Arama

Yetenek Nedir?

Güncelleme: 23 Mart 2016 Gösterim: 18.394 Cevap: 11
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Mart 2009       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yetenek -ği

Sponsorlu Bağlantılar
isim
1 .
Bir kimsenin bir şeyi anlama veya yapabilme niteliği, kabiliyet:
"Gençleri yeteneklerine göre işe yöneltmeli."- .
2 . Bir duruma uyma konusunda organizmada bulunan ve doğuştan gelen güç, kapasite.
3 .
eğitim bilimi Kişinin kalıtıma dayanan ve öğrenmesini çerçeveleyen sınır.
4 .
eğitim bilimi Dışarıdan gelen etkiyi alabilme gücü.

Birleşik Sözler
  • genel yetenek
  • zekâ yeteneği

X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
24 Haziran 2015       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
YETENEK a. (yetmek'ten yet enek)
1. Bir kimsede doğuştan gelen ya da sonradan kazanılan, onun belli bir alanda başkalarından daha az çabayla başarılı olmasını sağlayan eğilim, yatkınlık; kabiliyet: Resme yeteneği yok. (Bk. ansikl. böl. Eğit.)
Sponsorlu Bağlantılar
2. Bir kimsenin herhangi bir alanda gösterdiği güç: Öğrenme yeteneği.
3. Bir alanda kendini kanıtlamış, yetenekli insan, kabiliyet: Büyük bir yetenek. Genç yetenekleri desteklemek.
4. Organların işlevlerini yerine getirme gücü; kabiliyet, hassa: Görme yeteneğini günden güne kaybetmek.
5. iş yeteneği, bir bireyin yapabileceği ve zaman birimine düşen oksijen hacmi olarak belirtilen en yüksek bedensel iş miktarı. (Aerobi yeteneğiyle ölçülen iş yeteneği, bireyin üretebileceği en yüksek bedensel iş miktarının hemen altında gösterebileceği tüm çabalara dayanarak tahmin edilebilir. Aynı şey, Kaslar kütlesini değerlendirme amacını güden bir antropometrik ölçüler topluluğuna dayanarak da tahmin edilebilir. En yüksek çabanın gerçekleştirilmesinin gösterdiği tehlikelerden kaçınmak için bu en yüksek'in altındaki çabadan başlayarak dışdeğerbiçime gidilir.)

—Eğit, özel yetenek sınavı, özel yetenek gerektiren bir yükseköğretim programına başvuranlar arasından istenilen yetenekleri taşıyanları seçip ayırmak amacıyla yapılan sınav. (Bk. ansikl. böl.)

—Elektron. Yetenek çarpanı, çeşitli entegre devre teknolojilerini sınıflandırmak için kullanılan ve bir devre elemanının tükettiği güçle bu elemanın taşıdığı bilginin aktarılma zamanının çarpımına eşit katsayı.

—Ger. day. Bir malzemenin dış kuvvetlere karşı koyabilme gücü (sönümleme yeteneği, biçim değiştirme yeteneği).

—Pedol, Bir toprağın değiş-tokuş yeten- ği. toprağın kolayca bağlayabileceği bir iyonun (amonyum iyonu) toplam miktarı. (Toprağın ince mineral (killer ve hidroksitler] ve organik parçaları [humuslu maddeler], toprakla toprak çözeltisi arasında basit [kalsiyum, potasyum, magnezyum gibi mineral elementler] ya da karmaşık iyonların [organik iyonlar] değiştokuş edilmesine yol açan soğurucu özelliklere sahiptir. Toprağın verimliliği, değiş-tokuş yeteneğine bağlıdır ve gübre atılarak bu yetenek geliştirilmeli ve doyma noktasına yakın olmalıdır.)

