Arama

Yunus (Delphinus)

Güncelleme: 17 Mart 2017 Gösterim: 5.931 Cevap: 12
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
2 Mayıs 2008       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye

Yunus (Delphinus)

Ad:  Yunus (Delphinus).jpg
Gösterim: 1526
Boyut:  52.2 KB

Delphinidae familyasının büyük bölümü ile Platanistidae ve Stenidae familyalarım oluşturan küçük balinaların ortak adı.

Sponsorlu Bağlantılar

Suyu yararak ilerlemelerine çok uygun, zarif biçimde gelişmiş gövdeleri ve gaga biçimini almış burunları en ayırt edici özellikleridir. Daha kaim gövdeli, genellikle daha küçük yapılı ve kısa burunlu olan musurlar da bazen yunus adı altında toplanır.

Yunuslar zeki, oyuncu, insana dostluk gösteren hayvanlar olarak önlenmiştir. Bayağı yunus (Delphinus delphis) ve şişe burunlu yunus (Tursiops truncatus) en tanınmış türlerdir. Delphinidae familyasında yer alan her iki tür de sıcak ve ılıman bölge denizlerinde geniş bir coğrafi dağılım gösterir. Yunusların yalnız bu iki türü Türkiye’yi çevreleyen tüm denizlere yayılmıştır. Bunlar olasılıkla Aisopos, Herodotos ve Plinius gibi Antik dönem yazarlarının yapıtlarında denizde kaybolan insanlara yardım ettiğini ya da çocukları sırtına aldığını belirttikleri yunus türleridir.

Delphinidae familyasında hemen hemen tüm denizlere dağılmış 32 dolayında yunus türü bulunur. Bu yunuslar genellikle Delphininae altfamilyası altında toplanır. Çoğunun üst bölümleri boz, siyahımsı ya da kahverengi, alt bölümleri daha açık renk, uzunluğu 1-4,5 m’dir. Üstçenesinde diş bulunmayan bir tür (Grampus griseus) Delphininae altfamilyasında yer almakla birlikte küt burnundan ötürü musurlara çok benzer. Geniş bir dağılım gösteren bu türe Karadeniz’de de rastlanır. Açık boz gövdesini kaplayan bıçak yarasına benzer birbirini kesen izler tanınmasını kolaylaştırır.

Delphininae üyeleri büyük ölçüde balıklarla beslenir ve sayısı 2-3 ile birkaç yüz arasında değişen sürüler halinde dolaşır. Bazıları gemilerin yanında yüzerek yaptıkları gösterilerle dikkat çeker. Şişe burunlu yunus ağzının yanlarındaki kıvamlardan ötürü sürekli gülümsüyor izlenimi verir. Bu tür okyanus akvaryumlarında (osenaryum) yaygın biçimde gösteri amacıyla kullanıldığı gibi kavrama yeteneği, ses ve sesüstü dalgalarla türdeşleri arasında iletişim kurabilme özelliği nedeniyle bilimsel araştırmalara konu olmuştur.

Irmak yunusları adıyla tanınan Platanistidae üyeleri dört ayn cins altında toplanan dört türden oluşur. Güney Amerika ve Asya’da, büyük ölçüde tatlı sularda yaşayan bu yunuslann burnu ince uzun, gözleri körelmiştir.

Stenidae üyeleri ise üç cins altında toplanan sekiz türden oluşur. Az tanınan bu yunusların da burnu ince uzundur. Tropik bölgelerdeki ırmaklarda ve denizlerde yaşarlar. Bu grup bazen Delphinidae familyası içinde sınıflandırılmaktadır.

kaynak: Ana Britannica

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 17 Mart 2017 00:38
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
16 Nisan 2009       Mesaj #2
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın

Çin nehir yunusu (Lipotes vexillifer)


Lipotidae familyasının tek üyesi olan bazı kaynaklara göre nesli kısmen tükenmiş bir yunus türü.
Sponsorlu Bağlantılar

Her ne kadar Çin’de "Yangtze’nin Tanrıçası" adı verilen bu yunus türünü korumak için çaba sarfedildiyse de son yıllarda yunus sayısı oldukça önemli oranlarda azaldı. 2006 yılı sonunda Yangtze nehrinde yapılan yunus araştırması sonucunda bir tane yunus ile bile karşılaşılmayınca soyu kısmen tükenmiş sayılmıştır.

Tarihçe
Fosil kalıntılarına göre yunusların Büyük Okyanustan Yangtze Nehrine yirmi milyon yıl önce göçettikleri tahmin edilmektedir. Tatlı suyu yaşam alanı olarak seçtiği bilinen dört yunus türünden biridir. Diğer nehir yunusları olan Ganj ve İndus nehir yunusu Hindistan'da Ganj ve İndus nehirlerinde, La Plata Yunusu Güney Amerika'da Rio de la Plata'da ve Amazon nehir yunusu (Boto) Amazon nehirlerinde yaşamlarını sürdürmektedir.

MÖ 3. yüzyıl civarlarında eski sözlük Erya 'da tanımlandığında yaklaşık olarak 5.000 Çin nehir yunusu bulunduğu tahmin edilmiştir. Bir Çin masalına göre sevmediği bir adamla evlenmeyi reddeden ve ailesi tarafından nehirde boğulan bir prenses Çin nehir yunusu olarak yeniden doğmuştur. Barış ve gönenç simgesi olarak görülen yunusa "Yangtze'nin Tanrıçası" takma adı verilmiştir.

Doğal yaşam alanı
Tarihsel olarak Çin nehir yunusu, Yangtze Nehrinin Şangay şehrine yakın olan ağzından orta ve batıda Yiçang şehrinin bulunduğu yukarı kısımlarına kadar olan 1.700 kilometrelik bir bölgede yaşamaktaydı. Bu alan şu anda her iki taraftan da birkaç yüz kilometre azalmış ve Yangtze Nehrini besleyen Dongting ve Poyang gölleri arasında kalan Yangtze'nin ana kolu üzerine sıkışmıştır. Doğal yaşam alanındaki bu daralmanın sebebi kısmen Üç Boğaz barajının inşasıdır ama asıl sebep dünya üzerindeki insan nüfusunun yaklaşık %12'sinin Yangtze Nehri havzasında çalışması ve yaşamasıdır.

Fiziksel özellikleri
Erişkin Çin nehir yunuslarının boyu erkeklerde yaklaşık 2,3 metre, dişilerde yaklaşık 2,5 metre civarındadır ve bugüne kadar ölçülen en uzun boy 2,7 metredir. Ağırlık olarak 135-230 kilogram arasında olan yunusların doğadaki ortalama yaşam süreleri 24 yıl olarak tahmin edilmektedir. Erkekler cinsel olgunluğa dört yaşında, dişiler de altı yaşında erişir. Yılın ilk yarısında doğurdukları ve şubat ile nisan ayları arasında en çok yavrulama dönemine girdikleri düşünülmektedir. Hamilelik oranının %30 olduğu gözlemlenmiştir. Her seferinde tek yavru doğuran dişi yunusların hamilelik dönemi 10-11 ay arasındadır ve iki doğum arasında iki yıllık bir süre bulunur. Yavru yunuslar doğduklarında 80-90 santimetre civarındadır ve 8 ile 20 aylık bir süre boyunca anneleri tarafından bakılır.

Tehlikeden kaçarken 60 kilometre/saatlik bir hıza ulaşabilen Çin nehir yunusları normal şartlarda 10 ile 15 kilometre/saat hızlarda dolaşır. Görme ve işitme duyularının zayıflığı nedeniyle yunus yönbulma için genellikle sonar özelliklerini kullanır.

Soyunun tükenmesi
1950'lerde 6.000 Çin nehir yunusu bulunduğu tahmin edilmiştir ancak son elli yılda bu sayı oldukça önemli oranda azalmıştır. Guinness Rekorlar Kitabına göre dünyanın en çok soyu tükenme riski altında olan deniz memelisi olan Çin deniz yunusu en son Eylül 2004 tarihinde görülmüştür.

Yunus nüfusunun azalmasının sebepleri
Dünya Korunma Birliği'ne (IUCN) göre türün soyunun tükenmesine neden olabilecek tehditler şunlardır: Büyük Atılım sırasında insanlar tarafından avlanma serbestisi, balık ağlarına takılma, yasaklanmış olduğu halde elektrikle balık avlama, tekne ve gemilerle çarpışma, doğal yaşam alanının daralması ve çevre kirliliği.

Büyük Atılım sırasında Çin nehir yunuslarına duyulan geleneksel saygı kınanarak eti derisi ve yağı için avlanmış ve kısa sürede sayıları azalmıştır.

Çin ekonomik olarak geliştikçe nehir yunusları üzerindeki baskı da giderek arttı. Sanayi ve yerleşim bölgelerinin atıkları Yangtze Nehrine verildi. Nehir yatağı birçok bölgede beton ile kuvventlendirildi. Gemi boyları büyüdü ve trafiği arttı, balıkçılar daha geniş ve daha ölümcül ağlar kullanmaya başladı. Gürültü kirliliği nedeniyle zaten hemen hemen kör olan hayvanın pervanelerle çarpışma riski arttı. Yunusun beslendiği balıkların sayıları da sanayi öncesi dönemin binde birine kadar düştü.

1970 ve 1980'lerde tahmin edilen Çin nehir yunusu ölümlerinin yarısının sebebinin balık ağlarına dolanma olduğu sanılmaktadır. 2000'lerin başında ise nehir yunuslarının karşısındaki en büyük doğrudan tehdit elektrikle balık avlanması olarak değerlendirilmiştir. Her ne kadar yasadışı da olsa bu yıkıcı avlanma tekniği Çin'de yaygın olarak uygulanmaktadır. Üç Boğaz barajının inşası ise hem yunusun yaşam alanını daha da daraltmış hem de gemi trafiğinin artmasına neden olmuştur.


