj ışınları.

Fransız ekibi 15 Mayıs ve 9 Eylül 1997’de,GRS 1915+105 yıldızı üzerine Rassi-XTE uydusunu,New Mexico’da ki VLA(Very Large Array “çok geniş dizin”)antenlerini ve Hawaii’de ki İngiltere’ye ait UKIRT teleskobunu çevirtti.Alıcıların geniş bir alana dağıtılması sayesinde,astrofizikçiler birkaç saat süreyle karadelik yakınında olup biten olayları izleyebildiler.Fransız ekibi iki önemli gözlem yaptı.Birincisi şuydu:Karadeliğin,uydusu olan yıldızdan kütleçekim kuvvetiyle kopardığı madde,önce karadelik etrafında bir akresyon diski halinde birikmekte ve sonra pıhtılar halinde gözden kaybolmaktadır.

İkinci gözlemse,bu diskteki maddenin ancak bir bölümünün karadelik içine çekilmesi,bir diğer bölümününse birbirine karşıt kutuplardan uzaya püskürtülmesiydi.Karadelik neden maddenin tamamını yutmuyor?Maddenin yüzde kaçı karadeliğin yamyamlığından yakasını sıyırabiliyor?Bu gözlemlerden doğan bu yeni sorular,astrofizikçileri Evren üzerinde yeni çalışmalar yapmaya davet etmektedir.

Bu yeni sonuçların önemini anlamak için eskiye doğru bir bakış gereklidir.Karadelikler kütleleri o kadar büyük yıldızlardır ki yüzeyde onların çekiminden kopabilmek için gerekli hız,ışık hızından büyüktür.

Dünya yüzeyinden ayrılmak içinse en az 11 km/saniyelik bir hız gereklidir.Bunun anlamı şudur : Dünya kütleçekim etkisinden kurtulmak isteyen bir cisim (örneğin bir füze)saniyede en az 11 km’lik bir hızla kalkmalıdır.60’lı ve 70’li yıllarda Ay’a erişen Apollo uzay araçlarının hızı buydu.

Dünya tarafından yansıtılan Güneş ışığı Dünya’yı 300.000 km/sn. hızla terkeder ve yerküremizin imgesini uzaya taşır.Bu nedenlerdir ki Ay’a giden astronotlar Dünya’mızı çok iyi görürler.Bir karadeliğin yüzeyinde,kütleçekiminden kurtulma hızı 300.000 km/sn. nin üzerindedir;bu nedenle ışık,karadelikten kopmaz.Işık vermediği içindir ki karadelik görünmez.

Diğer yandan, bir karadelik yakın çevresindeki uzayzamanı önemli ölçüde eğer; bu uzay-zaman,artık Evren’in başka noktalarındaki uzay zaman değildir.Uzaklıklar birdenbire kısalmıştır(örneğin kilometre, Dünyada olduğundan daha kısadır); zamansa uzamıştır(örneğin saniye, Dünya’da olduğundan daha uzun sürer).

Evren’de çok büyük kütleli karadelikler ve yıldızsal karadelikler vardır. Birinciler bazı galaksilerin merkezinde, bir çok yıldızın kümeleşmesiyle oluşur.Bunların kütleleri çok büyüktür; Güneş’in milyarlarca katı kadar.İkinciler basit yıldızlardan oluşur. Kütlesi çok büyük olan bir yıldız süpernova patlaması yaparsa, merkezinde ancak 20-30 km. çapında, çok yoğun bir küre kalır; buna nötron yıldızı denir. Bir nötron yıldızının kütlesi, Güneş’in kütlesinin üç katını geçerse, bu yıldız kendi üstüne çöker ve bir karadelik olur.

Karadelik küçüktür.Merkezinde astrofizikçilerin tekillik dedikleri,bölge bulunur.Tekillik birkaç km çapında bir küredir,burada yoğunluk o kadar fazladır ki normal fizik yasaları geçerli değildir.Burada hiç bilmediğimiz başka yasalar geçerlidir.Tekillik etrafında küresel bir hacim düşünülür;bunun yüzeyine olay ufku denilir.Bu küreye giren,yani olay ufkunu aşan hiçbir cisim bir daha geri dönemez;çünkü bu bölgede karadeliğin kütleçiminden kurtulma hızı,ışık hızından büyüktür.Bu küre içine giren ışık ve maddelerdışarı çıkamadıkları gibi karşı konulmaz bir şekilde karadeliğe çekilirler.Bu çıkışı olmayan bir küredir;olay ufku altında,yani bu kürenin içinde,ne olup bittiği görülemez.