--ANSİKL. Eğit. Kimilerine göre, öğrenim gibi eğitim de her bireyin genetik varlığına sıkı sıkıya bağlı yeteneklerine dayanır. Böylece, okulda başarı ve başarısızlık bireylerinin az ya da çok yetenekli olmasının sonucudur. Bu tür savlar öncelikle zekâ ölçümüne ilişkin testlerin ve zihinsel katsayının uygulamasını gündeme getirir ve sonuçlar elde edildikten sonra “daha az yetenekliler” için ilk, orta ve yükseköğrenimde çeşitli aşamalar saptanmasını haklı çıkarır. Başka bir deyişle, bu tutum, bilimsel olarak kanıtlanmış bir ayıklama ve daha başlangıçta, zihinsel yeterlikten yoksun oldukları gerekçesiyle okul çağındaki çocukların üçte birinin planlı bir biçimde, diploma almadan yaşama atılmalarını sağlayabilir. Oysa 1921’de H. VVallon tarafından kurulan Fransız Yeni eğitim grubu ve toplumbilimciler, yetenek kavramının biyolojik verilere indirgenemeyeceği- ni ve toplumsal-ailesel, toplumsal-kültürel ortama ve toplumsal yeniden üretime bağlı olduğunu göstermişlerdi. Bu, çocukta zekânın oluşumda, daha önce VVallon tarafından vurgulanan toplumsal -kültürel ortamın taşıdığı ağırlığın kabul edilmesi demekti. Bourdieu ile Passeron' un gösterdikleri gibi en yeteneklilerin ayrıcalığının temelinde kültürel kalıt ve dil olgusu yatar. Başka araştırmacılar; bütün kişiliği bugünkü toplumun yapısının ve yaşam biçimlerinin derinlemesine belirlediği olgusunu vurguladılar (Lucien Sâve, Marxisme et Thöorie de la personnaiitö [Marxçılık ve kişilik kuramı], 1969). Bu durumda yetenekleri, pedagojik nedenlerin olduğu kadar sistemin de sonuçları olarak anlamak gerekir.

Yetenek sınavı. Konservatuvarlar, eğitim fakültelerinin resim, müzik, beden eğitimi ve spor bölümleri, güzel sanatlar fakülteleri vb\e öğrenci alımı, öğrenci seçme sınavı (OSS) puanı ve özel yetenek sınavı sonuçlarına göre yapılır. Merkezi yerleştirme ile bir yükseköğretim programına kesin kayıt hakkı kazanmış adaylar da özel yetenek sınavlarına katılabilirler.

Kaynak: Büyük Larousse

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
24 Haziran 2015       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
YETENEKLİ sıf.
1. Belli bir alanda gözle görülebilir bir yeteneği olan kimse için kullanılır; kabiliyetli: Yetenekli bir müzisyen.
2. Birçok yeteneği olan ya da bir işin gerektirdiği yetenekte olan kimse için kullanılır: Yetenekli bir genç. Bu işletmede yetenekli yöneticilere gereksinim var.

Kaynak: Büyük Larousse
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
24 Haziran 2015       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM
YETENEKSİZ sıf. ve a. Bir şey yapmak için gerekli olan niteliklerden, becerilerden, yetenekten yoksun olan kimse için kullanılır; kabiliyetsiz: O yeteneksizin biridir, hiçbir işi beceremez.

Kaynak: Büyük Larousse
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
24 Haziran 2015       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
YETENEKSİZLİK a. Belli bir şeyi yerine getirmek için gerekli yeteneklerden, niteliklerden yoksun olma durumu, kabiliyetsizlik: Bir kimsenin spordaki yeteneksizliği.

Kaynak: Büyük Larousse
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
23 Mart 2016       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM
yetenek ingilizcesi
  • ability, capability, competence, capacity; talent; aptitude.
  • – testi aptitude test.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
23 Mart 2016       Mesaj #7
Safi - avatarı
SMD MiSiM
yetenekli
sıfat
  • Yeteneği olan, kabiliyetli:
"Bu iki yetenekli lise hocasını üniversiteye doçent atadı."- H. Taner.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
23 Mart 2016       Mesaj #8
Safi - avatarı
SMD MiSiM
yetenekli ingilizcesi
  • able, capable, competent; talented
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
23 Mart 2016       Mesaj #9
Safi - avatarı
SMD MiSiM
yeteneksiz
sıfat
  • Yeteneği olmayan, kabiliyetsiz:
"Yeteneksizimdir, düşündüklerimi gereğince anlatamıyorumdur, ama bir yazının güç anlaşılsın ya da hiç anlaşılmasın diye yazılmasını anlayamam."- M. C. Anday.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
23 Mart 2016       Mesaj #10
Safi - avatarı
SMD MiSiM
yeteneksiz ingilizcesi
  • lacking in ability, incapable, incompetent; untalented; inapt, inept
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

29 Eylül 2012 / broken* Soru-Cevap
12 Ağustos 2009 / ThinkerBeLL Parapsikoloji
28 Mayıs 2015 / Ziyaretçi Cevaplanmış
22 Ocak 2012 / Çtlaq_98 Soru-Cevap
7 Şubat 2012 / Misafir Soru-Cevap