Benguela yunusu (Cephalorhynchus heavisidii)


Benguela yunusu ya da Heaviside yunusu (Cephalorhynchus heavisidii) Cephalorhynchus cinsindeki dört yunus türünden biridir. Namibya kıyısında ve Güney Afrika'nın batı kıyısında bulunur. Haviside yunusu ve Güney Afrika yunusu diye de bilinir.

İsimlendirme
Heaviside yunusunun adı 19. yüzyılın başlarında Namibya'dan Birleşik Krallık'a bu türden bir yunusu getiren gemi kaptanı Haviside 'ın adından gelmektedir. Ancak ismi deniz memelileri ve diğer hayvan türleri toplayan önde gelen cerrah yüzbaşı Heaviside ile karıştırılmıştır. Bu karışıklık nedeniyle popüler literatürde ikinci isim daha çok kullanılmaktadır.

Fiziksel tanımlama
Benguela yunusu 1,80 metrelik boyu ve 75 kg.'luk ağırlığıyla küçük bir yunustur. Boyutları ve küt burunları nedeniyle bu yunuslar porpoise ile karıştırılırlar. Başları koyu gridir. Sırtlarının ön kısmı ile yanları daha açık gridir. Sırt yüzgeçleri, kuyrukları ve sırtlarının arka kısmı yine koyu gridir. Karınları beyazdır ve sırt yüzgeci altında yanlarda beyazlıklar bulunur.
Erkekler cinsel erişkinliğe 7-9 yıl arasında ulaşır. Dişiler de aynı zamanda doğurganlığa ulaşır. Hamilelik dönemi büyük bir olasılıkla on aydır. Çiftleşme ilkbaharda ve yazları olur. Dişilerin her üç yılda bir doğurduğuna inanılmaktadır. Benguela yunusunun bilinen maksimum yaşı yirmi yıldır. Görece kısa olan bu yaşam süresi ve aralıklı doğumlar doğal olarak popülasyonun düşük bir artış hızına sahip olmasına neden olur. Bu nedenle bu türün popülasyon sayısı avlanmaya karşı oldukça hassastır.

Davranış
Benguela yunusları hareketli ve sosyal hayvanlardır. Tipik olarak 5-10 bireyden oluşan ve bazen de daha büyük gruplarla dolaşırlar. Çok hızlı yüzebilirler. Oyunlarının ve sosyal aktivitelerinin bir parçası da dik olarak denizden dışarı sıçramak, havada dönmek ve ses çıkarmadan ve su sıçratmadan tekrar denize dalmaktır.

Popülasyon ve dağılım
Her ne kadar Namibya'nın İskelet Sahili açıklarında gözlemlenebilseler de Benguela yunusu biliminsanları tarafından sistematik olarak incelenmemiştir. Namibya'nın kuzey sahilinde 17&deg güney enleminden Güney Afrika'nın güney ucuna kadar bir aralıkta görülmektedirler. Cape Town gibi nüfusu yoğun şehirlerle, Walvis Bay gibi kasabalardan gözlemlendikleri bildirilmektedir. Lambert's Körfezi'nde jıyıdan ya da limandan yapılan tekne gezilerinde görülebilirler. Sayıları hakkında bir tahminde bulunulmamıştır.
Son düzenleyen Safi; 16 Mart 2017 21:20
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
_EKSELANS_ - avatarı
_EKSELANS_
Kayıtlı Üye
6 Nisan 2010       Mesaj #3
_EKSELANS_ - avatarı
Kayıtlı Üye

La Plata yunusu (Pontoporia blainvillei)

  • Bilimsel sınıflandırma
  • Alem: Animalia
  • Şube: Chordata
  • Sınıf: Mammalia
  • Takım: Cetacea
  • Alt takım: Odontoceti
  • Üst familya: Platanistoidea
  • Familya: Pontoporiidae
  • Gray, 1870
  • Cins: Pontoporia
  • Tür: P. blainvillei
  • Binominal adı Pontoporia blainvillei
  • Gervais & d'Orbigny, 1844
La Plata yunusu (Pontoporia blainvillei) Güney Amerika'nın güneydoğusunda Atlas Okyanusunehir yunusları grubunun bir üyesi olan La Plata yunusu, tatlısuda yaşayan diğer üç nehir yunusu türünün aksine okyanusta ve tuzlusu haliçlerinde yaşar. kıyılarında bulunan bir yunus türüdür. Taksonomik olarak

Taksonomi
La Plata yunusu cinsindeki tek türdür. İlk olarak 1844'te Paul Gervais ve Alcide d'Orbignyblainvillei Fransız zoolog Henri Marie Ducrotay de Blainville'in anısına verilmiştir. La Plata yunusu, Arjantin ve Uruguay'da kullanılan FranciscanaBrezilya'da Toninha ve Cachimbo diye de adlandırılmaktadır. tarafından tanımlanmıştır. Türün ismi olan adıyla da bilinir.

Fiziksel tanımlama
La Plata yunusu, deniz memelileri arasında gövdesine oranla en uzun ağza sahiptir, erişkin erkeklerde bu oran %15'e kadar ulaşır. Erkekler 1,6 metreye, dişiler ise 1,8 metreye kadar büyür. Gövde rengi grimsi kahverengidir ve vücudun alt kısmı daha açık renklidir. Gövde boyutlarına göre yan yüzgeçlerde hem geniş hem de büyüktür. Gövdeye bağlandığı yerde daralan yan yüzgeçler hemen hemen üçgen şeklindedir. Yan yüzgeçlerin arka kenarları testere gibi dişlidir. Yarımay şeklindeki havadeliği boyundaki sanki yunus kafasını yukarıya doğru kaldırıyormuş izlenimi veren bir deri kırışıklığının hemen önünde yer alır. Sırt yüzgecinin gövdeye bağlandığı kısım uzundur ve yüzgecin ucu yuvarlaktır.
Ağırlığı 50 kg.'a ulaşan La Plata yunusu 20 yıl kadar yaşar. Hamillelik süresi 10-11 aydır ve yavrular bir kaç yıl içinde erişkin hâle gelir. Dişiler beş yaşına geldikten sonra doğurabilir.

Yunus göze çarpmayacak şekilde yavaş ve akıcı bir şekilde hareket eder ve haliçteki koşullar oldukça sakin olmadığı sürece görülmeleri çok zordur. Genel olarak tek başına ya da küçük gruplar hâlinde yüzerler. İstisna olarak 15 yunustan oluşan gruplar görülmüştür. La Plata yunusu deniz tabanından beslenir. Yunusların bağırsaklarının incelenmesi sonucunda en az 24 farklı tür balık yedikleri görülmüştür. Ayrıca ahtapot, mürekkep balığı ve karides de avlayan La Plata yunusları orkalar ve çeşitli köpekbalığı türleri tarafından avlanır.

Doğal yaşam alanı
La Plata yunusu Güney Amerika'nın güneydoğusunda Atlas Okyanusu kıyısında ve Rio de la Plata'nın halicinde bulunur. Kuzeyde Brezilya Ubatuba yakınlarındaki Oğlak Dönencesi'nden güneyde Arjantin Valdés Yarımadası'na kadar bir alanda yaşar. Nehir yunusları ailesi içinde tatlısuda değilde denizde ve tuzlusu haliçlerinde yaşayan tek türdür. Her ne kadar bazı yunuslar yaşamlarını nehir sistemleri dışında geçirse de bir çok bireyin yaşamlarını nehir sistemleri içnde geçirdiği ve hiçbir zaman denize açılmadıkları bilinmektedir.

Koruma
La Plata yunusu IUCN Kırmızı Liste'sinde "eksik veri" kategorisinde listelenmiştir. Ancak bu kategori, koruma yanlıları tarafından her yıl ağlara takılarak oluşan kazalar nedeniyle yunus ölümlerinin yunus türü popülasyonun düzenli bir sayıda kalmasını engelleyeceği konusundaki endişelerini maskelemektedir. Bu yunus türü aynı zamanda kıyılarda yapılan trol avcılığı nedeniyle de tehdit altındadır. 1970'lerde tutulan kayıtlara göre ölümler daha çok Uruguay sahilinde yaygınken son zamanlardaki araştırmalar artık Brezilya'nın güney sahilleri ile ve Arjantin sahillerinde bulunan ağların daha tehlikeli olduğunu göstermektedir. Her üç ülkeden de biliminsanları bu konudaki endişelerini dile getirmiş ve bu yunusların kötü durumlarının vurgulanması için uluslararası yardım isteğinde bulunmuşlardır. La Plata yunusu popülasyonu ve yıllık popülasyon değişimi bilinmemektedir.

Haliç yunusu (Sotalia fluviatilis)


Haliç yunusu ya da Tucuxi (Sotalia fluviatilis) Amazon havzasındaki nehirlerde ve Güney Amerika'nın kuzey ve doğu kıyılarında denizlerde bulunan bir yunus türüdür. "Tucuxi" (telaffuzu: tu-ku-şi) adı Tupi dilindeki tuchuchi-ana sözcüğünden türetilmiştir ve türün genel adı olarak kullanılmaktadır. Amazon nehir yunusu gibi gerçek nehir yunusları ile benzer coğrafi bölgelerde bulunmasına rağmen haliç yunusu genetik olarak nehir yunuslarına benzememektedir ve deniz yunusları (Delphinidae) familyasında yer almaktadır. Fiziksel olarak, özellikle de denizde bulunan tipi afalinaya benzer. Ancak yeteri kadar yakın olmadığı için kendi cinsi Sotalia altında sınıflanmıştır. Ayrıca gri yunus, gri nehir yunusu, Guyana nehir yunusu, Amerika ırmak yunusu, Sotali, Bufeo negro ve Bufo negro adları da verilmektedir.