GRS 1915+105 karadeliğinde,olay ufku küresinin çapı 14 km dir.Karadelik etrafında dönen yıldız sayesinde CEA astrofizikçileri,olay ufkunun 20-80 km’si arasında neler geçtiğini gözlemleyebildiler.
GRS 1915+105 yıldızı en güçlü optik teleskoplarla bile görülemez;çünkü Gökadamız(Samanyolu) ekvatorun sadece 0.4 derece üzerindedir;bu bölge Samanyolu tozlarının oluşturduğu görüşü engelleyen bir perde gibidir.Astronomlara göre bu tozlar,Samanyolu’nun bu bölümündeki yıldızların parlaklığını en az 26.5 Kadir azaltır.Dünya’nın en güçlü teleskobu olan Hawaii Adaları’nda ki 10 m çapındaki Keck bile karadelik etrafında dönen bu yıldızı göremez.Fransız astronomları söz konusu yıldızı tozlar tarafından daha az emilen enfraruj ışınları aracılığıyla görebilmişlerdir.

Bu yıldızdan birkaç soğurma çizgisi elde edilebilmiştir.Astrofizikçiler bu çizgilere bakarak şu sonuca varmışlardır: bu çok parlak ve kütlesi çok büyük bir yıldızdır: Bir mavi dev.Ayrıca,yaklaşık ayda bir kere,GRS 1915+105’den gelen enfraruj ışınlarında bir artma gözlenmiştir.Bu parlama,yıldızın karadeliğin daha yakınından geçmesine bağlanmıştır.O halde bu yıldız,herhalde güneş sisteminde ki kuyruklu yıldızlar gibi çok eliptik bir yörünge çizmektedir.Fakat bu henüz kesinleşmemiştir.

Yıldız karadeliğin yakınından geçerken görülmeye değer bir olay meydana gelir: Yıldızın dış katmanları, karadelik tarafından öyle bir çekilir ki yıldızdan kopar;yıldızdan ayrılan gazlar karadelik etrafına sarılıp bir akresyon diski oluşturur.S.Chaty şöyle demektedir:”Bu gazlardan oluşan diskin iç bölümü olay ufkunun 80 km yukarısında dönüp durur ve o kadar ısınır ki,X ışınları vermeye başlar.”

15 Mayıs 1997 ile 9 Eylül 1997 arasında yapılan gözlemler sırasında astronomlar defalarca diskin iç bölümlerinin bir anda olay ufkunun altına düşerek karadelik tarafından yutulduğunu görmüşlerdir;bu sırada diskten gelen X ışınları birden bire azalır.Diskin daha soğuk olan dış bölümleri çok daha zayıf X ışınları verir.

Diskin iç bölümlerinin karadelik tarafından yutulması sırasında kuvvetli bir enfraruj patlaması olur ve bunu radyo dalgaları izler.Bu ardışık iki dalga kutuplarından ışık hızının %92’si bir hızla madde püskürtülmesine karşılıktır.

CEA araştırmacıları için bunun anlamı şudur : Disk maddesinin bir bölümü karadeliğe düşmek yerine birkaç dakika olay ufkunda kalır ve sonra plazma şeklinde püskürtülür.S.Chaty şöyle demektedir:”Madde püskürmesinin başlamasından 15 dakika sonra enfraruj ışınları gelmeye başlar.Bu sırada madde karadelikten 250 milyon km uzaktadır ve 50 milyon km çapında genişleyen bir bulut oluşturur.15 dakika sonra genişlemiş bulut radyo dalgaları göndermeye başlar.”Sonra,her madde püskürüşünde oluşan bulut,ışık hızının %20 si bir hızla uzaya atılır.