Fiziksel tanımlama
Haliç yunusu genellikle afalinaya benzerliğiyle tanımlanır. Ancak daha küçüktür, özellikle nehirde yaşayan tipleri 1,5 metrelik boylarıyla denizde yaşayan 2,1 metrelik tiplerinden daha da küçüktür. Yunusun sırtı ve yanları açık gri ile mavimsi gri arasındadır. Karın kısmı daha açık renktedir ve nehir tipinde pembemsi, deniz tipinde de açık gridir. Sırt yüzgeci özelikle nehir tiplerinde hafifçe kanca şeklindedir. Ağızları belirgin ve orta uzunluktadır.

Doğal yaşam alanı
Denizde yaşayan haliç yunusları Güney Amerika'nın doğu ve kuzey sahillerinde, haliçlerde ve diğer korunaklı sığ sularda bulunur. Güneyde Brezilya'nın güneyine, kuzeyde de Nikaragua'ya kadar yayıldıkları bildirilmiştir ve Honduras'a kadar ulaştığına dair de bir rapor bulunmaktadır.
Nehirde yaşayan haliç yunusları Amazon Nehri ve kolları boyunca yaşar ayrıca Peru, güneydoğu Kolombiya ve doğu Ekvador'da bulunur. Daha da kuzeyde Orinoco Nehri'nde bir çok yunus görülmüştür ancak bunların nehirde yaşayanlar mı yoksa yolunu kaybetmiş denizde yaşayanlar mı oldukları açık değildir.

Davranış özellikleri

Hem deniz hem de nehir tipleri 10-15 bireyden oluşan küçük gruplar hâlinde bulunur. Denizde sayıları 30'a çıkan yunuslar birbirine yakın yüzer ve bu gruplar hayli gelişmiş bir sosyal yapıya sahip olduklarını belirtir. Haliç yunusları oldukça aktiftir ve suyun tamamen dışına sıçrayabilir, takla atabilir, ve kuyruklarını suya vurabilirler. Ancak teknelere yaklaşmazlar.
Haliç yunuslarının diğer nehir yunuslarıyla birlikte beslendikleri görülmüştür. Araştırmalar sonucunda denizde 30 yıl ve nehirde 35 yıl kadar yaşadıkları sanılmaktadır.

Koruma
Haliç yunusları yukarıda sayılan bölgelerde her ne kadar kesin popülasyon tahminleri bulunmasa da oldukça sıklıkla rastlanır. Doğal alanlarında orkalar ve boğa köpekbalıkları tarafından avlandıkları tahmin edilmektedir ama gözlemlenmemiştir. İnsanların neden olduğu en önemli problem balık ağlarıdır. Her yıl balık ağlarına takılıp kaza nedeniyle ölen yunuslar hakkında güvenilir bilgi yoktur. Diğer önemli bir problem bazı bölgelerdeki deniz taşıtları ve turizmdir. Küçük balıkçı tekneleri bazen kaçacak kadar hızlı olmayan haliç yunuslarıyla çarpışır. Amazon Nehri'nde yiyecek için, denizde de köpekbalığı yemi olarak avlandıkları bildirilmiştir. Yalnızca kıyıya yakın yaşayan bu tür için altın madenlerinden kaynaklanan cıvanın suyu zehirlemesi de önemli bir tehdit kaynağıdır.
Haliç yunusları esaret altında sağlıklı bir yaşam sürdürememektedir. Az sayıda haliç yunusu Avrupa'da akvaryumlarda bulunmaktadır.
  • Alem: Animalia
  • Şube: Chordata
  • Sınıf: Mammalia
  • Takım: Cetacea
  • Alt takım: Odontoceti
  • Familya: Delphinidae
  • Cins: Sotalia Gray, 1866
  • Tür: S. fluviatilis
  • Binominal adı: Sotalia fluviatilis Gervais & Deville, 1853
  • Alttürler: Sotalia fluviatilis fluviatilis,Sotalia fluviatilis guianensis
Son düzenleyen Safi; 16 Mart 2017 21:22
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
31 Mayıs 2011       Mesaj #4
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
YUNUS
Tırtak (Delphinus delphis)
Yunusbalığıgillerden, bütün denizlerde yaşayan memeli (Delphinus delphis).

Ilık ve tropikal denizlerde daha çok görülür. Boyu 3 m.ye kadar olur. Ağzı gaga biçiminde uzamıştır. Çenelerinde küçük ve koni biçiminde 160-200 diş bulunur. Vücudu mekik biçiminde, sırtı kara, karnı beyazdır. İki ön yüzgeci ve büyük bir sırt yüzgeci vardır. Sürüler hâlinde yaşar, küçük balıklarla beslenirler. Sesötesi bir dille aralarında haberleşirler. Çıkardıkları seslerin yansımasıyla da avlarının ya da önlerindeki engellerin yerlerini bulabilirler. Hızlı yüzerler.

Hızları saatte 65 km.ye çıkabilir. Aynı zamanda sudan 7 m. kadar yukarıya da sıçrayabilirler. Dişi yunusun gebelik süresi 1 yıl kadardır. Yavru 8 ay süreyle süt emer. Yunuslar oldukça zeki ve insana kolay alışan hayvanlardır. Hayvanat bahçeleri vb. yerlerde yaşayabilirler. Avlanmaları, birçok ülke tarafından yasaklanmıştır.
MsXLabs & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi
Son düzenleyen Safi; 16 Mart 2017 21:06
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
30 Mayıs 2012       Mesaj #5
buz perisi - avatarı
VIP Lethe

Yunusbalığı Familyası


Yunusbalığıgiller (Delphinidae).

Yaşadığı yerler: Bütün denizlerde, sürüler halinde yaşarlar.
Özellikleri: Burunları gagalı, sırtları tek yüzgeçli bir memeli. Yüzerken havaya sıçrama özellikleri vardır.
Ömrü: 25-35 yıl.
Çeşitleri: Şişe burunlu yunus, umumi yunus en Ünlülarıdır.

Yunusbalığıgiller familyasının türlerine genel olarak verilen ad. Her türlü denizde, hatta tatlı sularda yaşayan memelidir. 60'tan fazla türü vardır. En çok tanınanı umumi yunus (D. delphis) ve şişe burunlu yunus (T. turuncatus)tur. Genellikle boyları 2 metre, ağırlıkları 250 kg kadardır. Sırtları yeşilimsi esmer, karnı beyazdır. Diğer balıklarla beslenir. Sırtında geriye kıvrık tek bir yüzgeci vardır. Göğüs yüzgeçleri, başının yanında tarak gibidir. Kuyruğu bütün balinalar takımında olduğu gibi yataydır. Keskin, konik dişleri vardır. Vücudu torpile benzer. Bütün memeliler gibi akciğer solunumu yapar. Başının üstünde bir hava deliği vardır. Kulakları gözlerinin önünde ufak birer delik şeklindedir. Yavrularını doğurur ve sütle besler.

Yunusbalıkları bazan tek tek, bazan çift halinde dolaşmalarına rağmen genellikle sürü halinde dolaşırlar. Sardalya ve ringa balıklarına düşkündürler. Böyle bir sürüye rastladıkları zaman her bir yunus, ortalama 5000 tane balık yiyebilir. Normalde günlük besini 40 kg balıktır. Gemilerin köpüklü sularında oynaşmayı ve deniz taşıtlarına eşlik etmeyi severler. İnsanoğluna en çok yakınlık gösteren deniz hayvanıdır. Birçok hareketler öğreterek sirklerde gösteriler yaptırılır. Akrobotik hareketler, sıçrayarak çemberlerden geçme gibi numaralar onun işidir. Şişe burunlu yunus en çok bu işte kullanılır.

Yunusbalıkları, tabii bir su altı radarı sistemine sahiptir. Gözleri kapatılan bir yunus, dipteki balıkları eliyle koymuş gibi şaşırmadan bulur. Bunun sebebi araştırılmış, yunusların bir çeşit sinyaller yaydığı anlaşılmıştır. Sinyaller sayesinde, deniz dibindeki balıkların yerini keşfetmektedir. Balıklar yunusla karşılaştıklarında, oldukları yerde donakalırlar.

Yunusun yüksek frekanslı sesler çıkarıp balıkları tesirsiz hale getirdiği sanılmaktadır. Yunusların, bilgi ve zekaları, su altında acayip seslerle haberleşmeleri hakkında çok geniş çalışma ve araştırmalar yapılmaktadır. Bazı ülkeler yunusbalıklarını programlayarak su altındaki yabancı gemileri veya batık gemileri bulma araştırmaları yapraktadırlar.

Yunusbalığı, halk arasında sevilen bir memelidir. Pusulasını şaşıran gemilere yol gösteren, boğulmakta olan insanları sırtına alarak sahile çıkaran, birçok yunusa rastlanmıştır. Yeni Zelanda hükümeti, bu hizmetlerini gözönüne alarak yunusların avlanmasını yasak etmiştir. Birçok ülkede açgözlü avcılar tarafından bol avlandığından nesilleri tükenme tehlikesi göstermektedir. Yağı çıkarılır, etinden özel muameleler sonucu balık unu elde edilir. Gübre veya yem sanayiinde kullanılır. Yaralandığında veya yavrusu yakalandığında insan gibi inleme sesleri çıkarmaktadır.