Diskin iç bölümünün boşalmasıyla plazma fışkırmaları arasındaki bağıntı kesindir.Astronomlara göre ne kadar fazla madde yutulursa,plazma fışkırması o derecede fazla olmaktadır.Yutulan madde miktarı her karesinde farklıdır.Diskin kararsızlıkları az veya çok yoğun gaz pıhtıları oluşturur,bunların diskin iç bölümlerini doldurma hızları değişkendir.Gazın bu boşluğu kaplaması ortalama 15 dakika alır.Gaz yeniden yutulmadan önce 15 dakika kadar yörüngede kalır.Sonra bu bölge tamamen boşalır.

Bu gazın bir bölümü karadeliğin korkunç iştahından nasıl kurtulmaktadır?Kimse bilmiyor bunu…Astrofizikçiler karadeliğin,bu devirler boyunca maddenin ne kadarını yuttuğunu ve ne kadarını püskürttüğünü de bilmemektedir.

Bu gözlemlere rağmen,GRS 1915+105 karadeliğinin tam kütlesi bilinmemektedir.Bunu bulabilmek için dev yıldızın görülebilmesi gerekirdi.Eğer bu olabilseydi,yıldızın tayflarından farklı dönemlerdeki radyal hızı bulunabilir ve buradan karadeliğin kütlesi hesaplanabilirdi.

Olay ufkunun 14 km çapında olmasından,bu yıldızın kütlesinin Güneş’in kinin birkaç katı olduğu söylenebilir.Buna benzer bir ikili yıldız sistemi de 14.6 ışık yılı uzaklıktaki GRO J 1655-40’tır;bu teleskopla görülebilir;bir Amerikalı ekip tarafından kütlesinin Güneş’in kinin 7 katı olduğu hesaplanmıştır.

Kütlesi Güneş kütlesinin milyonlarca katı olan karadeliklerin özelliği;kutuplarından plazma püskürtmeleridir.Fakat dev olduklarından akresyon disklerinin dolma ve boşalma zamanları çok uzundur.Bu bakımdan bir yıldız-karadelik ikilisinde bu olayları görmek büyük bir şanstır.GRS 1915+105 gibi yıldızlar sayesinde astrofizikçiler karadeliğin olay ufkunun birkaç km üstünde geçen olayları,çok kısa bir süre minyatür bir laboratuardaymışçasına inceleyebilmişlerdir.

Açıklanması gereken bir noktada şudur:süpernova patlaması yaparak karadeliğe dönüşmüş yıldız nasıl olupda kendine bir arkadaş yıldız bulabilmiştir.Neden bu arkadaş yıldız süpernova patlaması sırasında parçalanmamıştır?En akla yakın yanıt şudur : Süpernova patlamasıyla oluşan karadelik,uzayda hareket eden bir yıldız yakalamıştır.Eldeki birçok modele göre süpernova patlaması,bır patlamadan oluşan karadeliği,bulunduğu yerden uzaklaştırmakta, uzayda gezdirmektedir.

GRS 1915+105 böyle oluşmuştur.Oluşan karadelik uzayda gezerken bir yıldıza rastlamış ve onu çekerek arkadaş edinmiştir.Arkadaş yıldızın karadelik etrafındaki belirgin eksantrik yörüngesi de bu varsayımı doğrulamaktadır.Fakat bu nokta henüz kesinleşmemiştir.

GRS 1915+105 gibi ikili yıldızların gözlenmesi astronomlara karadelikle ilgili çok şey öğretmiştir.Göğün daha görülebilir bölgelerinde bu gibi gözlemler yapılmalıdır.Bu, karadeliği gölgeden çıkarmak için tek yoldur.


Kaynak:Bilim ve Teknik Dergisi Temmuz 1998 368.Sayı
Henarejos,P.,Science et Vie,Mayıs 1998(Çeviri : Selçuk Aslan)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
18 Nisan 2011       Mesaj #25
Avatarı yok
Yasaklı
Büyük Bir Yıldızın Karadeliğe Dönüşmesi