Kaynak: Rehber Ansiklopedisi
Son düzenleyen Safi; 16 Mart 2017 21:07
In science we trust.
iceslush - avatarı
iceslush
VIP ETC
20 Kasım 2012       Mesaj #6
iceslush - avatarı
VIP ETC

Siyah çeneli yunus (Lagenorhynchus australis)


Siyah çeneli yunus (Lagenorhynchus australis) ya da Peale yunusu, yunusgiller (Delphinidae) familyasından Lagenorhynchus cinsindeki altı yunus türünden biridir. Bu küçük yunus türü Güney Amerika'nın en güneyinde yer alan Ateş Toprakları'nın çevresindeki sularda yaşar.

Sınıflandırma
Geleneksel olarak Lagenorhynchus cinsi içinde sınıflandırılsalar da son zamanlarda yapılan moleküler analizler siyah çeneli yunusun aslında Cephalorhynchus cinsinde yeralan yunuslar ile daha yakın akraba olduğunu göstermektedir. Eğer bu doğruysa bu yunus türü ya Cephalorhynchus cinsine geçirilmeli ya da kendi cinsi altında sınıflandırılmalıdır. Bu yunus türü için (ve ayrıca Pasifik beyaz yanlı yunusu ile Gölgeli yunus için de) Sagmatias diye yeni bir cins önerilmiştir.[1] Siyah çeneli yunusu Cephalorhynchus cinsi altında sınıflandırmak için bazı morfolojik ve davranışsal özellikler vardır. Schevill & Watkins'e (1971) göre siyah çeneli yunus ve Cephalorhynchus cinsi yunuslar ıslık çalmayan tek yunus türleridir. Ayrıca siyah çeneli yunus diğer Cephalorhynchus yunus türleri ile göğüs yüzgeçlerinin arkasında yeralan beyaz "koltukaltı" bölgeye sahiptir.

Özellikleri

Doğuşta boyları 1 m. olan siyah çeneli yunuslar erişkin olduklarında 2,1 m'ye ulaşırlar. Yetişkin ağırlıkları da 115 kg. cıvarındadır. Koyu gri bir yüze ve çeneye sahiptirler. Sırtlarının büyük bir kısmı siyahtır ve sırtlarının her iki yanında gittikçe kalınlaşan beyaz bir çizgi bulunur. Karınları beyazdır. Her iki ön yüzgeçlerinin arkasında da beyazlık bulunur. Bunlara "koltukaltı" adı verilir. Yanları da ön yüzgeçlerin arkasından başlayarak beyaz-gri renktedir. Sırt yüzgeçleri bu boyutta bir yunus için oldukça büyüktür ve eğri biçimlidir. Ön yüzgeçleri küçük ve uçları belirgindir. Kuyruklarının uçları da belirginidir ve tam ortasında bir çentik bulunur. Bu yunus türü uzaktan bakıldığında Gölgeli yunus ile karıştırılabilir.

Nüfus ve dağılımı

Siyah çeneli yunus Güney Amerika'nın güney kıyısularına endemik bir türdür. Pasifik kıyısında en kuzeyde 38° S enleminde bulunan Şili'nin Valdivia Nehri yakınlarında görülmüşlerdir. Atlantik kıyısında genellikle 44° S enleminde Arjantin'in San Jorge Körfezi'nde görülürler. En güney noktası olarak 60° S enleminde, Drake Boğazı'nda görülürler.
Genellikle hızlı akıntıların olduğu ya da koylar gibi kıyıya yakın güvenli yerlerde gözlemlenirler.
Toplam nüfus bilinmese de bölgesel olarak sık rastlanan bir tür olduğu düşünülmektedir.

Davranış özellikleri

Siyah çeneli yunus 5 ile 20 birey arasında küçük gruplar halinde yaşarlar. Yaz ve sonbahar aylarında nadiren de olsa 100 bireye varan büyük gruplar halinde rastlanmışlardır. Gruplar tipik olarak kıyıya paralel bir hat boyunca hareket ederler. Genellikle yavaş yüzseler de bazen hareketli davranışlar da sergileyebilirler.

Korunma durumu

Siyah çeneli yunusun yalnızca küçük alanlarda hareket etmesi ve kıyıya yakın durması insanoğlunun üzerindeki etkilerine açık kalmasına neden olmuştur. Şilili balıkçılar 1970'ler ve 80'lerde yengeç yemi olması için binlerce siyah çeneli yunus öldürmüştür. Bu davranıştan yavaş yavaş vazgeçilmiş olsa da yasadışı sayılmamıştır.
Arjantin'de balıkağlarına takılıp ölen siyah çeneli yunuslar olduğu bildirilmiştir ama bunun yaygınlığı bilinmemektedir. Whale and Dolphin Conservation Society (Balina ve Yunus Koruma Derneği) gibi koruma grupları bu tür hakkında daha detaylı araştırma yapılmasını istemektedir.

Kum Saati Yunusu (Lagenorhynchus cruciger)


Kum saati yunusu
(Lagenorhynchus cruciger), yunusgiller (Delphinidae) familyasından Lagenorhynchus cinsindeki altı yunus türünden biridir. Bu küçük yunus türü Antarktika ve çevresindeki sularda yaşar.
Tarihsel olarak bu yunus türü çok az görülmüştür. Yeni bir tür olarak ilk defa 1820 yılında Güney Pasifik'te yapılan bir çizimden 1824 yılında Quoy ve Galmard tarafından tanımlanmıştır. Balinalar takımından yalnızca göz ile yapılan gözlemler sonucu ayrı bir tür olarak kabul edilen ilk türdür. Gerçekten de Güney okyanus sularında yıllarca yapılan avlanmaya rağmen 1960'lara gelindiğinde yalnızca üç örnek biliminsanlarının eline geçebilmiştir. Şu anda bile yalnızca altı tam ve 14 tam olmayan örnek incelenebilmiştir. Daha da fazla 4 kıyıya vurma olayından ve normalde gemilerin gitmediği sularda yapılan araştırmalardan elde edilebilmiştir.
Geleneksel olarak Lagenorhynchus cinsinde sınıflandırılan bu yunus türünün, son yapılan genetik araştırmalar sonucu aslında Cephalorhynchus cinsi ile daha yakın akraba olduğunu göstermiştir.

Özellikleri
Kum saati yunusu siyah ve beyaz renklidir ve bu nedenle balinacılar arasında "deniz ineği" diye adlandırılır. Yunusun her iki yanında öne doğru, çenenin üzerinde, gözlerde ve ön yüzgeçlerde, arka kısmında beyaz lekeler bulunur. Ön ve arkadaki beyaz lekeler ince bir beyaz çizgiyle birleşir ve bu beyazlık kaba bir kum saati şekli oluşturur. Yunusun bilimsel adı olan Latince cruciger "haç taşıyan" anlamına gelir. Bu ad yunusa yukarıdan bakıldığında koyu renkli bölgelerin kabaca bir Malta haçına benzemesinden kaynaklanmıştır.
Yaşama alanında bu yunus kolayca tanımlanabilir. Güney denizlerinde yalnızca Güney gerçek balina yunusu benzer boyutlardadır. Gerçek balina yunuslarının sırt yüzgeci yoktur dolayısıyla da bu iki yunus türü birbirinden kolaylıkla ayırtedilebilir. Sırt yüzgeci yunustan yunusa farklılık gösterir ama genel olarak uzun ve eğiktir. Daha yaşlı bireylerde bu eğiklik belirginleşir.
Tam büyümüş erişkinler yaklaşık 1,8 m boyunda ve 90 – 120 kg. ağırlığındadır. Erkek bireyler dişi bireylerden biraz daha küçük ve daha açık renklidir.

Nüfus ve dağılımı

Yaşam alanı Antarktika buz çizgisi ile 45° Güney enlemi arasında kutup çevresindedir. Güney Atlantik Okyanusu'nda 36° Güney ve Pasifik'te Şili, Valparaiso yakınlarında 33° Güney enlemleri görüldükleri en kuzey yerlerdir. En sık görüldükleri yerler, Yeni Zelanda'nın güneyinde Güney Shetland Adaları ile Arjantin'de Ateş Toprakları'nın açığıdır. Bir araştırma sonucunda günümüzde en az 140.000 kum saati yunusunun yaşadığı tahmin edilmiştir.

Davranış özellikleri

Kum saati yunusları 5 - 10 bireylik gruplar hâlinde hareket ederler. Uluslararası Balinacılık Kurulu'nun bir çalışması 60 bireylik bir grup ile karşılaşıldığını belirtir. Genellikle oluklu balinalar ile görülürler.
İncelenen birkaç örneğin midesinde çeşitli kalamar ve küçük balık bulunmuştur.

Gölgeli yunus (Lagenorhynchus obscurus)


yunusgiller (Delphinidae) familyasından Lagenorhynchus cinsindeki altı yunus türünden biri. Güney Yarımküre'nin kıyısularında yaşayan gölgeli yunus oldukça akrobatiktir ve insanlara sokulmayı çok sever. İlk olarak 1828'de John Edward Gray tarafından tanımlanmıştır. Pasifik beyaz yanlı yunusu ile genetik açıdan çok yakından akrabadır ancak günümüzde geçerli olan bilimsel görüşlere göre ayrı türler olarak sınıflandırılmışlardır.

Özellikleri

Gölgeli yunus, diğer yunuslarla kıyaslandığında boyut olarak küçük ile orta arasında sınıflandırılabilir. Değişik popülasyonlar arasında boyutlar açısından önemli farklar görülmektedir. En büyük gölgeli yunuslarla Peru açıklarında karşılaşılmıştır. Buradaki yunusların boyu 2,10 m.'ye, ağırlığı da 100 kg.'a ulaşmıştır. Yunusun sırtı koyu gri ya da siyahtır ve sırt yüzgeci belirgin bir şekilde iki renklidir. Sırt yüzgecinin ön kısmı siyahtır ve arkaya doğru daha açık renkte grimsi beyaza doğru değişir. Gölgeli yunusların ön taraflarında uzun açık gri renkli bir bölge bulunur ve bu bölge kısa, koyu gri ağızlarına kadar uzanır. Boğazları ve karınları beyaz renklidir. Sırt yüzgeçlerinden kuyruklarına doğru uzanan iki beyaz çizgi bulunur. Beyaz alanların arasında yer alan, kendine özgü diken şeklindeki koyu renkli bölge bu yunus türünün kolayca tanınmasını sağlar. Bunun dışında, gölgeli yunuslar denizde iken diğer yunus türleri ile karıştırılabilirler.

Nüfus ve dağılımı
Gölgeli yunusların sayısı bilinmemektedir ancak otoriteler türün hayatta kalması için şu anda endişe duymamaktadırlar. Gölgeli yunus, Şili, Arjantin, Malvinas Adaları, Namibya ve Güney Afrika'nın batı kıyıları ile Yeni Zelanda'nın tüm çevresindeki kıyısularında yaşar. Ayrıca Tazmanya, New South Wales ve Güney Atlantik Okyanusu'nda bulunan bazı küçük adaların çevresinde de gölgeli yunus popülasyonları bulunmaktadır. Patagonya açıklarında 1990'ların ortasında havadan yapılan bir araştırma sonucunda bu bölgede 7.000'den fazla gölgeli yunusa rastlanmıştır. Gölgeli yunuslar çok uzun mesafeler yüzebilmektedir, örneğin bir yunusun 1.440 km gittiği tespit edilmiştir ancak belirli bir göç yapmamaktadırlar.
Son düzenleyen Safi; 16 Mart 2017 21:50
http://www.msxlabs.org/forum/signaturepics/sigpic813898_4.gif
_EKSELANS_ - avatarı
_EKSELANS_
Kayıtlı Üye
7 Ekim 2013       Mesaj #7
_EKSELANS_ - avatarı
Kayıtlı Üye

Alaca yunus (Cephalorhynchus commersonii)


yunusgiller (Delphinidae) familyasından Cephalorhynchus cinsindeki dört yunus türünden biri.
Bu yunus türü coğrafi olarak iki ayrı bölgede bulunmaktadır:
  • Güney Amerika'nın güney ucunda Ateş Toprakları ve Falkland Adaları civarında ve
  • Hint Okyanusu'nun güney kısmında Kerguelen Adaları yakınlarında.
Yunusun bilimsel adı Macellan Boğazı'ndan geçerken bu yunusları gözlemleyen ve ilk defa 1767'de tanımlayan Philibert Commerson'un anısına verilmiştir.

Fiziksel tanımlama
Alaca yunus çok belirgin bir vücut rengine sahiptir. Başı, sırt yüzgeci, ve kuyruğu siyah, boğazı ve gövdesi ise beyazdır. İki renk arasındaki geçiş oldukça keskin hatlarla belirlenmiştir. Boyut ve biçim olarak oldukça tıknaz yapıdadır ve yaklaşık 1,5 metreye kadar büyür. Dış görünüşü ile yunustan çok muturlara benzese de davranış itibariyle tipik bir yunustur. Ön tarafı uzun ve dik olan sırt yüzgecinin ucu kıvrıktır. Arka tarafı içbükeydir ama yarım ay şeklinde değildir. Kuyruğun ortasında bir çentik bulunur. Yunusun ağzı dışa doğru çıkıntılı değildir.
Dişiler altı ile dokuz yıl içinde doğurganlığa erişir. Erkekler de cinsel olgunluğa aynı yaşlarda erişir. İlkbahar ve yazın olan çiftleşmenin ardından onbir aylık hamilelik dönemi sonunda yavrular doğar. Bilinen en yaşlı alaca yunus 18 yaşında ölmüştür.

Populasyon ve dağılım

Alaca yunus türü iki bölgede bulunur. Daha büyük bir populasyon Arjantin'in çeşitli koy ve körfezlerinde, Macellan Boğazı'nda ve Falkland Adaları yakınında bulunur. 1950'lerde ortaya çıkarılan ikinci bir popülasyon en yakın kuzenlerine 8.000 km doğusunda Kerguelen Adaları'nın yakınında yaşar. Alaca yunus sığ suları tercih eder. Sayıları tam olarak bilinmese de yerel olarak sıradan türler arasında sayılmaktadır. 1984'te yapılan bir çalışma sonucunda MAcellan Boğazı'nda 3.400 bireyin olduğu tahmin edilmiştir.

Davranış

Alaca yunus oldukça hareketlidir. Çok sık olarak yüzeyde hızlıca yüzerken ya da suyun dışına sıçrarken gözlemlenir. Yüzerken kendi etrafında hızlıca döner ve kıyıya yakın olduklarında kırılan dalgalarda sörf yapar. Hızlı giden teknelerin baş dalgalarında ve teknelerin arkasında yüzer.
Bu yunus sahil ve derin deniz balıkları ile mürekkep balığından oluşan bir beslenmeye sahiptir. Güney Amerika'da bulunanlar ayrıca kabuklu deniz hayvanları da yer.

Koruma

IUCN Kırmızı Liste'sinde alaca yunusu "eksik bilgi" sınıfında listeler. Yunusun kıyıya yakın yaşaması balık ağlarına takılarak ölmesine neden olmaktadır. 1970'lerde ve 1980'lerde Arjantinli ve Şilili balıkçılar alaca yunusu yengeç yemi olarak avlıyordu. Bu uygulama şu an azalmıştır.

Beyaz başlı yunus (Cephalorhynchus hectori maui)


Beyaz başlı yunus (Cephalorhynchus hectori), Cephalorhynchus cinsinde bulunan dört tür arasında en çok bilinen yunus türüdür.Beyaz başlı yunus, 1,4 metrelik boyu ile en küçük deniz memelileri arasındadır. Yeni Zelanda yunusu ya da Hector yunusu olarak da bilinir.Beyaz başlı yunusun bilimsel adı, şu anda Yeni Zelanda Te Papa müzesi olan Wellington'daki Koloni Müzesi'nin müdürü olan Sir James Hector'un (1834-1907) anısına verilmiştir. Hector, bu yunusun bulunan ilk örneğini inceleyen kişidir.

Özellikleri
Beyaz başlı yunusun ağzı belirgin bir şekilde çıkıntılı değildir. Kendine özgü yuvarlak bir sırt yüzgeci bulunur. Kuyruğunun uçları sivridir ve arka kenarları içbükeydir. Genel rengi soluk gri olmasına karşın yakından bakıldığında aslında karmaşık bir renk yapısına sahip olduğu görülür. Alın içinde siyah çizgiler bulunan gri renktedir. Ağzının ucu siyahtır. Boğazı ve göğsü beyazdır. Göğsün üzerinde koyu gri renkteki yan yüzgeçlerden gözlere kadar giden koyu gri bir leke vardır. Beyaz olan karın bölgesinde de sırt yüzgeçinin altında yanlarda yer alan bir kuşak bulunur. Sırtın büyük kısmı ve yanlar ağızla aynı gri renktedir. Kuyruk bağlantısı dardır.
Yaklaşık dokuz kilogram doğan yunus erişkin olduğunda 40 ile 60 kg arası büyüklüğe erişir.Yaklaşık yirmi yıl yaşar.
Beyaz başlı yunuslar iki ile sekiz bireyden oluşan gruplar hâlinde yaşar. Çok hareketli hayvanlardır, hemen hemen her zaman teknelerin baş dalgasını takip eder, su yosunlarıyla oynarlar. Denizden sıçrayan yunuslar yan olarak denize düşer ve büyük bir ses çıkarır. Dik ya da yatay düştüklerinde çok daha az ses çıkarırlar.

Nüfus ve dağılımı

Beyaz başlı yunus yalnız Yeni Zelanda'nın kıyı bölgelerinde bulunur. Güney Adası'nın her iki yanında yer alan başlıca iki popülasyon vardır. Bu iki popülasyonun Cook Boğazı'ndaki ve Güney Adası'nın güneybatı ucundaki derin su nedeniyle birbirlerinden koptukları düşünülmektedir. Türün ya derin suyu geçemediği ya da geçmek istemediği sanılmaktadır. 1980'lerin ortalarında toplam popülasyonun 3.500 civarında olduğu tahmin edilmişti. Yakın geçmişte yapılan bir araştırma sonucu sayılarının 2.000-2.500 civarında olduğu sanılmaktadır. Hatırı sayılır bir popülasyon Yeni Zelanda Christchurch yakılarında Akaroa'da bulunur.
Beyaz başlı yunuslar yazları kıyıya 10 km'den az mesafelerde kışları da biraz daha uzak bir mesafede gözlemlenir. Avustralya ve Malezya'da bu yunusların görüldüğü bildirilmiştir ancak bunlar yanlış tanımlanan başka tür yunuslardır.
Maui alttüründe yaklaşık 100 birey bulunmaktadır