Yıldız önce bir toz bulutudur.Yerçekimi ile toz bulutu merkeze doğru sıkışır.Bu süreç içinde ortaya çıkan yerçekimi enerjisi ile yıldız ısınmaya başlar.Bu ısı belli bir ısıya ulaşırsa nükleer erime başlar.(Güneş için 15 milyon derece)Bu süreç,iki hidrojen atomunun birleşerek bir helyum çekirdeği oluşturma sürecidir.Yıldız genellikle %75hidrojen, %25 helyumla ısınma sürecine başlar.Sonra süreç bütün hidrojen atomlarının yanarak helyuma dönüşünceye kadar sürer.Güneş’te 10 milyar yıllık sürecini yarıladı.Yıldız yakıtını bitirince ani bir patlamayla 10 katına genişler.Yıldızın bu durumuna ‘Kızıl dev’denir.Güneş yakıtını bitirince atmosferi Merkür’ü içine alacak.Eğer yıldız yeteri kadar büyükse sonuç farklıdır.Yıldız hidrojeni bitirince bu kez karbon atomunu yakar ve neon atomları oluşturur.Sonrada neon ve oksijen birlikte yanarak sülfür oluşturur.Böylece yıldızın içinde katman katman farklı atomlar yanarak daha ağır atomlara dönüşürler.Yıldızın çekirdeğinde yavaş yavaş demir birikir.Bundan sonrası da büyüklüğe bağlıdır.Yıldız küçükse yanma biter ve ‘Beyaz Cüce’adında içine çökmüş yıldız olur.Beyaz cüce birkaç km çapında ancak metre küpüne milyonlarca ton basınç düşen sönmüş bir yıldızdır.Bu zaman içinde soğuyarak’Kara Cüce’ye dönüşür.

Yıldızımız çok küçük ama çok yoğun nötron yıldızına dönüşebilir.Böylesine ani bir çöküş dalgası oluşturarak yıldız,bir ışık kümesi halinde galaksinin ötelerine doğru fırlar.Buna’Süpernova’denir.Nötron yıldızları görünmezler;ancak dönerken,bir deniz feneri gibi çevrelerine radyasyon yayarlar.Bugüne kadar 400 nötron yıldızı bulunmuştur.Yıldız yeteri kadar büyükse ani çöküş dramatik olur.Yani yıldız bir anda tek bir noktaya sıfıra indirgenebilir.Böylesine büyük yıldızın böyle küçük bir alana sıkışmasının doğal sonucu olarak,çekim gücü o kadar büyük olur ki,bu yıldızdan ışık bile çıkamaz.Herşey girebilir ama hiçbirşey çıkamaz.Girenlerin akıbetinin ne olduğu bilinmiyor.Bunlara karadelik denir.

Karadelik

Hepimiz biliyoruz;karadeliklerin bir türü,büyük kütleli yıldızların merkezdeki hidrojen yakıtlarını kısa sürede tüketip çökmeleriyle ortaya çıkıyor.Kabullenmekte zorlandığımız şey,Güneşimizden kat kat büyük bir yıldızın nasıl olup da inanılmaz boyutlara küçülebilmesi ve nanılmaz bir güç kazanması.Örneğin;Güneşimizden 10 kat büyük bir yıldızın karadelik haline geldikten sonra aldığı boyut,60 km çaplı bir küre.Üstelik bu küre, deliğin kendisi de değil.İçine düşen hiçbirşeyin,hatta ışığın bile kaçamayacağı bir ‘olay ufku’.Örnek için;Dünyamızı düşünelim. Böylesine küçük kütleli bir cismin karadelik olamayacağını biliyoruz, ama oldu diyelim.Bu durumda Dünya’nın olay ufkunun çapı 9 mm’den az olacaktı!Asıl karadelik,yani fizikteki adıyla ‘tekillik’,olay ufkunun tam merkezinde.Ama artık çap falan yok.İçine düşen madde ve enerjiyi yutan bu cismin boyutları,matematiksel bir nokta kadar!Dünya asla bir karadelik olamaz dedik ama aslında olabilir!…Yeter ki;Onu yeteri kadar sıkıştırabilelim!Dolayısıyla kuramsal bir karadelik oluşturmak için bir sınır yok.Ama oluştuğu maddenin böyle büyük bir ölçüde sıkışabilmesi için gerekli koşullar büyük yıldızlarda kendiliğinden var.Dolayısıyla en çok görülen karadelikler,10 üssü 31 kg kadar!Karadeliklerin öbür türleri hakkında kuramcılar;13-15 milyar yıl önce Big Bang’in hemen ardından mikroskobik karadelikler oluştuğunu sanıyorlar.Ama karadelik dinamiğine göre bunların çoktan yok olması gerekiyor.