Korunma durumları

Balık ağları beyaz başlı yunuslar için oldukça önemli bir tehdit oluşturur. Balık ağlarına yakalanma nedeniyle ölümlerin 1970'lerden beri yunus popülasyonunu yarıya düşürdüğü tahmin edilmektedir. 1988 yılında Banks Yarımadası etrafında yaratılan deniz koruma alanında balık ağı ile avlanma yasaklanmıştır. Bu sayede popülasyonun azalıiı önlenmiştir ancak henüz bir artış gözlemlenmemiştir. Tekne pervanelerine takılma gibi diğer tehditler bu artışı engellediği düşünülmektedir.
Mart 2004'te Yeni Zelanda Koruma Bakanlığı üç beyaz başlı yunusu işaretleyerek uydu ile takip etmeyi test etmeye başlamıştır. Eğer bu yunusların hareketleri başarılı bir şekilde izlenebilirse bu sistem türleri büyük tehlike altındaki Maui alttürünün izlenmesi için kullanılacaktır.
(Cephalorhynchus hectori maui) Yeni Zelanda'nın Kuzey Adası'nın kuzeybatı kıyısının açıklarında bulunan bir beyaz başlı yunus alttürüdür. Deniz memelileri arasında en tehlikeli durumda olan tür Maui yunusudur. Benzer durumdaki diğer deniz memelileri yalnızca nehir ve haliçlerde yaşar. Doğal yaşam alanında yaklaşık 100 kadar Maui yunusu kaldığı söylenmektedir. Maui yunusunun soyu balık ağlarına yakalanarak ve tekne pervanelerine takılarak oluşan ölümler nedeniyle tükenmeye başlamıştır. Erişkin Maui yunusları genellikle 1,2 - 1,4 metre boyunda ve 50 kg ağırlığındadır. Yuvarlak sırt yüzgeçleri vardır ve karın kısımları beyaz, yanları ise gridir. Maui yunusları 90 saniyelik kısa dalışlarla okyanus tabanındaki küçük balıklar ve kabuklu deniz hayvanlarıyla beslenir.
Son düzenleyen Safi; 16 Mart 2017 21:51
_EKSELANS_ - avatarı
_EKSELANS_
Kayıtlı Üye
7 Ekim 2013       Mesaj #8
_EKSELANS_ - avatarı
Kayıtlı Üye

Şili yunusu (Cephalorhynchus eutropia)


(kara yunus olarak da bilinir ancak bu isim bilimsel çevreler tarafından artık kullanılmamaktadır) Cephalorhynchus cinsinde bulunan dört yunus türünden biridir. Yunus yalnızca Şili sahillerinde ve Arjantin'in güney ucunda bulunur.

Fiziksel tanımlama
Şili yunusu küt bir kafaya sahip olan, 1,7 metre boyuyla küçük bir yunustur. Bu özellikleri nedeniyle zaman zaman yanlışlıkla yunusa benzeyen porpoise olarak tanımlanır. Kalın gövdeli olan yunusun bel çevresi boyunun üçte ikisi kadardır. Diğer yunuslarla karşılaştırıldığında sırt ve yan yüzgeçleri gövdesine oranla küçüktür. Boğazı, karın kısmı ve yan yüzgeçlere yakın olan kısımları beyazdır. Vücudunun geri kalan kısmı grinin çeşitli tonlarındadır. Yunusun üst çenesinde 28-34 çift diş, alt çenesinde de 29-33 çift diş bulunur.
İki ile on bireyden oluşan küçük gruplar hâlinde dolaşan yunusun daha büyük gruplar oluşturduğu da gözlemlenmiştir.
Yaşam süresi, hamilelik ve süt verme süresi bilinmemekle birlikte, üzerinde daha çok çalışma yapılmış olan ve aynı cinsteki beyaz başlı yunus ile alaca yunusa benzer olduğu sanılmaktadır. Diğer iki yunusun yaşam süresi en çok yirmi yıldır ve hamilelik dönemi on ay ile bir yıl arasında değişmektedir.

Populasyon ve dağılım

Belki de deniz memelileri arasında üzerinde en az çalışma yapılmış olan Şili yunusunun populasyonu kesin olarak bilinememektedir. Birkaç bin Şili yunusu olduğu sanılmaktadır ancak Steve Leatherwood adlı bir araştırmacı bu sayının daha da az olduğunu önermiştir.[1] Sayısı ne olursa olsun, Şili yunusu Şili sahillerine özgü bir yunustur ve göç ettiği sanılmamaktadır. Diğer Cephalorhynchus türlerinden daha geniş bir enlem aralığında görülmüştür: 33° Güney enlemindeki Valparaíso'dan 55° Güney enlemindeki Horn Burnu'na kadar. Bu yunus türünün 200 metreden daha az derin olan sığ suları ve özellikle de hızlı bir gel-git akıntısı olan bölgelerle nehir ağızlarını tercih ettiği görülmektedir.

İsimlendirme

20. yüzyılın başlarında Şili yunusu daha çok kara yunus adıyla tanınıyordu. Daha sonraları bu adlandırmanın pek doğru olmadığı konusunda anlaşılmıştır. Biliminsanları tarafından ilk başlarda incelenen bireylerin çoğunun derisi hava ile temas nedeniyle kararmıştı ve deniz üzerinde uzak mesafeden gözlemlendiğinde sırt renkleri olduğundan daha koyu görünüyordu. Daha çok örnek incelendiğinde aslında yunusun sırt renginin grinin değişik tonlarından oluştuğu anlaşılmış ve karın bölgesinin de beyaz olduğu görülmüştür. Bilim çevreleri yunusun Şili sahilleri boyunca bulunmasından ötürü artık Şili yunusu diye isimlendirilmesinde hemfikirdir.

Koruma ve avlanma

Şili yunusu Cephalorhynchus cinsi içinde teknelerin yanında su yüzeyinde yüzmeyen tek yunus türüdür. Bunun nedeninin 1980'lerin başına kadar bu yunus türünün zıpkınla avlanması sonucu yunusların teknelerden artık çekinmeleri olduğu sanılmaktadır. Avlanmaları yasaklanana kadar yılda 1.300-1.500 arası yunus öldürülmekteydi. Günümüzde her yıl birkaç yunus balık ağlarına takılmak suretiyle ölmektedir. Populasyonun hassas durumu gözönüne alındığında bu kayıpların türün sayısının azalmasına neden olacak önemli kayıplar olduğu sanılmakta ama bu kesin olarak bilinememektedir.

Pasifik beyaz yanlı yunusu (Lagenorhynchus obliquidens)


yunusgiller (Delphinidae) familyasından Lagenorhynchus cinsindeki altı yunus türünden biridir. Çok hareketli olan bu yunus türü Kuzey Pasifik Okyanusu'nun serin ve ılık sularında bulunur.

Taksonomi
Pasifik beyaz yanlı yunusu 1865 yılında Theodore Gill tarafından adlandırılmıştır. Bu yunus türü morfolojik açıdan güney Pasifik'te bulunan gölgeli yunusa benzer. Franck Cipriano tarafından yapılan genetik analizler bu iki yunus türünün yaklaşık iki milyon yıl önce ayrıldığını göstermektedir.
Her iki yunus türü de geleneksel olarak Lagenorhynchus cinsinde sınıflandırılmış olsalar da moleküler analizler bu yunus türlerinin Cephalorhynchus cinsinde yer alan yunuslara daha yakın olduğunu göstermektedir. Bu iki tür için yeni bir cins adı olarak Sagmatias önerilmiştir.

Özellikleri

Pasifik beyaz yanlı yunusu üç renklidir. Çenesi, boğazı ve karnı krem beyazıdır. Ağzı, yan yüzgeçleri, sırtı ve sırt yüzgeci koyu gridir. Yanlarda açık gri bölgeler bulunur ayrıca gözün üstünden sırt yüzgecine doğru giden ve kuyruğa yaklaştıkça da kalınlaşan açık gri bir çizgi de bulunur. Gözlerin çevresinde koyu gri bir halka vardır.
Bu yunus türü orta büyüklükte bir okyanus yunusudur. Dişiler 150kg, erkekler de 200 kg. ağırlığa çıkabilir. Erkeklerin boyu 2,5 metreye dişilerin boyu da 2,3 m.'ye çıkar. Pasifik beyaz yanlı yunusu gölgeli yunustan biraz daha iridir. Dişiler olgunluğa 7 yaşında ulaşır. Gebelik süresi bir yıldır. Bireyler 40 yaşından fazla yaşayabilirler.
Pasifik beyaz yanlı yunusu oldukça hareketlidir ve kuzey Pasifik'te bulunan diğer balina ve yunus türleriyle bir arada bulunabilirler. Teknelere hemen yanaşırlar ve yanlarında yüzerler. Ortalama 90 bireyin bulunduğu geniş gruplara sıklıkla rastlanır,300 bireyin oluşturduğu çok büyük gruplar da görülebilir. Barlam balığı, hamsi, kalamar, ringa, somon ve morina ile beslenirler.
Ortalama 60 dişleri bulunur

Nüfus ve dağılımı

Pasifik beyaz yanlı yunusu kuzey Pasifik Okyanusu'nun soğuk sularından ılık sularına kadar olan bölgede yaşarlar. Batıda Güney Çin Denizi ve doğuda da Baja California Yarımadası'ndan daha güneyde görülmemişlerdir. Japon Denizi ve Ohotsk Denizi'nde de bazı populasyonların yaşadığı görülmüştür. En kuzeyde Bering Denizi'nde bazı bireylere rastlanmıştır. Bu yunusların göç ettikleri düşünülmektedir. Doğu Pasifik'te kışları Kaliforniya kıyılarında daha çok görünürlerken kışları daha kuzeyde olan Oregon ve Washington'da görülürler. Tüm yıl boyunca açık denizde derin sularda yaşarlar.
Toplam nüfusun 1 milyon cıvarında olduğu düşünülmektedir. Ancak Pasifik beyaz yanlı yunuslarının teknelere yaklaşma huyları nedeniyle örnekleme yoluyla olan tahmin çalışmalarını güçleştirmektedir.
Son düzenleyen Safi; 16 Mart 2017 21:53
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
21 Şubat 2016       Mesaj #9
Safi - avatarı
SMD MiSiM