Bir karadeliğin kütlesi ne kadar büyükse,kapladığı alanda o ölçüde büyük oluyor. Yani‘SCHWARZSCHİLD yarıçapı’ denen olay ufkunun yarı çapıyla,karadeliğin kütlesi birbiriyle doğru orantılı.Peki,şöyle irisinden bir karadelik tüm evreni yok etmez mi?Bilim adamlarına göre korkulacak bir şey yok.Tek koşul var:olay ufkundan uzak duracaksınız…Eğer kazara ufku geçerseniz;kurtuluş yok!Bir Güneş kütlesindeki bir karadeliğin çekim gücü,aynı kütledeki Güneş’ten fazla ve az olamaz.Peki Güneş bir karadelik olursa?Olamaz!Çünkü;kütlesi bir karadelik için yeterli düzeyin çok çok altında…Benzerleri gibi Güneş,5milyar yıl sonra yakıtını tüketince kırmızı dev haline gelerek şişecek.Sonrada atmosferi Merkür ve Venüs’ü içine alacak.Sonra dış katmanlarını yavaş yavaş uzaya bırakacak.Sıkışıp ısınan merkezi,Dünya’mız boyutlarında bir ‘beyaz cüce’ olacak!Zaman içinde soğuyarak kaybolacak.Diyelim ki;karadelik oldu,gezegenler yörüngelerini kaybetmeyecekler ve aynı uzaklıkta dönmeye devam edecekler.Çünkü;Karadeliğin olay ufkunun çapı yalnızca 3 km olacak.Ama genede yaşama veda edebiliriz.Nedeni:Artık buraların eskisindende çok soğuk ve karanlık olacağı!…

Karadeliğin İçinde…

Bir uzay gemisinde olduğumuzu varsayalım,bilmeden Güneş kütleli karadeliğin olay ufkuna düşmüşüz.Malesef;geri çıkamayacağımızı da biliyoruz.İçindeyken bazı şeyleri değişik göreceğiz.Çünkü;bir milyon Güneş kütleli karadelik gelen ışık demetlerini bükecek.Peki,ama neden güçlü bir cismin içinde olduğumuz halde kütleçekimini hissetmiyoruz? Nedeni;hala serbest düşüşteyiz ve deliğin güçlü çekim alanı,bedenimizin ve gemimizin her noktasına aynı şiddetle etki yapıyor.Ancak merkeze 600 000 km Sokulduğumuzda,bir gariplik olacak. Ayaklarımız, başımızdan büyük bir kuvvetle çekiliyormuş gibi olacak.Merkeze yaklaştıkça bu etki artacak ve uzamışız gibi hissettikten sonra son anımsadığımız bedenimizin parçalanmak üzere olduğu…Fakat bütün bunlar çok kısa sürecek. Merkezdeki tekilliğe olan uzaklığımızın,olay ufkunun yarıçapının 10 katı olduğunu varsayalım.Yani;merkeze 30 milyon,olay ufkunaysa 27 milyon uzaklıktayız.Buradan,olay ufkunun içine çekilmemiz 8 dk. sürüyor.Bundan sonra tekilliğin içinde kaybolmamız için sadece 7 sn var.Bütün bu süre yani;ufuktan tekilliğe düşme düresi,karadeliğin kütlesine orantılı olarak artıyor.

Ve Dışında...

Dünya’dan bizi seyredenler ise işlerin kötüye gittiğini çok geç anlayacaklardır.Çünkü onlar,bizi karadeliğin olay ufkuna yaklaştıkça giderek yavaşlıyor sanacaklardır.Fizik kurallarına göre biz öldükten sonra bile arkadaşlarımız,olay ufkuna vardığımızı bile göremeyeceklerdi. Sonsuza kadar bekleseler bile…Bizde yeni oluşmakta olan bir karadeliğe yaklaşıyor olsaydık,ölmekte olan yıldızın giderek küçüldüğünü görecek, ama karadelik oluştuktan sonra dahi çöken maddenin olay ufkunu aşıp gözden kaybolmasını göremeyecektir. Bu Einstein’in kuramında saklı.Genel göreliliğin temel öngörüsü,kütlesi olan her cismin uzay-zaman dediğimiz 4 boyutlu dokuyu,tıpkı üzerine ağır bir top konmuş esnek bir kumaş gibi çukurlaştırması.Bu çukurun üzerinden geçen herhangi bir cisim,hatta ışık,çukurun büktüğü düzlemden geçtiği için biraz eğrileşecek, ya da bükülecekti.