Yunuslar Hakkında İlginç Bilgiler


  • Yunuslar da yarasalar gibi yönlerini bulmak ve avlanmak için seslerini kullanırlar. Yüksek frekanslı sesin objelere ya da diğer canlılara çarpıp yansıması sonucu oluşan ekodan faydalanırlar.
  • Boğulmalarını engellemek amacıyla yunuslar uyuduklarında beyinlerinin sadece yarısı uykuya dalar, bu şekilde uyanık kalan yarısı sayesinde nefes almaya devam edebilirler.
  • Tüm memelilerden farklı olarak yunusların bebekleri anne karnından kuyrukları önde çıkar.
  • Yunuslar 260 metre derinliğe kadar dalabilirler.
  • Her yunusun kendisine has imzası ya da adı olarak adlandırabileceğimiz bir “ıslığı” vardır.
  • Yunuslar çok sosyal canlılardır.
  • Katil balina aslında bir yunus türüdür.
  • Yunuslar su yüzeyinden 6 metre yukarıya zıplayabilirler.
  • Yunuslar balıkçı tekneleri ve balinaların korkuttuğu balıkların kaçış yollarını keserek onları avlarlar.
  • Japonya ve Peru’da yunus eti yenmektedir.
  • Yunuslar mayın temizlemek için kullanılmıştır.
Yunus Balık Değil Memelidir
Yunuslar yüksek derecede zeki olan ve insanlar tarafından çok sevilen deniz memelileridirler. Balinalarla aynı familyadan gelmektedirler. Daha çok tropik ve ılıman kesimlerde kıyıya yakın ve alçak denizlerde bulunmalarına rağmen tüm Dünya’da görülmektedirler. Toplam 43 farklı türü olan yunusların, 38 türü denizde yaşar, buna ek olarak 5 farklı yunus türü ise nehirlerde yaşamaktadır.

Renkleri farklılık gösterse de daha çok gri renklidirler ve sırtları vücutlarının diğer kesimlerine göre daha koyu renktedir.Geniş bir coğrafyada yaşadıkları için dünyada bulunan yunusların sayısını tahmin etmek mümkün değildir.
20 saniye ila 30 dakika arasında aralıklarla nefes almak için su yüzeyine çıkarlar.
Bazı türlerin gelecekleri doğal yaşam alanlarının bozulması, yiyecek bulamamaları ve su kirliliği gibi nedenler dolayısı ile tehlike altındadır.

Yunuslarda Avlanma ve Beslenme
Yunuslar etçillerdir, balık türleri ve diğer deniz canlıları ile beslenirler. Avlarını suyun altında yakalarlar ve yerler. Ağızlarında 100 adet diş bulunur. Günde 14 kiloya kadar balık tüketebilirler. En sevdikleri avlardan biri ahtapotlardır. Yeterli avlanamadıkları bölgeleri terk ederek, genellikle geri dönmek üzere başka bölgelere göç ederler. Avlanırken genellikle grup halinde avlanırlar, balık sürülerini kovalayarak yönlendirerek ve daha sonra saldırarak avlanırlar. Bazı türler avlanırken avlarına çarparak onları sersemletir ve avlar.

Yunus Davranışları
Yunuslar oyunculukları ve atiklikleriyle meşhurdurlar. Bu yüzden izlemesi en keyif veren hayvanlardan biridirler. Birçok yunus türü gemileri takip eder, su üzerinden atlar ve hareketlerini senkronize eder. Bilim insanlarına göre yunusların gemilere yakın yüzmelerinin nedeni bu şekilde yüzerken daha az enerji harcamalarıdır.
Yunuslar genellikle 2 – 40 arasında gruplar haline dolaşırlar ve sayıları 5 ila birkaç yüz arasında değişen sosyal gruplar halinde (sürü) yaşarlar.
Yunuslar arasında arkadaşlık benzeri ilişikler vardır, birbirlerini sürtünerek ya da çarparak selamlarlar. Yüzgeçlerini el sıkışma benzeri bir şekilde kullandıkları da gözlemlenmiştir.
Çok meraklı ve oyuncu olan yunuslar insanlarla iletişime geçmeye her zaman açıktırlar.

Yunus Çiftleşmesi
Belirli bir çiftleşme dönemi olmayan yunuslar yıl boyunca çoğalabilirler. Bazı bölgelerde daha çok ilkbahar ve sonbahar döneminde çiftleştikleri görülmüştür. İnsanlar gibi partnerleri ile duygusal bağlar kurabilirler. Erkekler çiftleşme döneminde saldırganlaşıp kavga edebilir. Bu kavgalar sonucu yaralanmalar görülmez.
Türler arasında hamilelik süresi bir yıl ila 17 ay arasında değişir. Doğurma zamanı yaklaştığında hamile olan dişi yüzeye yakın bir kesime gider ve sürüden ayrılır. Diğer dişiler doğuracak olan yunusu sakinleştirir ve doğurmasına yardım eder. Doğum genelde tek yavru olarak gerçekleşir, ikiz doğumlar çok nadirdir. Doğrumdan hemen sonra anne yunus yavrusunu suyun üzerine çıkarır ve yavrusunun ilk nefesini almasına yardımcı olur. Anneler yavrularına 1 ila 2 yıla kadar bakar. Bakım süresinin ardından yavru yunus 3 ila 8 yaşına kadar annesi ile birlikte yaşar.
Yetişkinlik yaşları türlerine ve yaşadıkları bölgeye göre farklılık göster. Dişiler için yetişkinlik yaşı 5 ila 13 arasında değişirken bu erkek yunuslarda 9 ila 14 yaştır.

Büyüklükleri
43 farklı türü olan yunusların boyutları da türler arasında farklılık göstermektedir. En çok bilinen tür olan şişe burun yunuslar yaklaşık 2,5 metre uzunluğunda ve 200 – 300 kilogram ağırlığındadırlar. En küçük yunus türü olan Maui Yunusları yaklaşık 1,2 metre uzunluğunda ve 40 kilogram ağırlığındadırlar.
Yunusların ortalama ömürleri 17 yıldır. Bazı türler 50 yaşına kadar yaşayabilmektedirler.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 16 Mart 2017 21:53
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
21 Şubat 2016       Mesaj #10
Safi - avatarı
SMD MiSiM

YUNUSLAR


Beslenme

Yunusların tamamı karnivordur.
Kalabalık gruplar halinde beslenirler
Sonuç olarak türlerin coğu komünal ve kooperatif avlanma şekilleri geliştirmiştir.
Grup olarak yapılan yemek işlevi; echolocationla avın yerini tespit etmek, korunmak ve etkili saldırı nedeniyle bireysel olandan daha etkilidir.

Zeka
Yunuslar diğer hayvanlarla karşılaştırıldıklarında gayet zeki hayvanlar olarak kabul edilirler. Gelişmiş zekaya sahip olmalarını bilimadamları şu nedenlere bağlarlar.
Beyin kütlesi/omurilikkütlesi: kedilerde :5 , insanlarda :50 ve yunuslarda: 40
Cerebral kortekslerinde insanın ki kadar çok kıvrımlar bulunur.

Yunustaki Tasarım
Yunuslar ve balinalar diğer tüm memeliler gibi ciğerleri ile solunum yaparlar. Bu, onların su içinde iken balıklar gibi nefes alıp veremeyecekleri anlamına gelir. Bu nedenle nefes almak için düzenli olarak su yüzeyine çıkarlar. Başlarının üstünde hava alıp vermelerini sağlayan bir delik bulunur. Burası öyle tasarlanmıştır ki hayvan suya daldığında delik bir kapak tarafından otomatik olarak örtülür ve içeri su kaçması önlenir. Su yüzeyine çıkıldığında ise, kapak yine otomatik olarak açılır.

Vurgun Yemeyi Önleyen Sistem
Yunuslar insanlarla kıyaslanamayacak kadar derin sulara dalabilirler. Bu konudaki rekor Balinagillerden amber balığına aittir. Amber balığı bir nefes alışla 3000 metre derine dalış yapabilir. Gerek yunuslar gerekse balinalar bu tip dalışlara uygun bir tasarımda yaratılmışlardır. Palet şeklindeki kuyruklar suya dalmayı ve yüzeye çıkmayı oldukça kolaylaştırır.

Dalış için yaratılmış bir başka tasarım da hayvanın ciğerlerinde gizlidir: Yunusların akciğerlerindeki bronşlar ve hava kesecikleri, basınca karşı son derece dayanıklı kıkırdak halkalarla korunmuştur.

Yunusların vücutlarındaki bir diğer yaratılış örneği ise, vurgun tehlikesine karşı alınan tedbirdir. Balinalar ve yunuslar ise bizler gibi akciğerleriyle solumalarına karşın vurgunla karşılaşmazlar. Bunun nedeni, derinlere dalarken insanlar gibi dolu ciğerle değil, boş ciğerle hareket etmeleridir. Ciğerleri hava ile dolu olmadığı için, bu havanın basınç değişikliği nedeniyle kana karışması ve dolayısıyla "vurgun yeme" tehlikesi ile karşı karşıya kalmazlar.
Ama asıl soru burada ortaya çıkar: Eğer ciğerlerini hava ile doldurmuyorlarsa, oksijensiz kalıp boğulmaktan nasıl kurtulurlar?

Bu sorunun cevabı, bu canlıların kaslarındaki yüksek orandaki "miyoglobin" proteinidir. çok yüksek miktarda Yani canlı için gereken oksijen, doğrudan kasların içinde saklanır. Yunuslar ve balinalar bu sayede uzun süre nefes almadan yüzer ve diledikleri kadar da derine dalabilirler. İnsanlarda da miyoglobin proteini vardır, ama çok daha az oranda olduğu için, aynı yüzme serbestliğini sağlamamaktadır.

Boğulmadan Uyumayı Sağlayan Sistem
Yunuslar her nefes alışlarında ciğerlerinin % 80- 90'ını havayla doldururlar. Oysa çoğu insan için bu oran ancak % 15'i bulur.Yunuslar için nefes almak insanlarda veya diğer kara memelilerinde olduğu gibi bir refleks değildir, iradeli bir harekettir.

Yani biz nasıl yürümeye karar veriyorsak, yunuslar da nefes almaya karar verir. Bu, hayvanın suda uyurken boğularak ölmemesi için alınmış bir tedbirdir. Yunus uykusu sırasında beyninin sağ ve sol yarım kürelerini yaklaşık on beş dakika arayla nöbetleşe kullanır. Bir yarım küre uyurken, diğer yarım küre yüzeye çıkarak hayvanın nefes almasını kontrol eder.

Suyun yüzeyinde hareket eden şişe burunlu yunusun nabzı dakikada 110 kez atar, suyun altında olduğunda ise bu sayı dakikada 50'ye kadar düşer. Bu düşme, birikmiş oksijenin gerekli organlara, özellikle kalp ve beyne gitmesi için kan dolaşımının durdurulmasıyla ilgilidir. Bu sayede yunuslar nefes almak için daha seyrek yüzeye çıkma ihtiyacı duyarlar ve suyun altında daha uzun bir süre kalabilirler.

YUNUSLARDA HAREKET
Yunusların derisi üzerinde yüzdükçe dalgalar meydana gelir ve bu dalgaların girintili çıkıntılı motifleri, yunusun hız temposuna göre değişir. Eğer hayvan derisini gergin tutarsa, bu dalga motifleri, hareketinde frenleyici etki yapar. Buna karşın, derisini gevşetir ve dalga motiflerine uydurursa, su direnci minimuma düşer ve hızı artar. Bu hız kontrolünü sağlamak için şimdiye kadar insanlar tarafından yapılmaya çalışılan yunus derisine benzer kılıf konusundaki bütün girişimler, esnek ve dirençli bir maddenin bulunamamış olması sebebiyle başarısızlıkla sonuçlanmıştır.

Yunuslar çok büyük hızlarla yol alırlar. Bedenlerinin çevresinde kusursuz bir su akışı vardır. Bu akışın nedeni yunus balığının derisi üzerinde yapılan araştırmalar sonucunda bulunmuştur. Yunus balığının derisi üç katmandan oluşur. Dıştaki katman incedir ve çok esnektir; içteki katman kalındır, katmana plastik kıllı bir fırça görünümü veren ve yine esnek olan çubuklardan oluşur. Katmanların üçüncüsü olan ortadaki katman ise, süngerimsi bir maddeden yapılmıştır. Böylece, son hızla yüzen yunus balığına değen sudan bir girdap oluşmaya başladığı zaman, dış deri, bu girdabın neden olduğu aşırı basıncı iç katmanlara iletir ve iç katmanlar bu aşırı basıncı söndürürler. Oluşan girdap, böylece büyümeye zaman bulamadan kaybolmuş olur.

Yunusların kubbe biçimindeki kafa çıkıntılarının "damla"yı andıran biçiminin suyu çok daha iyi yardığı anlaşılmıştır. Bunun üzerine gemilerin çoğuna, yunus kafasına benzeyen bir pruva şekli verilmiş, bu da hızın yükseltilmesini ve yakıttan yaklaşık % 25 oranında ekonomi yapılmasını sağlamıştır.

Yunuslarda İşitme
Yunus balıkları, alt çeneleri yardımı ile işitirler. Bu deniz memelilerinin yaydıkları "ultra seslerin" yankıları, onlar için çevrelerini kuşatan dünyanın bir görüntüsünü oluşturma olanağı sağlar. Bu son derece incelikli sonarın nasıl işlediği, onlarca yıldan beri araştırmacılar için bir bilmece konusu olmuştur. Yağımsı bir madde ile dolmuş olan içi oyuk kemikler sesleri yükseltir. Balığın alt çenesinin, bu sonar sisteminin zorunlu bir parçası olduğu bulunmuştur.

Yunusların Sosyal Yaşamı
Yunuslar çok büyük gruplar halinde yaşar. Güvenli bir koruma için dişiler ve yavrular böyle bir grubun ortasında yer alır. Grubun hasta üyesi yalnız bırakılmaz, ölene kadar grubun içinde tutulur. Bu güçlü dayanışma bağı, yeni bir yavru gruba katıldığı ilk günden itibaren başlar.
Yunus yavruları önce kuyrukları dışarı çıkacak biçimde doğarlar. Bu sayede doğum tamamlanana kadar yavrunun havasızlıktan ölmesi önlenmiş olur. En son yunusun başı doğum kanalından çıkar çıkmaz, ilk nefesini alması için hızla su yüzeyine çıkarılır. Genellikle, yardım amacıyla anne yunusa bir başka dişi yunusda eşlik eder.
Anne yunus doğumdan sonra hemen yavrusunu emzirir. Süt emmek için dudağı olmayan yavru, annesinin karnındaki bir yarıktan çıkan iki süt kaynağından beslenir. Bu bölgeye ufak ağız darbeleriyle dokunduğunda süt fışkırır. Yavru her gün onlarca litre süt içer. Bu sütün % 50'si yağdan meydana gelir (ineklerde ise sütün sadece % 15'i yağdır). Bu yoğun kıvam sayesinde, yavrunun vücut ısısını dengelemek için ihtiyaç duyduğu yağlı deri tabakası hızla oluşur. Hızlı dalışlar esnasında diğer dişiler yavruyu aşağı doğru iterek yardımcı olurlar. Ayrıca, yavruya avlanmayı ve sonarını kullanmayı da öğretirler. Bu yıllarca süren bir eğitim safhasıdır. Bazıları yıllarca sevdikleri bir aile üyesinin peşinden ayrılmazlar. 30 sene boyunca bu böyle devam edebilir.

Doğum anında dişi yunusların yanında başka iki dişi yunus daha bulunur. Bu hayvanlar anne yunusun iki yanında yüzerler. Görevleri doğum anında savunmasız kalan anne yunusu ve yavruyu korumaktır. Doğum sırasında akan kanın kokusuna gelebilecek köpek balıklarına karşı anneyi ve yavruyu bu yardımcı yunuslar korur.

Yunuslar okyanuslarda balinalarla birlikte yaşarlar ama balinalardan farklı olarak sahile yaklaşmayı severler. Bizim kafamız batmadan ayakta durabildiğimiz derinliklere kadar yaklaşırlar.
Yunuslar ; dağları, tepeleri, güneşi takip ederek ; akımları hissederek ve yolculukları boyunca suyu tadarak navigasyon sağlarlar.
Yunuslar düşmanları dışında hiçbir deniz canlısına saldırgan davranışlarda bulunmazlar.
Yavrular gözleri açık olarak doğarlar.
Ortalama 30 yıl yaşam süreleri vardır.
Spotted: gündüzleri yüzeydeki balıklarla
Spinner: geceleri derinlerdeki balıklarla beslenirler

Yunuslar suda nasıl zıplar?
Bilim insanları yunusların suda zıplarken saniyede 7 kez kendi etrafında döndüğünü ortaya koydu. Zıplamanın nedeni karşı cinse hava atmak veya sadece eğlenmek olabilir.

Bilim insanları, sualtı kameralarından yunusların hareketlerini matematiksel modellere dökerek sevimli hayvanların akrobatik yeteneklerine teorik bir açıklama getirmeye çalışıyor. Buna göre, yunus suyun altındayken kendi ekseninde dönme hareketine başlıyor.

Yüzgeçlerini bir kanat gibi kullanan yunus, kendi ekseninde dönmeye suyun altında başlıyor. Suyun altındayken yunus yüzgeçleriyle suyu ittiriyor.

HAREKET SUYUN ALTINDA BAŞLIYOR
Suyu ittirirken yunus, suyun karşı direnciyle karşılaşıyor, ancak West Chester Üniversitesi uzmanı Dr. Anthony Nicastro’ya göre “Yunus, bunun üstesinden gelebilir, çünkü yüzgeçleri son derece güçlü”. Yunus, suyun altında saniyede 2 dönüş yaparak zıplama hareketine başlıyor.

Ancak, yunus suyun dışına çıktığında işin fiziği tümden değişiyor. Suyun direnci ortadan kalkınca yunus havada adeta serbet kalıyor. Havanın sürtünme gücü yunusa vız geliyor ve yunus havada saniyede 7 dönüş yapabiliyor.

HAVA ATMAK VEYA SADECE EĞLENMEK
Daha önceki araştırmalar yunusların bedenlerini kendi eksenlerinde döndürmeye suyun dışına çıktıklarında başladıklarını varsayıyordu. Ancak yeni araştırmaya göre, yunusun havada kendi ekseninde dönmesi tek bir zıplamayla mümkün değil. Matematiksel model, yunusun zıplama ve kendi ekseninde dönme hareketine suyun altında başlaması gerektiğini gösteriyor.

Ancak uzmanlar yunusun dönüş hareketinin nedenini tam olarak açıklayamıyor. Bunun nedeni, yunusun kendi hemcinslerine gösteriş yapması, konumunu bildirmesi veya sadece eğlence amaçlı olabilir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 16 Mart 2017 21:54
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

1 Ağustos 2008 / thedoctor_611 Sinema tr
24 Haziran 2012 / Jumong Müzik tr
18 Şubat 2008 / Demir YumruK Sinema tr
30 Ekim 2015 / Jumong Spor tr