Karadelikler çok büyük kütleli olduğundan çukurlar dipsiz bir kuyuyu andırıyor.Bu nedenle bizim için zaman daha yavaş geçerken,uzaktaki arkadaşlarımız için daha hızlı akıyor. Eğer zamanında uyanabilseydik ve karadeliğe düşmeden olay ufkunun kenarında bir süre araştırma yaptıktan sonra dönebilseydik,kavuştuğumuz arkadaşlarımızı bizden daha fazla yaşlanmış bulacaktık.Gerçekte arkadaşlarımız kayboluşumuzu görebilecekti. Nedeni; ışığın kırmızıya kayma olgusu. Karadeliğin yakınlarında uzaya saçılan ışık giderek daha uzun dalga boylarına doğru ‘kırmızıya’ kayar.Bu görünür ışık,onlarca daha uzun dalga boyu olarak anlanılacak. Onlarda bizi özel aygıtlarla izleyebilecekti. Fakat; sonraları dalga boyları öylesine uzayacaktı ki ,arkadaşlarımız için biz artık tümüyle görünmez ve algılanamaz olacaktık.

Peki ; şöyle büyükçe bir karadelik tüm evreni yok etmezmi? Tek şartla kurtulabiliriz : Olay ufkundan uzak durmak kaydıyla. Karadeliği saran kütle çekim alanının,aynı kütledeki bir başka cismin çevresindeki kütle çekim alanından farkı yoktur.

Bilim adamlarına göre,olası en küçük karadeliğin çapı 10 üzeri eksi 35 civarında olabilir.Ama bunun kütlesi 10 mikrogram kadar(bir toz zerreciği)ağırlığında olur.Böyle cisimler oluşturabilmek için 10 üzeri 19 giga-elektronvolt düzeyinde enerjiler gerekir.Demek ki;bir karadelik oluşturabilmek için Dünya’nın en güçlü parçacık hızlandırıcısından 10 katrilyon kat daha güçlü bir makine gerekiyor.Ve bu makinenin boyutları bir samanyolu kadar olacak!… Üstelik bu çaba ve masraf boşa gidecek.Çünkü ‘Hawkins Işınımı’denen bir süreç sonucu laboratuvar ürünü karadelik 10 üzeri eksi 42 saniye içinde buharlaşıp yok olacak.Bir toz zerreciği yerine Everest tepesi kütlesinde bir karadelik oluşturulsa bile,(bunun yarı çapı 10 üzeri eksi 15 metre olur.) bir atom çekirdeği büyüklüğündeki böyle bir cismi bir proton veya nötron bile yutamaz.Karadelikler kütlelerine,renklerine,dönmelerine ,elektrik yüklü olanlarına göre sınıflandırılıyorlar.Bir de akdelikler vardır, bunlarda gelen herşeyi dışarı atarlar.Nasıl ki;karadelikler yutuyorsa…


Kaynak:Genelbilge
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
6 Mayıs 2011       Mesaj #26
Avatarı yok
Yasaklı
Samanyolu’nun Ortasındaki Karadelik

Gökadaların çoğunun merkezinde bir karadeliğin olduğu düşünülüyor. Gökadamızın merkezinde de Güneş’ten 2.6 milyon kere ağır olan bir karadelik var. Çevresindeki yıldızları ve gaz bulutlarını bir hortum misali içine çekerek yutuyor. Karadelik – iştahla bu cisimleri yutarken – sürtünmeden dolayı çok miktarda görünür ışık, X ışını ve diğer dalga boylarında ışınları yayılır. Ancak Samanyolu’nun merkezi beklenmedik tarzda sessiz ve sönük. Acaba neden? İçine çekecek yıldız veya toz bulutları bulamadığı için mi? Yoksa, içine çekilen maddenin, sürtünme olmadan, sessizce içine düştüğü için mi? Ya da bilmediğimiz bir etkenin, yayılan radyasyonu görmemize engel olduğu için mi? Diğer gökadalar incelendiğinde, merkezlerindeki karadeliklerin bol miktarda görünen ışık, X-ışınları, kızılötesi , morötesi ve radyo dalgaları yaydığını görebiliyoruz.

Samanyolu’nun merkezindeki karadelikten bize yalnızca radyo dalgaları ulaşıyor. Morötesi ve kızılötesi ışınların uzay boşluğundaki tozlar tarafından soğurulması beklenen bir durumdur. Fakat diğer dalga boylarındaki ışınların bize ulaşmaması için hiçbir sebep bulunamıyor. Karadeliklerin mantık sınırlarını zorladığı bir gerçek. İçinde yaşadığımız gökadanın merkezindeki, daha da esrarengiz.


Kaynak:Space

Son düzenleyen nötrino; 24 Mart 2016 21:09
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
13 Haziran 2011       Mesaj #27
Avatarı yok
Yasaklı
Centaurus A Galaksisi'nin Merkezinde Bulunan Karadelik

Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi NASA'nın yayınladığı fotoğraftaki karadelik, Centaurus A Galaksisi'nin merkezinde bulunuyor. Karadelik, Güneş'in tam 55 milyon katı...

Karadeliği gösteren fotoğraf, yaklaşık 4,2 ışık yılı genişliğindeki bir alanı kapsıyor.

Kaynak:BBC(24 Mayıs 2011,09:47)
Son düzenleyen nötrino; 24 Mart 2016 21:10
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
20 Haziran 2011       Mesaj #28
Avatarı yok
Yasaklı
NGC 3758 Adlı Galaksinin Merkezinde Gözlemlenen Devasa Büyüklükte İki Karadelik

Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) uyduları, 425 milyon ışık yılı uzaklıktaki bir galakside, devasa büyüklükte iki karadelik gözlemledi. Karadeliklerin uydu fotoğrafları, ‘gülümseyen’ bir yüze olan benzerliğiyle dikkat çekiyor.

NASA’nın Swift ve Chandra uyduları, ‘Markarian 739’ (NGC 3758 adıyla da bilinen) galaksinin merkezinde, iki süper kütleli karadelik keşfetti. Birbirlerine sadece 11 bin ışık yılı uzaklıkta bulunan ikiz karadelikleri sıcak ve hareketli gaz bulutları ayırıyor. Karadeliklerden birisini Swift, diğerini ise Chandra uydusu tesbit etti.

NASA’ya bağlı Goddard Uzay Uçuş Merkezinden araştırmayı yürüten Michael Koss, “Kendi galaksimiz Samanyolu’nun da içinde bulunduğu büyük galaksilerin merkezlerinde, güneşten milyonlarca kez büyük kütleli devasa karadelikler uzanıyor. Bunlardan bazıları, güneşten milyarlarca kat daha fazla enerji yayar” dedi.

Bilim insanları, yoğun madde çıkaran aktif galaksi çekirdeklerini gözlemlemek için bu galaksilerin merkezlerini inceliyor. Markarian 739’da olduğu gibi merkezinde iki dev karadelik bulunan galaksilere ise şu ana kadar çok az rastlandı. Süper karadeliklerin, galaksilerdeki sarmal yapının oluşumunu sağlayabildiği ve yüksek hızlı gaz ile tozu galaksi merkezi etrafında tutabildiği sanılıyor.

Michael Koss ve ekibinin çalışması, The Astrophysical Journal Letters’da yayınlanacak.

Kaynak:Evrenselnet(15 Haziran 2011,05:32)
Son düzenleyen nötrino; 24 Mart 2016 21:10
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
23 Temmuz 2011       Mesaj #29
Avatarı yok
Yasaklı
Karadelikler

Uzayın derinliklerinde gözle görülemeyen bazı gökcisimleri bulunur. Bunların kütleçekimi o kadar kuvvetlidir ki, üzerlerine düşen ışığı bile kapıp bırakmazlar. Işık gökcisminden yansımayınca da o gökcismi gözle görülemez, sanki uzayın o bölgesi delikmiş gibi gelir. İşte bu tür gökcisimlerine karadelik denir. Astronomlar, bazı yıldızların enerjilerini tüketip "öldüklerinde", karadelik haline geldiklerini düşünürler.

Yıldızlar, içerdikleri hidrojeni helyuma dönüştürerek ısı ve ışık salarlar. Bu tepkime sırasında hem enerji, hem de kütle açığa çıkar ve sonunda hidrojen biter, böylece yıldız tüm enerji kaynağını tüketir. Yıldızda arta kalan maddeler, kütleçekiminin etkisiyle yıldızın merkezine doğru çekilerek burada sıkışır; buna yıldızın kendi üzerine "çökmesi" denir. Güneş'in ağırlığındaki bir yıldız enerjisini tüketerek çöktüğünde, bir beyaz cüceye ya da bir nötron yıldızına dönüşür; ama, kütlesi Güneş'inkinin üç katından daha büyük olan yıldızlar, çöktüklerinde birer karadelik haline gelirler.

Büyük bir yıldız çöktüğünde, onu oluşturan bütün parçacıklar birbirini çekerek, yıldızın merkezine doğru sıkışır. Yıldızın bu merkez noktasında hacmi sıfır, kütlesi ise sonsuz olur. Bu nokta karadeliğin merkezidir. Bu merkezin çevresinde, astronomların "olay ufku" dedikleri bir sınır bölgesi vardır. Karadeliğin kütleçekimi etkisiyle deliğe doğru çekilen bir cisim, bu "olay ufku"nu aşarak içeri girdiği andan itibaren sonsuza kadar yok olup gider; çünkü buradan kurtulabilmesi için ışık hızından daha büyük bir hızla dışarı kaçması gerekir. Ama bu olanaksızdır, çünkü hiçbir cisim ışıktan daha hızlı hareket edemez.

Astronomlar karadeliklerin varlığını matematiksel olarak ortaya çıkarmışlardır.1975'te keşfedilen bir X ışını kaynağı olan Kuğu X-l'in, bir karadelik olabileceği üzerinde durulmaktadır. Kuğu X-l parlak, sıcak bir yıldızın gözle görülemeyen yoldaşıdır. Astronomlar, karadeliğin sıcak yoldaşından madde çektiğini ve bu maddelerin "olay ufku"nu geçerken X ışınları saldığını düşünmektedirler.


Kaynak:Temel Britannica, Ana Yayıncılık 1992/Cilt-7
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
29 Eylül 2011       Mesaj #30
Avatarı yok
Yasaklı
Karadelik Yakalandı

NASA, WISE isimli kızıl ötesi uzay teleskobunu kullanarak evrenle ilgili yeni bir olayı da fotoğrafladı. GX 339-4 isimli ve dünyamızdan yaklaşık 20 bin ışık yılı uzaklıktaki karadelik, WISE sayesinde parlak bir jeti dışarıya verirken görüntülendi.

Galaksimizin merkezindeki karadelik, Güneş'ten 6 kat daha büyük ve yakınındaki bir yıldızdan besleniyor. Tabii bazı maddeleri içerisine alırken bazı maddeleri de ışık hızıyla bir jet halinde dışarısına gönderiyor. Japon Uzay Araştırma Ajansı'ndan Poshak Gandhi keşifle ilgili şunları söylüyor; "Güneş'in bir anda rastgele patladığını, bu anlarda normalde olduğundan üç kat daha aydınlık olduğunu ve tekrardan yavaş yavaş eski halini aldığını hayal edin. İşte biz de bu jette buna benzer bir kızgınlık gözlemledik. WISE'ın kızılötesi görüşüyle, karadeliğin oluşturduğu jetin daha derin bölgelerine girebildik ve jet oluşumundaki fizikleri gözlemleyebildik."

Jet oluşumundaki belirsiz aralıklar bilim adamlarını şaşırtsa da Poshak şu benzetmede bulundu; "Karadeliğin jetini bir yangın hortumuna benzetirseniz, o zaman bizim akışın beklenmedik zamanlarda ve hortumun boyutlarının da sürekli değiştiğini bulduğumuzu söyleyebilirsiniz."

Kaynak:Chip(27 Eylül 2011, 21:00)

Son düzenleyen nötrino; 24 Mart 2016 21:06

Benzer Konular

12 Ağustos 2017 / Gabriella Uzay Bilimleri
13 Nisan 2010 / Daisy-BT Mimarlık
25 Aralık 2011 / _Yağmur_ Ziraat
27 Kasım 2009 / _KleopatrA_ X-Sözlük